Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Zülfü Livaneli


massosoit

Öne çıkan mesajlar

CHP bir sol parti değildir. Sol kimlikten ayrılması parti yönetiminin, dolayısıyla da onu destekleyen örgütün bilinçli bir kararı, bir tercihidir. Eskiden CHP hiç olmazsa 'sol' görüşleri ve grupları da barındıran bir partiydi. Ve mevcut partiler arasında ikna edilmeye en açık olanı gibi bir görünüm veriyordu. Parti, yeni politikaları ile sol kimliği tamamen tasfiye etti. Artık bu partiye 'sol' demekten vazgeçmek gerekiyor.

Zülfü Livaneli

[ Mesaj 02 Mayıs 2007, Çarşamba - 16:45 tarihinde, massosoit tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cumhuriyet Halk Partisi'ni artık sosyal demokrat birlikten atmanın zamanı geldi. CHP, aşırı sağ partiler birliğine katılmalıdır. Bu partinin solla hiçbir irtibatı yok. Askerî darbe yanlısı görünen bir partinin solla yakından uzaktan bir ilgisi olamaz.

"AB parlamenteri"Cem Özdemir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yahu adam bi sayfa yazi yazmis, neden oyle dusundugunu aciklamis. Siz de olaylari carpitan medya gibi bi paragrafi alip elestiriyosunuz. Adam ne guzel aciklamis; sol parti dedigin isci sinifina yakindir; hatta sinif gozetmez. CHP'nin hedef kitlesiyse isci sinifindan cok burjuvaya yukselmis durumda. Hatta geliri dusuk kesimin CHP'yi degil de AKP'yi kendilerine daha yakin gormesi yenilir yutulur bir sey degil. Bu nedenle CHP sol'dan cok merkeze kaymis bir partidir...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Askerî darbe yanlısı görünen bir partinin solla yakından uzaktan bir ilgisi olamaz.


Ya beyler neyi tartışıyorsunuz,sol partiyle alakası olmadığını zaten askeri darbeyi destekler görüntüyü vererek yeterince kanıtladı.
Bu ülkede darbedeb en çok mağdur durumuna düşen solculardır.
Bu nasıl bi çelişkidir anlayamıyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anlasilmasi zor degil o kadar.. Onceki darbeler hep solcularin asiriya kacmasiyla alakaliydi. Bu sefer durum sagcilarin asiriya kacmasiyla alakali ve enteresan sekilde solcular birakalim ne halleri varsa zaten gorecekler diyolar. Bu darbeye destek degil sadece olacaklari onceden gormektir.

Yazinin tamami
[spo]Sağına soğan, soluna sarmısak

Siyasetin acil görevi Türkiye’yi kutuplaşmalardan ve rejime müdahale girişimlerinden kurtarmaktır.

Türkiye’de dengeleri yerli yerine oturtacak tek kurum siyasettir. Ama bu dengeyi sağlamak için, önce siyasetin kendi içindeki denge sorununu çözmesi gerekiyor.

Bizde siyaset dengesiz.

Çünkü çağdaş, özgürlükçü ve demokrat bir sol partiye sahip değiliz.

İsmet Paşa’nın Yaşar Kemal’e söylediği gibi, tek kanatlı kuş uçmaz. Bir ülkenin siyasetinde mutlaka sağ ve sol görüşlerin temsil edilmesi gerekir.

Bu ayrım bir kutuplaşma değildir. Olsa olsa ekonomi, kültür ve sosyal devlet olgularındaki farklı bakış açılarını dile getirir.

Eğer etnik ve inanç temelli görüşleri, sağ-sol kanatlarında toplamayı başaramazsanız, asıl tehlike o zaman başgösterir ve ülke kutuplara bölünür.

***

Nasıl böyle bir iddiada bulunuyor ve Türkiye’de sol parti yok diyorum?

Gelin bunun cevabını arayalım.

Bu köşede Çağlayan mitingine ait gözlemlerimi aktarırken, orta halli apartmanlardan sarkan bayrakları anlatmış, buna karşılık gecekondularda ve kaçak yapılarda hiç de böyle bir şey görülmediğini belirtmiştim.

Bu durum, kavganın sınıfsal bir temeli olduğunu gösteriyor.

Görece olarak varlıklı, kentli, okumuş yazmış kesim laikliği savunurken, bu yaşamdan pay alamadığı için öfkelenen yeni göçmenler sağ partilere, özellikle de AKP’ye yöneliyor.

Yani daha önce birçok kez belirtmiş olduğum gibi; “Bağdat Caddesi’ndeki bir apartmanın sahibi CHP’ye, kapıcısı ise AKP’ye oy veriyor.”

Demek ki yoksul kesimler AKP’yi kendilerine daha yakın hissediyor, zenginleşme ve kent yaşamından pay alma isteklerine bu partinin daha çok hizmet edeceği inancını taşıyorlar.

İşte zurnanın zırt dediği yer de burası.

Sağ ve sol bu noktada birbirine karışıyor ve marşta söylendiği gibi “Sağdan sola, soldan sağa, salla bayrağı düşman üstüne” marşları söylenerek solculuk yapılıyor.

Siyasette acil olarak düzeltmesi gereken temel sorun bu.

***

CHP bir sol parti değildir.

Yeni mi anladın diyeceksiniz...

Hayır, bunu yıllardan beri biliyor ve belirtiyordum ama eskiden CHP hiç olmazsa “sol” görüşleri ve grupları da barındıran bir partiydi.

Ve mevcut partiler arasında ikna edilmeye en açık olanı gibi bir görünüm veriyordu.

(CHP’nin işçi sınıfı hareketinden gelmediği, devlet kurucusu olduğu, eşrafa ve bürokrasiye dayandığı gibi gerçekleri hepimiz biliyoruz.)

Parti, yeni politikaları ile sol kimliği tamamen tasfiye etti.

Artık ağız alışkanlığı ile bu partiye “sol” demekten vazgeçmek gerekiyor.

Çünkü sol bir parti, sözünü ettiğim yoksul kesimlere “daha iyi bir yaşam” vaat eden parti olmalıdır.

Varoşlar AKP yerine, bu sol partiyi kendilerine yakın hissetmelidirler.

İşçiler, dar gelirliler, insan hakları savunucuları, kültür adamları, akademisyenler, sanatçılar, demokratlar kendilerine bu partide yer bulabilmelidir.

Çünkü dünyada sol parti tanımı budur.

***

CHP içindeki dostlar, bu yazıdaki saptamalardan alınmasın, gocunmasın. Amacım suçlamak değil, saptamak.

CHP’nin sol kimlikten ayrılması parti yönetiminin, dolayısıyla da onu destekleyen örgütün bilinçli bir kararı, bir tercihidir.

Buna da saygı duymak gerekir.

Biliyorum, bunlar çok yazıldı çizildi; ben de birçok kişi gibi bunları defalarca dile getirdim ama ne yapalım ki durumda bir düzelme olmayınca gördüğümüzü bir kez daha belirtme durumunda kalıyoruz.

Başlıktaki yanlışı düzeltmek ve dengeleri yerli yerine oturtmak için kalem sallıyoruz. [/spo]

[ Mesaj 02 Mayıs 2007, Çarşamba - 17:09 tarihinde, riglous tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Burda önemli olan aslında kimin başına geldiği değildir,önemli olan her darbenin ülkeyi 10 yıl geriye götürdüğüdür.Ve bunun sıkıntısınıda millet çekiyor.
3 askeri darbenin millete maliyeti 30 yıldır,3 günlük rejim tartışmasının verdiği zararda 20 milyar dolardır.
Artık şu sabit fikirlilikten,yobazlıktan vazgeçin,demokrasiye inanın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Bu ülkede darbedeb en çok mağdur durumuna düşen solculardır.
En son darbeye bakarak soyluyorsun bunu. Yani ben de darbe yanlisi bir insan degilim, askerin de yeri kisladir orasi da dogru, ama Turkiye'de oturmamis bir duzen var ve bu ozellikle guclu bir egitimle saglam bir sekilde oturturulana kadar, asker bu duzenin koruyucusudur ve tehlikede olmadikca girme gibi bir plani yok ozellikle su anki askerin tutumu bu sekilde yani.

Bu arada, Ferhan Sensoy'un gecenlerde neler dedigini bilmiyorsun sanirim bu lafi ederken.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Burda önemli olan aslında kimin başına geldiği değildir,önemli olan her darbenin ülkeyi 10 yıl geriye götürdüğüdür.Ve bunun sıkıntısınıda millet çekiyor.
3 askeri darbenin millete maliyeti 30 yıldır,3 günlük rejim tartışmasının verdiği zararda 20 milyar dolardır.
Artık şu sabit fikirlilikten,yobazlıktan vazgeçin,demokrasiye inanın.
Ayrica bazi seyler yillarla, parayla olculecek seyler degil.
Bu topraklari kurtarmak icin de Canakkale Savasi'ni milat alirsak yuzbinlerce kisi oldu. Simdi o topraklar birer birer ozellestirme adi altinda satiliyor. Din, inananlarin icinde baslayip bitmesi gereken birseyken okullara, kamu kuruluslarina, toplum yasantisina sokulmaya calisiliyor. Boylece yavas yavas insanlar yeni bir sisteme hazirlaniyor, her sey oldu bittiye getirilebilsin diye de kademe kademe yapiliyor.
AKP gelir gelmez kamusal alanda turban olayini acti, ne oldu? Elinde patladi. Simdi cumhurbaskani olayiyla dayatma haline sokulacakti, ve bu kapi acildiktan sonra da bir sekilde "kamusal alan ayrimi yapilamaz" denerek kamusal alana sokulacakti ornegin.
Veya imam-hatipliler ne isleri varsa (sadece onlarin degil diger meslek liselerinin de kendileriyle alakalari olmayan bolumlerde) hukuk vs. gibi bolumlere girebilecek, boylece dunku Anayasa Mahkemesi karari 20 yil sonra, hukuk mezunlari da onlarin tabanindan geleceginden baska turlu olacakti.
Yavas yavas hazirlaniyorlar ya, gumbur gumbur de geliyorlar. Biz de hala demokrasiye inanalim diyoruz. Demokrasi denilen sey, kendisinin aciklarindan yararlanarak kendisini yikmak midir yani bir rejimin.
Rejim tartismasi yapilacak bir boyutta degilse sence su an, senin olaya bakisinda bir problem vardir. 12 yil once "cumhuriyet devri bitti" diye aciklama yapan bir adamin cumhurbaskani, "Istanbul'un imamiyim" diyen bir adamin basbakan ve Nur tarikatinin guclu isimlerinden biri olan bir kisinin meclis baskani oldugu bir ulkede rejim tehlikede degil denilebiliyorsa hala, tehlikede olmasi icin ne olmasi lazim cok merak ediyorum.
Demokrasiye inanin demissin, bu demokrasiyse, bu kavrami ortaya cikaran antik yunanlilara yazik yani.

[ Mesaj 02 Mayıs 2007, Çarşamba - 17:29 tarihinde, Penthesilea tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...