kingpin Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 lan yürü git, kaç bin yıl önce döner yedik kızılay'da o kadar sonra ankuva'da karşımıza çık selam verme.
Daesu Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 [ Mesaj 26 Temmuz 2007, Perşembe - 03:21 tarihinde, Daesu tarafından güncellenmiştir ]
fenris Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 said: eminim buraya 50 yıldır doktorluk yapan adamı bile getirsem "insanlar yanlış izlenim edinmesin" felan diyeceksin :) ben olayı kişiselleştirmeyi sevmiyorum.onları yazmamın sebebi kimsenin millet atıp tutarken yanlış bi fikir veya izlenim edinmemesi içindi. said: profesyonel derecede ilaç bilgisi bilmeyen atıp tutmasın dedin. benim de ilaç bilgim var. bak orda bi kelimeyi atlıyosun sanki.ipucu vereyim "p" ile başlıyor. neyse diyeceğimi dedim.kimseye gıcıklık olsun diye değil, okuyan biri yanlış etkilenmemesi içindi.o yüzden benim için daha devam etmenin anlamı yok.yatıyom.hadi, ii geceler. ya bu arada nasıl halloldu? :P edit:yazım hatası :P [ Mesaj 26 Temmuz 2007, Perşembe - 03:26 tarihinde, fenris tarafından güncellenmiştir ]
Bone Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 said: lan yürü git, kaç bin yıl önce döner yedik kızılay'da o kadar sonra ankuva'da karşımıza çık selam verme. görüp de selam vermeyen sensin, ben değil. farketmediğim kişiye nasıl selam vereyim ben?
Llama Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 psikolojik destek almayan kaldımı paticikte yada hatımda bütün herkeze ne oluyor böyle yaa
bukac4 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Olayı komikleştirenler psikologlardır. Tekrar söylüyorum, bir psikolog hasta alamaz, tedavi edemez. Türkiye'de mesela bir fizyoterapist de bunu yapamaz. Gevuristanda bazı ülkelerde var böyle şeyler ama burada yok. Çünkü tababeti şuubatın uygulamasına dair kanun gereği bu personeller yardımcı personeldir. Bugün bir hemşire de 4 yıllık fakülte bitiriyor. T.C. de yetki doktordadır. Gerek görürse psikologa, hemşireye, diyetisyene, fizyoterapiste seni yönlendirir. Büyük hastanelerde bu kadrolar istihdam edilir ve sosyal güvenlik kurumları bu faturaları çatır çatır öder. Neden ? Çünkü doktor öyle uygun görmüştür. Doktorlar sadece kimyasal takılır, bu yanlıştır. Çünkü psikiyatristler de psikologlar kadar ruhsal aygıt teoremi hakkında bilgiye sahiptir. Günde bazen yüzlerce hasta görürler ve çok deneyimlidirler. Bilgi sahibi olduklarından yetki sahibidirler. Genetik olarak yatkınlıklar v.s. durumunda kimyasallar daha çok fayda eder. Mesela kişinin genetik olarak izoenzimlerinden birindeki bir bozukluk yüzünden sinir hücrelerindeki atıyorum, Seratonin geri alımı artmaktadır. Dolayısıyla kişinin beyin kimyası bozulmaktadır. Kişiye dışardan verilen ilaçlarla bu düzeltilebilir. Ki bu ilaçlar T.C.de günde onbinlerce kez reçete edilmektedir. Nerede ilaç nerede telkin buna ancak doktor karar verir. İlaç bilmek için farmakoloji, fizyoloji, biyokimya, anatomi ... yani doktor olmak gerekir. ilaç yazma yetkisi olmayan bir insan ilaçlar hakkında herşeyi söyleyebilir. Ancak ne özel ne de devlet sigortaları, mesela bunları ciddiye almaz. Çünkü bilmediği bir konuda atıp tutmaktadır. Ancak doktor söylerse alır. Yani burada boş bir şeyi tartışıyoruz. :) T.C.de doktor olmak zor iştir. Puanı yüksektir, çok çalışma gerektirir. Tıp zeka ister. Ben bu yardımcı personellerden çok tanıdım. Emin olun günde yüzlerce hasta gören bir psikiyatristin yanında hemşireden öteye bir duruşları yoktur. Ben kitabın ortasından konuşuyorum. İşin gerçeği bu. En az 10-11 yılda psikiyatrist olunur. Bu bakımdan sorunu olan ben olsam psikologa gitmek aklıma bile gelmezdi. Tabi bizde rantable işler revaçtadır. Cinler, periler, otlar, sular, hokkabazlar değişik değişik.
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 said: psikolojik destek almayan kaldımı paticikte yada hatımda bütün herkeze ne oluyor böyle yaa n'olacak çok kolay salıveriyorlar kendilerini.. çok kolay pes ediyorlar. prozac nation olayı biraz.. "ühe ühe sorunluyum ben" demenin ve teslimiyetin dayanılmaz kolaylığı.. kimyasal kısmı ayrı, sonuçta doğrudan etkileyen bir şey ve "hastalık"lı bir durum, ters giden bir şeyler var. sorun ne biliyor musunuz bir adamın az biraz sorunla karşılaştığında hemen psikologlara sığınması.. kusura bakmayın ama n'oldu da psikologa düştünüz? nasıl bir sorundu baş edemediğiniz? elbette cidden büyük sorunlarla karşılaşanlar olacaktır. ama genelleme yapmak gerekirse gazı olan gidiyor kardeşim psikologdan yardım dilenmeye ^_^ "içimde sıkıntı böööle büyüyooo! bi daral geldi, bi daral geldi.. sıcakta bastı hem" valla üç beş zor şey yaşadım bu 6-7 ay içerisinde, ailede ameliyatlar [bitti mi bitmedi.. bir ameliyata daha girecek babam] , anjiyolar, kanser vakaaları, okul ile sorunlar, sağlam maddi bir açmaz ve iş problemleri. lam bi de kaçak çıktım arada asker kaçağı.. =) okul sorunları ve asker kaçaklığı hedesini koşturduğum sırada sağ dizde menisküs başgösteriverdi bir de. kendisi çok rahat bırakmadı beni bu koşuşturmalar esnasında. teşekkürlerimi iletiyorum buradan kendisine. lam nitekim, hiç pes etmedim. hiç de pes etmeye niyetim yok! ne olursa olsun. aradaki fark şu; allah korusun sizin ailenize bir şey olsa. anneniz babanız aniden vefaat etse (bence) siz anca dövünürsünüz. ben de üzülürüm ama ilgilenmem gereken bi kardeşim var. kusura bakmayın ama dövünüp, zırlak zırlak ağlamaktan ziyade ayakta kalır ve tartar, biçer bütün olayı koordineli bir şekilde yönetmeye çalışırım. kardeşimin ve kendimin uygun bir şekilde yaşamasını sağlamaya çalışırım. beceririm beceremem. o ayrı. ama ne yıkılırım, ne devrilirim. ayakta kalır, savaşmaya devam ederim. 99depreminde (hem 17ağustos hem de 12kasım) arkadaşlarımı kaybettim. içlerinde platonik aşık olduğum bi kız da vardı. oturup dövündüm mü, pes mi ettim? yoo.. aklımda henüz bi meslek seçim kriteri yoktu. inşaat yazdım. daha güvenli binalar yapılmasına önayak olak için. şimdi de deprem, binalar, güçlendirmeler etc. üzerine araştırmalar yapıyorum. hasarlı bina güçlendirmeleri nasıl olmalı, daha doğru daha güvenli binaları nasıl inşa etmeliyiz falan filan.. olaylar sizi etkiler ve değiştirir. ok... ama anında pes edip "öhüeee yardım edin banaaa" demek.. komik yahu. sizin sorununuz, sizin sorununuzdur. adama anlatın, dinler tabii. para alıyor o kadar.. ama size sadece güdüleme sunabilir, kalkıp sorunu sizin yerine çözemez. süper miyim.. yo sadece insanım, bildiğin normal boy insan. hani bi farkımız yok aslında, ben sadece kolay pes etmem. sizi gidi yumuşak popolu şehir bebeleri sizi! sizin psikologa değil sağlam bi tekmeye ihtiyacınız var ^_^ kıçınızın tam ortasına. kaldırın kıçınızı da sorununuz neyse kendiniz halledin! işbu yazı sadece ota boka psikologa gidenler hakkında kaleme alınmış olup, ciddi sorunları olanları kesinlikle makaraya almamaktadır. yardıma ihtiyacı olanlara değil de yardıma ihtiyacı olduğunu sanan, pireyi deve yapma gibi basit bir sorunla boğuşanlaradır. ayrıca yazıda psikologlara ve psikoterpistlere ve psikiyatrlara laf atılmamış aşağılanmamış ve rencide edilmemiştir. konumuz onlarla alakalı değil çünkü dasaaa kesinlikle übermensch falan değildir, olmaktan çoook uzaktır. bunu yazmamın tek sebebi "lam ben bile yapıyorsam.. siz hayda hayda yaparsınız" demektir. aslında yazınının tamamı bunun üzerine kurulu. pes etmeyin lan kolayca! hayat her sene biraz daha zorlaşacak ve sizi daha da zorlayacak. size bunun garantisini verebilirim. ota boka depresyona girerseniz işiniz ilerleyen senelerde vallahi zor!
Spastik_Serce Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 said: az biraz sorun 5 sene boyunca unutma hiç, 2 ay boyunca sürekli düşün, kursu bırak, ko bırak, sporu bırak, yemek yiyeme doğru dürüst, uğraş, deli gibi ara , sonra lavuğun birisi canını sıksın. her gün , her an ağlamaklı ol. halende çıkmasın kafandan, gittikçe daha derine insin. aklına bin türlü şey gelsin, zaten tam anlamıyla aşmış bir paranoyaksın. resime bakıyorum, tir tir titriyorum sinirden, hırstan,üzüntüden. keşke bahsettiğin gibi az olsa. bayındır psikoloji iyimi bu arada?
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 dediğim gibi said: işbu yazı sadece ota boka psikologa gidenler hakkında kaleme alınmış olup, ciddi sorunları olanları kesinlikle makaraya almamaktadır. yardıma ihtiyacı olanlara değil de yardıma ihtiyacı olduğunu sanan, pireyi deve yapma gibi basit bir sorunla boğuşanlaradır.
Arma Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 @dasaaa Katılıyorum tüm yazdıklarına. Bende kısmen aynı hayatı yaşadım. Ben über miyim? değilim. Bende normalim. Çünkü normal olması gerek şey bu.
Bone Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 said: T.C.de doktor olmak zor iştir. Puanı yüksektir, çok çalışma gerektirir. Tıp zeka ister. Ben bu yardımcı personellerden çok tanıdım. Emin olun günde yüzlerce hasta gören bir psikiyatristin yanında hemşireden öteye bir duruşları yoktur. Ben kitabın ortasından konuşuyorum. İşin gerçeği bu. En az 10-11 yılda psikiyatrist olunur. Bu bakımdan sorunu olan ben olsam psikologa gitmek aklıma bile gelmezdi. Tabi bizde rantable işler revaçtadır. Cinler, periler, otlar, sular, hokkabazlar değişik değişik. çoğu doktor sandığın kadar zeki değil. özellikle yaşlılar, sanş eseri tıbba girmiş (eskiden bu kadar zor değildi) ve bazı tanıdıklar vasıtasıyla da profesör olmuş kurtarmış kişiler. gençler de zeki değil. tamam ÖSS'de maximum puanı alıp da geliyor olabilirler. Ama sonuçta ÖSS o, zeka testi değil. Ezberinin kuvetini ölçüyor. Ama adamla konuşmaya kalktığında aşırı cahil olduğunu farkediyorsun. Psikiyatrist-psikolog meselesine gelirsem. Evet, psikiyatristler doktor. Evet, psikiyatristler ilaç yazma hakkına sahip. Evet, psikiyatrisler, psikologların bilmediği kimyasal ve biyolojik olayları öğrendi. Ama psikiyatrist-psikolog ilişkisiyle fizik tedavi uzmanı-fizyoterapist ilişkisi aynı şey değil. Çünkü psikologlar, psikiyatristlerin öğrenmediği şeyleri öğreniyorlar. Özellikle felsefe ve insan düşüncesiyle ilgili şeyler öğreniyorlar. Yani fizyoterapistlere, doktor olamamış fizik tedaviciler gözüyle bakabilirsin, ancak psikologlar doktor olamamış psikiyatristler değil, çok daha farklı bir mevzudur. Bunu hem psikiyatristle, hem de psikologla karşı karşıya geldiğinde daha iyi anlıyorsun. Psikiyatrist, asla seni psikolog gibi rahatlatamıyor. Tersine derdini öğrenip, bunu tedavi etmek için ilaçlı bir terapi uyguluyor. Ha, basit olaylarda, ilaçlar yeterli gelebilir. Ancak uzun tedaviler için, psikiyatristler de, psikologlara yönlendiriyor ki, sadece kimyasal değil, düşüncesel olarak da rahatlayasın :)
Bone Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2007 said: sorun ne biliyor musunuz bir adamın az biraz sorunla karşılaştığında hemen psikologlara sığınması.. kusura bakmayın ama n'oldu da psikologa düştünüz? nasıl bir sorundu baş edemediğiniz? elbette cidden büyük sorunlarla karşılaşanlar olacaktır. ama genelleme yapmak gerekirse gazı olan gidiyor kardeşim psikologdan yardım dilenmeye ^_^ "içimde sıkıntı böööle büyüyooo! bi daral geldi, bi daral geldi.. sıcakta bastı hem" yanlış düşünüyorsun dasaaa. psikolog ve psikiyatrist, eskiden beri bizde deli doktoru olarak bilinir. yani tımarhanelik kişilerin gittiği yerler. oysa psikologlar (ve psikiyatristler) sadece tımarhaneye düşen hastalara değil, normal insanlara bile bakar. atıyorum, sende bir sorun yok, ama çocuğunla iletişim problemi yaşıyorsun. bunun için bile gidip psikologlardan yardım alabilirsin. sonuçta işin uzmanı o, kitapları karıştıran, güncel makaleleri takip eden, daha önce böyle sorunlarla karşılaşmış olan kişi o. arkadaşınla gidip dertleştiğinde daha accurate bir yöntem bulacağını mı zannediyorsun :) tamam sosyal olmak güzel şeydir. sosyal olun, gidin için gezin tozun. ancak sorunu olan herkese de "kendi başına otur düşün, psikologa gitme, muhakkak bir çözüm bulursun" gibi birşey söylenmesi tuhaf olacaktır. bir de şu var. en ufak bir sorunda "psikologa gitme, kendi başına halledersin" diye yorum yaparsan, o sorun büyüdükçe büyürse noluacak? sorunu daha küçükten kesmek daha iyi olur. bu yüzden diyorum ki, en ufak bir sorunda psikologa giden kişiler varsa, çok güzel. aferin onlara. çünkü başta da dediğim gibi, psikologlar deli doktoru gibi görülür ülkemizde. psikologa gitmekten korkarız ve utanırız. ancak "küçük" sorunlarda bile psikologa gitmeye başladıysak, bir gelişme var demektir bizde :)
Öne çıkan mesajlar