Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Pearl Harbor Baskını


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Japonların Oahu Adasındaki (Hawaii) Pearl Harbor'da bulunan ABD deniz üssüne düzenlediği ani hava saldırısı (7 Aralık 1941). Baskın, ABD ile militarist ve yayılmacı bir çizgi izleyen Japonya arasında 10 yıldır giderek artan gerginliğin doruk noktasını oluşturmuş ve ABD'nin II. Dünya Savaşı'na girmesine yol açmıştır. Japonya'nın 1937'de Çin'i işgal etmesi ve 1940'ta Mihver Devletleri ile (Almanya ve İtalya) ittifak kurması üzerine ABD, ülkesindeki Japon varlıklarını dondurdu. Ayrıca, Japonya'ya petrol ve başka önemli savaş malzemesinin gönderilmesini durdurdu. Temmuz 1941'de de Japonya ile bütün ticari ve mali ilişkilerini kesti. Toco Hideki başkanlığındaki Japon hükümeti, baskın gününe değin ABD ile diplomatik görüşmelerini sürdürdü ama bir yandan da saldırı hazırlıklarını yürüttü. Japon Birleşik Donanmasının komutanı Amiral Yamamoto İsoroku, ABD'nin Pasifik Donanması'na darbe vurmayı amaçlayan saldırıyı büyük bir dikkatle planlamıştı. Pasifik Donanması'nın hareket yeteneğinin kırılmasından sonra Japonya; Güneydoğu Asya'yı, Endonezya Takımadalarını ve Güney Pasifik'i kolayca ele geçirebilecekti. 23 Kasım günü komutan yardımcısı Nagumo Çuiçi'nin yönetiminde 6 uçak gemisi, 2 savaş gemisi, 3 kruvazör ve 11 destroyerden oluşan bir filo; Hawaii'nin yaklaşık 440 kilometre kuzeyindeki bir noktaya doğru hareket etti. Saldırı, bu noktadan 360 uçakla gerçekleştirildi.

Yerel saatle 07.55'te Pearl Harbor'a ulaşan ilk Japon uçağını torpido, bombardıman ve avcı uçaklarından oluşan yaklaşık 200 uçaklık bir dalga izledi. Japon torpido uçakları, özellikle ABD savaş gemilerine ağır darbe vurdu. "Arizona", "California" ve "West Virginia" adlı gemiler battı; "Oklahoma" ise alabora oldu. Yaklaşık 45 dakika sonra Pearl Harbor üzerine gelen ikinci bir uçak dalgası "Maryland", "Nevada", "Tennessee" ve kuru havuzdaki "Pennsylvania" gemilerine ağır hasar verdi. Bunların dışında 10 ABD gemisi daha battı yada ağır hasar gördü ve 140'tan fazla uçak yok oldu. Askeri kayıpların toplamı, 2.300'ü ölü olmak üzere 3.400'ün üzerindeydi. Japonlar ise yalnızca 29 uçak ile 5 küçük denizaltı yitirdi. Pearl Harbor Baskını, ABD'nin Büyük Okyanus'taki donanma ve hava gücüne büyük bir darbe indirdi. Ama o sırada Pearl Harbor'da bulunmayan Pasifik Donanması'na bağlı üç uçak gemisi baskından kurtulmuştu. "Arizona" ve "Oklahoma" dışındaki savaş gemileri, daha sonra tamir edilerek yeniden hizmete sokuldu. Ayrıca Japonlar, adadaki önemli petrol depolarını yok etmeyi başaramamıştı. Baskın, ABD kamuoyundaki tarafsızlık yanlısı görüşlerin hızla gerilemesine yol açtı ve Kongre, 8 Aralık'ta Japonya'ya savaş ilan etmeyi kararlaştırdı. Oylamada tek ret oyunu ABD'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine de karşı çıkan; Cumhuriyetçilerin Montana temsilcisi Jeannette Rankin kullanmıştı.

Ana Britannica, 25. cilt[signature][hline]Ordumuz Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin Çelikleşmiş İfadesidir.
Kemal Atatürk

[Bu mesaj King_Tiger tarafından 12 Eylül 2005 12:27 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
Japonlar için yolculuk çok güç oluyor. Birçok gemiden dalgaların adamlarını denize sürüklediği haberleri alınıyor. Soğuk keskin, sis gemilerin ilerleyişini zorlaştırıyor. Kuzey yolunu seçmenin ve okyanusun tenhalığından yararlanmanın bedelidir bu. Bir tek gemiye rastlıyorlar; o da küçük bir Japon gemisi. Uçak gemileri, iki eski zırhlının "Hiey" ve "Kirişima"nın ardında, iki sıra halinde ilerliyor. İki destroyer sol yanı, üç denizaltı sağ yanı koruyor. İki ağır kruvazör "Tone" ve "Çikuma", konvoyun iki yanında yol alıyor. Öteki yedi destroyer, koruma göreviyle filonun önünde. Gemileri sekiz tanker izliyor. Tankerlere ayak uydurma zorunluluğu ve gemilerin mümkün olduğu kadar az yakıt harcama çabası, kafilenin hızını azaltıyor. Altı uçak gemisinden ikisi "Akagi" ve "Kaga", uçak gemisi şekline sokulmuş savaş gemileri. "Hirgu" ile "Soyu", 17.000 tonluk küçük gemiler. En yenileri 26.000 tonluk "Şokaku" ile "Zuikaktu". Bu ikisi toplam 423 uçak taşıyor. Avcı uçakları, yatay bombardıman ve pike bombardıman uçakları, torpil uçakları ile bu filo; o güne kadar denizlerde görev almış en büyük hava birliğidir.

Nagumo, Pearl Harbor'ın 275 mil kuzeyindeki 26 derece kuzey enlemi ve 158 derece batı boylamının kesiştiği noktaya, sabaha karşı 06.00'da vardı. Uçaklar, bu mevkiden havalanmaya başlayacaklardı. Hava, hala karanlıktı. İlk grup uçakların havalanması herhangi bir aksaklık olmadan başarıldı ve Albay Fuchida komutasındaki vurucu hava kuvvetlerinin 183 pilotu, uçaklarına binmeden önce uçuş güvertesinde toplanarak; komutanlarının vatan ve imparator uğruna canlarını feda etme çağrısına, "Banzai" diye bağırarak cevap verdiler. Doğan güneş, asla batmayacaktı; motor uğultuları kulakları tırmalarken Banzai sedaları, engin ufukta sonsuzluğa doğru uzaklaşıyordu.

Japonya'da donanmanın normal şartlar altında yaptığı konuşmalara devam ediliyor ve donanmanın Japon karasularında olduğu kanısı yaratılıyordu. Bunu kuvvetlendirmek için gemilerdeki telsizlerden çoğu, operatörleriyle birlikte Tokyo'da bırakılmış ve yerlerine yenileri konmuştu. Telsizcilerin manipleye vuruşu, adeta parmak izi gibidir. Haberleşmeyi dinleyen usta bir teknisyen, vuruş şeklinden telsizcinin değişip değişmediğini kolaylıkla anlayabilir. Bu nedenle Amerikalılar, Japon donanmasının denize açıldığını anlayamadılar. Tokyo'daki ataşeleri aldatmak için normal zamanlarda hafta iznine çıkan Japon denizcileri, Tokyo sokaklarında dolaştırıldı. Halbuki bunlar, denizci üniforması giymiş karacı erlerdi.

6'yı 7 Aralık'a bağlayan gece, Pearl Harbor'da bir barış sessizliği hüküm sürmekte; Amerikan karargahında pek kimseye rastlanmıyor; denizciler ve askerler, Honolulu sokaklarında gruplar halinde dolaşıp eğleniyorlar. Subaylar ise içkilerini yudumlayıp, kulüpleri geziyorlar. Amiral Kimmel, her geceki içkisini yudumladıktan sonra saat 22.00 sularında yatıyor; ortada kuşkulanacak bir durum yoktur. F.B.I.'ın, Japon konsolosunun kağıtlarını yaktığını ve fazla miktarda telefon konuşması yapıldığını bildirmesine rağmen Kimmel rahattır. Amiralin ertesi sabah General Short ile bir randevusu vardır. Görüşmek için değil; golf oynamak için.

Sabahın sisi altında her şey uykuya yatmıştı. Limanda bir sessizlik hüküm sürüyordu. Dağlara doğru çıkan yollar, düzenli bir biçimde dizilmiş barakalar ve işaret çizgileri; çok güzel bir hedef oluşturuyorlardı. Bu arada Pasifik filosuna dahil gemiler, limanda mükemmel bir hedef oluşturacak biçimde dizilmişlerdi. İkişer ikişer demirlemişlerdi.

Georges Blond, Pasifik Savaşı
Osman Öndeş, İkinci Dünya Savaşı
Fikret Yurdakol, Pasifik Dramı
İkinci Dünya Harbi Ansiklopedisi[signature][hline]Ordumuz Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin Çelikleşmiş İfadesidir.
Kemal Atatürk
Mesaj tarihi:
Saat 08.00'den birkaç saniye sonra yada önce, gök aniden korkunç gürültülerle kaplandı. Uçak filoları dalıyor, deniz yüzüne sürünecekmiş gibi alçalıyor ve cehennemi uğultu dayanılmaz bir hal alıyordu. Birkaç dakika geçmişti ki uçakların gövdelerinde kırmızı yuvarlak işaretleri güçlükle fark edenler, bunların Japon uçakları olduklarını hayretle anladılar. Bazı kişiler, bunların bahriyeyi uyarmak amacıyla gönderilen Amerikan uçakları olduğunu ileri sürdüler. Diğer bir kısım seyirciler ise eğitim yapıldığını sanarak; gerçeğe pek uydurulduğundan dolayı hayranlık içindeydiler. Ne var ki hayranlıklar yada hayret dolu bakışlar, çok sürmedi. İşin şaka götürür tarafı yoktu. Mayın dökücü gemi "Oglala"da bulunan Tümamiral William Furlong, Japon uçaklarının tiplerini gayet iyi incelemiş olduğundan; vaziyetin fecaatini anlayarak derhal "Bütün gemiler, limanı terk ediniz" işaretini sancaklarla toka ettirdi. Hemen aynı anda sahildeki işaret istasyonu, Pasifik Filosu Komutanlığına telefonla "Düşman hava taarruzu. Bu bir eğitim mesajı değildir" haberini iletti. Ford Island'daki Deniz-Hava Komutanlığı, oluşan felaketi daha geç fark etti ve Amiral Bellinger ancak 07.58'de tehlike mesajını radyodan yayınlamaya başladı. İşte bu mesaj, bütün Amerika'yı sarsacak nitelikteydi: "Pearl Harbor, hava taarruzu... Bu bir eğitim mesajı değildir"... Sabahın sükuneti bombaların infilaklarıyla, makineli tüfeklerin çatırtılı sesleriyle inliyordu. Saat 07.58'den itibaren ölen denizcilerin sayısı, süratle artmaktaydı. En az iki savaş gemisi batmış; yüzlerce mürettebatı beraberinde sürüklemişti. İlk hücum dalgası, 07.55'ten 08.25'e kadar sürdü ve bu süre içinde Japonlar, %90 zayiat verdirdiler.

Nevada zırhlısı taarruza uğradığı sırada tören mangası, henüz "Toka Sancak" töreni için güvertede hazır durumda bekliyordu. Bir Kate uçağının fırlattığı torpido, Arizona'nın kıç tarafında patladı. Durumun kötülüğünü anlayan Teğmen Taussing, "Savaş mevkilerine" diye bağırmaya başladı. Makineli tüfekler ve 5 inçlik toplar, kısa bir süre sonra devreye girdi. Ancak sancak tarafına isabet eden bir torpido, muazzam bir yara açtı. Derhal iskele sarnıçlarına su alınarak geminin devrilmesi önlendi. Diğer taraftan istim kaldırarak geminin hareketine çalışıldı. Bu süre zarfında iki bomba daha isabet etti ve büyük hasar yaptı. Zaman o kadar kritikti ki "Nevada"yı çekmek üzere dört römorkör çağrıldı. Geminin halatlarını fora edecek kimse bulunamayınca; bir astsubay rıhtıma atladı ve halatları fora ettikten sonra yüzerek gemiye döndü. Kanalın çıkışına kadar sürüklendiği sırada Japon uçakları, "Nevada"nın üzerine çullandılar fakat yoğun duman yüzünden tam isabet sağlayamadılar. Artık gemi, kendi makineleriyle harekete başlamıştı. Amiral Bloch veya Kimmel şaşkınlık
içinde, "Nevada"nın batıp kanal çıkışını kapatmasından korkarak; limanı terk etmemesi için işaret çektirdiler. Bunun üzerine Yarbay Thomas, gemisini Hospital Point burnunda demirlemeye karar verdi. Henüz demirlemişti ki Japon pike bombardıman uçakları, üç koldan "Nevada"ya yüklenerek baş üstü personelini tamamen öldürdüler. "Nevada", hafifçe karaya sürüklenip oturdu. 50 subay ve er, can vermişti.

7 Aralık 1941 saat 07.55. Pearl Harbor semalarında bulutlar arasından çıkan Japon uçakları, hava üslerini ve limanda demirli gemileri karşılık görmeden bombalıyor. Uçaksavar ateşi ancak ikinci hücum dalgasında başlayacak. Ama üçüncü bir dalganın dünyanın en güçlü filolarından birinin yok edilmesi işini tamamlamaya gelmesi önlenemeyecek; yangın bütün gün devam edecektir. Üçüncü hücum dalgasını yöneten Binbaşı Mitsuo Fuşida, "Bombardıman uçaklarımızın işi bittiğinde bir saat önceki dev deniz gücü, güneş altındaki kar gibi eriyip tükenmişti" diyecekti.

Georges Blond, Pasifik Savaşı
Osman Öndeş, İkinci Dünya Savaşı[signature][hline]Ordumuz Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin Çelikleşmiş İfadesidir.
Kemal Atatürk

[Bu mesaj King_Tiger tarafından 12 Eylül 2005 12:31 tarihinde değiştirilmiştir]
  • 3 yıl sonra ...
Mesaj tarihi:
11 Ekim Cuma 21:00

NTV said:

Sadece 24 saatte dünyanın kaderi yeniden çizilebilir mi? Tek bir günde tarih yeniden yazılabilir mi? Yankıları günümüzde de devam eden tarihi olayları derinlemesine inceleyen BBC belgeseli “Dünyayı Sarsan Günler”in bu akşam ekrana gelecek dördüncü bölümünde “Amerika’yı II. Dünya Savaşı’na sokan korkunç saldırı Pearl Harbor Baskını” ekrana gelecek...

Dördüncü Bölüm-Pearl Harbor Baskını: Amerika’yı II. Dünya Savaşı’na sokan korkunç saldırı

Belgeselin bu bölümünde, denizcilerin, deniz subaylarının, hemşirelerin ve pilotların tanık oldukları ve hatıraları dünya tarihini değiştirecek bu 24 saatlik tüyler ürpertici dram tekrar gözler önüne serilecek. Son derece hazırlıksız yakalanmış olsa da Amerika’nın bu saldırıyla bir gün içerisinde II. Dünya Savaşı’na girişi, onun ileride dünyanın en büyük süper gücü olmasında büyük rol oynayacaktı...

Büyük bir sessizlik içinde yol alan Japon İmparatorluk Donanması’na ait uçaklar ve cep denizaltıları, 7 Aralık 1941 sabahı, Hawai’nin Oahu adasında bulunan Birleşik Devletler Donanması Pasifik Filosu’na ve Pearl Harbor’daki Ordu Hava Kuvvetleri ve Deniz Piyadeleri’ne süpriz bir saldırıda bulundu. Japonlar’ın Amerikalılar’ı gafil avlayan bu beklenmedik saldırısı sonucunda iki saatlik kısa bir süre içerisinde Amerikan Ordusu’na ait 5 savaş gemisini batırıldı, 16’sı hasar gördü, 188 uçak imha edildi; 2400 Amerikalı öldü ve 1178’i de ağır yaralandı.

Aslında Washington’da bulunan şifre çözücüler, muhtemel bir saldırıya işaret eden Tokyo’dan gönderilmiş bir mesaj yakalamıştı ancak Pearl Harbor’daki askeri üssü uyarmakta geç kalınıldı. Mesajda Japon Donanması’nın ilk defa hem de son derece tahrip edici ölçeklerde uçak gemisi kullanımına başlamasıyla geleneksel denizcilik öğretisinde yaptığı yenilikten bahsediliyordu.

  • 1 ay sonra ...
Mesaj tarihi:
Hay allah, yahu adamlar bu kadar ince komplo teorileri kuruyorlar sonra da alelade birileri çıkıp 2 saatlik belgeselle bunların ipliğini pazara çıkarıyor. Ne iş ama..
Mesaj tarihi:
Burda devlet dökümanlarını ortaya sermekde var.Ama bizim için imkansız bir şey değilmi ?

Mantıki olarak 2 saatlik bir belgesel benim gibi sıradan bir insanı etkileyebilir.Bu kadar toplumsal niye konuştun ?
Mesaj tarihi:
Pearl Harbour eğer komplo teorisi ise vay anasını, Amiral Yamamoto da Amerikan ajanıymış o zaman. Ancak tüh yani ne tesadüftür ki Amerika kendi ajanını hunharca öldürmüş sonra da ülke çapında kutlanmış bu zafer.

Ciddi petrol sıkıntısı çeken, kendi içindeki sorunlardan ve çin meselesinden dolayı sıkışıp patlamak üzere olan bir imparatorluğun anlık bir ahmakça kararını komplo diye nitelendirmek de iyiymiş. Japon amiraller, başta Yamamoto olmak üzere zaten üstlerine Amerika'ya saldırmanın çılgınlık olduğunu söylemişler ve de savaşı eninde sonunda kaybedeceklerinin farkındaydılar. Mantıklı bir karar değildi ama zaten amerika japonları Nanking katliamından sonra iyice sıkıştırınca yapacak pek bişeyleri de kalmamıştı.
Mesaj tarihi:
Tabi ki izlediğin belgeselden etkilenebilirsin ama bir belgesel izleyip sonra kendi mantıksal sürecinde gerçekleşen bir çok olaya kolaya kaçarak gizemci yaklaşımlar üretme çabasını anlamıyorum.

Pearl harbor'a japonlar saldırmadan önce zaten şanslarını %50 olarak görüyorlardı, ki normalde kesin kazanacağız der savaş açan taraf. Ancak Japonların çok alternatifi yoktu zira ya büyük devlet olmak iddialarından vaz geçeceklerdi ya da ilk saldıran taraf olacaklardı.

Bir de amerikalılar nasıl bunu fark etmedi denir, fakat bu hareket o kadar akıl dışıydı ki kimsenin böyle açık bir saldırıya ihtimal vereceğini sanmıyorum. Kaldı ki ABD gayet Almanya'ya hop kardeşim diyip savaş açabilirdi; bütün Avrupa zaten buna uğraşıyordu. Dolayısıyla savaşa girmek için ekstra sebepler üretmesine gerek yoktu.
Mesaj tarihi:
Komplo teorisi derken aklınıza eğer saldıranlarda amerikandı gibi birşey geliyorsa yanılıyorsunuz.

Zaten komplo teorisine göre silah şirketlerinin satışlarını katlaması ve sömürgeciliğin tekrar hortlaması için savaşa çift yönlü adamlar lazım.

Burda kışkırtılmış bir ülke ve susturulmuş bir donanma söz konusu.

E haliyle buda komplo teorisi.Hayır anlamadığım ben orda bana göre olan bir şey yazdım.Benim her yazdığım resmiyete dökülen sözlermi ?
Mesaj tarihi:
E oha ama, pearl harbour olduğunda doğu cephesinde günde binlerce adam ölüyodu, amerikan şirketleri zaten ruslara ve ingilizlere yeteri kadar silah satıyolardı (lend-lease) ve kiralıyorlardı; inanılmaz para kırıyorlardı bu işten. ABD de zaten iyi miktarda ruslara verilmek üzere silah,kamyon,tank vs. üretiyordu.

Silah endüstrisinin şu anda belki bir savaşa ihtiyacı olabilir ama 1941 yılında olduğunu hiç sanmıyorum :)
Mesaj tarihi:
eldar said:
Kaldı ki ABD gayet Almanya'ya hop kardeşim diyip savaş açabilirdi; bütün Avrupa zaten buna uğraşıyordu. Dolayısıyla savaşa girmek için ekstra sebepler üretmesine gerek yoktu.


Amerikan Halkı Avrupadaki savaşlara girmek istemiyordu. Ve ikna edilmesi gerekiyordu.
Mesaj tarihi:
Pearl Harbor saldırısının gelişimini okursanız iki sonuçtan birine mutlaka ulaşmak zorundasınız.

Birincisi : Amerikalılar gerizekalıdır
İkincisi : Amerikalılar kasıtlı olarak bu saldırıyı yemişlerdir.

üçüncü yok.
Mesaj tarihi:
Amerikanın savaşa girmek istemesi ama girememesi kısmı doğru, kendilerine yapılacak saldırıları bilebileceklerine rağmen farkına bile varmamaları da doğru ama bunun 100% amerikan komplosu olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz ki? Japon imparatoruna Roosevelt telefon açmış da o da "hay hay" mı demiş nedir yani :)
Mesaj tarihi:
Efrasiyab said:
Amerikan Halkı Avrupadaki savaşlara girmek istemiyordu. Ve ikna edilmesi gerekiyordu


Ve Pearl harbor'a göz yumdu öyle mi? Evet halk belki savaşmaktan yana değildi ama ikna etmenin yolu Pasifik donanmasınının yarısını kullanılmaz hale getirmek miydi?

1. Dünya savaşı bir tek kişinin ölümüyle başladı, ABD savaşa bir ingiliz yolcu gemisinin batmasıyla dahil oldu. Franz Ferdinand'a suikast düzenlenmese savaş çıkmayacak mıydı?

2.Dünya savaşına ABD'nin er geç gireceği muhakkaktı, bu çok daha hafif bir argümanla yapılabilirdi. Japonlar ABD ile savaşın kaçınılmaz olduğunu görmüşlerdi ve sürpriz bir darbe indirdiler. Pearl Harbor baskınının o anda öngörülebileceği öne sürülse de sürpriz ve delilik derecesinde cesur bir saldırıydı dolayısıyla gerçekleşmesine ihtimal verilmemesi çok doğaldır. Kaldı ki Sovyetlerin Küba'ya füzeleri yerleştirmesini de imkansız görüyordu Amerikalılar o yüzden U2 fotoğrafları çekince apışıp kalmışlardı. Eğer ABD'nin tehdit algılamasında Pearl Harbor'a doğrudan bir saldırı yoksa bu doğrultuda işaretler olsa bile görmezden gelecektir ve gelmiştir.

Son olarak her şeyi geçtim, illa savaşa girmek için baskının başarılı mı olması lazımdı mesela filonun geldiği son anda fark edilip karşı saldırıya geçilemez miydi?
Mesaj tarihi:
Garager said:
Venator bence tam tersi o zaman ihtiyaçları vardı çünki Amerika'nın sömürgeciliğe başlaması ve kapitalizmin adımları o zaman atılmaya başlanmıştı.


Bunu görmemişim o yüzden bir daha ekleme yapıyorum.

Şimdi birincisi dediğinin farkında mısın arkadaşım. Amerika kimi sömürge yaptı ikinci dünya savaşı sonunda bir açıklar mısın öğrenelim. Kapitalist düzen zaten 1900ların başından beri Amerikada vardı zaten, öyle 1940larda yeni gelen bir düzenden bahsetmiyoruz.

Günümüz amerikan politikalarından bahsediyorsan 1950-60larda soğuk savaş döneminde geliştirilen politikalar bunlar, öyle japonlar saldırdı diye bir anda herşey tersyüz olmadı.

Ayrıca bunun silah endüstrisi ile ne alakası var? Amerikan tank&silah fabrikaları ingiliz ve ruslara satmak üzere iyi miktarda üretim yapıyorlardı zaten. Rahatından satmak varken niye yani adam savaşa girip herşeyi riske etsin ki? Mantıklı değil bir defa.

Amerikalıların saldırının geldiğini bile bile bişey yapmamalarını iddia edebilirsiniz. Bu tartışılabilir bişey, çünkü amerikalılar pearl harbour'da zaten japon kodlarını Aralık 1941den önce kırmışlardı.Koca bir saldırı task force'unu görmemeleri ilginç tabi. Başka bir detay da saldırıdan bi hafta önce falan uçak gemilerinin limandan ayrılıp saldırı sırasında başka yerlerde takılmaları. Sonradan savaşın kaderini değiştirecek gemilerdi onların hepsi de.

Yine tabi saçma detaylar var, mesela o kodların kırıldığı bina da saldırıda havaya uçabilirdi ama uçmadı. İyi korunduğu için falan değil hiç bir özelliği yoktu, japonlar önemini bilselerdi eminim uçururlardı. E yani adam orda kodu çözdü, pearl harbour'a saldırı olacak diye; sonra üsleri de adamlara "siz kalın yerinizde yiyin bombaları afiyetle" mi dediler? İsyan çıkardı orada. Çıkmasa bile nereden bilecek üsleri oradaki birinin basına konuşmayacağını. Ancak adamları öldürse, yani bina havaya savaş sırasında güzelce uçsa, onları sustururlardı ama öyle bişey de olmadı.

Belki amerikalar olası bir saldırının gelebileceğini tahmin ettiler, bu yüzden uçak gemilerinin bir dolaştıralım diye; ama tam olarak da inanmadılar ve bu yüzden de ciddi önlem alınmadı. Ben elde ciddi bir kanıt olmadıkça böyle bir komploya inanmıyorum. İşin 100% amerikan komplosu olduğunu söylemek ise çok komik.
Mesaj tarihi:
viki said:
Bununla beraber Pasifik Filosu'nun üç uçak gemisi, üssün önemli tankerleri, denizaltılar ve fabrika gemileri gibi unsurları limanda değildi ve zarar görmekten kurtuldu. Bu bakımdan, saldırı askeri olarak başarılı sayılmamaktadır.
Mesaj tarihi:
Venator said:
Garager said:
Venator bence tam tersi o zaman ihtiyaçları vardı çünki Amerika'nın sömürgeciliğe başlaması ve kapitalizmin adımları o zaman atılmaya başlanmıştı.


Bunu görmemişim o yüzden bir daha ekleme yapıyorum.

Şimdi birincisi dediğinin farkında mısın arkadaşım. Amerika kimi sömürge yaptı ikinci dünya savaşı sonunda bir açıklar mısın öğrenelim. Kapitalist düzen zaten 1900ların başından beri Amerikada vardı zaten, öyle 1940larda yeni gelen bir düzenden bahsetmiyoruz.

Günümüz amerikan politikalarından bahsediyorsan 1950-60larda soğuk savaş döneminde geliştirilen politikalar bunlar, öyle japonlar saldırdı diye bir anda herşey tersyüz olmadı.

Ayrıca bunun silah endüstrisi ile ne alakası var? Amerikan tank&silah fabrikaları ingiliz ve ruslara satmak üzere iyi miktarda üretim yapıyorlardı zaten. Rahatından satmak varken niye yani adam savaşa girip herşeyi riske etsin ki? Mantıklı değil bir defa.

Amerikalıların saldırının geldiğini bile bile bişey yapmamalarını iddia edebilirsiniz. Bu tartışılabilir bişey, çünkü amerikalılar pearl harbour'da zaten japon kodlarını Aralık 1941den önce kırmışlardı.Koca bir saldırı task force'unu görmemeleri ilginç tabi. Başka bir detay da saldırıdan bi hafta önce falan uçak gemilerinin limandan ayrılıp saldırı sırasında başka yerlerde takılmaları. Sonradan savaşın kaderini değiştirecek gemilerdi onların hepsi de.

Yine tabi saçma detaylar var, mesela o kodların kırıldığı bina da saldırıda havaya uçabilirdi ama uçmadı. İyi korunduğu için falan değil hiç bir özelliği yoktu, japonlar önemini bilselerdi eminim uçururlardı. E yani adam orda kodu çözdü, pearl harbour'a saldırı olacak diye; sonra üsleri de adamlara "siz kalın yerinizde yiyin bombaları afiyetle" mi dediler? İsyan çıkardı orada. Çıkmasa bile nereden bilecek üsleri oradaki birinin basına konuşmayacağını. Ancak adamları öldürse, yani bina havaya savaş sırasında güzelce uçsa, onları sustururlardı ama öyle bişey de olmadı.

Belki amerikalar olası bir saldırının gelebileceğini tahmin ettiler, bu yüzden uçak gemilerinin bir dolaştıralım diye; ama tam olarak da inanmadılar ve bu yüzden de ciddi önlem alınmadı. Ben elde ciddi bir kanıt olmadıkça böyle bir komploya inanmıyorum. İşin 100% amerikan komplosu olduğunu söylemek ise çok komik.


Çalışılması gereken konular (mesajdaki geçme sırasına göre);

Yalta Konferansı

1938-1945 yılları arasında Amerikan savaş aracı üretim sayıları

Pearl Harbor saldırısı ve ilk ateş ile hava ucumu arasında geçen süre;


(not : komplo olduğunu iddia etmek için kesin kanıt yoksa da gerizekalı olduklarını iddia etmek için yeterli kanıt var elimizde)

Bu konuları bir gözden geçirirsen içeriği daha başarılı mesajlar atabilirsin sanırım tarih forumuna.
Mesaj tarihi:
Uzun yazmayacağım dedim ama neyse...

Yalta konferansının hangi maddesi ile yazdıklarım arasında nasıl bir alaka var eğer açıklayabilirsen sevineceğim. Eğer günümüz amerikan politikalarını soğuk savaş öncesinden yazıldığını iddia ediyorsanız ne diyeyim biraz soğuk savaşın tarihçesini vs. okuyun.

Elimde zaten ne kadar ne üretilmiş var mevcut teşekkür ederim. ABD 1941 itibarı ile zaten M3 Stuart serisini üretiyordu, 1941 yılı sonunda 2551 tanesi zaten üretilmişti. 18bin küsür uçak üretilmiş 1941de, bir önceki seneye göre yaklaşık 15bin uçak fazla üretilmiş. Evet 1942de rakam 46bin küsüre çıkıyor ama eğer sadece karşılaştırmayı buradan yapacaksak çok eksik olur.

Benzer şekilde Almanyanın da uçak üretimi 1942 ile 1943 arasında 12binden 20bine fırlamış, orası da mı savaşa yeni girmiş. Hayır sadece fabrikaların giderek seri üretime geçmesi, yeni atölyelerin açılması, üretimin daha verimli yapılması, fabrika çalışanlarının deneyim kazanması vs vs.

Demek istediğim şey, ABD 1941 yılında uçak,tank,silah, kamyon artık savaş malzemesi ne varsa üretimine başlamış = para gayet de etrafa saçıyordu. Yine 1941 yılında Amerikan hukümeti yaklaşık 28 milyar $ silah malzemesi İngiltere, Rusya ve diğer müttefik ülkelerine satma kararı almıştı. Bu savaş boyunca yapılan yaklaşık 50$ milyon yardımın yarısından fazlası.

Pearl Harbour olmasaydı üretim rakamları daha ne kadar artardı bilemeyiz, zira yukarıdaki 28 milyar $lık satışı yapabilmek için zaten fabrikalar üretime geçiyordu 1941 boyunca. İlk 7 milyar$lık paketin Mart'ta onaylandığını düşünürsek ve de üretim dediğimiz şeyin bir anda oluşmayacağını, zamanla artarak ilerlediğini düşünürsek bence yukarıda ve ansiklopedilerde gördüğünüz o rakamlar 1941 yılı için hiç de fena değil.

GNP'ye bakınca 1941 ile 1942 arasına 1940 ile 1941 arasındaki farka benzer bir artış görüyoruz, yani bir anda japonlar saldırınca amerikalılar şahlanmamış. Çok ilginçtir ki 22 Haziran 1941de almanlar tarafından saldırı altına uğramış Sovyetler ile ABDlilerin 1941 ve 1942 yıllarındaki üretim artışları paralel gelişmiş.

Pearl Harbour ile aralarında 6 ay fark var (Pearl Harbour - Aralık 1941) ama nedense Barbarossa ABD ile Sovyet taraflarına aynı etkiyi yapmış. Nedense de Mart 1941deki o milyar dolarlık paketin uygulamaya geçmesi ile de yakınlaşmış sanki. Sanki pearl harbour hiç olmamış gibi gelişmiş üretim rakamları. Allah allah neden acaba...

Uçum süresi derken ne kastettiğini anlamak için tekrar okudum, ve evet yakşaık 2 saat bir süre var japonların ilk uçaklarının kalkışı ile saldırıya başlamaları arasında. Amerikalı bir asker bu süre içerinde bir kere radarda gelen uçakları tespit etmiş, üstlerini uyarmış ancak bir tepki vermemiş kimse. Avcı gemisi Ward da bir japon denizaltısını yaklayıp batırmış.

Hemen "aman allahım KOMPLO" diyeceksiniz. Sakin olun. 27 Kasım itibarı ile Washington zaten pasifik bölgesinden sorumlu Amiral Kimmel'e mesaj çekip japonların saldırabielceğini ve esas saldırıyı yüksek ihtimalle Filipinlerden beklediklerini söylüyor. Çok da mantıklı söylüyor çünkü Filipinler japonya adalarına çok yakın; Amerikaya japon adalarından daha yakın bir yerde japon donanmasını beklemiyordu tabi ki de Pearl Harbourdakiler. Yüksek ihtimalle "aha japon denizlatısı keşfe gelmiş batıralım" diyip batırmışlar. Bunun bir saldırı öncesindeki keşif olduğunu anlayamamaları ciddi bir olay, evet.

Ha bu demek değildir ki Amerikalılar salakça davranmamışlar. Bir sürü salaklık yapılmış ortada, ve de yükske ihtimalle saldırı bile bile afiyetle yenmiş. Ama demek değildir ki bu "amerikalılar baştan herşeyi planlamış" = komplo. Zira Pearl Harbour baskını Yamamoto'nun kişisel planıdır, Ocak 1941'den beri japonyada bu fikir dönmekteydi ve en son uygulandı. Hani amerikalllar tarafında yerden binlerce metre yüksekte öldürülen adamın planı.

Madalyonun öteki yüzü de var:

Churchill ile Roosevelt de o günki konuşmalarında artık birbirlerine direk olarak yardım edebileceklerini ve de savaşın artık kazanan tarafın belli olduğunu söylüyorlar. Yani Amerikan başkanı da durumdan memnun gayet de.

Bana sorarsanız, Amerikalılar kendi halklarını uyandırmak için bu fırsatı gördüler ve ciddi bir olay olmalı ki savaşa girelim dediler. E baktılar japonya daldı dalacak, yapmaları gereken tek şey o saldırıyı yemek. Amerikan askerlerine direk olarak "bize saldırmazlar" dendi, 2400 amerikalı asker öldü ve ülke savaşa girdi.

Başka bir nokta daha var kaçırdığınız. Japonlar sadece gemileri ve uçakları vurdular bu saldırıda. Yakıt depoları, tamirat için kullanılan fasiliteler vs. havaya uçurulmadı. Buralar çok iyi korunulan yerler falan değildi, saldırının başarıya ulaşamamasının en önemli nedenlerinden birisi aslında Japonların kendi hatalarıdır. İki taraf da ciddi hatalar yapmış, bana sorarsan Japonların hataları çok daha salakça.

Tekrar ediyorum, saldırıyı yemek ile bütün herşeyi baştan planlayıp komplo yapmak arasında dağlar kadar fark var.

Ekleme: Bu arada Roosevelt esas Almanya ile savaşa girme niyetindeydi ve de Almanya ile Japonya arasında direk bir anlaşma olmadığından Pearl Harbour sonrasında bile Almanya ile savaşa giremedi. Esas ABD - Almanya arasında savaşı başlatanın Hitler olması da ilginç tabii ki.
×
×
  • Yeni Oluştur...