Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

TAHT KAVGASI -FRP-


apaydin

Öne çıkan mesajlar

TAHT KAVGASI

Karlı Sahal Dağlarının Güneyinde Bulunan Büyük Bir Şehir Olan Helgine Büyük Bir Sühikast İle Calkalanıyordu...Bunun Nedeni Kral Ryan Crownguard'ın Yemeğine Zehir Konarak En Savunmasız Anında Öldürülüşüydü.
Ryan'ın Üç Oğlu Vardı Oğullarının İsimleri Derek Crownguard , Vinas Crownguard Ve Yaşı Hemüz Cok Küçük Olan James Crownguard'dır Bir Süre Sonra İki Kardeş Arasında Taht Kafgası Başlamıştı.Arthur'un Ölümünden İki Hafta Sonra Derek Vinas'ı Haince Yatağında Öldürerek Tahtın Tek Varisi Olmuştu.Tanrı Derek'i hiç Affetmeyecekti...
Helginede Bütün Bunlar Olurken Orc'lar Ve Elf'ler Arasında Tarihin Akışına Değiştirecek Bir Savaş Yaşanmaküzereydi...
Orc'ların Bir Elf Şehri Olan Defgineyi Saldırmaları Tüm Elf'leri Harekete Gecirmişti .Tüm Büyücü Ve Savaşcı Elf'ler Helginenin Yakınlarında Bulunan Bir Düzlükte Mevzilenmeye Başlamışlardı. Orc'lar Bütün Bu Olanlardan Habersiz Helgineye Saldırı Pilanları Yapmaktadırlar...
Tüm Bunlar Olurken Derek Tahtın Ve Ona Duyulan Saygının Tadını Cıkarırken Muhafızlardan Biri Helgine'ye Yaklaşan Bir Ork Ordusu Görür Ve Alarm Vemek İçin Sabaş Borusunu Calar Ve Helgine deki Kadınlar Cocuklar Ve Yaşlılar Sığınaklara Yöneldiler.
Savaş Borusunu Duyan Elfler Tersgiden Birşeyler Olduğunu Anlarlar Ve Helgine'ye Doğru Hızlı Bir Şekilde Yol Alırlar.
Derek Bunların Ona Tanrının Bir Cezası Olduğunu Düşünmeye Başlar Ve Haklıdırda...
Orclar Kaleye Yaklaştıkca Duyulan Korku Birazdaha Artmıştı.Ve Kalenin Arkasındanda Elfler Gelmeteydiler.Elflerin Uzun Bacakları Kaleye Daha Önce Varmalarını Sağlamıştır.Derek Hemen Bir Umutla Elfleri Kaleye Alır Ve Kaleyi Savunmalarında Yardım İster.Elfler Saldıranların Orclar Olduğunu Öğrendiklerinde Hemen Kabul Ederler Ve Kalede Hazırlıklara Başlarlar.
Derek Ona Duyulan Saygıdan Dolayı Cok Şımarmıştır , Elf lerin Komutanı Olan Mryzael'ie Aralarında Bir Taryışma Gecmesi Sonucu Mryazel'e Saldırır .Buna Cok Sinirlenen Elflerden Biri Derekin Boğazını Keserek Ölümüne Neden Olur.
İnsanlar Bu Olaydan Sonra Dahada Cok Korkmaya Başlarlar.Elflerin Komutanı Olan Mryzael İnsanlara Sakin Olmalarını Ve Orcların Kaleye Giremiyeceklerini Söğlemesine Rağmen Duyulan Korku Dinmemiştir.
Elfler Kaleden Cıkarlar Ve Orcların Geldikleri Yönde Mevzilenir.Orclar Cok Gecmeden Gelmiştirler Ve Karşılarında Elfleri Görmeyi Beklemiyorlardır.Savaş Üç Saat Sonra Sona Ermiştir Ve Orcların Çoğu Ölmüş Bir Kısmı İse Kaçmayı Başarmıştır.
Derekin Ölümünden Sonra Tahtta Yaşı Hemüz Cok Kücük Olan James Gecmiştir. Sonunda Taht Gercek Sahibini Bulmuştur...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Apaydın, ne öğrenmek istiyorsun bilmiyorum ama bu hikaye ise ve bitiş haliyse olmamış diyebilirim. Ama eğer FRP için bir senaryo girişimi ise o zaman zaten denecek bir şey yok.

Bu hiikayede yapılması gereken çok şey var. Televizyonda gördüğün bir filmi kısaca arkadaşlarına anlatır gibi anlatmış hiç detaya girmemişsin. Hikaye kahramanları nasil, mekanlar nasıl neye benziyor nerde hiç belli değil. Bazı çok gereksiz de tekrarlar yapmışsın. 3 kardeşin isimlerini sayarken soyadlarıyla saymışsın. Tekrar kelimelerden olabildiğince kaçman gerekyor.

Bu hikayeyi 1 sayfa olarak düşünürsek senin bunu en az 3-4 sayfaya çıkarman gerekiyor. Hem de olay kurgusuna hiç dokunmadan. Bu konuda gelişmek için de bence en iyisi eline bir kağıt kalem al ve gittiğin her yerde bulunduğun yerleri tarif et. Hem detaylı tarif et hem de her parçanın sende uyndırdığı duyguları da ilave et. Bu şekilde hızlı gelişme gösterebilirsin.

Bir hatan da bir çok kişinin yaptığı gibi yazmaya fantastik ile başlamış olman. Fantastik seviyor ve FRP oynadığınız için bu edebiyat türünü kolay gibi görüyorsan yanılırsın. Hem normal hayatta olan bir olayı anlatan bir yazar gibi bir dil ustalığı göstereceksin, hem de hiç var olmayan bir dünya ve ırkları okuyucu orda yaşamışcasına detaylı bir şekilde beyninde yer ettireceksin. Bu kolay değil. Gerçi bunu bu derece yapabilen yazar sayısı da 2-3' ü geçmez herhalde. Fantastik severler genelde her hatayı affediyor, içinde elf keliimesi geçen kitaba raflarda saldırıp fantastik olsun taştan olsundiyorlar. Bu nedenler fantastik romanı yazıp satmak çok da kolay bir hal eldığını da söylemeden geçemeyeceğim.

[Bu mesaj ghaldszar tarafından 30 September 2003 16:26 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Öncelikle tasvirler üzerinde çalış ama doğal tasvirler yap. Sözgelimi şimdi havanda isen otur odanın tasvirini yap ve yazını buraya yaz. Bize odanı anlat tarif et. Öyle bir yaz ki sanki daha önceden gelmiş gibi olalım. Ama okuduktan sonra senin odada ne hisssettiğini de bilelim. Yoksa sağda şu var solda bu var olmasın. Bir yere girdiğimizde çeşitli nesneleri görmenin yanında bu nesnelerden bazılarını hatta bir çoğunu saliselik ufak eleştiriler yapar ve onlar hakkında irili ufaklı duygular oluştururuz. Bunları da tasvirde vermek zorundasın ki biz okuduğumuzda onları hissedelim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu odaya adım attığınız anda göze carpan ilk şey kapıdaki "ölüm tehlikesi" yazısı insana pekde fazla güven vermiyor.içeriye doğru girdiniz anda duvarlardaki posyerler ve odanın dağınıklığı göze carpıyor.odaya biraz daha dikkatli baktığımızda odanın uzun zamandır kullanılmıyormuş olduğu düşünülebilir.Ancak bilgisarayın uzun süredir acık olmadığı sıcaklığından anlaşılabiliniyor.

Bu deminki hikayeden daha kötü oldu :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet bence de.

Önce odaya girişin nasıl olduğunu anlat. Sonra odanın içinde neler olduğunu. Neyin nerde olduğunu anlat. Yani kabaca odanın şeklini tarif et. Sonra bu detay yazısını genişletmeyi dene. Sözgelimi bilgisayarın sıcaklıgından uzun süre kapanmadığını anlamamız çok önemli bir durum değil. Yani senin odanda biz sence bilgisayarının her zaman açık olup olmadığını mı merak ederiz. Hadi etsek bile yabancı biri odaya girdiginde sence odada ilk farkedeceği şey bilgisayarın hep açık olduğu mudur?

Şöyle hayal et. Ben senin evine hiç gelmedim. Şimdi gelsem önce hangi şeyler dikkatimi çeker. Sonra nasıl inceleyerek detaylara inerim. Neleri farkederim neleri farketmem. Farkettiklerim hakkında neler düşünür neler hissederim. Çıkarken ise bende bıraktığ genel izlenim nedir. Bu şekil ve sırayla anltacaksın. Ben de okuduğumda o odaya gelmeye gerek duymayacağım. Çünkü artık neler göreceğimi ve bunlar hakkında ne düşünüp neler hissedeceğimi öğrenmiş olacağım.

Denemelere devam et. Yeni denemelerini bekliyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anlattığın şeylerin detayı inip inmeyeceğine onların benzersiz olmasına, dikkat çekici bir özelliğinin olmasına, detaydaki özellikle başka bir özelliğin bağlanabilir olmasına ve senin ona dikkat çekmek istemene göre karar verebilirsin.

Sözgelimi:
Odanın sol tarafında duvarı boydan boya kaplayan bembeyaz yeni yıkandığı belli perdeler vardı.

Bu cümle yanlış ve gereksizdir. sadece tül perde diyip gecsen zaten yeterlidir. Çünkü hepimiz tül perdeleri biliriz. Benbeyaz diye üstüne bastırman ise gereksizdir çünkü zaten doğal olan tül perdenin bembeyaz olmasıdır. Yeni yıkanmış olması da bizi ilgilendirmez. Eğer oda dağınık, aşırı pis ise ve baktığın anda perde orda biranda temizliğiyle rahatsız edecek derecede dikkat çekiyorsa o zaman böyle bir tarifle beraber bu duygularını da belirtmeli hatta bir sonraki cümlende perdeden gelen güzel deterjan kokusunu da belirtmelisin.

Odanın solunda boydan boya kaplayan sanki yllardır fabrika dumanında kalmışcasına grileşmiş bir renge bulanmış perdeler ve aylardır temizlenmediği açıkca belli olan camlar güneşin odaya girmesini nerdeyse tamamen engellerken, perdelerden gelen ağır sigara kokusu bu perdelerin renginin neden gri olduğu bize açıkca söylüyordu.

Sözgelimi bu cümle daha doğru bir cümle. Şimdi o perdenin nasıl bir perde olduğunu daha rahat algılayabilirsin. Bu sadece bir dakikada yazılmış basit bir örnek çok da güzel bir örnek değil ama senin nasıl yapman gerektiğine yardımcı olabilecek bir örnek oldu sanırım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hemen beziyorsun. Biz bu kadar yazıyı sen "Benden yazar olmaz" deyip vazgeç diye değil yanlışlarını düzelt ve bi,r şeyler yazabil diye söylüyoruz. Yazarlık şairlik, ressamlık heykeltraşlık vs gibi dallarda kısaca tüm sanat dallarında durmadan çalışmak durmadan diğer sanatkarların eserlerini inceleyip eleştri ve özeleştri yapmak ve durmadan denemek önemlidir. Bizim yazdığımız iki eleşttride vaz geçersen tabii ki olamazsın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kimseyi gözünde büyütme. Ne de olsa benim de 18 dile çevrilmiş 35 ülkede 2 sene best seller de kalmış bir hikayem kitabım yok. Olsa da farketmez. Önüne duvar koyma.

Özellikle geceleri yazmayı dene. İnsan geceleri daha duygusal olur.

Kendi odan olmasa da sana ait çok önemli şeyler hakkında yaz. Özellikle onlarla ilgili bir şeyler olduğunda. Söz gelimi senin için çok değerli bir kalemin tasviri ve senin için öenmli olmasına neden olan olayın hikayesi. Ya da kız arkadaşın ya da annen ya da kardeşin hakkında hissettiğin kızgınlık, yada duygu yoğunluğu hissettiğindeki düşüncelerin.

Muhakkak bir günlük tut. O gün olan olayları gün sonunda yazacağın gibi aynı zmanda her canın istediğinde bir şey düşündüğünde kızdığında neşelendiğinde bunu günlüğe dile getir.

Ara sıra şiir yazmayı da dene. Şiir de oku kitap da. Her tür yazı denemesi senin duygularını kağıda dökmene daha çok yardımcı olacaktır. Şu noktada yazdığının konusu olması gerekmiyor. Önemli olan duyguları anlatabilmeyi öğrenmen.

Bol bol kitap oku. Özellikle de klasikleri. Benim sana tavsiyem Don Kişot' u okumandır öncelikle. Belki okumuşsundur ama tekrar oku. Bu sefer nasıl yazdığını neleri nasıl verdiğini anlayarak irdeleyerek oku.

Paticik Karalama Defteri bölümünde bol bol düz yazı ve şiir var. Onları da muhakkak oku. Hatta şu anda aklıma gelen Edgar Allan Poe' nin Karakedi isimli hikayesi var o da karşı tarafa verilmesi gereken duygunun nasıl verilebileceğine güzel bir örnektir.

[Bu mesaj ghaldszar tarafından 30 September 2003 18:33 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...