Breedan Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2007 Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2007 Yüzüklerimi gözyaşları içinde satarım Kapalıçarşı'nın "Çılgın Sevan"ı Sevan Bıçakçı mücevherlerini yapıp kasada biriktiriyor. Haftada beş kez onları seyrediyor. Sattığı zaman içi sızlıyor [spo] said: Sevan Bıçakçı yaptığı sıradışı tasarımlar nedeniyle Kapalıçarşı'da "Çılgın Sevan" diye anılıyor. 12 yaşında çırak olarak başladığı kuyumculuğu sadekar (altının iskeletini yapan usta) olarak sürdürüyor. Hayallerinin peşinden koşan Bıçakçı'nın ismi geçtiğimiz hafta Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın Ankara'da verdiği resepsiyonda gündeme geldi. Bakanların ve ekonominin önemli isimlerinin bulunduğu resepsiyonda Sabancı'nın parmağındaki Yıldırım Beyazıd resminin ve turasının yer aldığı yüzük büyük ilgi topladı. İşte bu yüzük "Çılgın Sevan"ın tasarımı. Sevan Bıçakçı'nın Kutlu Han'daki küçük işyeri tıpkı küçük kutudan çıkan bir mücevher gibi. Bıçakçı kuyumculuğu, Kapalıçarşı'yı ve mücevherlerini küçük bir atölye ve bir bürodan oluşan Çemberlitaş'taki yerinde anlattı. Yıllardır bu işi yapıyordunuz. Ama Güler Sabancı'nın Ankara'da taktığı yüzükle bir anda medyada yer aldınız. Hediye ettiğiniz Yıldırım Beyazıd yüzüğünün bu kadar ilgi çekeceğini düşünmüş müydünüz? Ünlü olayım diye uğraşmadım ki. Michael Schumacher de doğduğu zaman ünlü olayım diye doğmamıştır. Hızlı araba kullanıyordur. Biri onu keşfetmiştir, sonra ünlü olmuştur. Ben de gece-gündüz çalışarak projelerimi hayata geçirdim. Yüzüklerimi önemli bir isim takınca fark edildim. Zaten medyanın takip ettiği zümreye çalışıyorum. Yıldırım Beyazıd yüzüğü çok öne çıktı ama koleksiyonum geniş bir koleksiyon. Başka enteresan ürünler de var. Tarihe, padişahlara özel bir ilginiz var mı? Aslında yok. Cartier, Eyfel Kulesi'nden esinlenerek Eyfel serisini, Chopard da Kremlin'den esinlenerek Puşkin serisini çıkardı. Ben de bu yüzüklerle Türkiye'deki mücevheri temsil ediyorum. Bu kimlikle alkış alıyorum. Hikayesi, esin kaynağı bizim topraklarımız olan yüzüklerimin ruhu var. Osmanlıyı da Hıristiyanlığı da işliyorum. Yüzüklerimde Kapadokya Karanlık Kilise'deki, Ayasofya'daki, Balıkesir Müzesi'ndeki ikonaları, padişah resimlerini kullanıyorum. Osmanlı Koleksiyonu'nu yapmak, padişahları yüzüklere taşımak nerden aklınıza geldi? Osmanlı Koleksiyonu 4,5 sene önce ortaya çıktı. Çıkış yapmam gerektiğini düşündüm. Şu an çok kınasam da daha önce diğer kuyumcular gibi marka taklidi yapıyordum. Piyasanın koyduğu kurallar çerçevesinde oynamaya mecburduk. Chanel'i, Cartier'yi hiçbir zaman taklit etmek istemedim ama yüzüklerim onları andırıyordu. Müşteri istiyordu çünkü. Ama bunu hep bir ayağım topal yaptım. Hayalimdekileri yapacak parayı kazanana kadar sürdürdüm. O dönemde Nesrin Takıl adlı müşterim bana çılgın parçalar yaptırmaya başladı. Çılgın mücevherler yapmaya onunla başladınız... Beni çılgınlığa o alıştırdı. Ama bende de potansiyel vardı tabii. O bana Ferrari veriyordu. Ben de hızlı bir şofördüm. İkimiz birleşince bir şeyler çıkıyordu ortaya. Bir süre sonra "Sende potansiyel var. Hadi hayallerini yap" diyerek beni cesaretlendirdi. O zamanki tasarımcım Elif Janset Kılıçtaş, ben ve Takıl, Osmanlı Koleksiyon'nu yapmaya karar verdik. Koleksiyonu ortaya çıkarmak bir yıl sürdü. İnsanlar tarzımı görünce almaya başladılar ve bu noktaya kadar geldik. Kuyumculuğa nasıl başladınız? Çıraklığa 1982 yılında, 12 yaşındayken meşhur Çuhacıhan'da başladım. O yıllarda kuyumcuların ve imalathanelerin toplamı Çuhacıhan'dan ibaretti. Çuhacıhan bu konuda bir şatoydu, içerdekiler de krallardı. Beni Housep Çatak usta yetiştirdi. Ustanızı geçebildiniz mi sizce? "Çırak ustasını geçmezse sanat ölür" tabirine katılıyorum. "Onu geçtim" diyerek ukalalık yapmak istemem. Ama en azından onun el işçiliği geleneğini sürdürerek hayallerimi gerçekleştiriyorum. Kuyumculuğu para kazanmak için yapmıyorum. Sadece arkamda iyi bir isim bırakmak istiyorum. "Çılgın parçalar yaptığım için adım Çılgın Sevan olarak kaldı" Bıçakçı soyadı nereden geliyor? Büyük büyük dedelerimiz Anadolu'da demirci ustalarıymış. Bıçak yaparlarmış. Bir amcam Kapalıçarşı'nın en iyi dökümcülerinden biridir. Diğer amcam da çok iyi bir tiyatrocudur. Sanatçı bir aileden geliyorum. Kuyumculuk yapan var mı ailede? Hayır. Babam tiyatrocuydu. Ermeni cemaatinin bir yerde kaderidir kuyumculuk. Ermeni iseniz ya Dolapdere'de kaportacı, boyacı olursunuz, ya tiyatrocu olursunuz ya da Kapalıçarşı'da kuyumculuk yaparsınız. Gerçi seçimimde Ermeni olmam etkili olmadı. Yaratıcılık içimdeydi. Çırakken saat 07.00'de dükkanı açardım. Akşam paydos edeceğiz diye üzülürdüm. Eve dönünce de sabahı zor ederdim, dükkana gitmek isterdim. Kaç yaşında kendi dükkanınızı açtınız? 18. Ancak dükkanımı Çuhacıhan'da açamadım çünkü orada dükkan açabilmek için büyük paralar gerekiyordu. Çok para kazanıp Çuhacıhan'da dükkan açmak istiyordum o zamanlar. Ama sonra hayallerimin peşinden koştum ve bu koleksiyonlar ortaya çıktı. Kapalıçarşı'da herkes size Çılgın Sevan diyor. Neden böyle anılıyorsunuz? Kapalıçarşı'da benim için "Sevan deli mal yapar. O çılgındır" diyorlar. Çılgın parçalar yaptığım için ismim Çılgın Sevan olarak kaldı. Kapalıçarşı'daki kuyumculardan farkınız ne? Hayallerini yapan bir sadekarım. Bir kuyumcu dükkanında bulunmayan enteresan mücevher tasarımları satıyorum. Kol düğmesi, saç tokası, halhal, pazıbent, şal pini, ceket pini gibi. Onlar çılgın tasarımlara para bağlamak istemiyorlar. Haklılar bir yerde de. Siz nasıl para bağladınız bu işe? Hayallerinin peşinden koşan azınlıktan biriyim. Tutup da Etiler'de Doğan, Tozkoparan'da Ferrari satamazsın. Ben doğru yerde doğru işi yapıyorum. Kapalıçarşı'da insanlar hayallerini yapamıyorlar. Cartier'ye, Bvlgari'ye giden ve çok başarılı olan Kapalıçarşı ustaları var. Etrafta ne yazık ki ustalıkla hiçbir ilgisi olmayan ama kendine usta diyen çok fazla adam dolaşıyor. Bunlar kuyumculuğu sadece ticaret için yapıyor ve bu mesleğin adını lekeliyorlar. Duayen olan ve onları çalışırken izlediğinizde şiir okuyan birini dinliyormuş hissini veren tüm ustaların kendi koleksiyonunu yapma hayalleri var. Ama hayallerinizi yapıp satamazsanız buraya bağladığınız para batar ve yok olmaya başlarsınız. Benim yaptığım büyük cesaret isteyen bir iş. İnsanlar buna cesaret edemiyor. 4,5 senedir hayallerimden ödün vermeden kendimi finanse ediyorum. Kapalıçarşı'da dükkanınız olmadığı için müşterilere ulaşmanız zor olmuyor mu? Tüm işlerimi bu handa sürdürüyorum. İstanbul'da sadece burada, Ankara'da da bir kuyumcuda satılıyor. Güneyde butik tatil köylerinde corner'larım, köşelerim var. Benim müşterilerim butik müşteriler. Ama prensip olarak isimlerini deklare edemem. Zaten yaptığım koleksiyonlar piyasaya göre biraz ağır. Müşterilerim koleksiyonlarıma bakar ve koleksiyonda kendilerini gördükleri parçaları alırlar. Özel sipariş üzerine nadir olarak çalışırım. Yurtdışında da satış yapıyor musunuz? Esas ağırlık yurtdışında. Mücevherlerimiz Amerika, İngiltere, Fransa, Maldiv Adaları gibi yerlerin butik kuyumcularında satılıyor. Oralarda da ilgi görüyor. Müşterimin yüzde 80'i yabancı. Koleksiyoncular, butik kuyumcuları gezenler alıyor ürünlerimi. Yabancının alkışı da daha bir coşkulu oluyor maalesef. Bir koleksiyonu hazırlamak ne kadar sürüyor? Tasarımların kağıda dökülmesiyle koleksiyonu ele almak yaklaşık bir sene sürüyor. Yeni yaptığımın bir öncekinden daha iyi olmasına özen göstermem zamanı uzatıyor. Benim gibi sanatçıların beslenme şekli alkış. "Aslansın, paşasın" laflarını duymak istiyorum ürünlerimle ilgili olarak. İşler böyle olunca yürüyor. Böyle olunca insanlar parmağından çıkarmaz oluyor yüzüklerimi. Müşterilerim yüzüklerimi taktığı zaman onlara uğur getiriyor. Ustanın pozitif elektriği yüzüğe yansıyor. O insan taktığı zaman mutlu oluyorsa bu bana geri geliyor. O yüzden pozitif elektrik yüklü olmalıyım. Bu da alkışlarla gelir. "Mücevherin konseptine uygun taş kullanmamak 56 model Plymouth'a Ferrari jantı takmak gibidir" Mücevherlerinizde genelde hangi taşları kullanıyorsunuz? Mutlaka kullandığınız bir taş var mı? Her türlü taş olabilir. Genelde vit-vit, karavana, roze kesim elmas kullanıyorum. Eskiye öykünerek yapılan ürünlere de en çok bu taşlar uyuyor. 1956 model Plymouth'a Ferrari jantı takmak gibi olmasın diye taşın konsepte uymasına, kesimine çok dikkat ediyorum. O yüzden de mücevherlerin yapımı biraz maliyetli oluyor. Bir yüzüğü kaç kişi, ne kadar sürede bitiriyor? Sadekar, mıhlayıcı, kalemkar, mine ustası, ocakçı, cilacı, yaldızcı çalışıyor. 6-7 ay süren yüzüklerim oldu. En basit yüzük üç haftada bitiyor. Erkeklere de yüzük satıyor musunuz? Evet, birkaç müşterim var. Erkekler Bizans serisinden yüzükler alıyor. Ben de Bizans serisinden bir yüzük takıyorum arada sırada. Fiyatlarınız nasıl sayılır? Mallarımızın çok ucuz olmadığını söyleyebilirim. Rakamlar birkaç bin dolardan başlar ve yukarı çıkar. Mücevher takmayı seviyor musunuz? Zaman zaman. Şu an sadece nişan yüzüğümü takıyorum. Annelerimizden kalan dümdüz, sade bir nişan yüzüğü üstelik bu. "Nişanlımdan fırça yediğimde koleksiyon yapma hızım düşüyor" Nişanlınızın beğenileri ne kadar etkili oluyor tasarımlarınızda? Hayatımdaki en büyük heyecan nişanlımla evlenebilme heyecanı şu sıralar. O hep aklımda. Birebir onun için tasarladığım mücevherler olmayabilir ama ondan fırça yediğim zaman koleksiyon yapmamın hızı yavaşlar, onunla iyi geçindiğimde ise hızlanır. Rüyalarınıza bile giriyormuş tasarımlar. Saat 09.00'dan 18.00'e kadar burada geçirdiğim süre bana yetmiyor. Bu işe 12 saat vermek haksızlık olur. İşten çıkınca tasarımlarımı yolda da düşünüyorum. Rüyamda gözümün önüne birden bir şekil geliyor. O şekli sabah işe gelir gelmez tasarımcıma anlatıp çizdiriyorum. Çizimini neden kendiniz yapmıyorsunuz? Çizimim Cin Ali çiziminden hallice. Ürünü ancak aşağı yukarı anlatır. O yüzden tasarımcım yardımcı oluyor. Konu başlığı belirliyorum, tasarımcıma anlatıyorum, o da birkaç çizim yapıyor. Birine karar veriyoruz. Osmanlı Koleksiyonu'nda tasarımcım Elif Janset Kılıçtaş'tı. Bu yaz çıkan Büyülü Taşlar Koleksiyonu'nda İlkay Günerli ile çalıştım. Meyveler ve yapraklar serim de var. Yeni bir koleksiyon için hazırlık yapıyor musunuz? 2005'te "Selçuklular ve Kapılar" adında bir koleksiyon çıkaracağım. Bu koleksiyonda Selçuklu ve Osmanlı kapılarındaki motifleri kullandım. Peki yeni koleksiyonunuz ne zaman satışa sunulacak? Henüz tam olarak bitmedi. Ben mücevherlerimi yapar ve kasamda biriktiririm. Haftada beş kere falan da onları seyrederim. Biri mücevherlerimden almak istediğinde de gözyaşları içinde satarım. "Güler Sabancı kesinlikle zevk sahibi biri. Sanatçıyı alkışlamayı da çok iyi biliyor" Güler Sabancı ile nasıl tanıştınız? Bir yıl kadar önce tanıştım. Büyülü Taşlar koleksiyonum CNNTÜRK'te yer almıştı. Yaptıklarımı seyredip çok etkilenmiş. Nilüfer Göle hocayla birlikte buraya geldiler. Nasıl bir müşteri peki? Güler hanım çok tatlı ve tarzı olan bir kadın. Sohbeti, mütevazılığı beni çok etkiledi. Mücevherlerimi takmasından çok memnun olduğum müşterimlerimden biri. Yıldırım Beyazıd yüzüğü ona sizin hediyeniz. Benden alışveriş yaptı, ben de ona Yıldırım Beyazıd yüzüğünü hediye ettim. Bu yüzüğü onun takmasını istedim. Hediye ettiğim bu yüzüğün dışında kendisi de Yavuz Sultan Selim'in heykel yüzüğünü aldı. Ayrıca Büyülü Taşlar koleksiyonumdan da bir yüzük aldı. Yıllardan beri mücevhercilik yapan biri olarak Güler hanımın zevkini nasıl buldunuz? Benim en beğendiğim ürünleri hiç söylemeden kendi seçti. Kesinlikle zevk sahibi biri. Ayrıca sanatçıyı alkışlamayı da çok iyi biliyor. "Pozitif elektriğim yüzüğe geçiyor" Büyülü Taşlar koleksiyonundaki yüzüklerde eskiden beri büyüsüne inanılan taşlar kullanılıyor. Taşların uçları kötü enerjiyi dışarı atmak için sivri bırakılıyor. Bıçakçı "Ustanın pozitif elektriği yüzüğe geçer. Yüzüklerimi takanlar mutlu oluyorsa bu bana geri geliyor. Pozitif elektriğimi müşterilerime geçirmek için makine değil alet kullanıyorum" diyor. [/spo] link buda kendi sitesiymiş
Breedan Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2007 tvde gördüm dikkatimi çekti bi yarışmada 1. olmuş dünya çapında konuyla alakalı yazı bulamadım bunu koydum edit buldum: aha bide bu [ Mesaj 20 Ağustos 2007, Pazartesi - 22:14 tarihinde, Breedan tarafından güncellenmiştir ] [ Mesaj 20 Ağustos 2007, Pazartesi - 22:14 tarihinde, Breedan tarafından güncellenmiştir ]
Queen Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2007 Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2007 Çok acaip akşam seyrettim bi kanalda.
Öne çıkan mesajlar