Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

sizce netten bir iliski nasil olur?


emre2372

Öne çıkan mesajlar

ne demek bedene ihtiyaç yoktur yaa?tabii ki de vardır.Bir insanı gördüğünde alacağın heyecanla , o kalbinin çarpmasıyla , msn'e girmesinin verdiği heyecan bir mi alahaşkına yaa??Ahh ahh..nerde o eski aşklar ..[signature][hline]paticiksel kızsal BASKET MAÇI..hadi kızlar gösterin kendinizi..müracaat : basketbol ..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir insanı gordugunde sadece ona karsı farklı anlamda birşeyler hissedersin, cekici gelir yakısıklı yada guzel bulursun

gormedıgın bı kısıyı sevdıgınde onu daha iyi tanırsın dürüstlük varsa nasıl bır karakterı oldugunuda cok rahat anlarsın. Yeterki dürüstlük olsun ve gerçek sevgide bu şekilde gayette olabilir birşey

Kaldı ki Webcam denılen, resim denılen şeylerde mevcut. İllaki goruyosun yanı hatta telefondada konusuyosun ama illa gerçek hayatta görmek gerekmıyor bazı şeyler icin. [signature][hline]Trust No One

[Bu mesaj BlaCk tarafından 09 Ekim 2005 19:59 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hayır black kesinlikle katılmıyorum sana. Dikkat edersen tipten bahsetmiyorum . Ya bir insana dokunduğunda bir elektrik hissedersin , ama bu anlatılmaz ki .Dokunduğunda içindeki testesteron hormonları harekete geçer,mutlu olursun , yüzünü ateş basar!!Sana yaklaşırken yer yerinden oynar , karnında kelebekleri hissedersin!!. Web cam ile olacak bir iş değil bu.Kaldı ki tipte önemlidir bir yerden sonra . Cinselik olmadan aşk olmaz , eğer bir insan sana dokunduğunda birşey hissetmiyorsan o kişiyle duygusal bir bağ kuramazsın .[signature][hline]paticiksel kızsal BASKET MAÇI..hadi kızlar gösterin kendinizi..müracaat : basketbol ..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sanal aşklar sanal kimliklerin birlikteliğidir. burada sorulması gereken
erken bir soru var. sanal kimlik nedir? 'gerçekte olmayan kimlik' anlamına
gelse de, sanal kimlikler bazen kişilerin gerçek kimlikleriyle özdeş
olabiliyorlar. yaşadığımız hayat aslında bize yüklenen ve '0' yaşımızdan
itibaren öğretilen rollerin oynandığı bir oyun değil mi? bu roller
aldığımız eğitimlerle pekiştirilmiş ve hala pekiştirilmekte değil mi? iyi
vatandaş, iyi aile babası, iyi evlat, iyi yönetici gibi yakıştırmalar bizim
oynamamız gereken rollerin sınırlarını çizmiyor mu? biz bazen kendimizi
bizim dışımızda oynanan bir oyunun parçası olarak hissederiz ve bunun
doğurduğu iç tepkiler bizde sanal kimliklerin oluşmasına yol açar. kişilik
bölünmesi olarak küçümsenen ve sınıflandırılmaya çalışılan bu tepki aslında
insan benliğinin kendini koruma refleksleridir ve, 'beyaz atlı prens',
'hayallerin kadını', bu sanal kimliklerimizin ihtiyaç duyduğu simgelerden
başka bir şey değildirler. sanal kimlik kavramına ikinci bir yaklaşımda
daha bulunmak gerekiyor. aslında sanal kimlik denildiğinde ilk aklımıza
gelen şey internet oluyor. ancak düşünüldüğünde 'sanal kimlik' kavramı
internet'in bir türevi değil, sadece internet sayesinde ortaya çıkma
fırsatı bulan bir olgu. yani internet, sanal kimlikleri yaratan değil,
ortaya çıkmasını sağlayan bir araç sadece. sanal kimligi gizli kalmış veya
toplum tarafından bastırılmaya çalışılan gizli cinsel kimlikle
karıştırmamak gerekir. cinsel kimlik sizin sanal kimliğinizin bir parçası
olsa bile, bu yazının konusu değil. sanal aşk ve gerçek sevgi. bir insan
gerçekte hiç görmediği birine karşı sevgi duyabilir mi? bu sorunun cevabını
başka bir sorunun içinde aramak gerekir. sevgiyi nasıl tanımlamalıyız?
freud ve libido' suna göre mi yoksa eric fromm ve karşılıksız sevgi 'sine
göre mi? freud sevginin cinsel dürtülerin bir türevi olduğunu iddia eder.
iki cinsin birbirine duyduğu ilgi sevgi değil, cinsel kökenli dürtülerin
bir yansımasıdır. ve freud' cular şu soruyu sorarlar, 'leyla ile mecnun
eğer kavuşsalardı yapacakları şey neydi? ' eric fromm cevap verir, 'bir
annenin çocuğuna duyduğu veya bir itfaiyecinin kendini ateşe atarken ve
hatta bizzat freud çapında bir dehanın, ileri sürdüğü tezler doğrultusunda
bin türlü hakaret ve yanlızlığa katlanırken hissettiği sey libido değil,
karşılıksız sevgidir. sevgi beklentisiz ve çıkarsızdır' der fromm.. bu
yazının amacı, internet' te yaşanan aşkların benzersiz olduğunu kanıtlamak
değil. sonuçta insanlar aynı insanlar ve ilişkilerin niteliğini belirleyen
yine onlar. ancak söylemek istediğim, internet'in insana verdiği sınırsız
özgürlük duygusu ve fantazileri gerçekleştirmek için mükemmel bir araç
olduğu hissi. başlangıçta ve bazen asla bunun farkına varamıyorsunuz. ancak
bu duygu davranışları ister istemez etkiliyor. ve siz bakıyorsunuz ki
gerçek hayatta oynadığınız rollerden sıyrılmış gerçekte olmak istediğiniz
insan oluvermişsiniz. ve siz önce kendinize sonra da karşınızdakine karşı
dürüst olduğunuz sürece ilişki gerçekten dürüst ve çıkarsız bir hale
geliyor. artık olduğunuz gibi kabul edildiğiniz duygusuyla karşınızdakini
olduğu gibi kabul etmeye başlıyorsunuz. anlattığınız düşünceleriniz ve
duygularınız o kadar içten, bir o kadar bakir ve el değmemiştir. gerçek
yaşamda olamayacak kadar hızlı yol almışsınızdır kısacık bir zaman içinde.
karşınızdaki kesinlikle doğru kişidir, çünkü siz onunla konuşmaya devam
etmektesiniz. sabahlara kadar birlikte aslında hiç yaşanmamış bir yaşamı
paylaşmaktasınızdır. yıllardır baskı altına aldığınız dürüst tepkiler
vermeye başlarsınız. onunla birlikte olmaktan ne kadar çok hoşlandığınızı,
onunla birlikte kendinizi çok iyi hissettiğinizi anlatırsınız. bu
duygularınız karşılıklıdır ve aranızda önceleri beklentisiz bir dostluk
doğar ve sonra bu yavaş yavaş sevgiye dönüşür. siz belkide evlisinizdir ve
belki karşınızdaki kişi gerçekte asla birlikte olmayı düşünmeyeceğiniz
yaşta veya sosyal statüde olabilir. ve hatta siz istanbul' da ve sevgiliniz
brezilya' da olabilir. ne farkeder ki, ihtiyacınız olan sarılmak için bir
beden degildir. aradığınız ve istediğiniz, sizi sizin kadar iyi anlayan
birine karşı duyduğunuz sevginin o, zaman ve mekan tanımaz sıcaklığıdır.
bir elmanın bir yarısı siz diğer yarısı 'o' dur. size 'bu rüyadan hiç
uyanmasak' der, siz de ona 'bu bir rüya değil' dersiniz, rüya içinde bir
gerçekliği yaşadığınızı bilerek. birlikte idealinizdeki evi bulur ve içini
eşyalarla donatırsınız. kocaman bir koltuğun üzerinde birbirinizin
saçlarını okşar ve küçük sevgi öpücükleri kondurursunuz dudaklara.
bilgisayarın soğuk ve soluk ekranı karşısında o öpücüğü hissedersiniz
dudaklarınızda, ve gerçek olan hiç bir öpücük bu kadar derinden
sarsmamıştır sizi daha önce. sonra; 'sana tuhaf gelecek belki ama'
dersiniz, 'seni seviyorum'... ekrandaki cevap mutlulukların en güzelini
yaşatır size 'ben de seni seviyoru
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
beybin, 09 Ekim 2005 20:16 tarihinde demiş ki:
Cinselik olmadan aşk olmaz , eğer bir insan sana dokunduğunda birşey hissetmiyorsan ......


e nerene dokunduğuna da bakar tabi.[signature][hline]Horrible bir gün demiş ki:
ben kavga ettiydim.. dayak yedim, ama bende bikere vurdum!!


"Take a deep breath... it´s the last one, you will get !!!"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir insan gerçekte hiç görmediği birine karşı sevgi duyabilir mi ?Evet duyabilir . Fikirlerini ,hayat görüşünü , acısını , sevincini , fantezilerini herşeyini paylaşabilir.Ama nereye kadar ??

Aşk sadece sevgiden ibaret değildir ..Aşık olmayan ahkam
kesmesin...Çünkü aşk dokunmadan olmaz , aşk karşındakine sarılmadan olmaz. O sıcaklığı hissetmeden olmaz. Üstndeki ceketi hava çok soğuk olsa da çıkarıp ona vermeden olmaz . Omzunda ağlmadan , gözyaşlarını silmeden , sıcak bir poğaçayı paylaşmadan olmaz . Bir insana aşık olabilmek için önce fikirlerine saygı duyabilmek , fikirlerini paylaşabilmek gerekir . Peki ya devamı ? Aşk tutkudur!!Aşk caddede yüzlerce insan varken birbirinin gözünün içine bakmaktır!

Bazen ihtiyacınız olan sadece sarılmaktır Fiziksel gibi gözüksede aslnda karşınızdakinin o içtenliği , o enerjisi geçer size . Güç alırsınız sadece sarılarak , dokunarak . Ekrandaki cevap sevgiyi yaşatabilir ama , aşkı asla ..Netten bir ilişki olur , nasıl olur;Sevgi olur . Ama konumuz aşksa , dokunmaktır gerekli olan..


Beynimden alıntıdır ..
[signature][hline]paticiksel kızsal BASKET MAÇI..hadi kızlar gösterin kendinizi..müracaat : basketbol ..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi efendim iki ayrı görüş var.

Black diyor ki 'netten ilişki olur. aşk herşeyin üstündedir.'

beybin de diyor ki 'dokunmazsam olmaz.'

Efendim, öncelikle şunu belirteyim, bu aşk meselesi öyle kolay kolay tanımlanabilecek, sınırları çizilebilecek, hakkında kolaylıkla ahkam kesilebilecek bir mesele değil. Ama bir deneyelim.

Evvela bu iki arkadaşımızın unuttuğu bir nokta var. Ünlü düşünür Platon'dan adını almış Platonik Aşk dediğimiz hadise. (Gerçi Platon eşcinseldir ve öğrencisi Aristo'ya karşı karşılıksız bir aşk besler ama bizim anlattığımız farklı :) )

Platonik aşk hakikaten anlamlandırılması zor bir duygudur. Ben nice insanlar tanırım, bırakın 'sıcak bir poğaçayı paylaşmayı' veya 'sarılmayı', bir kere gördüğü ve aylarca görmediği 'otobüste uyuyan o güzel gözlü kız'ı unutmaz, unutamaz. Dediğim şu ki, aşk 'duyulardan' öte bir şeydir. Tensellikten uzaktır. Görmeden, dokunmadan aşık olabilirsiniz. Bu açıdan bakıldığında Black arkadaşımızı haklı görür gibiyim. Ama diyeceklerim bitmedi.

Olayın bir de ilişki boyutu var. Olayın ilişki boyutunu göz önünde bulundurduğumuzda beybin haklı çıkıyor. Platonik aşık zaten internetten de konuşmadan hissetmeye devam eder. Fuzuli'nin de dediği gibi belki de işin zevki acı çekmektir platonik aşık için. O selvi boylu yâr'a ulaşamamaktır onun aşkı. Ama bu aşktır. İlişki değildir. İlişkiden bahsetmek için dokunmak gerekir. Dolayısıyla ilişki diyebilmemiz için bedenlerin de ilişki içinde olması gerekir. (Fesat olmayın her ilişki cinsel değildir :) )

Sonuçta diyeceğim şu ki, insan netten konuşmadan da aşkını içinde yaşatabilir. Ortaçağ'da aylarca sevgilisinin yüzünü görmeden mektup gözleyenlerin de DNA kodları aynıydı. Ama her aşk ilişkiyi işaret etmez. İlişkiden söz edebilmek için beraber olmak gerekir. Sözlerini 'gözlerinle gördüğün karakterlerle' veya hoparlörden değil, bizzat kulaklarınla duyman gerekir. Gözlerini piksellerden değil, bizzat bebeklerinden görmen gerekir. Ellerini jpeg formatında değil, avuçlarının içinde görmen gerekir.[signature][hline]mantar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
beybin, 09 Ekim 2005 23:51 tarihinde demiş ki:
bu nerden alıntı bLack:)


komik oldugunumu sanıyosun?
Eger oyle sanıyorsan olmuyorsun hatırlatıyımda. Gereksiz yere gereksiz bicimde laf sokma cabasına girmeye gerek yok[signature][hline]Trust No One

[Bu mesaj BlaCk tarafından 10 Ekim 2005 00:20 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hayır işin komik olan kısmı ne biliyor musun ? c/p yaptığın yazının sadece bir kaç satırı konumuzla alakalıydı . acaba dedim okumadan mı c/p yaptın.YAni ben burada oturup düşünüp yazı kasıyorum . Sen c/p yapıyorsun , halbuki ben senin kelimelerini isterdim . Neyse artık kim yazdıysa tebrik edelim :) Yazıyı paylaştığın için sağol:)[signature][hline]paticiksel kızsal BASKET MAÇI..hadi kızlar gösterin kendinizi..müracaat : basketbol ..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben kimseye bi laf kanıtlama cabası altında pastelemedim o yazıyı. Sen nedense sana karşı yazmışım gibi anlamışın heh.

Konuyla alakalı bı yazı gayette, paylasmaktı amacım
Kaldı ki benımsedıgım dusuncelerınle oturup tartısacak vaktimde yok.[signature][hline]Trust No One
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
BlaCk, 10 Ekim 2005 00:31 tarihinde demiş ki:

Kaldı ki benımsedıgım dusuncelerınle oturup tartısacak vaktimde yok.

düşüncelerimi mi benimsedin ?sağol jnms :)[signature][hline]paticiksel kızsal BASKET MAÇI..hadi kızlar gösterin kendinizi..müracaat : basketbol ..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olur olur bal gibi olur sahit oldum 6 ay, sonra yalan oldu. bişiler oluyor ama sonu yalan oluyor. GNCTRCLL kazansın bırak ;)[signature][hline]You run, never stop, got to win, got to run till you drop
Eno, 30 Ocak 2005 00:29 tarihinde demiş ki:
sanal "sokuşmaya" devam edin bakalım varmı faydası...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gereksiz sallayın gözden ırak olan gonuldende ıraktır. geyiklemiyeceğini nerden biliyosun. o kadar da kotu olamas zamanını bekle falan filan...[signature][hline]Kaderimi kovalıyorum karanlığın içinden
Hayatımı arıyorum kaderimin içinden
Artık öldüm ayrılıyorum dünya kaderinden
Şimdi çıkaracağım geleceğimi

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...