King_Tiger Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Leningrad kuşatması, 900 gün kuşatması olarak da bilinir; II. Dünya Savaşı'nda Alman ve Fin ordularının SSCB'nin Leningrad (bugün Petersburg) kentini 872 gün boyunca abluka altında tuttuğu kuşatma (8 Eylül 1941-27 Ocak 1944). Haziran 1941'de SSCB'ye giren Alman orduları, eylül başlarında batıdan ve güneyden Leningrad yakınlarına ulaştı. Finli müttefikleri de aynı anda Karelya Kıstağının aşağısından kentin kuzeyine yaklaştı. Kızıl Ordu'ya bağlı 200.000 askerin savunduğu kentin çevresinde tanklara karşı siperler inşa etmek üzere bütün kent halkı seferber edildi. Kısa sürede sağlam bir savunma hattı oluşturuldu. Buna karşılık kasım başlarında her yandan kuşatılan kentin Rusya'nın iç kesimleriyle bütün kara ve demiryolu bağlantısı kesildi. Alman ablukası ve saldırıları sonucunda yalnızca 1942'de 650.000 Leningradlı yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin başlıca nedeni açlık, soğuk, hastalık ve Alman toplarının bombardımanıydı. Ladoga Gölünün suları üzerinden yazları mavnalarla, kışları da el arabaları ve buzda çekilen kızaklarla kente ulaştırılan gıda ve yakıt ikmali çok kısıtlıydı. Gene de bu malzemelerle 1942'de kentteki silah fabrikalarının çalışması ve 2 milyon kentlinin yaşamını sürdürebilmesi sağlandı. Bu arada sayıları 1 milyonu bulan çocuk, hasta ve yaşlı da tahliye edildi. 1943'e gelindiğinde kentteki açık alanların çoğunu kaplayan yeni sebze bahçeleri, halkın ancak açlığını bastırmasını sağlayacak düzeyde sürdürülen gıda dağıtımına belirli bir rahatlama getirdi. 1943'ün başlarında Sovyet saldırılarıyla Alman kuşatması yarıldı ve Ladoga Gölünün kıyıları boyunca Leningrad'a daha çok miktarda malzeme ulaştırılmaya başladı. Ocak 1944'teki başarılı Sovyet saldırısıyla Almanlar, kentin varoşlarından batıya püskürtüldü ve kuşatma sona erdi. Sovyet hükümeti, tarihin en çetin ve unutulmaz kuşatmalarından birine başarıyla karşı koyduğu için 1945'te Lenin Nişanı verdiği Leningrad'ı, 1965'te de Sovyetler Birliği'nin Kahraman Kenti ilan etti. Ana Britannica, 20. cilt[signature][hline]Ordumuz Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin Çelikleşmiş İfadesidir. Kemal Atatürk
pekaziz Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Bütün dünyayı allak bullak eden savaşın en önemli cephelerinden birisidir Leningrad. Özellikle Stalingrad'la beraber Sovyetler için dönüm noktasıdır. Önceki yazımı da koyayım da görmemiş olan arkadaşlar okusun: http://forum.paticik.com/view.php?id=136625[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış; Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...
King_Tiger Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Leningrad, kaya gibi sağlam. Her yanından sarılmışsa da Petrokrepost ile Finlilerin yeniden ele geçirdiği ama oradan öte ilerlemeyi reddettiği 1939 sınırı arasında kalan ve Ladoga gölüne açılan dar bir pencereden nefes alıyor. Kış aylarında buz tutmuş bir yoldan şehrin ikmali yapılmış ama çarpışmalar sırasında bu zayıf bağ da kopmuştur. Gölde ulaşımın yeniden başlaması; ikmal ihtiyacını kısmen karşılayabilmiştir. Bir milyonluk şehir nüfusunun günlük yiyeceğini, bir ordunun erzak ve cephanesini, ayakta kalması gereken silah sanayiinin ham maddesini taşıma işi gölde çalışan üç-beş gemiye kalmıştır. Ama şehir kafa tutmaya devam ediyor. Almanlar, Çarkoye ve Selo'daki mevzilerden bakınca; üzerlerine saldıracak yeni Rus tankları imal etmekte olan Kolpino'daki büyük fabrikaların bacalarından çıkan dumanı görüyorlar. Katedralin kubbesini, Amirallik Sarayı'nın kulesini, Petro ve Pavel kalelerini seçiyorlar. Şehri topa tutuyorlar ama kuşatma altındakilerin direnişini kırmak imkansız. Sivastopol fatihlerini mareşallerin en yenisi Erich von Manstein ile 11. Ordusu'nu bu işe bir son vermek için kuzeye sevkeden Hitler, kentin dayandığını gördükçe sinirleniyor. Manstein, düzenli bir harekat için Karadeniz'deki silah deposunu yerle bir etmiş olan dev toplarını, bataryalar halinde mevzilendiriyor. Hazırlıklarla uğraşırken; Hitler'in Vinitza'dan telefonla kendisini aradığını söylüyorlar. Sıkıcı bir durum var. Leningrad harekatından önce davranan Ruslar, Petrokrepost'un güneyinde hücuma geçmişlerdir. Karşılarındaki 19. Ordu tutunamamıştır. Eski başkenti kuşatan kuvvetler, arkadan sarılmıştır. Führer, bir felaketi Manstein'in önleyeceğine güvenmektedir. Leningrad kuşatması böylece kuşatanların kuşatılmasını önlemek için girişilen bir muharebeye dönüşüyor. Sivastopol fatihleri, Kırım'ın cehennemi yazından geliyorlar. Leningrad dolaylarında sonbahar havası var. Çamur mevsimi başlamakta; su basmışa benzer ormanlarda dövüşülüyor. General Fratter Pico'nun 30. Kolordusu'na, fabrikadan ilk çıkan üç yeni "Tiger" tankı verilmiştir. Zırhlı savaşı yeniden canlandıracakları umulan bu dev tankların üçünü de Sovyet tanksavarları birkaç dakikada paramparça ediyor. Durum, Manstein'in gayreti ve ustalığı sayesinde kurtarılıyor. Mareşal, açtıkları gedikten sarkan Sovyet kuvvetlerinin iki yanına hücum ederek; bu kuvvetleri safdışı bırakıyor. Ne var ki muharebede Leningrad'a karşı kullanılmak üzere yapılmış olan cephane stoku tükenmiş ve ekim ayına gelindiğine göre, taarruzu başlatmak için de geç kalınmıştır. Bir Rus ordusu daha yokedilmiş ama bu arada Leningrad, bir kez daha kurtulmuştur. Raymond Cartier, İkinci Dünya Savaşı[signature][hline]Ordumuz Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin Çelikleşmiş İfadesidir. Kemal Atatürk
Mathias Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Tiger tanklarını birkaç dakika içinde parçalayabilen anti-tank topunu çok merak ettim doğrusu. Hele Ruslarda o dönemde[signature][hline]What we do in life,echoes in eternity.
Cafein Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Anlatımlarda biraz hata var. O Tiger tankları üç değil dört taneydi. Paramparça olmadılar, çamurluk arazide, tek tarafları yamaç, kol halinde ilerlemeye uğraşırken Rus saldırısına maruz kaldılar. Buna rağmen Rus ateşi onlara hasar veremedi, çarpışalım mı çekilelim mi derken o sıkışık durumda Rus tanksavarcıları olaya uyanıp paletlere saydırdığı için dört tank da hareket edemez hale geldi. Buna rağmen mürettebatları tankları sağsalim terketti ve işe yaramaz hale getirdi. Daha sonraki çatışmalarda da bu tanklardan 2si geri alındı, birini de Ruslar ele geçirdi. Olayın aslı budur. Tiger'ın ilk savaş deneyimi, başarısız gibi gözükse de aslında çok bel bağlanan bu tankın sağlamlığını öne çıkartması açısından önemlidir.[signature][hline]Rampaların ustası, Liv Tyler'ın hastasıyım. Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Mathias Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Eh tabi kitaptan alınan yorum anca " 1-2 dakikada paramparça edildi " oluyor. Şimdi oldu işte :)[signature][hline]What we do in life,echoes in eternity.
Cafein Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Mesaj tarihi: Eylül 9, 2005 Raymond Cartier, değerli bir çalışma yapmış olsa da, anlatımında biraz "dramatiklik" vardır. Artı olarak, kitaplar eskidir, ondan sonra yapılan çalışmalarda bir çok yeni şey gün ışığına çıkmıştır. Bir de amcam biraz "taraflı" yazar, tü kaka Almanlar, hakkı yenen Fransızlar ve yaşasın Müttefikler şeklinde, haberiniz olsun. Bir Alman tankı "paramparça" oluyorsa bu hasar alıp çarpışmaya devam etmiş demekken, "vurulan" bir Amerikan tankı muhtemelen pasta olmuştur. Tarafsızlık bakımından Liddel Hart tavsiyem, ama o da Cartier'e göre biraz fazla askeri kaçabilir. Zevklidir Cartier, roman gibi :)[signature][hline]Rampaların ustası, Liv Tyler'ın hastasıyım. Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
FIRAT Mesaj tarihi: Mart 11, 2006 Mesaj tarihi: Mart 11, 2006 ruslar en eski adı st.petersburg olan sonra leningrad en sonunda da stalingrad olan bu şehirde elde ettikleri zaferi çok önemli sayarlar.öyleki bizimçanakkale zaferimiz bizim gözümüzde nasılsa,onların stalingrad zaferi de öyleymiş.ve anlamamışımdır rus devlet adamları bu şehre çok önem verirler.moskovanın bile bu şehir yanında önemi pek söylenmez..
Natanyal Mesaj tarihi: Mart 14, 2006 Mesaj tarihi: Mart 14, 2006 viktor +1 üstelik leningrad bu gün ki adı.Eski adı Stalingrad 1 yıllık konuları uplamaktan vazgeç artık.
pekaziz Mesaj tarihi: Mart 15, 2006 Mesaj tarihi: Mart 15, 2006 Darkrider, iyi sallamışsın hakikaten. Leningrad'ın eski adı ve Sovyetler dağıldıktan sonra da kullanılan ismi 'St. Petersburg'. Stalingrad'ınki ise 'Volgagrad' idi (hala da böyle ama Putin'in Stalingrad ismini geri verme çabaları var).
Cafein Mesaj tarihi: Mart 15, 2006 Mesaj tarihi: Mart 15, 2006 Karıştırmış değilsin Fırat, konuyu bilmiyorsun. O şehirlerin Moskova'dan daha önemli olma sebepleri Almanların Sovyetler toparlanana kadar Moskova'nın dış mahallelerine gelip dayanmaları. Ruslar bu aşamada sökülebilir her şeyi götürüp Uralların gerisine fabrikalarını yeniden kurup tekrar silahlanmaya başlamış. Leningrad ve Stalingrad'ın bu kadar önemli olmasına gelince... Onlara önem verenler "Rus devlet adamları" değil, Stalin'in kendisi. İsmini taşıyan şehrin düşmesi çok sembolik, Sovyetlerin savaşı kaybetmeye mahkum olması demek, o yüzden askeri olarak doğru olmasa da burada binlerce Sovyet askeri bilerek ölüme gönderilmiş, sadece şehir biraz daha dayansın ve çökmesin diye. Leningrad'ın düşmesi de aynı şekilde sembolik, komünizmin kurucusunun ismini taşıyan şehrin Almanlar tarafından ele geçirilmesi büyük prestij ve moral kaybı demek. Stalingrad'ın Ruslar tarafından tamamen ele geçirilişi de savaşın dönüm noktalarından biridir ve Sovyet dirilişi ve dengelerin değiştiğinin işaretidir, bu bakımdan bu şehir bu kadar önemlidir. Eğer konu hakkında bu kadar kısıtlı bilgin varsa, yanıltıcı bilgiler yazıp bilmiyorum demek yerine susman daha iyi olur benim düşünceme göre. Her konuda yalan yanlış bir şeyler yazıp bilgiçlik taslamakla bir konuyu tartışmaya açmak arasında çok fark vardır, lütfen bunu düşünüp yazacaklarını buna göre yaz. Gerçekten ne bize ne kendine bir şey katmıyor aksine insanların sinirlerini gereksiz yere bozuyorsun, bunu anlayacak olgunlukta olduğunu ummaktayım. Saygılarımla,
Natanyal Mesaj tarihi: Mart 16, 2006 Mesaj tarihi: Mart 16, 2006 @pekaziz : hehe sallama değilde karıştırma olmuş :D Lenin ile Stalin'i karıştırdım bir an sonra da kontrol etmedim
rahatsiz Mesaj tarihi: Mart 17, 2006 Mesaj tarihi: Mart 17, 2006 St. petersburg`un rusya acisindan tarihteki onemi icin bir dunya atlasi al bak. hala anlamazsan bir sey diyemem.
freeedom Mesaj tarihi: Mart 19, 2006 Mesaj tarihi: Mart 19, 2006 bi tiger duymuşsunuz gidiyor asıl olay rus tanklarında şu anda modeli aklıma gelmiyor ama bakarım sizi haberdar ederim ayrıca ben şöyle bi haber duydum doğruluğu tartışılır tigerların mühendislerinden biride necmettin erbakanmış galiba o zamanlar almanyadaymış ve bizzat yapım ve arge calışmalarına katılmış
Cafein Mesaj tarihi: Mart 19, 2006 Mesaj tarihi: Mart 19, 2006 Mantıksal açıdan yaklaşırsak... Tiger tankının tasarım süreci 41 sonu 42de başlıyor ve üretimi 42-43 yıllarına geliyor. Bir insanın böylesine bir projeye katılabilmesi için en az 25 yaşında falan olması gerek. 41 yılında alırsak arada 65 yıl var. 25+65 = 90. Erbakan kaç yaşında? 1926 doğumlu olduğuna göre henüz 80 yaşında. 15 yaşında mı katıldı Tiger projesine? Üstelik Almanya'ya 1951 yılında gönderilmiş, hatırlatırım savaş 1945 yılında sona erdi. Kısacası saçmalık. Rusların Tiger döven tankları sadece JS-2 ve JS-3. Joseph Stalin 3 tankı zaten savaşa katılamadı, onlar 1945te daha cepheye ilerlerken Berlin düştü ve Avrupa'da savaş bitti. Tigerları asıl morartanlar Rusların tanksavar araçları, yani ISU serileri, fakat bunlar da "tank" değiller, çünkü taretleri (kuleleri) yok ve zırhları standart tanklara göre biraz daha zayıf. (zaten görevleri uzak menzilden tank öpmek)
Öne çıkan mesajlar