Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bilim Kurgu


Bone

Öne çıkan mesajlar

Bir süredir bilim kurgu üstünde düşünüyordum.
"Otostopçunun galaksi rehberi" okumaya başladığımdan beri de, kafamı daha çok karıştırır oldu.





İlk başta şurdan başlıyalım.
Bilim kurgu filmlerinde görürüz, pulse rifle, plasma rifle, laser pistol, ion cannon, rail gun gibi silahlar vardır. Bunlar nedir, nasıl çalışır, alternatif ne tip silahlar vardır, ve şu an için gerçekleşme imkanı var mıdır?





Sonra şu konuya geçiyim.
Özellikle Kıbrıs'ta yaz sıcağında kafam yanarken çok istediğim bir hadise.
Portal, teleport.
"Keşke kendimi teleport edebilecek bir cihaz olsa da, şu cehennem sıcağında yolda dolaşmak zorunda kalmasaydım" diye içimden geçirirdim.
Sonra bir takım düşüncelere dalardım.
Mesela teleport imkanı olsa, boşu boşuna otobüs, uçak, taksi felan beklememiz gerekmezdi. İnsanlar bir teleport makinesiyle yolculuk yapabilirdi.
Bir teleport cihazı olsa, mesela Doom 3 oyunundaki gibi, bizi bir yerden bir yere ışınlasa. Ne güzel olurdu.
Ancak peki ya Quake 3'teki "spawn" gibi ışınlanmamızı sağlıyacak kemer boyutuna kadar indirgenebilmiş bir düzenek olsaydı? İstediğimiz rotayı girdiğimizde pat diye oraya yollasaydı.
Hayatı çok kolaylaştıracaktı, o bir gerçek.
Ancak öte yandan mantık sınırlarını zorlayan saçma bir alet gibi geliyor bana.
Yani mesela, biz hava içinden, su içinden ilerliyebiliyoruz, su/hava atomlarını yana iterek arasından geçiyoruz. Peki ya bir noktada aniden ışınlansak? Hava atomlarının içinde mi oluşacağız? Hava atomlarının olduğu yerde mi tekrar meydana geliceğiz? Yoksa o noktada oluşurken, hava atomlarını yana mı iteceğiz?
Peki katı bir cisimin içinde meydana gelsek, mesela bir bina? Binanın o bölgesi patlamış gibi içe doğru mu göçecek? Peki ya bir insan? Bu teleport aletini kullanıp, insanların içine ışınlanırsak, Quake'teki gibi "spawn death" mi olacaklar?





Uzay seyahati konusuna geleyim.
Dünyamız yavaş yavaş ölüyor. Ormanlar azalıyor, çöller genişliyor, doğanın dengesi bozuluyor, hayvanların soyları tükeniyor, ve en önemlisi insanlar için daha az yer kalıyor.
Yavaş yavaş diğer gezegenlere seyahati planlamayı ve gerçekleştirmeyi düşünmemiz lazım.
Ancak şöyle birşey var, evren dediğimiz uçsuz bucaksız bir yer,
ve biz daha "ay'a adım basıldı mı basılmadı mı" onu tartışıyoruz.
bize en yakın gezegen olan mars'a insanlı taşıt yollamak için yeterli yakıt üretemiyormuşuz, bu konu üstünde projeler deneniyormuş.
ki daha ışık hızında seyahat edebilmek için teknoloji üretmemiz gerekiyor.
bu da yetmiyecek, bazı uzak yerlere portal kurmamız gerekiyor ki, daha önceden gidilmiş yerlere, sadece portaldan geçerek ulaşılması sağlanacak.
ancak bütün bunlar, insanoğlunun bir yerden bir yere gitmesi için yüzyıllar geçmesini gerektiricek.
Yani ışıktan kat kat daha hızlı ilerlemek için bir teknoloji üretmemiz lazım.
Belki uzayda bir delik yaratıp, istediğimiz noktaya gitmemizi sağlıyacak (yukarda bahsettiğim portatif kemer teleport cihazı gibi bişi) bir wormhole oluşturmamız mümkün olabilir?
Ya da gene "otostopçunun galaksi rehberi"nde olduğu gibi istediğimiz herhangi bir yere ışınlanamamızı sağlıyabilecek bir gemi üretebiliriz?
her ne olursa olsun, gezegenler arası seyahati mümkün kılan teknolojiyi en kısa zamanda bulmamız gerekiyor.
Ancak ne yazık ki bu konuda hiç bir ümidim yok.
Uzay konusunda araştırmalar pek kısıtlı gibi gözüküyor.
Herşeyi adım adım üretmeye çalışırsak, en az 1000 yıl sürer gibi gözüküyor.
Ancak dünyanın o kadar vakti kalmadı bence, bilim adamları elini çabuk tutsa keşke :




Son olarak aklıma şu geliyor.
Önümüze gelen bilim kurgu filmleri, oyunları, hikayeleri, neden hep insan'a benzeyen uzaylı ırklarıyla dolu?
Yani, düşünsenize, uzay uçsuz bucaksız bir yer. Burda bir sürü farklı gezegen ve cisim var.
Bu gezegenlerde yaşıyan ırkların illa aşşağı yukarı aynı boylarda olması zorunlu mu?
Mesela dünya'da dinazorlar yaşamıştı bir ara. Tamam belki bir Trex, bir insan kadar akıllı değildi, ama o da bir canlıydı. İnsandan da çok daha büyüktü.
Daha büyük gezegenler olabilir, canlı türlerinin daha büyük olabilmesine imkan tanıyanlar.
Bu gezegenlerden gelen akıllı canlı formları belki devasa yaratıklar olabilir?
Ya da neden olmasın, belki mini minnacık canlılar olabilir? Mesela karınca büyüklüğünde. Sonuçta karıncalar da canlı.
Yani ne biliyim, hep insan boyutunda uzaylı ırkları görmek bana tuhaf geliyor.





Ha bir de şu var.
Karınca gibi uzaylılar olamaz mı dedim.
Bir süredir düşündüğüm bir konu.
Aslında "fantazi kurgu - bilim kurgu farkları" diye bir kıyaslama yapmayı da düşünmüştüm ama sonra vazgeçtim.
Bilim kurgu filmlerinde ve hikayelerinde anlatılanlar bize tuhaf gelir. Kırmızı deniz, kahverengi gök yüzü, iki güneş, üç ay, siyah çimenler felan derler. Bunlar da bize mistik ve imkansız gelir.
Ancak bu açıdan baktığımızda aslında bizim dünyamız da benzeri bir tuhaflığa sahip.
Tamam, belki günlük yaşantımızın monotonluğu açısından baktığımızda herşey son derece sıradan. Peki ya bilimkurgu hikayesi açısından bakmayı denediniz mi?
Bana sabahleyin gün doğmadan önceki o açık mavi gökyüzü, güneşin doğarkenki etraftaki sarılık, ayın bembeyaz ışığı, yağmurlu bir günde çakan şimşekler... etkileyici gelmiştir. Etrafımdaki canlılara bile sanki bilimkurgu filmi gibi bir açıdan bakarım. Aslında illa bilim kurgu filmi izlemek gerekmiyor bu mistik güzellikleri görmek için. Kendi dünyamıza farklı açıdan baktığımızda da görebiliyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Quotespoiler: [spo]Son olarak aklıma şu geliyor.
Önümüze gelen bilim kurgu filmleri, oyunları, hikayeleri, neden hep insan'a benzeyen uzaylı ırklarıyla dolu?
Yani, düşünsenize, uzay uçsuz bucaksız bir yer. Burda bir sürü farklı gezegen ve cisim var.
Bu gezegenlerde yaşıyan ırkların illa aşşağı yukarı aynı boylarda olması zorunlu mu?
Mesela dünya'da dinazorlar yaşamıştı bir ara. Tamam belki bir Trex, bir insan kadar akıllı değildi, ama o da bir canlıydı. İnsandan da çok daha büyüktü.
Daha büyük gezegenler olabilir, canlı türlerinin daha büyük olabilmesine imkan tanıyanlar.
Bu gezegenlerden gelen akıllı canlı formları belki devasa yaratıklar olabilir?
Ya da neden olmasın, belki mini minnacık canlılar olabilir? Mesela karınca büyüklüğünde. Sonuçta karıncalar da canlı.
Yani ne biliyim, hep insan boyutunda uzaylı ırkları görmek bana tuhaf geliyor.[/spo]

Tamamen katılıyorum.
Uzaylıların insana (veya her hangi başka bir cisime) benzeme olasılıkları 1/(63450754634567453291 ^74)

Mesela bir filmde 80~ kromozomlu non-karbon bazlı bir mikroorganizma gelmişti dünyaya
evrim hızı exponentialdı falan
o film diğer uzay filmlerinden 20 kat daha mantıklıydı bence :P

[ Mesaj 24 February 2007, Saturday - 16:29 tarihinde, Hergonan tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İnsanla uzaktan yakından alakası olmayan uzaylıların olduğu yığınla film var. Sen hiç "Alien" a benzeyen adam gördün mü?

Gezegenler hatta yıldızlararası seyahat yapmak için önce enerji lazım.ç Bunun için de ya güvenli biçimde füzyon sağlanıp devam ettirilmeli, ya da anti-madde madde reaksiyonları kontrol edilip, motorlarda kulklanılabilmeli. Ondan sonra yap İstanbul kadar bi gemi, bas düğmeye yıllarca gitsin :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Işınlanma teknolojisi biraz zor gibi. Nerde okudum hatırlamıyorum, zaten rakamları da hatırlamıyorum sallayacağım; ama bir insanın vücudunda bulunan atomların dizilişini sayısal veriye çevirmeye kalışırsan bilmem kaç yüzbin tane 250 gb hdd gerekiyormuş. Sanırım Chip'in bir sayısıydı.

Orda ilginç bir bilgi daha vardı. Star Trek dizisinde ışınlanma teknolojisinin kullanılmasının sebebini anlatıyordu. Gezegenlere iniş-kalkış animasyonları o zamanlar fazla pahalı olduğudan, kısaca ışınlanma diye bir teknoloji entegre etmişler diziye.

Genede günümüzde atom altı parçacıkların ışınlandığı gibi şeyler duydum, onlar bilimsel konu ben bilmem; ama popüler kültürdeki yeri buymuş ışınlanmanın 8D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
İnsanla uzaktan yakından alakası olmayan uzaylıların olduğu yığınla film var. Sen hiç "Alien" a benzeyen adam gördün mü?

Evet :P
[spo]


[/spo]
Bunlar yeterince insana benziyor bence...
Sadece kafa yapısı biraz değişmiş, eller ve ayaklar biraz değişmiş, kuyruk ve omuzluk gibi uzantılar eklenmiş.

[ Mesaj 25 February 2007, Sunday - 11:16 tarihinde, Hergonan tarafından güncellenmiştir ]

[ Mesaj 25 February 2007, Sunday - 11:17 tarihinde, Hergonan tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İyi de bizim dünyamızda el ve ayakları olmayan türlerin sayısı, olan türlere göre çok az. Ki karada yaşayıp el, ayak ya da kanat gibi bir organ olmadan hareket edilemez. (ya da yılanlar gibi aşmış bir omurga) Bu da bilimsel bir gerçek, ayrıca alet yapma ve kontrol etme becerisi de ellere dayanır, ya da başka dokungaçlara falan. Bu durumda kalkıp uzay gemisiyle dünyamıza kadar gelen uzaylının illa ki el ve ayak gibi uzuvları olmalıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Meteorla gelsinler
El ve ayaksız da yaşanıyor
Dediğin gibi yılanlarınkı gibi aşmış bir omurgaları olabilir
Neden olmasın
Niye insan gibi olsunlar ki
Niye "fiziksel" şekilden bir avantajları olsun ki?
Belki de enerjiyi kontrol edebilen 2 santimlik yaratıklardır kendileri?
Fiziksel tek parçaları ortadaki "kor"dur belki?
Sadece elektronlardan oluşmuş bir yaratık
Parlıyor böyle
ilginç olmaz mı o
sorarım size ey bilim kurgu cemaati
Atom yapısı değişiktir belki, elektronları daha ağırdır
Foton manyağı yapar sonra seni
Yaşayan nükleer bomba tarzı

[ Mesaj 25 February 2007, Sunday - 11:52 tarihinde, Hergonan tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çok düşük olasılıklardan bahsediyorsun, uzay gemisini kullanabilmek için ya beyin güçleri lazım, telekinesis vs. ya da el gibi uzuvlar lazım. En mantıklısı da el gibi uzuvlar. İşlevsellik açısından el gibi yalnız, illa 5 parmak olsun falan demiyorum yani :) Ama beyin gücü çok daha fantastik kaçıyor ki öyle uzaylıların olduğu filmler ve kitaplar da var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...