asinanyavuz Mesaj tarihi: Şubat 26, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 26, 2005 1992 yılının 25 Şubat'ını 26 Şubat'a bağlayan gece dünya sahnesinde yeni bir karanlık perde açıldı. Bu perdenin oyuncuları, gözü dönmüş ermeniler ve silah üreten devletler idi. Yazarı, sömüren ve insan hakları masalları anlatan devletler; yönetmeni Birleşmiş Milletler, oyunun konusu ise Türk'ü Dünya'dan silme tasarılarının Kafkasya perdesi idi. Her zamanki gibi bu konunun baş seyircisi kitlesi ise Dünya Milletleri oldu. Bu oyunun kurbanı ise Azerbaycan Türklüğü idi. Ermeni silahlı kuvvetleri, eski Sovyet İttifakı Silahlı Kuvvetleri'ne ait 366. Alay'ın da desteğini alarak bölgedeki Türkleri yıldırmak, korkutmak ve yoketmek için Azerbaycan'ın Hocalı ilçesindeki silahsız sivilleri ve masum halkı katletmeye başladılar. Yapılan baskınlar ve saldırılar sonrası 613 kişi kadın, çocuk, genç, ihtiyar demeden öldürüldü... Hocalı'da görülen insan işi olamayacak manzaralara, birçok kişi göçe zorlanması, yüzlerce kişinin de işkence görmesi ve kaybolması eklendi. Aradan geçen 12 yılda ne Dünya'da insan haklarının laf ebeliğini yapan devletlerden, ne de Birleşmiş Milletler'den konu ile ilgili tatminkar bir açıklama gelmediği gibi; her fırsatta konu örtbas edilmeye ya da unutturulmaya çalışıldı. Somut hiç bir dayanağı olmayan ermeni, süryani sözde soykırımlarının gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde, gerekse sömürgeci devletlerin meclislerinde sürekli gündeme getirilmesine rağmen gözler önünde yaşanan ve Azerbaycan'ın 'sinin işgali ile sonuçlanan bu saldırıya karşı tüm Dünya sessizliğini sürdürmektedir. Aslında bu saldırıdaki amaç, maşa olacak kullanılacak büyük ermenistan'ın sınırlarının genişletilip, Türkiye'yi Türk Dünyası'ndan koparmak ve Azerbaycan'ı Kafkasya'dan soyutlamaktır. Türk'ün büyümesini engellemek noktasında bütün Dünya'nın ortak hareket ettiği, bu haksız işgalde sergilenen tavırlar sayesinde görünmektedir. Bu dayanışmanın sağlanması ile Türk Dünyası'nın kalkınacağına inanıyoruz. Bu katliamda şehit olan soydaşlarımıza Tanrı'dan rahmet diliyor, çocuklarımızın bir gün Karabağ'da, kendi topraklarında özgürce yaşabilmesini umut ediyoruz. Yazı başka bir siteden alınmıştır... [signature][hline]Amor omnia vincit. Cogito, ergo sum. Dabit deus his quoque finem. Damnant quod non intelligunt. Firefox Kullanın Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
demirbilek2 Mesaj tarihi: Mart 1, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 1, 2005 Su an yaklasik bir milyon Azeri tren vagonlarinda yasiyor Karabag sinirinda, evlerinden kovulmus durumdalar. Hic kimsede gikini cikartmiyor, AB'nin niye boyle ikiyuzlu davrandigini anlamak zor. Guya yalandan uyardilar falan ama bir hareket yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar