taşını bırakan adam

[armra]

bir zamanlar uzaklarda bir ülke varmış ve o ülkedeki insanların sırtlarına, doğar doğmaz bir taş bağlanırmış.
bir gün genç bir adam "gelin bu taşları atalım demiş"!
yaşlılar hemen araya girmişler, "sen ne diyorsun o taşlar olmazsa biz yaşayamayız demişler. biz gücümüzü o taşlardan alırız. bizi diğer taş taşıyan ülkelerden taşımızın rengi ayırır" demişler.
"insan taşından nasıl vazgeçer, biz taşımızı severiz onu herkesten ve herşeyden koruruz. bir insan ölünce taşıyla gömülür ve bir süre sonra taş ve insan tek bir varlık olur. taşına bağlılığı olmayan acizdir . taşını bırakanlar haindirler, acı içinde ölürler" ve bunun gibi daha bir çok şey söyleyip bizim esas oğlanı korkutmaya çalışmışlar.
esas oğlan önce korkar taşın içindeki gizleri arar, taş hakkında yazılmış olan çok sayıda kitap okur, onu anlamaya ve sevmeye çalışır. ancak bu süre zarfında taş onu zayıflatmaya, kambur bırakmaya başlar. artık taşı bırakamamakta her geçen gün ona daha çok bağlanmaktadır. ancak gördükleri, okudukları tatmin edici değildir. zamanla içinde bir yerlerde gerçeği inkar edemez olur.
bir gün gene çıkar "bu taşları taşımamıza gerek yok der! bunlar bizi yoruyor, bizi kambur yapıyor, bakın ben bırakacağım, isterseniz sizde bırakın bunları taşımaya ihtiyacınız yok " der.
bütün ahali etraflarına toplanır. "sakın bırakma taşı. taş seni koruyor hasta olursun. bize de bulaştırırsın hepimiz senin yüzünden ölemeyiz. eğer taşı bırakırsan seni öldürmek zorunda kalırız. taşını bırakan bir insanı bizim yasalarımız korumaz! sana vurmak suç olmaz! ayrıca bizim çocuklarımızı zehirliyorsun taşı bırakmaktan bahsetmek bile yasaktır" demişler.
esas oğlan önce biraz düşünür taşını bırakıp hasta olmayacağını göstermek ister, sonra taşını bırakırsa ahalinin üstüne saldıracağını anlar. ordan biraz uzaklaşır. ancak insanlar ondan şüphe etmektedir. taşını sevmeyen bir insan vardır ve kehanetlerde sözü edilen acıları çekmesi gerekmektedir.
bilerek ya da bilemeyerek, olması gereken olmalıdır!
eğer söylenenlerin yalan olduğu ortaya çıkarsa bunu sonuçlarını taşıyamazlar. taş ustaları batar, taş boyayıcılığı batar. hem sonra adalet kişinin sırtındaki taşta değilse nerededir ? bu ve bunun gibi daha bir çok şey ahaliyi huzursuz eder. esas oğlanı bu düşüncelerinden dolayı cezalandırmak isterler.
esas oğlan ise ahalinin huzursuzluğundan dolayı, artık çok daha iyi anlamıştır ki: taş sadece taş değilidir.
taşla birlikte insan daha bir çok şeyi sırtında taşımaktadır. ancak hiç bilmediği bir şeyi çok yakında fark edecektir.
ahalinin arasından birileri insanları galeyana getirmeye başlayınca esas oğlan da ufaktan kaçmaya başlar. ancak insanlar git gide yaklaşmaktadır. o ise ne tarafa doğru gideceğini bilememektedir.
içi ürperir, büyük bir yalnızlığın onu beklediğini fark eder ve birden herşeyi anlar!
taşını bırakır ve açıklığa doğru, kırlara doğru koşmaya başlar. diğerleri onu ancak uzaktan seyrederler. çünkü onlar sırtlarındaki taşlarla onun gibi hızlı koşamamaktadırlar.
gereksiz bir taşı yıllarca taşımakla kasları iyice gelişmişti. taşını bırakmakla bedeni artık bir kuş kadar hafifti. artık özgürdü. ilk defa taşın bir işe yaradığını düşündü.

(fi tarihinde bunun gibi bişe okumuştum bir karikatür müydü neydi hatırlayamıyorum. sevdiğim bir hikayeydi. hatırımda kaldığı kadarından böyle bişe çıkardım. umarım sıkıcı olmamıştır.)[signature][hline]

[Bu mesaj armra tarafından 27 Mayıs 2005 00:17 tarihinde değiştirilmiştir]

[Ardeth]

Sonuna kadar normal bir hikaye çok bahsedilmiş birşey gibi okuudum ama sonunda vardığı nokta ''gereksiz bir taşı yıllarca taşımakla kasları iyice gelişmiştir'' ilginç geldi.[signature][hline]''Özünün farkında olup bunu gölgelemek farklı, bu gölgelemenin farkında olmayıp kendini başka türlü nitelendirmek farklıdır.'' - S

[forgiver]

sonu baştan belliydi.[signature][hline]be the vanquisher, to forgive

[armra]

ben uydurmadım ayrıca orjinalini duyan bilen var mı asıl onu merak ediyorum. karalamaya benim olmayan bir hikayeyi bu şekilde koymak istemem. okunsun belki bilen biri çıkar.[signature][hline]

[Diablo]

oda mantıklı tbi pent :)

bu arada hikayenin sonu bana biraz basit geldi[signature][hline]"Far away is a place where I hide
the truth that have to be locked away"

[Apache]

yıllar önce lmanyakta okumuştum[signature][hline]shinsetsu desu..

[Bu mesaj Apache tarafından 27 Mayıs 2005 00:22 tarihinde değiştirilmiştir]

[Chemical]

Ersin Karabulut yazmıştı böyle birşey. Herkez tek elinde taş taşıyordu. Sonunda birisi taşı yere bırakıyodu hepsi diğer taşlarla öldürüyodu bunu. Bu yüzden kimse taşını bırakamıyordu:)

/typo[signature][hline]MAY EXPLODE IF DAMAGED OR DISPOSED OF IN FIRE.
DO NOT SHORT-CIRCUIT.
KEEP UNDER -30°C
Karakedi pati açıldıktan bi süre sora demişki: suandaki sistem birebir eski sistem.

[Bu mesaj Chemical tarafından 27 Mayıs 2005 01:00 tarihinde değiştirilmiştir]

[Maedhros]

ha hakikaten hatırladım
lombak çizeri falan
güzel hikayeleri var o adamın
sanırım öyle yani neyse yatiim ben heh[signature][hline]msn/mail|mail|icq
Aha ben
Isırırım,bırakmam
dT
para olayı için
üye olmak için

[Chemical]

Chemical said:

Ersin Karabulut yazmıştı böyle birşey. Herkez tek elinde taş taşıyordu. Sonunda birisi taşı yere bırakıyodu hepsi diğer taşlarla öldürüyodu bunu. Bu yüzden kimse taşını bırakamıyordu:)

/typo[signature][hline]MAY EXPLODE IF DAMAGED OR DISPOSED OF IN FIRE.
DO NOT SHORT-CIRCUIT.
KEEP UNDER -30°C
Karakedi pati açıldıktan bi süre sora demişki: suandaki sistem birebir eski sistem.

[Bu mesaj Chemical tarafından 27 Mayıs 2005 01:00 tarihinde değiştirilmiştir]

mal insan 1 haftadır bu karikatürü arıyorum, kendi postumu okuyup "oha birisi daha görmüş." diye link aradım.