Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Tarihçeler


LiquiD

Öne çıkan mesajlar

Starcraft Tarihçesi

-Zerg-

Zerg, birçok değişik tür yaratığın Overmind tarafından topluluğa katılmasıyla oluşmuştur.
Bu yaratıklar etkili katiller olarak Zerg'ün nihayi hedefinde yer almak icin geliştirilmiştir.
Zerg, teknoloji geliştirmez, ancak doğal silah ve zırhları diğer ırkların son teknoloji ürünleriyle kiyaslanabilir özelliklere sahiptir. Bu biyolojik gelişme ve Overmind'a körükörüne bağlılıkları, Zerg'ü çok güçlü bir düşman kılar.

-Büyük Deney-

Eski ırklardan olan Xel'Naga, proto-genetik bilimlerini geliştirmek için Aiur adı verilen uzak bir dünyaya gitti. Auir'in sık ormalarında Xel'Naga'nın gördüğü en gelişmiş ırk meydana geldi. Irklarının gelişimini fiziksel mükemmelliğe ulaştırma inancı ile Xel'Naga proto-genetik deneylerini başlattılar. Xel'Naga'nın Protoss adını verdiği ırk hızla gelişti ve yaratıcılarının deyimiyle "Formun bağımsız saflığına" ulaştı.

Ne yazıkki Xel'Naga deneylerini çok zorladı. Protoss özü çok hızlı değişti ve bu ırkla yaratıcıları arasındaki bağların zayıflamasına neden oldu. Xel'Nagalar yaratmaya çalıştıkları formun sağlığı, ırkın özüyle uyuşmadığı için Protoss'un başarısız bir yaratım olduğuna karar verdiler. Xel'Nagalar çocuklarını(Protoss'u) terkedip kendilerini boşluğa fırlattılar.

-Zerg'ün Doğumu-

Galaksinin yanan merkezinde binlerce ışık yılı kat eden Xel'Naga ırkı, Zerus adında bir volkan gezegenine yerleşti. Xel'Naga burada büyük gelişim deneylerine devam etmeyi planladı. Ancak bu sefer fiziksel formlarını değil, varoluş özlerini geliştirmeye çalıştı. Zerus'un alevlerinin çok üzerinde masif gemilerinde Xel'Naga ırkı, kaderin düzenine bir kez daha meydan okumaya başladı.

Xel'Nagalar ikinci denemesinde hayal ettiklerinden çok daha üstün bir başarıya ulaştılar. Zerus'daki en önemsiz yaşam formlarından, Zerg adında minyatür böceklerin gelişiminde çalıştılar. Xel'Naga'nın proto-genetik modifikasyonları sayesinde Zerg, Zerus'daki ateş fırtınalarından sağ çıkmayı başardı. Bu çok küçük, soluncanımsı yaratıklar zor şartlar altında hayatta kalmayı başardı. Bunlar Zerus'daki başka canlıların içlerine girebilme özelliğini kazandılar. Ev sahibi yaratığın omurga sıvılarıyla beslenerek, bu yaratıkla parazit olarak birleşme özelliğini kazandılar. Ev sahibi yaratığın metabolik ve anabolik sistemlerini ele geçirdikleri zaman doğal çevrelerini bu yeni vücudlarıyla geliştirmeye başladılar.

Zergler daha çok türü ele geçirdikçe, bu türlerin çeşitli genetik yapılarına ayak uydurmaya başladılar. Birçok tür, Zerg'ün kontrolüne kolaylıkla geçmesine rağmen her zaman genetik mutasyona en uygun, genetik olarak en gelişmiş türler seçilmeye başlandı. Zergler seçtikleri türlerin her zaman besin zincirinin en üstündeki türler olduklarından emindiler.

Kısa bir süre sonra Xel'Naga hayret verici bir keşifte bulundu. Zerg'ün ele geçirdiği türler bir kaç jenerasyon sonra zorlukla tanılabilir haldeydi. Bir şekilde Zerg ele geçirdiği türlerin evrimlerini de kontrol altına almayı başarmıştı. Bu türler hızlı fiziksel mutasyonlar sonucunda zırh delici dikenler, jilet keskinliğinde kollar ve ultra yoğun kabuklar geliştirdiler. Şaşırtıcı sayılabilecek kısa bir süre içinde, bu türler orjinallerinden tamamen farklı yeni bir tür olmaya başladılar.

-Overmind-

Xel'Nagalar, Protoss ırkının hatalarının nedeni, "zayıf ırkların özlerini çok geliştirmeye çalışmaları" olduğunu bildiklerinden, Zerg konusunda daha farklı bir yönteme başvurmaya karar verdiler. Farklı düşünen bireylerin oluşturabileceği potansiyel tehlikelere karşı Xel'Naga, bütün Zerg'ü bir Overmind ile bir arada tutmaya karar verdi. Overmind bütün Zerg'ün düşüncelerini ve içgüdülerini kontrol edebilecek bir varlık olarak yaratıldı. Zaman geçtikçe Overmind karakter ve zihinsel gelişim gösterdi.

Overmind, topluluktaki bütün Zergler'in hareketlerini ikincil ajanslar yardımı ile kontrol etti. Topluluktaki iletişimi sağlamak amacıyla yeni bir tür yarattı. Overmind'ın çeşitli emirlerini yerine getirmek için yaratılan bu Celebrateler, orjinal Zergler'in devasa boyuttaki versiyonlarıydı.

Her Celebrate'in "savun", "evsahipliği yapabilecek potansiyel türleri araştır", "daha fazla savaşçı üret" ya da "bölgedeki bütün yaşamı yok et" gibi kendine özel görevleri vardı. Zamanla bu Celebrateler de kendilerine özgü karakter ve zihinsel gelişim gösterdiler, ama yinede genetik olarak Overmind'in emirlerini hiçe saymak ya da değiştirmek gibi bir harekette bulunmuyorlardı.

Zergler'in emir komuta zinciri, yeni türlerin topluluğa katılmalarıyla genişledi. Celebrateler'de topluluk içindeki iletişimi sağlamak için ikincil ajanslar kullanmaya başladılar. Zerg'ün defansı ve gelişimini yönetmek için Celebrateler Queenler'i, Queenler ise doğal kaynakların işlemesinde görev alan Dronelar'ın aktivitelerini denetliyordu. Savaş zamanlarında ise Celebrateler savaşçılarının direkt kontrolünde Overlordlar'ı kullandılar.

Zerg büyüyüp güçlenmeye devam ettikçe Overmind, kendi geleceği hakkında
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Protoss Tarihçesi

Kadim Protoss ırkı uzun zaman önce Xel'Naga ırkı tarafından tanrı olma isteğiyle yaratıldı. Xel'Naga ırkı Protosslara gelişmiş psişik güçler verdi ve zaman içinde gelişmelerini, güçlerini kullanmayı öğrenmelerini izledi. Zamanı geldiğini hissettikleri zaman kendilerini Protoss ırkına gösterdiler ve onlara yaratıcıları olduklarını, ve artık aralarında yaşayacaklarını söylediler. Çok dindar olan Protosslar yaratıcılarına tanrı olarak baktılar ve onları kendi dünyalarına kabul ettiler. Bir süre sonra sorunlar çıkmaya başladı ve Protosslar "tanrılarını" sorgulamaya başladılar. Sonunda savaş çıktı ve geliştirilmiş güçlerini kullanan Protoss ırkı kısa zamanda üstün geldi. Sağ kalan az sayıda Xel'Naga galaksinin diğer tarafına kaçabildi ve yeni bir ırkın yaratımına başladı: Zerg.

Protoss psişik güçlerle donatılmış, yüksek zekaya sahip bir ırk. Onurlarına aşırı düşkün, onları insanlardan bariz bir şekilde ayıran bir düşünme tarzları var. Mantıktan önce onurlarını düşünerek karar veriyorlar, ve bu bazen kendilerine ve ırklarına zarar vermelerine neden olabiliyor.
Bütün Protossların birbirleriyle ve gezegenleri Aiur'la psişik bir bağlantıları var. Çalışmayla, bir Protoss zihinsel güçlerini fiziksel etkiler yaratacak şekilde kullanabilir, ve uzay-zaman sürekliliğini değiştirebilir.
Protossların askeri sınıfı, Templar'lar, fiziksel bir kaynak olmadan zihinsel güçleriyle silahlar ve kalkanlar yaratabilirler.

Kollektif bilince erişim sağlayabilmek için, devasa kristal nexusler yaratmaları gerekiyor. Bu yapılar zihinsel enerjilerini odaklamalarını sağlıyor ve aynı zamanda anavatanları Aiur'la bir bağlantı sağlıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

huun'un yazdıklarını c/p edeyim ben de o zaman:

Protoss

Xel'Naga Ve İlk Doğum

Yalnızca çok dağınık dökümanlar kalmasına rağmen, antik Protoss yazıtları; onlarca milyon yıl önce binlerce gezegene hükmeden çok gelişmiş bir ırktan bahseder. Bu gizemli ırk pek çok metinde Xel'Naga olarak geçer. Kendi bölgelerindeki soğuk ve verimsiz gezegenlerde binlerce yeni ırkı yarattıkları ve kültürel gelişimlerini izlediklerine inanıldığı yazılıdır. Protoss söyletilerinde barışcıl ve iyi bir ırk olduklarından, evrenin evrimini incelemeye ve üretmeye kendilerini adadıklarında bahsedilir. Xel'Naganin orjinleri hakkında bir bilgi olmamasına rağmen, yapabildikleri düşünüldüğünde bu galaksiden olmadıkları da söylenebilir. Mükemmel bir hayat formu yaratma saplantısı olan Xel'Naga, bariz şekilde diğerlerinden farklı bir ırk yaratmak için çalışmalara başladı. Binlerce sene boyunca üretmekte oldukları türlerinin evrimine dikkatlice müdahale ettiler. Ne varki deneylerinin pek çoğu beklentilerinin çok altında tamamen lüzumsuz deneyler olarak kaldılar. Xel'Naga sonunda en çok umut vaad eden mühendislik gezegeni olan Aiur üzerine yoğunlaşmaya karar verdi. Aiurda galaksinin kıyısındaki, yoğun ormanların olduğu bu gezegende sonunda çok gelişmiş bir tür doğdu. Bu tür çok zor doğa ve iklim koşullarına inanılamayacak derecede kendisini adapte edebiliyordu. Güçleri ve hızları Xel'Naga tarafından bilinen bütün ırklardan fazlaydı. Bu tür neredeyse, grup halinde avlanılan ve savaşcıların yönettiği ilkel bir kabile hayatına bile geçmişti. Ama görünen oydu ki en garip yetenekleri, birbirleriyle çok karışık temeller üzerine kurulu telepatik bir yolla haberleşiyorlardı. Bu şekilde hep birlikte hareket edip çok başarılı bir şekilde avlanabiliyorlardı. Xel'Naga son deneylerinin gelişiminden memnun oldu ve bundan sonraki deneylerinin temeli olarak bu türü almaya, bundan sonraki türleri bu yeni türü evrimden geçirerek geliştirmeye karar verdi. Bu fikirlerini, yeni türe "Protoss (İlk Doğan)" adını vererek yükselttiler. İlk Protosslar uyum içinde ve bir köşeye çekilip bir şey yapmadan Xel'Naga tarafından izlendiklerinden habersiz Aiur üzerinde yaşadılar. Protoss en gelişmiş türleri olmasına rağmen Xel'Naga kaydettikleri yavaş gelişimden memun kalmadı ve evrimlerini daha da ileriye götürmeye karar verdi. Xel'Naga bir başka bin yılı daha çocuklarına rehberlik ederek geçirdi. Taa ki Protossu sezgi ve algının doruklarına çıkarana kadar. "İlk Doğan" lar sadece kültürel gelişimlerinde değil aynı zamanda kişisel gelişimlerinde de entellektüel ve araştırmacı bakımdan mükemmeli yakaladılar. Görünen başarılarından çok heyecanlanan Xel'Naga sonunda kendilerini Protossa tanıtmaya karar verdi. Bunun bir kaosa neden olabileceğini düşünmeden...

Ayrılış ve Aeon Of Strife (uzun süren sorun karışıklık)

Protoss uygarlığı yalnızca bir kaç bin yılda tüm Aiura yayıldı... Giderek büyüyen kabileler tek bir merkezi otorite altında birleşmeye başladılar. Yarattıklarının evrimlerinin ne boyutlara vardığını görmek isteyen Xel'Naga göklerden Aiura inerek kendilerini Protoss kültürüne entegre etti... Xel'Naganın gelişi, korkan kabileleri daha da birbirine yakınlaştırdı ancak Protoss yeni gerçekleri ve detayları öğrenmek için sabırsızdı. Xel'Naga yaratıklarının bu kadar meraklı ve bilgiye aç olmasına şaşırmıştı. Bilgiye karşı olan bu dengesiz şehvetleri Protossun bilim alanında radikal, devamlı ilerleyen çalışmalarına ön ayak oldu. Anlayışları ve kişisel algıları geliştikce; Protoss aşırı gururlanmaya ve kişisel başarının toplumsal başarıdan önemli olduğuna inanmaya başladı. Diğerlerine göre daha başarılı olan kabileler kendilerini diğerlerinden izole etmeye başladılar. Her biri kendi rollerini tanımlamaya çalışıyordu; yalnızca kendi topluluklarında değil koca bir evren içinde ki varlık amaçlarını... Kabileler birbirlerinden giderek uzaklaşırken Xel'Naga çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu. Protossun evrimini belkide gereğinden fazla zorlamışlardı; bir çokları Protossun en önemli özelliklerini kaybettiğini düşünüyordu. Kabileler kişisel amaçların peşinde sürüklenip dururken eskilerden kalan prensiplerini ve dini uygulamaları terk edip atalarından daha da uzaklaşıyorlardı. Önceleri biraz korku ve daha çok saygı ile baktıkları yaratıcılarının kendi işlerine karışmasından dolayı memnuniyetsizlikler başlamıştı. Aiurda aylar geçtikçe Protoss Xel'Naga hocalarından utanmaya başladı. Her kabile yaratıcılarının hainliklerinden bahseden nefret dolu söylentilerle çalkalanıyordu. Irklarının geri kalanı ile ilişkilerini kesmeye çalıştıkça Kabileler aralarındaki, daha önce oluşturmayı başardıkları telepatik bağlantıyı kaybetmeye başladılar. Bu kopukluk zaten nerdeyse birbirleriyle alakası kalmayan kabilelerin arasındaki birliğin ve kardeşliğin artık bittiğinin kanıtıydı. Bu bağın kopması aynı zamanda Xel'Naga için en büyük işaretti. Protoss en büyük gücünü trajik bir şekilde kaybetmişti. Başarısızlığa uğrayan yaratıklarını evrimleri konusunda gereğin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Terran

BATI MEDENİYETİNİN DÜŞÜŞÜ

20. yy boyunca hızla gelişmeye başlayan teknolojilerini ve kültür alanında sergiledikleri ilerlemeyi takip etmek oldukça zordu . 21. yy bitişine doğru insan ırkı derin ve emsalsiz değişimler görmüştü . Yepyeni radikal teknolojiler hızla dünyaya yayılıyor , en yoksul ülkelerdeki en yoksul insanların bile gelişmiş bilgisayar ağlarına ve bilgi bankalarına ulaşmasına imkan sağlıyordu . Doğuda Komunizmin çöküşüyle birlikte nükleer silahlar kolaylıkla bulunabilir hale gelmişlerdi . Uluslararası güç yapısı ; önceden para ve askeri güç tarafından belirlenen ; 3. Dünya ülkelerinin süpergüçlere meydan okumasıyla , temellerinden sarsılıyordu .

Sibernetik,klonlama ve gen biliminin halka açık alanlarda tartışılmaya başlamasıyla militaristler,humanistler ve radikal dinciler arasında bu işleri yaparak para kazanan şirketlerin geleceği üzerinde söz hakkı sahibi olabilmek için çatışmalar başladı . Pek çok insan, vücudlarına sibernetik parçalar taktırırken diğerleri artırılmış algıdan gelişmiş telepatiye kadar geniş psişik çalışmalar peşinde koşuyordu . İnsan gen havuzunda bu dramatik değişimler yaşanırken radikal humanist çevrelerde korku ve karmaşa hızla yayılıyordu .

Teknoloji gelişmeye ve yayılmaya devam ederken nüfus hızla artıyordu . 20. yy sonlarına doğru 6 milyar olan dünya nüfusu 300 yıl içinde 23 milyara ulaşmıştı . Kirlenme ve doğal kaynaklardaki kıtlık liderlerin topraklarını genişletme fikirlerini ateşliyordu .

Bu sırada ; sibernetik ve genetik mutasyonun kullanılması ve bu işten para kazanılması hususunda tansiyon giderek artarken pek çok uluslararası ekonomik sistem birbirleriyle uğraşmaktan zayıf düşüp kapanmıştı . Humanistler ve şirketler arasında giderek tırmanan ; vahşet ve korku dolu terorist eylemler polisin tüm dünyada olaylara şiddet kullanarak müdahale etmesini gerektirdi . Sorumsuzca hareket eden medya ; polisin sertlik içeren bu hareketlerini zaten iyice galeyana gelmiş sivilleri provoke edecek şekilde yayınlamaya başladı . Bu , pek çok büyük ülkede isyancı sivilin harekete geçmesine neden oldu .

YENİ DÜZEN

22 Ekim 2229da , United Powers League (UPL) kuruldu . UPL , birleşmiş bir insanlığı hedef alan vizyonu ile bir zamanların Birleşmiş Milletlerini tekrar ayağa kaldırdı . Bu yeni düzen dünya nüfusunun %93ü tarafından temsil ve kontrol ediliyordu . Yalnızca bir kaç Güney Amerika ülkesi bu yeni düzen tarafından kargaşadan kurtarılamamıştı . UPLin temelleri "aydınlanmış sosyalizm" üzerine kuruluydu ama sık sık halk üzerinde otoritesini kullanmak için faşist polis eylemleri gerçekleştiriyordu . Yönetimini bu şekilde 80 yıl kadar sürdüren UPL , kendisine çok daha önemli bir görev biçti : Tüm insanlığı kültür ayrımı yapmaksızın birleştirmek . Irkçılığın son uzantıları ve bireysel amaçlara hizmet eden her türlü yapı ortadan kaldırıldı . İngilizce tüm gezegenin ortak dili olacak şekilde yeniden şekillendirildi . Böylece en eski diller bile kendi ülkelerinde terk edildi . Dinler UPL tarafından resmi olarak yasaklandı , tüm organizasyon insan oğlunun tanrısallaştırıldığı fanatik bir düşünce etrafında birleşti . Bu yeni yarı-dini anlayış insan genlerindeki ve vücudundaki her türlü saf olmayan değişimi şiddetle cezalandırdı . UPL yandaşları ve ileri gelenleri , insan ırkında şimdiden dejenerasyonu başlatan genetik çalışmaları , siber teknolojiyi ve psişik uyarılmayı sağlayan ilaçları tartışmaya başladılar . UPL yöneticileri insan ırkını bu teknolojik gelişmelerden korumak için katı bir plan uygulamaya koydular .

BÜYÜK ARINMA

800 yıl önce Avrupayı kasıp kavuran mezhep savaşlarını anımsatır şekilde , UPL tüm insanlık tarihi boyunca görülen en kanlı ve zalim planı uygulamaya koydu : BÜYÜK ARINMA . Bu soy kırım , hükümetin insan ırkını kirlenmeden koruyabileceğine inandığı son yoldu . UPL orduları tüm dünyada hackerları , sentetikleri , vücudlarında sibernetik değişiklikler bulunanları , teknoloji korsanlarını avlamaya başladı . Tüm dünyada 400 milyondan fazla insan bu hareket sırasında ölmüştü . UPLin sıkı kontrolünde olan dünya medyası olayları sümen altı ederek gerçekleşen soy kırımı dünyanın geri kalanından saklamayı başardı .

Tüm bu saçma sapan hareketlerine rağmen UPL , pek çok temel teknolojik yenilikler yapmayı başardı . 10larca yıl önce terk edilen bilimsel alanlar UPL kontrolünde tekrar çalışmaya açıldı . 20. yy ortalarında Amerika ve Rusya tarafından terk edilen Uzay Keşif programları insanlığın önündeki yeni bir çağın temelleri olarak görülüyordu . Kreyojeni ve warp-drive teknolojisindeki gelişmeler uzak yıldızlara seyahati imkanlı kılmıştı . 40 sene içinde UPL Mars ve Ayda koloniler kurmaya başlamıştı bile .

Bu sıralarda Doran Routhe adında genç ve başarılı bir bilim adamı UPL içersindeki gücünü arttıracağını düşündüğü planları üzerinde çalışıyordu . Routhe yeni yeraltı kaynakları ve alternatif yakıtlar bulması halinde UPL içersinde güçlü birisi olacağını düşünüyordu . Politik bağlantıları ve ş
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zerg

Büyük Deney

Mükemmel proto-genetik evrim bilimlerine kendilerini kaptıran , antik , gizemli bir ırk olan Xel'Naga ; evrenin kenarındaki bir gezegen olan Aiura gelmişti . Aiurun uçsuz bucaksız ormanlarından Xel'Naganın daha önce görmediği kadar ileri bir ırk ortaya çıkmıştı . Irkların evrimlerine fiziksel mükemmeliğe ulaşana kadar müdahale etme hakkı olduğuna inan Xel'Naga deneylerine hız verdi . Xel'Naga tarafından çoktan "İLK DOĞAN" olarak adlandırılan ırk ; kısa zamanda gelişti ve yaratıcıları tarafından "biçimin açık ve saf güzelliği" olarak tasfir edilen bir hale geldi .

Ne yazık ki XelNaga deneylerini fazlasıyla zorladı . Protossun doğası ve özü ; yaratıcıları ve kendileri arasında acı çatışmalara ve bölünmelere neden olacak kadar hızlı gelişmişti . XelNaga "biçimin açık ve saf güzelliği" olarak gördüğü ırkın aslında tamamen başarısız bir yaratılış olduğunu düşündü . XelNaga çocuklarını terk etti ve uzayın derinliklerine doğru yol aldı .

Zergün Doğuşu

Galaksinin yanan merkezine doğru binlerce ışık yılı yolculuk eden XelNaga Zerus adında ; neredeyse hala gaz halinde olan bir gezegenin yörüngesinde durdu . Büyük Deneylerine devam etmeye karar veren XelNaga bu sefer fiziksel mükemmelliği bir kenara koyup sadece mükemmel "öz" peşinde koşmaya karar verdi . Zerusdan yükselen alevlerin hemen üzerinde duran gemilerinde XelNaga bir kez daha kaderle mücadele etmeye başladı .

XelNaga ikinci denemelerinde hiç düşünmedikleri kadar başarılı oldu . Evrimini geliştirmek için Zerusta yaşayan en göze batmayan ve Zerg olarak adlandırılan ufak böcekleri tercih etmişlerdi . XelNaganın genetik manipulasyonlarına maruz kalan Zerg , Zerusun alevlerine dayanacak hale geldi ve Zerus yüzeyine hızla yayılmaya başladı . Oldukça ufak , kurtçuk tarzı ve çevrelerindeki fiziki ortamı değiştirecek güce sahip olmamalarına rağmen Zerg adapte oldu ve hayatta kalmayı başardı . Kendilerinden daha zayıf yaratıkların etlerine gömülme yeteneklerini geliştirdiler . Vücuduna girdikleri canlıların omur ilik sıvısından beslenmeyi ve yerleştikleri vücutla parazit olarak birleşmeyi öğrendiler . Yerleştikleri vücutların anatomik ve metabolik işlemlerini konrol etmeyi öğrendiler ve Zerg bu yeni bedenlerini çevrelerini değiştirmek için kullandı .

Zerg , bu şekilde giderek artan sayıda yaratıkla temasa geçerek ; sonunda bu yaratıkların genetik yapılarını asimile etmeye ve değiştirmeye başladı . Zerg kimyası mutasyona uğramaya ve bu yeni değişen genetik materyale uyum sağlamaya başladı . Ele geçirilen türler çok çeşitlilik göstersede yalnızca belli konularda radikal şekilde evrime uğramış türleri hedef aldılar . Zerg doğuştan gelen bir şekilde ele geçirecekleri türler hakkında seçiciydi . Gıda zincirinin en üstünde olmaya özen gösteriyorlardı . Zerg tarafından ele geçirilen bir ırkın geri kalan üyeleri daha sonra mutasyona uğramaya başlamış genetik havuzu bozmamaları için ortadan kaldırılıyordu .

XelNaga kısa bir süre sonra bir keşifte bulundu . Zerg tarafından ele geçirilen bir ırk bir kaç nesil sonra tamamen tanınmaz bir hale geliyordu . Bir şekilde Zerg ele geçirdikleri türlerde evrimi hızlandıracak ve yönlendirecek yetenekler kazanmıştı . Ele geçirilen türler bir dizi fiziki mutasyona uğramaya başladı ; zırh delici iğneler ; jilet keskinliğinde pençeler ve yoğun zırhlar . Şaşırtıcı bir zamanda bütün soylar biribirine , kurt gibi aç tek bir ırka benzemeye başladılar .

OVERMIND

Protossta yaptıkları hatayı ; onları gereğinden fazla zorlamalarını ; hatırlayan XelNaga bu sefer farklı bir yol denemeye karar verdi . Farklı egoların yol açabileceği sorunları ortadan kaldırmak için XelNaga ; Zergün tüm sezgi ve bilincini tek biri üzerinde birleştirdi : OVERMIND ... Overmind tüm Zerg türlerinin temel güdü ve içgüdülerini kendinde birleştirdi . Zamanla Overmind kişiliğin ve zekanın temellerini gelişitirmeye başladı .

Overmind sürüdeki her yaratığın her hareketini yönlendirmesine rağmen bunu bazı yardımcılar kullanarak yapıyordu . Overmind kendi haberleşmesini sağlamaları için yeni bir Zerg türü olan CEREBRATEleri yarattı . Cerebrateler diğer Zerg türlerine göre devasa boyutlardaydı ve pek çok emri yerine getirebilecek şekilde tasarlanmışlardı . Her cerebratein belli başlı bir görevi vardı ; "Hiveı koru ; Potansiyel Türleri Ara ; Yeni savaşcılar üret , Tüm yaşam formlarını yok et " gibi ... Daha sonra cerebrateler kendi Hivelarını kurma izinlerini alarak görevlerini yerine getirmek için çalışmaya başlarlardı . Zamanla cerebratelerinde kendi kişilikleri oluşmaya başladıysada genetik olarak Overmindın emirlerinden dışarı çıkamazlardı .

Zerg emir zinciri zamanla genişlemeye başladı . Cerebrateler de haberleşmede yardımcılar kullanmaya başladılar . Hiveın korunması , Hiveın üretkenliğini ve sürü üzerindeki kontrollerini arttırmak için cerebrateler Queenleri yarattı . Queenler mineral kaynaklarında ki Drone aktivitelerini kontrol edip Hiveda işlerin yolunda yürümesinden sorumluydula
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

samir duranla karşılaştığın bi bölüm...tüm bu UED nin içine ettikten sora ortadan kaybolduktan sora buluyosun adamı...böyle statis cell ler içine toss ve lingleri sıkıştırmışlar birleştirmeye çalışıyolar...öle enteresan deneyler olan bi gezegene gidiyosun[signature][hline]anguish grief corruption deception desperation hatred anger death dishonor obedience obsession love suffer pain pain painPAİN!!!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

eheh, huun, sen beni o gün de karıştırdın yine karıştırıyorsun sanırım..
senin bildiğin liquid, şu piçeyyuz'un klanda bi dönem olan liquid olabilir mi? benim nick LiquiD şeklinde, onunki liquid şeklinde yazılıyordu sc serverlarında. hatta onu ilk gördüğümde(sene 2000 veya 01 eheh) nickine maç teklif etmiş, ama o kabul edince vazcaymıştım.(ohehe)

zira ben seni reelde gördüğümü hiç anımsamıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

su besiktasta mcdonalds var iskelenin yakininda orda harrisi gordugunu hatirliyor musun bir kere hatirlamiyor musun ? gecen yaz . biz kalabaliktik sen 1 arkadasi bekliyorum demis miydin dememis miydin ? sen o musun kisaca lan alo ben gordum seni sen de beni gordun hatta "oha adama bak hem karizma hem yakisikli hem zengin hem zeki , bende senin gibi olmak istiyorum" dermis gibi baktin bana. unutumam o bakisi . ^^
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 9 ay sonra ...
ahaha son 2 mesaji simdi bir daha okudumda .

liquid naber ya senle ilgili baska bir hikaye geldi aklima . burdaysan ses et anlatayim yoksa arkandan konusmus gibi olur ahahahahha[signature][hline]Fiery angels fell . Deep thunder roared around their shores... Burning with the fires of Orc.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...