Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ülke Ekonomisi: Vol 1 (Dış Borç)


Joker

Öne çıkan mesajlar

evet beyler ülke ekonomisi hakkında benimde şüpheyle baktığım olaylardan birisi dış borç. Bu konuda ülkenin durumunun nasıldı , nasıl olduğunu ve nereye gittiğini tartışan bi başlıktır bu.
Konu için gerekli verileri veriyorum...



Hükümetin Yeni dönem ekonomi politikası
[spo]
Değerli Milletvekilleri,
Ekonomimiz, 2002 yılından bu yana kesintisiz olarak ilk defa 21 çeyrek boyunca büyüme kaydetmiştir.
2003-2006 yılları arasında ortalama büyüme oranı yüzde 7,3 olmuştur.
2002 yılında 181 milyar dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 2,2 kat artarak 2006 yılında 400 milyar dolara yükselmiş ve ülkemiz dünyanın 17 inci büyük ekonomisi haline gelmiştir.
Kişi başına milli gelir 2002’de 2.598 dolar iken 2006 sonu itibarıyla 5.477 dolara yükselmiştir.
2013 yılı için hedefimiz 800 milyara yaklaşan bir milli gelire ulaşmak, kişi başına geliri 10.000 dolara çıkarmaktır.
Ekonomide hızlı bir büyüme sağlanırken, eş zamanlı olarak enflasyon düşürülmüştür.
Vatandaşımızın cebindeki parayı durduğu yerde eriten enflasyon temmuz 2007 sonunda son 38 yılın en düşük oranına inmiş, yüzde 6,9 olmuştur.
Hükümetimiz, enflasyonu kalıcı, hızlı ve adaletli bir kalkınma sürecinin önündeki en önemli engel olarak görür.
Enflasyonu tek haneli seviyelere getirmekle yetinemeyiz. Yeni dönemdeki hedefimiz fiyat istikrarını sağlayıp kalıcı hale getirmektir.
Ekonominin genelindeki fiyat artışları iktisadi kararlar alınırken ihmal edilebilir seviyelere kalıcı olarak ininceye kadar bu mücadeleye devam edeceğiz.
Bunu gerçekleştirirken operasyonel bağımsızlığını koruyacağımız Merkez Bankasına, uygulayacağımız maliye politikamızla destek vereceğiz.
Ayrıca, gerek makro düzeydeki yapısal reformlar gerekse mal ve özellikle hizmetler sektöründe rekabeti artırıcı mikro reformlar yoluyla enflasyonun düşük tek haneli seviyelere inmesi için çalışacağız.
Bu amaçla ‘enflasyon hedeflemesi’ rejimini geliştirmeye devam edeceğiz.
AK Parti iktidarı Türk parasına itibarını yeniden kazandırmış, başarılı bir operasyonla liradan altı sıfır atılmıştır. 2009 yılında ise “Yeni” ibaresi kaldırılacak ve paramız yeniden Türk Lirası adını alacaktır.
Dünyaya açılan ve özgüveni yükselen ülkemizin dış ticaret hacmi de çarpıcı bir büyüme göstermiştir.
2002-2006 döneminde dış ticaret hacmimiz 87 milyar dolardan 223 milyar dolara yükselmiştir.
İhracatımız 2002 yılında 36 milyar dolar seviyesinde iken, 2007 yılı Temmuz ayı itibarıyla 12 aylık ihracat rakamı 97 milyar dolara ulaşmıştır.
2013 yılında ihracatımızın 200 milyar doları aşmasını bekliyoruz.
Cari açığın finansmanında doğrudan küresel yatırımların payı önemli ölçüde artış göstermiştir.
Yıllarca ortalama 1 milyar dolar civarında seyreden doğrudan küresel sermaye yatırımları tam anlamıyla bir sıçrama göstermiş ve 2006 yılında 20,1 milyar dolar seviyesine yükselmiştir.
2007 yılının ilk altı ayında ise doğrudan sermaye girişi 12 milyar dolara yaklaşmıştır.
Merkez Bankası döviz rezervleri 2002 yılı sonunda 26,8 milyar dolar iken, 2007 yılı Ağustos ayında en yüksek tarihi seviyesine ulaşarak 70 milyar dolara yaklaşmıştır. Böylece ekonomimizin dış şoklara dayanıklılığı artmıştır.
Bütçe disiplini sağlanmış, kamu borçlarının çevrilme endişesi tarihe karışmıştır.
2002 yılında kamu açıklarının milli gelire oranı yüzde 12,6 iken, 2006 sonunda bu açık fazlaya dönüşmüş ve milli gelirin yüzde 3’ü civarında fazla verilmiştir.
Program tanımlı faiz dışı fazlanın GSMH’ye oranı 1993-2002 ortalaması olan yüzde 0,4 seviyesinden 2003-2006 döneminde yüzde 6,5 seviyesine yükselmiştir.
1985-2002 arasında 18 yılda yapılan özelleştirme tutarı sadece 8 milyar dolar iken, 2003 yılından bugüne kadar yapılan özelleştirme toplamı 33 milyar dolara ulaşmıştır. Böylece kamunun ekonomideki ağırlığı azaltılırken özel sektörün rolü artırılmıştır.
Devletin bir çok sektörde üretim ve ticaretten çekilmesi, serbest piyasa ekonomisinin gelişmesine imkan sağlamıştır.
Önümüzdeki dönemde özelleştirme programımızı kararlılıkla devam ettireceğiz.
Değerli Milletvekilleri,
Sadece gelecek 5 yılı değil, 2013 yılını ve Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yılını hedefliyoruz.
17 Nisan 2007’de açıkladığımız ve Türkiye’nin AB Müktesebatına uyumu için 2013 yılına kadar uygulayacağımız program çerçevesinde, ekonomik değişim ve dönüşümü de kapsayan 200 kadar yasal düzenleme ve 600 kadar ikincil düzenlemeyi tamamlayacağız.
2023 yılında satın alma paritesine göre milli hasıla büyüklüğü bakımından ülkemizin dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alması ana hedefimizdir.[/spo]

lütfen objektif olalım konu dışına çıkmayalım ve ikili polemiklere yer vermeyelim..

kaynak

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Konu madem hükümetin programı.
Bir yazı paylaşayım dedim.



[spo]PAZAR günü için sıkıcı bir konu gibi görünse de size önceki gün TBMM'de okunan 60'ıncı Hükümet Programı'ndan söz edeceğiz. Çünkü kanımızca kamuoyunun dikkatini çekmeye değer şeyler var:

Programın esas temasını Tayyip Erdoğan'ın birinci kabinesinin "başarıları" oluşturmuş.

Ekonomide şöyle büyüdük, karayolları ağımızı şöyle genişlettik, milli geliri şöyle artırdık, ihracatı şöyle katladık türü, "doğru" olduğunu kimsenin reddedemeyeceği bilgiler var.

Ama insan gözü, olması gerektiği halde olmayanları da arıyor.

Örneğin Türkiye'nin en önemli sorunu olan PKK terörüyle nasıl mücadele edileceği, çözüm için ne düşünüldüğü yok. Sadece "Ulusal güvenliğimize, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne ve üniter devlet yapımıza kastedecek her türlü oluşuma karşı son derece tavizsiz tutumumuz kararlılıkla sürecektir" demek ve ona üç beş tane içi boş cümle eklemek yeter mi? Bunu söylemekle, söylememenin farkı ne?

Hükümet yolsuzlukla mücadelede kararlı olduğunu söylüyor ama o bağlamda da ne yapacağını söylemiyor. Örneğin, "mal bildirimini gizli olmaktan çıkartacağız" bile diyemiyor. Yolsuzlukların temel kaynağı olan devlet ihalelerini tamamen saydam hale getirmeyi vaat edemiyor. Neden? Çünkü aksi halde AKP'lileri veya "cemaatten" olanları kayırma yolunun tıkanacağını biliyor.

"Uygulayacağımız vergi politikalarının temel amacı, ekonomide kayıt dışılığın azaltılması (...)dır" diyor ama o konuda ne gibi bir önlem düşünüldüğünü söylemiyor. Örneğin, "kayıt dışına ve vergi kaçırmaya hapis cezası getireceğiz" diyemiyor. Çünkü merhum Turgut Özal gibi muhtemelen bu hükümet de "kayıt dışı" ekonominin aktörlerini ürkütmekten ve paralarını yurtdışına kaçırmalarından korkuyor. O yüzden de böyle boş lafla idare etmeye çalışıyor.

Programda bol kepçe "özgürlük" lafı ediliyor. "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi" ile "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi" esas alınacakmış... Düzenlemeler ona göre yapılacakmış.

Çok iyi... Madem o kadar özgürlükçüsünüz, "İlke olarak ifade özgürlüğü suçu olmaz diyoruz. İstisnalar için de yasalara hapis cezaları yerine para cezası koyacağız" desenize... Orada hapis var ama vergi kaçırmada yok... Böyle demokratik anlayış olur mu?

Programda Türkiye'nin yarın öbür gün uğraşacağı en önemli sorun olan "Ermeni soykırımı" suçlamalarına karşı bu hükümetin ne yapmayı düşündüğüne ilişkin tek kelime yok. Tam bir "devekuşu mantığı" söz konusu. Sok başını kuma, problemi görme, kurtul... Söyleyin lütfen olur mu?

Adalet reformu yapılacakmış. Programda öyle deniyor. Bu bağlamda örneğin yargı sistemindeki iletişim hızlandırılacak, bazı ihtilaflar yargıya gitmeden çözülecekmiş...

Onları elbet yap... Ama Türkiye'nin ihtiyacı olan yargı reformu bu mu?

Hani yargı bağımsızlığı, hani yargıç güvencesi? Hani Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yasasından yapısına kadar sayısız sakıncalı hüküm? Onları kaldırmaktan hiç söz etme, "Kapıları pencereleri değiştireceğiz, bu reform olacak" de!

En ilginci de Eğitim'de "Kaynak ve insan israfını önlemek amacıyla, okul çeşitliliğinden çok program çeşitliliğini esas alan bir ortaöğretim reformu"ndan söz edilmesi...

Hüseyin Çelik'in Milli (Dini) Eğitim Bakanı olduğu bir yerde o sözlerin altından her şey çıkabilir. Şimdiden uyarıyoruz... Aman dikkat edin!

Oktay Ekşi- Hürriyet.
[/spo]

[ Mesaj 03 Eylül 2007, Pazartesi - 16:51 tarihinde, Prawler tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Prawler yanlış anladığın için belirttim, hükümet burda amaç değil araç. burda ekonomiyi konuşuyoruz. ekonomi hakkında hükümetten beklediklerin hakkındaki yazıları tabiki paylaşabilirsin... ama yazdığın yazı ekonomi ile ilgili değil. hükümet ile ilgili. orda ben hükümetin ekonomi ile ilgili yapacaklarını öngördüklerini yazdım elimizde veri olsun diye.. eğer hükümet ile ilgili ekomiyi anlatan yazılar yapıştırırsan daha manalı olur, zira konumuz bu :)

"Ülke ekonomisi"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

akpden bagimsiz dusunun bu mesaji, yukardaki sayilar tamamen anlamsiz. 3 sene once domatesin kilosu 1 liraydi hala 1 lira yazilmasi daha etkili olur hazinenin raporlarina. dis ticaret acigini da kasa kasa patates soganla orneklemek halkin kafasinda birseyler canlanmasi icin ideal olacaktir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dela bahsettiğin enflasyon oluyor yanlız. ama aynı mantıkta borç örneklemesi yapılabilir halk için ve dediğin gibi halkın anlamasına yardımcı olur... eğer raporlarda kafanıza takılan "bu ne manaya geliyor" dediğiniz bi şey varsa yardımcı olmak isterim..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...