Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

"Kendin" olmak


Bone

Öne çıkan mesajlar

Dun gece bir daha bakmadım bu topice o mesajdan sonra, bugünde laf yetiştirmek niyetinde değilim. Sadece açıklığa kavuşması gereken bir iki nokta kalmış benim için, sana anlatmaya çalışmıyorum aslında ama söylemez isem huzursuz olurum.

said:
unity100, 04 November 2003 19:18 tarihinde demiş ki:
...yazdigin her mesaji okumasaydim her bir alintiya tutarli cevap veremezdim


Ben okumadığını düşünmedim zaten, bence gayet açık bir şekilde anlamadığını veya saptırdığını anlatmaya çalıştım. Öte yandan, zaten tutarlı değil ki mesajların. Tartışmamızın başından beri "istisnaların olmadığını savunurken", şimdi kalkıp beni "istisnaların varlığını savunmakla" suçluyorsun, nasıl bir suçlamaysa bu =]
En azından ne savunduğumu anlatabilmişim sana, ne mutlu.

said:
halbuki kendin 'okumadim ama' diyerek benim bazi mesajlarimi okumadigini soyledin.


Hayır böyle birşey söylemedim, git o "okumadım ama" dediğim mesajı tekrar oku istersen, ama bu sefer laf dalaşını bitirmiş olduğumuza göre (bu bir tartışma değil çünkü) saldırabileceğin bir kelime aramak için değil, anlamını çıkarmak için oku lütfen.

Yardım etmem gerekirse; orada kendi mesajımı editlediğim için sen yanlış bir quote yapma, bende sen alıntı yaptıktan sonra mesajımı editlemiş, saptırmış olmayayım diye yetişmek için hemen mesaj attım, zira tartışıyor olsaydık birbirimizin ne dediğini anlamak, üstünde düşünmek için zaman harcardık, ama burada mesajların arasındaki en uzun süre 2 dakika. Hemen sonrasında da aynı mesajı editleyip oraya cevabımı yazdım zaten.

Bu forumlarda seni ilk gördüğümde bir topicin son iki sayfasını mesajlarınla doldurmuştun, bende bu tartışma değil, kişisel şov demiştim. O gün bugündür seninle tartışmaya çalışmadım, ama dün gaza geldim nedense, anlık sinir sanırım. Sonuç olarak aynı şeyi bu sefer beraberce yaptık, ama bu tartışma değil. =]

İzninle ben de bir alıntı yapıp işime gelen yerleri boldlayayım, son sözüm olsun bu konuda, çünkü ben hakikaten sıkıldım ve bu topic şu ana kadar çoktan okunabilirliğini kaybetti bence. Kimseye birşey kazandırmıyoruz, oysa ben ciddi şekilde zaman kaybediyorum. Gidip çay kahve eşliğinde geyik yaparak bundan daha verimli geçirebilirim saatlerimi =]

said:
SadButcher, 04 November 2003 19:26 tarihinde demiş ki:
İnat etmek mantık sahibi olduğuna yada konuya çok iyi hakim olduğun izlenimi vermekten çok "Of Ne Sıkıcı Adam" sonucuna varılmasına neden olur. Yani tartıştığın konuyu geçtim eleştirdiğim tartışma biçimindir.

Tartışmalar bir başkasının fikirlerini değiştirmek için değil fikirleri ortaya döküp onların ortak doğrulara varması durumunda ders çıkarmak içindir.
[hline]Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım ben...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Zengin ve yakışıklı" ve "fakir ve yakışıklı" bu iki gencin sahip oldukları sıfatların tamamı ise ve illa ki bu ikisi arasında tercih yapılacaksa ben de eminim zengin ve yakışıklı daha çok tutulur.

Önemli olan bence sizi tanımlamak için insanların ilk akıllarına gelen şeyin cüzdanınız ya da fiziğiniz olmaması. Insanın bunları özellikle ön plana çıkarmadığı sürece "sadece" bu şekilde tanımlanacağına inanmıyorum, en azından Unity'nin belirttiği gruba dahil değilse tanımlayan kişi. ;][hline]Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım ben...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Vay be amma tartışmışsınız. Unity'e tavsiyem bir siyasi partiye girmesidir. Bu hırsla bütün rakiplerini dağıtır :)
Sadbutcher çok güzel demiş önemli olan insanın kendi fikrini belirtmesi. Yoksa bu fikri başkalarına benimsetmek biraz kabalık olur. Bende kendi fikrimi belirttim. (her kadının bir fiyatı vardır)
Tamam çok ağır bir cümle. Bayanları ve bazı erkekleri çok sinirlendirir. Ama ne yazık ki doğru. Ben de böle olmasını istemem ama doğru. Bu bir genelleme dir ve tabiki istisnaları da mevcuttur. Ben istisnalara inanırım. (bir kaç defa karşılaştımda)
Aslında içimden çook uzun bir yazı yazmak geldi ama zaten yörüngesinden fırlamış olan bu konuyu daha da uzaklara atar.
Şimdi çıkıp bana terbiyesiz diye atlamayın yukardaki sözün yaratıcısı ben değilim. ve daha kibar bir şeiklde açıklayamzdım.[hline]NO PAIN NO GAIN
icq:108382340

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bence tartışmayı bitirelim artık. Şimdi yoruma açık bir cümle söyleyip, birilerine malzeme vericez.[hline]
DynamicK, 02 November 2003 23:09 tarihinde demiş ki:
supermen gazeteciydi mesela ama süper adamdı yane ucuyodu
Aurora, 01 November 2003 18:43 tarihinde demiş ki:
Bizim mahallenin davulcusu Portnoy olacaktı...
Her gün oruç tutardım
aente, 11 July 2003 17:34 tarihinde demiş ki:
I am very şaşıring olayı..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bazi arkadaslarimizin postlarindan tartismanin, fikir kavraminin ve - romadaki forum anlaminda - forumlarin gercek dogasi ve faydalari hakkinda olgunlasmamis goruslere sahip oldugunu gozlemledim.

tartismalar uzlasmak amaciyla yapilmaz, tartismalarin amaci, cesitli fikirlerin ortaya koyularak sav karsi sav seklinde test edilmesi, dogrularinin ve eksiklerinin ortaya koyulmasi, tartisma sirasinda taraf ve izleyici olanlarin karsit savlarin ortaya atilisi sirasinda daha once belki bilincalti duzeyde farkinda olduklari ama bilincli zihinle dusunmek icin gerek ya da mecburiyet duymadiklari seyleri zihnin mercegine koymalarini, 'hakkaten de simdi...' seklinde dusunmelerini saglamaktir. tartismada kazanan ya da kaybeden olmaz, cok az seferde taraflar karsi tarafin savini kendi savi lehine kabul eder. bunun nedeni, savlarini ortaya koyan insanlarin bunlari denemis, kanitlamis ve bunlardan emin olmalaridir. zaten aksi takdirde bir sahis cikip da emin olmadigi, inanmadigi bir fikrini savunmaz.

tartisma tarzimin kisisel sov oldugu soylenmis, yok karsi taraftaki insanin fikrine toleransim olmadigi gibi bir suru demokratik platformda tartismalarin yapildigi hicbir ortamda bahsi bile gecmeyen ithamlar yapilmis. tolerans denilen sey karsi fikri kabul etmek, papaz olmamak icin ses cikarmamak ya da zorlamayla konsensusa varmaya calismak degildir. tolerans denilen sey karsi fikirde olan kisilerin goruslerini ifade etme ozgurluklerine mani olmamak, mantikli ve tutarli gerekceleri olmayan, camur ve karalama icerikli mesajlarla karalama yapmadan sav karsi sav seklinde mantik ve bilimselligin karisimi argumanlarla cekismektir. bu gune kadar istisnasiz hicbir tartismada bu prensiplerin disina cikmadim. sadece nazilerle ilgili bir topicde agresif ve mutecaviz kelimeler kullanmakla suclandim, fakat bu kelimelerin hicbiri kendilerinin de itiraz etmedigi gibi karsimdaki tartismacilar, izleyiciler ya da icinde bulundugumuz forumda bulunan herhangi bir kisiye degil, nazi dedigimiz zumreye ve isledikleri fiillere yonelikti. bu gune kadar tartismada zaman zaman benimle karsit gorusu savunan kisiler bu prensiplerin disina cikip bazen medeni edep sinirlarinin disina ciksalar dahi ben herseye ragmen bu tarz agresyonlara tartismaya bu prensipler cercevesinde devam ederek cevap verdim. burada yukarida belirttigim prensiplerin disina ciktigim herhangi bir mesajimin alintilanabilecegini sanmiyorum.

benim buradaki herhangi bir insanin benim savundugum fikirleri kabullenmesinden HERHANGI bir cikarim yok. gelecekte de boyle bir cikarim olabilecegini sanmiyorum. dolayisiyla bu mahiyette olan ithamlari dikkate almadim.

sahislar tartismalara dogru olduguna inandiklari seyi savunmak icin girerler. ve dogru olduklarina inandiklari seyi ne olursa olsun, savlari curutulene kadar savunmaya devam ederler. bunda hicbir yanlis olmamasini bir yana birakin, bu alkislanmasi ve tesvik edilmesi gereken bir davranistir. bir sahsi kendi fikrini hararetle savunuyor diye cikip da 'kavgacilik' 'toleranssizlik' ya da sair 'hodoluk' le suclamak ise, suclamalari getiren kisinin demokratik toplumlarda fikir serbestisi ve hurriyeti kavramina henuz alisamadiginin gostergesidir. herkes sahip oldugu kaniyi surekli savunmakta serbesttir.

simdi bu topice gelirsek, daha once defalarca kez toparladigim goruslerimi bir daha toparlayayim ;

bu topic amacindan sapmis degildir. topicin acilisi, karsi cinsle olan sair iliskilerde kisinin oldugu gibi gorunmesinin faydasi olup olmadigidir. bu dogrultuda ben icinde bulundugumuz maddiyatci toplumda yetismis bulunan karsi cinse olundugu gibi gorunulmesinin her daim maddi gelir ve 'sosyoekonomik statusel' durumlarin golgesinde kalacagi, bir yakinlasmanin baslamasi ve devam edebilirligi onaylanmasi icin oncelikle bu esiklerin asilmasinin gerekli olacagini soyledim. savimi ortaya koyarken de 'istisnasiz' kelimesini kullandim, bazi arkadaslarimiz benim tartistigim seyi asil mahiyetinden cekerek bu tek kelime uzerine odaklayip 'istisnali olup olmadigi' kavramini tartistigimizi soyledi. hayir ben hicbir zaman icin 'istisnali' ya da 'istisnasiz' olup olmamasini tartismadim ; benim tartistigim sey maddiyatciligin karsi cinsle iliskilerde ilk esik oldugu, ve kendi gibi gorunmekten sair nitelige kadar herseyin bunlardan sonra geldigi idi. 'fakat istisnasiz diyorsun bu yanlis' savini ortaya koyan arkadaslara da sunu tekrar tekrar ve israrla soyledim ; 'istisnalar istisnadir, benim icin istisnalar devemi baglayamayacagim bir kaziktir, benim icin varligi soz konusu olmaz'. bunu tekrar burada soylemis oldum. bu olay aynen su anki 500 bilmem kac milletvekilimiz icerisinde halka hizmet askiyla meclise girmis 'istisnalarin' olmasinin hayatimizda bir degisiklik yapamamasi gibi bir sey. istisna mevzusunun bir hukmunun olmamasi benim gorusumdur, benim deneyimimdir, aynen bir insanin cayi 5 sekerli icmesi gibi bir seydir. benim icin istisna istisnadir, yoktur. olsa da olmasa da bir sey farketmez.

bununla birlikte sunu gordum ki tar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet zaten aile mevzusu maddiyatciligin kokenindedir. eskiden yetisen kusak muhendislik kavramina yuklendigi icin surekli bunun sozunun gectigi ailelerde buyuyen cogunluk neticede muhendisi hakimden one koyar. aslinda koymaz bile, cunku genelde hakim mevzusu hic acilmaz. bunu daha once de soylemistim. bir insana her gun surekli bir sey telkin edilirse kacinilmaz olarak davranislarinda degisiklik yaratacagi gibi bu durumda da insan davranislari aileleri tarafindan etkilenir.[hline]referanslar :
www.mizzah.com
www.tokaci.com(oscommerce customization)
turkiye.bookturkey.com
aaa bunu unutmusum pek severim: www.bookturkey.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yine söylüyorum ve söylemeyede devam edecem.

Bu memlekette stratejik bakirelik yaniKızlarımızın çoğunun kendilerini geliştirip okuyup iş sahibi olup kendi kendilerine yeterli olmak yerine kendilerine onlara bakıcak zengin ve ailesi sağlam olan bir koca aramaları durumu oldukça biz adam olamayız.

Ve ne yazikki erkelerimizin örf ve adetlerimizden dolayı bakire olmayan hanımlara evlencek insan gözüyle bakmamaları ama aynı zamanda erkek toplumuzun eli yüzü düzgün kızlara sürekli dolaylı veya direk olarak cinsel tacize bulunması ve bu sayede teslim baskıya dayanamayıp bakireliklerini bozmadan tam teşeküllü cinsel bir hayat yaşayan genç kızlarımızn mental dengelirinin allak bullak olmuş olması durumu iice dengesiz bir yeni bir genç karşı cins nesli yetişmesini sağlıyor.

Bir de bunun tersine olarak bu durumları dışarıdan izleyen ve kendilerini korumaya çalışan bayanlar da kötünün neresinden dönülse kardır diyerekten ilk cinsel deneyimleri için kocaları beklemlerine rağmen kafa yapısı olarak kendilerini geliştirmediklerinden dolayı hayatı yaşamamış basiretsiz kendi ayakları üstünde durmayı bilmeyen bir yeni nesil Türk kadını ortaya çıkmasını sağlıyorlar. Bu denkleme demografik ve ekonomik kıtlıklar da girince iice vahim bir durum çıkıyor ortaya.

[Bu mesaj mountaindew tarafından 06 November 2003 14:46 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
fedaykin, 04 November 2003 17:57 tarihinde demiş ki:
Valla unity seni en ufak anlayabilmiş değilim. Vejeteryansın, hümanistsin, maddiyatçılığa tamamen karşısın ama bir yandan da sapına kadar kapitalist bir amerikan aşığısın. Hakkatten seni en ufak anlayamıyorum, sorun bende herhalde...[hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.
[ no pain, no gain ]



Tutamadım kendimi şu soruyu sormak zorundayım harbiden.

Amerika hakkında televizyon ve diğer medyalar dışında gördüklerin dışında ne biliyorsun orada kaç yıllık yaşamışlığın var?

Vejeteryan olmak, maddiyatçı olmamak, humanist olmanın Amerikan kültüründen gelmek veya gelmemekle ne alakası var. Burada unitye genelleme yapma diyorsunuz ama daha büyük genellemeyi siz yapıyorsunuz.

Eet imperyalist bir köpek olabilirim sizin gözünüzde şu an söylüyeceklerim için ama ben her zaman kendimce doğruların yanında olmaya çalıştım ve bunu değiştirmeye niyetim yok.

O çok söylendiğiniz Amerikan medeniyetinin yeride dünyanın süper gücü şimdi biz olsaydık aynı haltları yemeyecekmiydik?

Bana ama Osmanlı öyle değildi diyenler kıçımla gülerim. Osmanlılar beylikten imparatorluğa geçis sürecinde başarıyla uyguladıkları taktik Amerikanın şu an yapıtğıyla farklı değildir çıkar uyuştuğu sürece gerekli müttefiklikleri kurup eğer ileride söz konusu müttefik sorun çıkartıcak olursa icabına bakaraktan ve tabii meydanlarda hakkıyla adamları döve döve bir yerlere gelmiştir atalarımız.

Geçelim bunları milliyetçilikmiş ismler miş dinlermiş bütün bunlar neo-aristokrat yönetici sınıfın insalık denilen koyun sürüsüne çobanlık yaparken kullandığı köpekleri ve uyguladığı sistemlerinden başka bir şey değildir.

Bak senin kapitalist çıkarcı dediğin Amerikalılardan bi tanesi ne güzel anlatmış durumu sözleriyle bundan 30 yıl önce:

LENINGRAD:

Artist(Band):Billy Joel
(Print the Lyrics)


Viktor was born in the spring of '44
And never saw his father anymore
A child of sacrifice, a child of war
Another son who never had a father after Leningrad

Went off to school and learned to serve the state
Followed the rules and drank his vodka straight
The only way to live was drown the hate
A Russian life was very sad
And such was life in Leningrad

I was born in '49
A cold war kid in McCarthy time
Stop 'em at the 38th Parallel
Blast those yellow reds to hell
And cold war kids were hard to kill
Under their desk in an air raid drill
Haven't they heard we won the war
What do they keep on fighting for?

Viktor was sent to some Red Army town
Served out his time, became a circus clown
The greatest happiness he'd ever found
Was making Russian children glad
And children lived in Leningrad

But children lived in Levittown
And hid in the shelters underground
Until the Soviets turned their ships around
And tore the Cuban missiles down
And in that bright October sun
We knew our childhood days were done
And I watched my friends go off to war
What do they keep on fighting for?

And so my child and I came to this place
To meet him eye to eye and face to face
He made my daughter laugh, then we embraced
We never knew what friends we had
Until we came to Leningrad

[Bu mesaj mountaindew tarafından 06 November 2003 14:48 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
unity100, 05 November 2003 21:34 tarihinde demiş ki:
...tartismalar uzlasmak amaciyla yapilmaz, tartismalarin amaci, cesitli fikirlerin ortaya koyularak sav karsi sav seklinde test edilmesi, dogrularinin ve eksiklerinin ortaya koyulmasi, tartisma sirasinda taraf ve izleyici olanlarin karsit savlarin ortaya atilisi sirasinda daha once belki bilincalti duzeyde farkinda olduklari ama bilincli zihinle dusunmek icin gerek ya da mecburiyet duymadiklari seyleri zihnin mercegine koymalarini, 'hakkaten de simdi...' seklinde dusunmelerini saglamaktir....


Bu üstteki paragrafın benim anladığım "tartışma"nın amacıdır. Ben tartıştığım zaman haklı çıkmayı değil, haklı olduğumdan emin olmayı amaçlarım. Dolayısıyla alttaki paragrafındaki gibi karşımdakine "tolerans" göstermem; onu dinler, anlamaya,, kendi fikirlerimdeki olası hataları değerlendirmeye çalışırım; başarabildiğim ölçüde.
Karşındakine tolerans gösteriyorsan yaptığın şey tartışma değildir, düşünmekten aciz bir adama doğru yolu göstermeye çalışmak tartışmak değildir, söylediklerini anlamaya kapasitesi yeterli olmayan biriyle tartışamazsın; en fazla tolerans gösterirsin.
Sen sadece tolerans gösteriyorsun, evet. Karşındakinin fikirlerini söylemesine izin veriyor olmayı demokratik tartışma sanıyorsun, sorun bu bence.

said:
...tolerans denilen sey karsi fikri kabul etmek, papaz olmamak icin ses cikarmamak ya da zorlamayla konsensusa varmaya calismak degildir. tolerans denilen sey karsi fikirde olan kisilerin goruslerini ifade etme ozgurluklerine mani olmamak, mantikli ve tutarli gerekceleri olmayan, camur ve karalama icerikli mesajlarla karalama yapmadan sav karsi sav seklinde mantik ve bilimselligin karisimi argumanlarla cekismektir.


Bizim geçen gün yaptığımız şey tartışma falan değil, karşılıklı boş konuşmaktı. Senin iki sayfa konuştuktan sonra benim ilk mesajımda ne demek istediğimi anlayabilmiş olman bunu gösterir, yada benim hala senin ne demek istediğini anlayamamış olmam bunu gösterir =]

Kişisel şovdan kastım bu; eğer sen tartışmanın sonucunda sadece son mesajı atıp karşındakini susturmuş olmayı amaçlıyorsan, bu bence kişisel şovdur, ego tatminidir. Herkesin ego tatminine ihtiyacı var, bende buna ihtiyaç duyuyorum, ama ben fikirlerine değer verdiğim biriyle tartıştıktan sonra haklı olduğuma ikna olursam tatmin olurum. Gerçekten tartışıyorsam tolerans göstermem yani; saygı duyarım.

Bence seninle tartışamıyor olmamızın nedeni bu; çünkü sen her tartışmada kesin olarak haklısın ve kesin doğruyu savunuyorsun, dolayısıyla biriyle tartışıyorsan bunun tek nedeni düşünemeyen bir insana ısrarla anlayamadığı son derece açık gerçekleri anlatabilmek.[hline]Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım ben...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bende biz unity ile konuyu saptırdık diye üzülüyordum lol

Yeri bu topic kesinlikle değil ama bence sorunu Amerika olarak değilde süper güç olarak yeniden sorsan uzlaşabiliriz ;]
Sorun bu haltları yiyen bir süper güç olması, bu gücün Amerika olması değil yani. Amerika olduğu için Amerika'dan hoşlanmıyorum ben, Almanya süper güç olsaydı Almanya'dan hoşlanmayacaktım, olayın özü bu. Fedaykin'in durumu farklı mı bilmiyorum, onun Amerika ile kişisel derdi de olabilir =P

said:
mountaindew, 06 November 2003 14:42 tarihinde demiş ki:
O çok söylendiğiniz Amerikan medeniyetinin yeride dünyanın süper gücü şimdi biz olsaydık aynı haltları yemeyecekmiydik?
[hline]Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım ben...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eet konuyla alakasız oldu ama alakalı bir şeyler de yazdım.

Sadece boş önyargıları hiç tasvip etmem.

O yüzden bi cevap yazmak zorundaydım.

Bi insan başka bir kültürden ve o kültürün insanını bir yere kadar tanımadan nasıl böyle önyargıyla bahsedebiliyor anlamıyorum.

Eer süper güç sorununu çözmek istiyosan dünya nüfüsunu hepimiz tek renk olana kadar çiftleşemeye ikna etmek ii bir fikir olabilir.

[Bu mesaj mountaindew tarafından 06 November 2003 15:13 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

her kadinin bir fiyati vardir diyen ve de kadinlar istisnasiz maddiyattan baska bisey dusunmez diyen ve de bunu inatla empoze etmeye calisan sig dusuncelilere soylenecek hicbi sozum yok. Sadece alt ve ust gelir gruplarindaki evliliklerde mutluluk oranlarini karsilastirmalarini onerebilirim.

Arti olarak, her kadinin degil, bir kisim kadinin, bir kisim kadinin deil, bi kisim INSANIN bir fiyati vardir. Bir dusunun bakalim kendiniz kac paraya gidersiniz?

edit: bi an sinirlendim

[Bu mesaj edi tarafından 06 November 2003 16:29 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hic sinirlenmeye gerek yok, gayet bariz bir fenomen bu bircok insan da maddiyatciligin boyle yaygin olmasindan dolayi sinirleniyor ama birsey degismiyor. kadin erkek sozde esit olacak, talep etmeye gelince hersey guzel, ama nedense okumus kesimlerde dahi kadinin calisip para kazandigi erkegin calismadigi durumlar olmuyor. sosyoekonomik denklik. kultur kisvesi ardina gizlenen, geliri dusuk olmayan insanlarla evlenmek durumu.

edit ; alt ve ust gelir gruplari icerisinde de bir cok sonlanan evlilik goruyoruz. ornegin boyle bir evlilik bu civarlarda sonlanmak uzere bu gunlerde. bunun da otesinde alt ve ust gelir grubu derken tutup da birisi 9 eylul isletmeden mezun, orta olcekli bir sirkete girip ayda 1 milyar maas alan, digeri bilkent elektronikten mezun olup da bir kallavi telekom sirketinde 3 milyar maas alan insanlarin evliligi alt ve ust gelir grubunun evliligi degildir. bunlar ayni 'sosyoekonomik denklik' sinifina dahil insanlardir. kac tane ac sairle evli 'mid level manager' bayan var turkiyede ?

[hline]referanslar :
www.mizzah.com
www.tokaci.com(oscommerce customization)
turkiye.bookturkey.com
aaa bunu unutmusum pek severim: www.bookturkey.com


[Bu mesaj unity100 tarafından 06 November 2003 17:14 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
unity100, 06 November 2003 17:10 tarihinde demiş ki:
..kac tane ac sairle evli 'mid level manager' bayan var turkiyede ?


Ne önemi var ki? Zaten varsa bile olanlar istisnadır, sözünü etmeye değmez unity, yok sayılmaları, varlıklarının görmezlikten gelinmesi gerekir demokratik bir tartışma ortamında. =P[hline]Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım ben...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet sayilari cok az oldugu, var olanlarin kendilerinin dahi zaten 'istisnalar' diye tartistigi, ve varliklarinin toplumun zavalli cogunlugunun durumunda degisiklik yaratmadigi icin, aynen daha once yaptigim gibi, yok sayiyorum. zaten yukaridaki aslinda bir saptama manasinda soru idi. kac tane var ? burada sayilabilecek kadar var. period.[hline]referanslar :
www.mizzah.com
www.tokaci.com(oscommerce customization)
turkiye.bookturkey.com
aaa bunu unutmusum pek severim: www.bookturkey.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1 milyon tane var. kac tane gordun ? burada ben gordum diyen kac kisi cikabilecek ? bir milyon kisi ise bunlar ? ben gormedim, goreni de gormedim daha, uzak yakin tanidiklarim, filanca yerde iki dakika bu konuda sohbet etmis oldugum kadin erkek hickimsenin icinde goreni de gormedim.[hline]referanslar :
www.mizzah.com
www.tokaci.com(oscommerce customization)
turkiye.bookturkey.com
aaa bunu unutmusum pek severim: www.bookturkey.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cevap yazamasam da ara ara bakıyorum da threade, gözüme çarptı:
said:
unity100, 06 November 2003 17:10 tarihinde demiş ki:
..kac tane ac sairle evli 'mid level manager' bayan var turkiyede ?

kabul ederseniz, ben yazdan itibaren bir fotoğraf sanatçısıyla evli bir mid-level manager bayan olacağım efenim.
etti biiiiir...

ama ben yokum zaten di mi?
ay dont egzist...
*!dişlerini göstererek sırıtır*
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Emaleth, 06 November 2003 19:30 tarihinde demiş ki:
kabul ederseniz, ben yazdan itibaren bir fotoğraf sanatçısıyla evli bir mid-level manager bayan olacağım efenim.
etti biiiiir...

ama ben yokum zaten di mi?
ay dont egzist...
*!dişlerini göstererek sırıtır*


evet bir etti. bir diyoruz, nedir bir 1.

your existance is irrelevant. resitance is futile. you and your company are just but a small dot in the horde of abhaza-materialists.[hline]referanslar :
www.mizzah.com
www.tokaci.com(oscommerce customization)
turkiye.bookturkey.com
aaa bunu unutmusum pek severim: www.bookturkey.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

düşün paticikten böyle birşey yazabilen bir bayan çıkıyo.
Evli olan kaç kişi var burda.
Buranın olayı ne.
Gibi değerleri de eklersek aslında burdan bir kişi çıkması bile muazzam. Efenim?

Bu bir yöntem değil yani.
Hoş olsa ne olmasa ne.
Kervan yürür...[hline] Bütün dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsa...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...