patateskabak Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 abicim tüm yazıyı oku yukardaki parçası ile tek tek argümalara cevap vereceksen ver lütfen. son cümleyi alıp cevap yapıştıarak "ahanda son ben koydum" mantığı hoş değil. yukarda trilyon şey anlattık bi zahmet kas da kendi tezlerini ve karşı-tezlerini anlatma zahmetinde bulun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
patateskabak Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 DEVAM... de İngilizler Sömürgeleri Yeni Zelanda dan insan toplayıp gelip bizle savaştırmıştı, aynısını amerika bizim Mehmetçiğimizi kendi çıkarları uğruna orda savaştırdı ve şehit ettirdi. O zamanlar bir Amerikan komutanı "Türk askeri çok ucuz 25 cent e tüm masrafları çıkıyor" demişti. sonrasında istihbarat ve ajan ları sayesinde sağ-sol çatışması nı tırmandırarak Tükiye yi 12 Eylülü Meşrulaştıracak zemine getirdiler ve Darbe ile Siyonist-Kapitalin ilerki olası muhaliflerini şimdiden yoketmiş köklerini kazımış oldular (bkz: "Our Boys done it") böylece Özalla açılacak Neo-Liberal yeni dünyayı ve Yeni Sömürü Düzeni başlamış oldu Bugün 5000 yıllık Türk varlığı tehdit altında. Amaç Marmara ve Endüstri bölgesini Küresel-Sermaye ile ele geçirmek, Güneydoğuyu Diyarbakır Merkezli BOP ile bölmek ege ve akdenizi toprak satın alarak lafta Türkiye ama uygulamada küresel sistemden peydahlanmış yabancı zenginlerin tatil beldeleri haline getirmek. Böylece Serv i başka bir şekilde uygulamış olacaklar. Türkiye nin kurtuluşu yerel değerleriyle Türklüğü ile İslamı ile mevlanası yunusu ile edebiyatı geçmişi ile SOSYALİST ve anti emperyalist ve anti-siyonist bir Ekonomi-Politiği hayata geçirmek. Bugün Düzen partilerinin hiçbiri bunları söyleyememekte doalyısıyla Seçim denen zamazingonun hiçbir işlevi olammaktadır. Dün islamcı-sağcı diye getirtip işbirliği içinde kurdukları Talan ve yağma sistemini bugün sol-ulusal diye getirerek aynı düzenin devamını sağlayacaklar. Tüm bunları kavramak bir derinlik bir estetik meselesidir. madem sözlerle bitiriyoruz anarşist kuramcı Proudhon un dediği gibi: "Mülkiyet hırsızlıktır" Nokta [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 01:19 tarihinde, patateskabak tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 peki özelleştirme yapmadık, herşeyi devlet eliyle yapmaya devam ettik..nerden gelecek sıcak para? daha fazla vergiyle mi? kapitalizm gerçekten nasıl yürüyor? bu kadar borç-harç içindeyken "ah ulan ucuza gitti" diye ağlama lüksümüz var mı? ülkeye yatırım nasıl yapılacak? sosyalizm mi? malesef her sistem kendi elitini, kendi zenginini ve kendi yoksulunu yaratmaya mahkum ve teorik olarak herkesi memnun edebilecek bir sistem yaratmak da mümkün değil. sosyalizmi başarmanın tek yolu da dünya çapında kıyametvari bir olaydan sonra bütün devletlerin ve milletlerin en baştan başlaması olabilir gibime geliyo ancak. çünkü hiçbi halka "yoksullukta eşitlik" ilkesini benimsetemezsiniz dışarda bu kadar zengin insan varken ve teknoloji bu denli gelişmişken küreselleşmenin dışında kalmanın mümkünatı yoktur. ayriyeten ben halkımızın "herkes eşit pay alsın" derdinde olduğunu sanmıyorum. halkımız "ben de o pastadan bi dilim istiyorum" derdindedir veya "niye onda var da bende yok" derdindedir. ve hangi şirket kime kaç paraya satılmış, çok da umrumuzda değildir bu yüzden de. chp veya mhp gelsin iktidara da başka türlü çözsün, tebrik edelim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 mülkiyet hırsızlıktır. durumu hala "birinden alıp birine vermek" olarak görüyorsun prawler, asıl sorunda orda zaten, mülksüzlük kavramını tümüyle kafana oturtuğunu sanmıyorum acıkcası. eller acı veriyor [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 01:31 tarihinde, Cuce tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 sen açıkla da aydınlat bizi cüce. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 ben bunu acıklayacak kabiliyette değilim prawler, zaten bende tümüyle benimseyemedim anlıyamadım benimfde kafam karışıyo, ama sen zaten icinde bulunduğun sisteme göre "adam calışmış didinmiş onun ekmeğpini diğerine neden veriyosun" diey düşünürsen e ne dense boş. ursula k. leguin anlatmayı başarıyo bu işi cok güzel mesela Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2007 ya bide neden kuba ornek olarak verilmez hiç? halkının refah duzeyi oldukca yüksek, sosyal güvenceleri var, bedave eğitim ve sağlık hakları varki dunyanın ne yüksek hasta/doktor, hemşire oranınına sahipler (yıllardır doktor ihraç ediyoalr dünyanın dört bir yanına), sayısız amborgo geçimriş olmalarına rağmen aclık cekmemişler kendi kendilerine yetebiliyorlar, yanı bizimle ve bizim geleceğimizle kıyaslandırıldıklarında bicden cok cok daha iyi durumdalar, sokaklarında ferrari gezmiyor o kadar, ama halkınında ferrariye binmek gibi komik arzuları yok. neyse yanıdemem şudurki ülkenin iyiye gitmesini şartları nelerdirki? bence halkının mutluluğu ve günevenidir, rahatlıdığır gelecekle sıkıntıları olmamasıdır, kubada bunlar var, adamda diyosun korkmuyomusunuz kastro ölünce ne olucak diye, adamlar cok rahat bi şekilde, ne olucakki biz burdayiz ve yaşıyoruz rahat rahat diyo yanı e güzel işte. sokaklarında ac adam olmıyan bir ülke güzel bir ülkedir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Valla o zaman kapatalım kendimizi dışarıya. Ama dışarıdan sahip olduğumuz herşeyi geri vereceğiz. İthalat yoluyla satın aldığımız teknoloji de buna dahil. Oyun bozanlık yok. Açık ekonomi, dış ilişkiler gibi kavramları tarihe gömeceğiz. Tarım mahsülleriyle yaşayalım. Anca onu yaparız çünkü. İhracatımız ara mallara dayalı. Teknolojiyi dışarıdan satın alıyoruz. Herkes tok olur ama en azından 40 50 yıl geriye gideriz. Küba gibi 1970 lerde yaşarız karnımız tok olarak. Varmısınız? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mendoza Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Turk halki ne ozellestirmeye ne de kapitalizm e karsi. Turk halki bizi icten bolmeye calisan DINCI somurgeye karsi. Bizi Dubai modeli gibi yapip sonra da somurmeye calisiyorlar. Modern islam + kapitalism = yeni turkiye yapmaya calisiyorlar. Az kaldi 3 gun... Hepsinin kokunu kurutucaz insallah! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Werewolf Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Küba aşmış bir ülke canım. O kadar aşmış ki, Kübalılar "biraz fakirlik görelim" diye Amerika'ya kaçak girmek için uğraşıyorlar. [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 14:29 tarihinde, Werewolf tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
calimero Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 küba bir cennet değil elbet. fakat ülkeden kaçmak isteyen insanlarla da tukaka edilecek bir ülke değil. sinekler de ultraviole ışınlar yayan elektrikli zamazingoya doğru uçarlar fakar sonları hepimizin malumudur... KÜBA: devrimden hemen bir yıl sonra, 1959 da küba yı tecrit etmek amacıyla abd nin başlattığı ekonomik ambargo 40 yıldır sürüyor. küba yla her türlü ticareti engelleyen abd, başka ülkelerden kaçak yollarla abd ye gelip vatandaşlık başvurusunda bulunanları reddederken küba dan yasa dışı yollarla abd ye insan getirenleri ödüllendiriyor. küba nın bu ambargodan zararı yaklaşık 100 milyar dolar. özellikle sovyetler birliği nden gelen yardımların da kesilmesi üzerine zor bir dönem geçiren küba ya abd nin, sosyalizmden vazgeçmeleri şartı ile 8-10 milyon dolar !insani! yardımda bulunmayı teklif ettiği de hatırlanmalı. !parayla burjuva demokrasisi! teklif eden abd ye castro nun cevabı !özgürlük, onur ve saygınlık gibi değerlerin satın alınabileceğinin düşünülmesi, alçakça bir davranıştır! şeklinde olmuştu. küba her şeye rağmen ekonomik ve sosyal alandaki başarılarıyla sadece komünistler için değil insanca bir yaşam sürmek isteyen herkes için umut kaynağı olmayı sürdürüyor. küba da 40 yıl önce devrim gerçekleştiğinde fidel castro, devrimin üç temel hedefini açıklamıştı: sağlık, eğitim ve sanayileşme. bu üç hedefte de küba nın oldukça başarılı olduğu söylenebilir. sana-yileşme konusundaki ciddi kısıtlara rağmen elde edilen sonuçlar emperyalistleri bile şaşkına çevirebilecek düzeyde. küba, ımf ve dünya bankasına üye olmayan sayılı ülkelerden biri. 1966 dan beri ne dünya bankası ne de ımf den en ufak bir yardım ya da öneri alan küba da ekonomi 1994 den bu yana yüzde 6,4 oranında gelişme gösterdi. latin amerika da gelişen tek ekonominin küba ekonomisi olduğu da bir başka bilgi. öte yandan sosyalist küba nın sağlık ve eğitim alanındaki başarısı tartışılmaz. küba da ortalama yaşam süresi kadınlarda 78 erkeklerde 73 yıl. bu değerler abd ve diğer latin amerika ülkelerine göre daha uzun. dünya sağlık örgütü nün verileriyle küba sağlık alanında bugün dünyanın en ileri ülkelerinden. sağlık kurumlarını bir bir özelleştiren, vatandaşlarına cebindeki para kadar sağlık hizmeti veren türkiye ye oranla küba nın tümüyle ücretsiz bir sağlık sistemi ile hasta başına düşen yatak sayısında yaklaşık 3,5 kat daha ileri bir konum sergiliyor olması farkı daha da belirginleştiri-yor. küba bugün dünyanın en gelişmiş biyoteknolojisine sahip. genetik alanında da avrupa nın birçok gelişmiş kapitalist ülkesiyle arayı fazlası ile açmış bulunuyor. çocuk hastalıkları nerdeyse tamamen yok edilmiş durumda. geliştirilen aşılarla latin amerika nın aşı ihtiyacını karşılayan küba bugün türkiye ye aşı ihraç etmeye hazırlanıyor. bebek ölümü oranı ise dünyanın pek çok ülkesinden daha az. 1990 da binde 11 olan bebek ölümü oranı 1999 da binde 7 ye düşmüş. kıyaslamak gerekirse bu oran arjantin de binde 18 tüm latin amerika ve karayipler de binde 30. avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında ise küba altıncı sıradaki ispanya ile aynı orana sahip. her 1000 insan için küba da, kanada ile aynı sayıda, 5,3 doktor bulunuyor. milli gelirin yüzde 6,7 sinin ayrıldığı eğitim alanında ise her 12 ilkokul öğrencisine bir öğretmen düşüyor. 15-24 yaş arası okuma yazma bilmeyenlerin oranı latin amerika ve karayipler de yüzde 7 iken küba da bu oran yüzde sıfır. tüm bu veriler, insan yaşamına ve eğitimine verilen değeri iki sistem açısından değerlendirme imkanı sunuyor. bir tarafta milyonları açlığa, yoksulluğa ve ölüme mahkum eden kapita-lizm öte yanda insanlık için hâlâ tek çıkar yol olduğunu ispat eden sosyalizm. dünya bankası da küba nın bu başarılarılarını itiraf etti. geçtiğimiz haftalarda yayımladığı dünya kalkınma göstergeleri-2001 raporu nda sosyal ve ekonomik alanda küba nın birçok kapitalist ülkeden daha ilerde olduğunu açıklamak zorunda kalan dünya bankası nın başkanı james wolfensohn konuyla ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında küba halkının sosyal refahını artırarak !büyük bir iş! yaptığını söyleyerek fidel castro yu ve küba hükümetini !kutladı!. küba nın sağlık ve eğitim konusunda büyük başarılar elde ettiğini söyleyen wolfensohn bunu itiraf etmekten çekinmediğini de sözlerine ekledi. bankanın kimi üst düzey yöneticileri, kalkınmakta olan diğer ülkelere küba örneğine daha yakından bakmalarını önerecek kadar ileri giderken; dünya bankası kalkınma veri grubu nun proje müdürü eric swanson ise küba yı bir anti-model olarak değerlendirdi. raporun yayımlanmasından sonra orta çıkan tartışmaların belki de en önemlisi küba deneyiminin diğer ülkeler için faydalı olup olmayacağıydı. dünya bankası yetkilileri küba nın diğer yoksul ülkelere örnek oluşturamayacağı ancak gelişmiş ülkelerin küba dan öğrenecekleri olduğu konusunda hem fikir. jo ritzen küba nın sosyal ve ekonomik alanda gerçekleştirdiklerinin uzun vadeli olmasının kuşkulu olduğunu belirtirken, fidel den sonra belki de her şeyin tersine döneceğini söyledi. sermaye sınıfının, özellikle reel sosyalizm in çözülüşünden sonra, işçi sınıfına karşı saldırgan politikalarını doğrudan uygulayan örgütlenmeleri olan dünya ticaret örgütü, dünya bankası, uluslararası para fonu gibi kuruluşların asıl işlevi çeşitli para politikalarıyla üye ülkelerin borçlarının sürekliliğini sağlamak, böylece üye ülkeleri kapitalist sistemden çıkmadan içinden çıkamayacakları bir bağımlılık ilişkisine mahkum etmek. ımf nin, dünyanın neredeyse her coğrafyasında protestolarla karşılaşması doğal. doğal olmayansa ımf programlarında başarısızlık aramak. tek tek ülke ekonomilerini kendi kendine yetemez hale getirip dünya kapitalist sistemine bağımlı hale getirmeyi amaçlayan politikalara, amacına ulaştı diye başarısız demek en hafifinden bir körlüğe işaret eder. bugün her geçen gün daha ciddi toplumsal yıkımlar üreten kapitalist politikaların yarattığı tepkinin !vahşi kapitalizm!e karşı !gerçek kapitalizm! demagojisiyle manipüle edilmesine karşı çıkılmalı. kirli yüzünü saklayamaz duruma gelen kapitalizmin karşısına küba nın sosyalist kuruluş sürecindeki ısrarcı ve onurlu mücadelesinin çıkarılması gerekiyor. evet küba bir anti-model . yıllardır ımf programlarıyla daha fazla yoksulluğa itilen birçok ülke için kapita-list düzene karşı insanca yaşamayı kâr güdüsünün önüne koyan bir sistemin, sosyalizmin, güncelliğini yansıtan bir anti-model. küba tüm emperyalist baskılara hedef olurken, temel yaşamsal kaynaklara erişmede abd nin zalim politikasıyla karşılaşsa da dünya bankası ve ımf ye geçit vermeyerek halkının ihtiyaçlarını her şeyden üstün tutan onurlu bir ülke olarak mücadele vermeye devam ediyor. emperyalist programlarıyla giderek daha fazla yoksulluğa itilen ülkelerde örneğin latin amerika da, endonezya da ailelerin çoçuklarını seks tüccarlarına satmak zorunda kalmaları saklanamayacak boyuta gelmişken !solcu vatandaşların emekten yana programlarının 12 yaşındaki çoçukları nataşa olmaya sürüklediğini! söyleyebilecek kadar çirkinleşen liberal deniz gökçe gibi !iktisatçılar! için küba çok öğretici olabilir. tabii anlayana... (kaynak: sol) [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 14:45 tarihinde, calimero tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 copy paste yaparken harfleri düzgün geçirsek? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 prawler insanlar ac yaşamaktansa 1970 lerde yaşamayı tercih eder. ben ederim aç yaşamasamda, başkalarıda ac yaşamasın diiye 70 lerde yaşamayı tercih ederim. dipnot: harflerin düzgün gecirilmemiş olmasıda bilgilerin gercekliğini değiştirmiyor [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 14:44 tarihinde, Cuce tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Ben açıkçası etmem. Çevremdeki ülkelerin entegre bir şekilde ilişkilerini geliştirip çıkar sağlamasını uzaktan bön bön izleyemem. Teknolojik gelişmelere seyirci kalamam. Tamam toplum önemlidir de, kendi yaşamımı başkalarına adayamam kimse kusura bakmasın. Hala sosyal liberalizmden yanayım. Başımda bir diktatör de istemiyorum. Diktatörlük gelmeden Türkiye'de sosyalizm olmaz. Gelse bile direk gene yağlı zengin tabakası oluşur, millet aç sefil sürünür. Neden örneğiniz İskandinav Ülkeleri değil de Küba? Hem dünyayla entegre olmuşsun, hem kişilere sosyal hizmet götürüyorsun. Ne kadar güzel.Daha ne istiyorsunuz? [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 15:08 tarihinde, Prawler tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mino Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Bir kişi bile nüfus planlamasından bahsetmemiş... İnsanı sömür, reklamlarla tükettir, ideolojik propaganda yap, işine gelmeyince kafasına bomba atıp yine kazanç sağla, döngü böyle devam etsin. Şu zamanda bence kazançtan çok insanlık yararı güdülmelidir. Buna aile kurmayıp çoluk çocuğa karışmadan bu düzen içinde eriyip gidecek bireyler yetiştirmeyerek başlayabiliriz. Yapacağınız en büyük başkaldırı budur bence. İkincil olarak da egomuza ve zaaflarımıza yenik düşmemekle devam edebiliriz, lüksten çok yararlılığa, hava atmaktan çok iş görürlüğe prim vererek yapabiliriz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 bu arada kubada dsl yok dial up var sadece, o da superonline kalitesinde degil 5 dk da bir kopuyor ( gecen sene giden bir arkadasim application gonderecekti biyere, 10 sayfalik bi word document, yollayamadi 4 gunde). adam gibi bilgisayar yok filan falan. sahsen calisip luks seyler elde etmeyi tercih ederim sokakta fakir birini gormemeyi tercih etmektense, ama kisisel tercihim tabii. bide, adamlarin bean soup u cok guzel, hatta su anda iciyorum :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 bu arada, ilk kez actigim bir konu bu kadar yuksek tiraj aldi. bravo jadelith, bravo. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoruK Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 +rep jadelith süper paylaşım emeğe saygı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar