Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türk olmak


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
yazdımysaki hayır MİLYONLARCA yazmamaışımdır duruyodur yada belki bir mod silmiştir
ben silmedem yada değiştirmedim
gizlim saklımmı var sizden[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
Yazinin basini yazmamissin yanlis anlasiliyor,

said:
demirbilek2, 07 Şubat 2005 03:16 tarihinde demiş ki:

Turkler ise yaramaz, kaba barbarlardir falan diye yillarca beynimizi yikadilar, sonra okullari bitirdik geldik amerikalara, avrupalara; bir de baktik ki alakasi yokmus, biz bir cok avrupalidan, amerikalidan cok daha 'humanist', cok daha caliskan, cok daha iyi, cok daha kibar insanlariz. Sosyal ve mesleki basarilarimiz bunun en guzel gostergesidir.

Benim bulundugum yerde az sayidaki Turkler tarafindan en son depremde Sri Lanka icin toplanan yardimlar benim milletime olan sevgimi iki katina arttirdi. Ben de hic zengin falan olmadigim halde bir koli gida maddesi topladim arkadasimla. Evet bu insanlar hic bir karsilik beklemeden, ustelik dinleri bile ayni olmayan bir topluma sirf zorda kaldiklari icin tonla yardim topladilar. Evet Turk insaniydi bunu yapan. Turkiye'nin ekonomisinin ne kadar zor durumda oldugunu, hayatin ne kadar pahalli oldugunu hepimiz biliyoruz. Ama kendisi gelir duzeyini duzeltince ne kadar da yardimsever oldugunu kendi gozlerimle gordum.


''milyonlarca turk o..cocugu'' demistin, nasil bu kaniya vardin onu bekliyorum ben de

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 09 Şubat 2005 21:46 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
said:
DoGMeaT, 09 Şubat 2005 20:53 tarihinde demiş ki:

bak burda "tanıdığım fransızlar" dememişsin.o "daha"lardan oluşan bölüm ise tam anlamıyla iğrenç,peki ingilzce konuşmamaları dışında bir neden gösterebilrmisn kibirleri hakkkında
ki ben fransada bulndum ve yamuk yumuk ingilizceme rağmen gittiim her yerde ingilzce konuşarak anlaştım insanalrla,yardımda ett,iler bana bol bol

ee?


''tanidigim'' dememisim de, ''gordugum'' demisim ne farkeder?

Ben de gittim Fransa'ya ayrica su an yasadigim yerde de var Fransizlar. Neye yardim ettiler sana bu kadar hayran olmussun bilmiyorum da, benim gorduklerim hakkaten ciddi anlamda Irkci adamlardi.

Ayrica devlet politikasi olarak da dunyanin 4ncu buyuk silah saticisi olan bi ulke, her turlu kitlesel imha silahlari ureten, her gun binlerce kisinin olumunden sorumlu bi ulke. Ekonomisinin onemli bi kismi silah ticaretine dayali, ha bi de parfum falan satiyorlar. Ama o parfum kokusu, bogazlarina kadar bulastiklari kan ve barut kokusunu sindiremiyor.

Gidip Pasifik okyanusunda cennet benzeri bir adada hidrojen bombasi patlatan bir ulkeden bahsediyoruz. Cezayir'de bu gun aclik var, adamlari en verimli oasislerinde zamaninda nukleer testler yapip bu gun gida konusunda kendilerine baglamislar zavallilari.

Tarihlerine hic girmeyecegim bile, bu gune bakalim. Bak bu gun Yunanistan'a, Kibris'a silah satislari dusecek diye, Turkiye'nin AB'ye girmesini engellemeye calisiyorlar....

''yardimsever'' insanlar degil mi?

Buyrun bu da kaynak :

http://www.nationmaster.com/graph-T/mil_exp_to_dev_nat

suraya bak 4 de degil 3ncu siradalarmis, gelismekte olan ulkelere silah satisinda dunyada....

[Bu mesaj demirbilek2 tarafından 09 Şubat 2005 21:51 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
ben o bircoğu görmemeişim,dikkat etmemişim
ama hala ortada bir sorun var benim için
çoğu avrupalı ve amerikalıdan daha hümanistiz,iyiyz fln ksımına inanmıyorum ben.bu kadar,böyle bir savın varrsa nelere dayandırdığını söle yada BENCE kelimesini kullan.

2. olarak ben senin yaptığın gibi asılsız yre devasa genellemeler yapmayan bir insan olduum için milyonlarca dememişmidir.diyip demediğimi hatırlamıorum bile.hmm yinede diyim.o sıfatı yakıştırabileceğim ÇOK türk var
-töre cinayeti işleyenler(bu biraz tartışmalı gerçi)
-nü tablo calışmaları yaptıkları için güzel sanatlar öğrencilerini döven sağ görüşlü öğrencilerimz var
-asgari ücretin ne kadr olduğunu bilemeyen ve maaşlarının yetmediğin iddaa eden milletvekillerimz var.
-sokaktaki kadına laf atan,taciz eden,hatta bir park kenarında işten dönen hemşireye tecavüz eden türkler var.
senin nasıl gurur duyduğun insanlar varsa benimde nefret ettiğim,pislk oalrak baktıım insanlar var.
nie yazdım bunalrı?gerçi sen değil ama bu forumda başkalrı iddaa etmiş türkler üstün ırk değildir,sala olmamıştır.
bak y,ne söylüyorum son msjlara kadar yazdıklarımın hğiç biri SANA verdiğim cvp deeldi.nie üstüne alındın bilmiorum.
yukraıda olaylara kantı istersen nette aramam BİRAZ zaman alabiblir ve bilinen şsyler olduu için yszdım onları lütfen kaynak isteme akşam akşam uraştırma beni.[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
bir dakika devlet politiklarını fransız halkınamı yüklüyorsun?
yanlış.[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
e niye yanlis ben mi oy verdim sectim fransiz hukumetini? Fransizlar demek destekliyorlar ki bu hukumetleri secmisler, nasil amerikalilar Bush'u tekrar tekrar seciyorsa, cunku seviyolar adami ve icraatlarini.
Mesaj tarihi:
hayır büyük bir yüzde busha oy vermedi biliosun.ve o yüzde gerçekten milyonlarca insanı kaplıyor.
eğer ayn görüşle bakarsak o listede her ülkenin tüm halkı suclu[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
52% gibi Bush'a oy verdi, zaten oy vermeyenlerin bir cogu da savastan falan degil, 'medicare' gibi ic meselelerden dolayi Bush'a oy vermedi.

Zaten Kerry'i dinlediysen, o da 'ortadogu savasina ayni hiziyla devam edecegiz', 'butun teroristleri temizleyecegiz' tarzinda Bush'dan hic de farkli bir yaklasimda degildi. Benim burada tuttugum bi yesil parti vardir onlarda 1% bile zor tutturduklari icin demokratlari desteklediler mecburen, zaten secime girmeye bile yetmiyor gucleri...

amerikan toplumu su an korkuya boyun egmis bir toplum arkadasim, butun middle east'e nukleer roketleri gonderip kokunden rahat edelim diyenlere bile rastladim.
Mesaj tarihi:
Türkiye Tehlikede

Gittikçe kuvvetlenmiştir ve dolayısıyla, bizde hiç petrol olmasa, hiç yer altı kaynağı olmasa aynı şeyi gene yapacaklarından yüzde yüz eminim.

Bunu nasıl yapıyorlar tabii? Yani, artık askerî harekâtlar, işgaller filân da başladı her tarafta. Biz Kırbıs'tan tabiî çok endişe ediyoruz; ama Türkiye'nin kendisi de aynı derecede şu anda tehlikededir. Tabiî bunu halkımızı ürkütmek, moralini bozmak için söylemiyorum, ama dışarıdan, içeriden, nasıl bakarsanız bakın Türkiye'nin tarihinin en vahim dönemlerinden birini olduğunu göreceksiniz. Ve şimdi bunun hazırlığı, özellikle 1945'ten sonra, hatta Atatürk'ün vefatından beri adım adım bu hazırlanmıştır. Ve biliyorsunuz, en korkunç sömürgecilik, en korkunç sömürge olma beyinlerin, zihinlerin, gönüllerin sömürge olmasıdır. Çünkü maddî kaynak, hatta topraklar geri alınabilir, ama gönüller, beyinler gittikten sonra o ülkeler ilelebet sömürge olurlar.

İşte, galiba ben de söyledim ki, bakıyorsunuz, meselâ Cezayir tutuyor 2 milyon şehit vererek Fransa'dan sözüm ona bağımsızlığını kazanıyor, ama bugün hiçbir şey değişmemiştir. Neden? Çünkü Kendi aydınları ve sonra da halk artık kendi dilini unutmuştur, her şeyleri Fransızca yapılmıştır, yapılmaktadır, dolayısıyla; tabiî ben de öbür önemli konuya da dokumuştum. Bütün sömürgelere baktığımız zaman, hepsinde sömürgeci ülke o ülkede sahte aydınlar yetiştirmiştir, sömürge aydınları yetiştirmiştir ve o ülkelerde, yani sömürge olmuş ülkelerde her gencin, herkesin aklı fikri sömürgeci ülkeye gitmek, orada okumak. Meselâ Cezayirliler, Tunuslular, hepsinin aklı fikri Paris'te okumaktır, Paris'te doktora yapmaktır. Efendim, İngiliz sömürgelerinden gelenlerin aklı fikri Londra'da okumaktır. İşte Amerikan sömürgelerinden, adı konmuş olsun olmasın hepsinin de aklı fikri Amerika'da okumaktır ve burada yetişen aydınlar, bu eşkilde yetişen aydınlar sahte aydınlar olarak yetiştiler. Aslında kendilerine birtakım beceriler de verirler, bazıları işte o ülkelerin işine yaracaksa oralarda kalırlar, yani mankurt olup oraya hizmet ederler, birçoğu da tekrar ülkelerine döner, ama gene ben dediğim gibi sömürgeci ülkenin bir çeşit ajanları, uzantıları olarak çalışırlar. Kendi halklarından, kendi uluslarından küçünürler, onu küçültürler, küçümserler, onu tanımazlar, hep akılları fikirleri, gönülleri başka yerdedir, dışarıda, düşmanın yerindedir.

Dolayısıyla, şimdi Türkiye'de bu faaliyet son derece yoğun bir şekilde yapılmıştır. Önce 1953'te eğitim ilk defa, Atatürk'ün ilkelerine tamamıyla ters olarak, en önemli ilkesine, millî eğitim ilkesine tamamıyla ters olarak ilk defa bir Türk okulu İngilizce eğitime geçirilmiştir, odnan sonra devlet eliyle bu çorap söküğü gibi yayılmıştır kısa bir sürede, Menderes döneminde. Ondan sonra, tabiî bu mevcut misyoner okullarını ilâve edip, bunlar daha tehlikelidir; çünkü en etkili misyonerlik bu ülkenin kendi insanlarına yaptırılan misyonerliktir.

Dolayısıyla, bu şimdi yayılmış ve öyle hâle gelmiştir ki, dış tesirlerle kurulmuş bazı önemli devlet kuruluşları, başındakiler, tutup da işte "Biz dünya vatandaşı yetişiriyoruz, efendim dünyada başka ülkelerde çalışacak adam yetiştiriyoruz" diye övünmektedir. Yani ben kulağımla bunları kendilerinden duymuşumdur.

Şimdi bu tabiî kesinlikle olmaması gereken bir durum. Bu demek değildir ki, yani biz insanlığa da hizmet etmeyeceğiz, dünyaya da hizmet etmeyeceğiz; bütün insanların, bütün ulusların kardeş, eşit haklarla bir arada olabileceği, barış içinde bir küreselleşmeyi istemiyoruz; hayır. Ama, Türkiye'ye ve dünyaya küreselleşme olarak yutturulmakta olan şey kesinlikle bu değildir. Bütün Avrupa milletleri de, hatta Amerika'nın içindeki kendi halkı da, hepsi buna karşıdırlar. Şimdiki küreselleşme diye söylenen şey, bizde de böyle körüklenip duran kavram, aslında bir iki ülkenin bütün dünyay ahâkim olması, herkesi ezmesi ve küresel kraliyet kurmasıdır. Yani bunun ne demokrasiyle, ne insanlıkla, ne kardeşlikle, ne barışla hiçbir alâkası yoktur. Ayrıca, insanlığa hizmet etmek isteyenler önce kendi uluslarına, kendi halklarına hizmet etmelidirler, ondan sonra insanlığa ve aynı zamanda insanlığa hizmet etmelidirler. Kendi ailesine hayrı dokunmayan, kendi uluslarına, kendi halkına hiçbir bir faydası olmayanın, zararı dokunanın insanlığa bir katkısı olabilir mi? Bunlar tamamıyla Türkiye'ye yutturulmuş saptırmalar, yalanlardır. Ve bugün Türkiye'de ana okuluna kadar, ki bunları da yıllar öncesinden yazdık biz, bu yapıldıktan sonra bir ülkenin artık istikbali yok olmuştur demektir diye. Bunu bu Hükûmet zamanında değil, ondan önceki Hükûmet zamanında, bazı adımları daha önce, bazılarını daha sonra filân, yani devamlı 1938'den beri, 1945'den beri bu böylee artarak gitmiştir. ANa okullarına kadar yabancı dilde eğitim girmiştir. BUgün artık çocuğunu bir Türk okuluna gönderip de, hem bilimi, tekniği öğrensin, hem de Türk olarak yetişsin, kültürüne, tarihine, diline vakıf olsun; bu şekilde bir okul arayan da artık bulamam
Mesaj tarihi:
demirbilek
kerry hakkıdna düşüncemi sorarsan:al birini vur ötekinedir

ama sonuöta amerikada milyonların savaş karşıtı olduunu düşünüorum yapıaln anektlerde öyle diyor.bbunalr ne akdr doğru ne kadr yanlış bilemiorum o yüzdne bişi demicem
ama tüma merikan halkının yada coğunluunun "kötü" olduuüunu düşşnümüyorum[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
tarih hastası cpnin başı olmamaış be güzelim[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
tabii milyonlarca kisi savasa karsi, dogrudur. Fakat amerikanin cogunlugunun da gercekleri degil gercekten de cok carpitilmis bir medya tarafindan yonlendirildigini de unutmayalim. Yani adam iyi bir insan da olsa, dogru olanin savas olduguna inandirilabiliyor. Evet 50 tane kanal var, hepsi ayni seyi soyluyor, bu memlekette, nasil cok seslilik anlamiyorum. Bi tane apartman dairesinden yayin yapan, reklam falan bile alamayan bir kanal var, bir de 'public' kanal var, bu ikisi disinda hukumetleri, amerikanin politikalarini elestiren kanal bile yok. Zaten 90% eglence magazin ivir zivir, haberlerde de kendi bulundugu eyalet disinda haber bile cok az veriyolar. Dunyayi tanimak istemiyorlar, biraz da korkuyorlar, bu yuzden de filmlerde falan ne gorurlerse inaniyorlar.

Yoksa insan olarak tabii ki icinde iyilik vardir cogunlugun, ama nasil yonlendirildigi onemli...
Mesaj tarihi:
yazdıkların ne yazıkki doğru.ama yinede "bush'un amerikası"na ait olamyan milyonlarca amerikalının varlığıda bir gercek.ve bence os sayı her gecen gün artıyor.[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
said:
DoGMeaT, 09 Şubat 2005 22:31 tarihinde demiş ki:
tarih hastası cpnin başı olmamaış be güzelim


Efendim bakın ki, kiminle konuştuğunu dikkat edin. Doğru türkçe yazın, konuş!..



Evet, bakalım beyler. Toparlayalım isterseniz. Kıbrıs gibi Türkiye'nin de tehlike içinde, tehlike altında olduğunu söyledim, ama bu tehlike bize göre eğitimden kaynaklanan beyinlerin sömürgeleştirilmesi mi, yoksa askerî bir tehlikeyle de mi karşı karşıya Türkiye bize göre? Anlamadıysanız söyleyeyim.

Büyük tehlike tabiî. Zihinlerin ve gönüllerin yabancılaşması, dolayısıyla, hani Atatürk'ün Türkiye'nin istikbalini, Türkiye Cumhuriyeti'ni emanet ettiği gençler bu şekilde de yetişmeli? En büyük tehlike bence oradadır. Fakat, daha güncel durumlara bakarsak, kısa vadede Türkiye'nin kendisi de, yani ülkesiyle tehlike içindedir. Çünkü bir kere ekonomisi, iktisadı zaten birkaç gün içinde, biliyorsunuz 17 Ağustos depremi sıralarından hemen sonra birkaç günde tamamıyla çökertilmiş, efendim işte kişi başına ulusal gerili yarıya düşmüş paranın değerinin yarıya düşürülmesiyle, anında. Bugünkü bizim ekonomizin ilerlemesine rağmen gittikçe fakirlik artmış, fabrikalarımız, tesislerimiz, kuruluşlarımız, bunca birikim yok edilmiş ve hatta ondan sonra da, bundan önceki Hükûmet zamanında da, daha sonra herhâlde devam ediyor; çıkarılan birtakım kanunlarla, kamuoyuna duyurulmayan birtakım kanunlarla yabancıların toprak alması, satın alması, hatta yatırım yapacağız diyenlere bedava teslim edilmesi gibi kanunlar çıkarılmıştır ve Türkiye'nin birçok toprakları bugün yabancıların eline geçmiş durumdadır. Parayla satılıyor artık!..

Bu ara millet hâlâ Avrupalı olacağız, Avrupa Birliği'ne gireceğiz hayalindedir. Avrupa Birliği'ne girse Türkiye, sahiden eşit durumda girse Avrupa'ya çok faydası olur, Avrupa zaten, hani bir yazarın vaktiyle dediği gibi dışarıda. Avrupa bugün, hani "gençken güzelmiş" dedikleri tipten yaşlanmış bir hanımdır ve bu kadıncağızın efendim gençleştiği yoktur, olanı da zaten, az sayıda olan gençliğin de zaten uyuşturucuyla, kültürünün dejenere edilmesiyle, böyle atılgan, çalışkan bir havası kalmamasıyla filân Avrupa çok zayıf durumdadır, birçok ülkesi. Ayrıca tabiî hiçbir maddî kaynağı da yoktur. Onun için aslında Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı vardır. Ama, nüfus olarak Türkiye oranın büyük nüfuslarından biri olacağı için kesinlikle bunu istemez. Ayrıca, defalarca kendilerinin de söyledikleri gibi, kendilerinin de açık açık yazdıkları gibi orası bir Hıristiyan kulübüdür. Yani, Türkiye Hıristiyan bile olsa Türkiye'yi kabul edecekleri yoktur. Onun için kimse öyle heveslenip de misyonerlere kapıları ardına kadar açıp, ondan sonra tamamıyla kendine yabancılaştıkça Avrupalı olacağını da zannetmesin. Avrupa Birliği'ne girenler, zaten orada işsizlik çok artmıştır, yani Türkiye'nin buradan alabileceği fazla bir şey yoktur.

Herkesin ve Atatürk'ün izinde, o Atatürk ruhuyla kişiliğini, haysiyetini, kültürüne bağlılığını, Türk diline, Türk kültürüne bağlılığını, Türk tarihine bağlılığını güçlendirip yeniden ancak kendimiz kendimizi kurtaracağız.[signature][hline]Tarih Türkler'de başlar---Pontus ve Bizans'ı Hortlatmak isteyenlere yanıt!---Türk Olmak---Vatan
Mesaj tarihi:
"Efendim bakın ki, kiminle konuştuğunu dikkat edin. Doğru türkçe yazın, konuş!.. "
bu cümleyi anlamadım

türkçemi nasıl kullanacağım konusunda bana emirmi verdin banamı öle geldi?[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler
İçin dostlarım benim için
için için...
THEMAHMUT, 06 Şubat 2005 22:30 tarihinde demiş ki:
SİPASTİKİSİN LANSEN
Mesaj tarihi:
Suc konusuna gelince, son yillarda yasanan suc patlamasinin iki sebebi var:
1- Bundan bir kac sene once secimler sirasinda af cikartildi, ve onbinlerce tutuklu sokaklara dokuldu...
2-Cezalar guncellenmiyor, yeterince agir degil...

Size da hak veriyorum, ama biz de biraz kendimize donuk oldugumuz icin, disarda neler olup bittigini cok bilmiyoruz. Ornegin bu dedigin tecavuz olaylari falan Avrupa'da amerika'da da var. Daha gecen Tsunami'de olen Isveclilerin evleri Isvec'de komsulari tarafindan yagmalanmis, dusun yani Isvecte bile oluyosa boyle. Cok degil bir-iki sene once amerikada papazlarin kilise korosundaki cocuklara taciz olaylari gunisigina cikartilmisti, tam bir skandal oldu. Belcika'da bundan bir kac ay once kiz cocuklarini kacirip olduren bir sapik ortaya cikti, almanya'da arkadasini cok sevdigi icin yiyen adam gene gecen senenin haberi, vs. vs. binlerce ornek var. Buinlari da internette bulmak mumkun.

Yani bu tip olaylari cok cirkin bulmakla beraber Turkiye'ye has olmadiklarini soylemek isterim. Yoksa nu resim yapti diye dayak yiyen sanatci, veya bayanlara sarkintilik falan tabii ki sonuna kadar karsi ciktigimiz ve bize yakismayan olaylardir.

Butun bu konusmalarin sonucunda dusundugum sudur: Turkiye'de butun cezalar en az Amerika seviyesine getirilmelidir. Ornegin en basit park yasagi 100 YTL olmali. Olum cezasini kaldirdik artik bunu geri getirmeyelim, ama kasten insan oldurenlerin hayat boyu hapiste yatmalari gerekiyor bence, tabii kazalar disinda. Bu tip caydirici kanunlar olmasi lazim, yoksa bu suc olayi ile basedilemez.

Burada dunyada kisi basina en yuksek suc oranlarinin hangi ulkelerde oldugunu gosteren bir kaynak vereyim, aslinda avrupa ulkelerinin de pek guvenli olmadigini gosteriyor:
http://www.nationmaster.com/graph-T/cri_tot_cri_cap
  • 2 hafta sonra ...
Mesaj tarihi:
Misyonerlik ve Türkler'i Hıristiyanlaştırma

Şimdi misyonerlik meselesi çok önemli bir mesele Türkiye için. Başlangıçta, bunu kurcaladığımız zaman, 19. yüzyılın başlarında İngiltere ve Avrupa'da, özellikle Fransa'nın misyonerlerden çok şey bekledikleri hemen görülüyor. Osmanlılarla ilgili olarak İngiltere'nin Dışişleri Bakanı ve sonra da Başbakanı olan Lord Palmistan'ın bir sözü var. O sözü ben bir yerde yakalamışım, bir kenara kaydetmişim. "Türkler!e, Müslümanlıkları açsından hiçbir bir şekilde taraftar değilim." diyor, "Eğer Hıristiyan yapılabilirlerse son derece mutlu olurum." Bilahare bunu denemişlerdir. Osmanlı'nın Tanzimat döneminden itibaren çok ciddi bir misyoner saldırısı oluyor Osmanlı topraklarına. Amerikalılar, Doğu Anadoluda, Fransızlar daha ziyade Suriye, Lübnan çevrelerinde ve Batı Anadolu'da, İngilizler İstanbul ve çevresinde etkili olmaya çalışıyorlar. Benim elimde şöyle rakamlar var: 1890la 1900 arasında Amasyada 10, Harputta 9, Mersinde 2, Diyarbakır'da 3, Erganide 2, Mardinde 3, Bitliste 2, Muşta 1, Siirtte 3, Vanda 2, Sivasta 20 Amerikan okulu bulunuyormuş, 18900-1900 arasında. Bir de elimde söyle bir demeç var. American Board of Michen adına Mr. Divade 1895'te söyle bir demec vermiş. "Derneğimiz yaklaşık 65 yıldır Türkiye'de faaliyette bulunmaktadır. Ticari ilişkiler yönünden misyonlar bu bölgede elverişli bir ortam yaratmışlardır. Bu ortam misyonların iki yönlü çalışmaları sayesinde gerçekleşmiştir. Bir, geniş bir eğitim düzeni; iki, geniş bir basın yayın örgütü. Biz bu bögle halkını yalnız bizim sattıklarımızı almaları için değil, gelecekte kurulacak tesisleri geliştirip yaşatabilecek bir düzeye gelmeleri için de eğitiyouz. Bu yoldan Amerikan yatırımlarına yeni alanlar açmak umudundayız. Örgütün devamlı olarak yaşabilmesi için yapılan hacramalar yıllık 6 milyon dolar civarındadır. Amerikalılar Asya Türkiyesinde simdiden kara geçen bir iş kurmuşlardır. Bu durum, bütün bölge halkını bir gün bizim müşterimiz olacağına dair umudumuzu gerçekleştirmektedir. Şu anda Asya Türkiyesinde değişik bölgelerde 435 okulumuz ve bunlarda eğitim gören 19.795 öğrencimiz mevcuttur." Bu İstiklal savaşı sırasında, o dönemle ilgili romanlar yazıyorum, o belgeleri kurcalarken ortaya çıkıyor. İnanılmaz bir rahip, rahibe trafiği var Anadoluda. O çeşitli okullardaki hocalar bunlar, aynı zamanda istihbarat yapıyorlar.. Atatürk çok kesin tavır koyuyor, Lozan'da bu işin savaşı veriliyor. Sadece 5'e indirgenmiş misyoner mektepleri. Bir tane Tarsusta, bir tane Kayseride, bir tane Bursada, 3 tane İzmir de ve İstanbulda var. Hepsi bu kadara indirgenmişken sonra yeniden bildiginiz gibi açılıyor. Bu işin özelliği de şuradan geliyor. Özellikle Soyvetler Birliğinin dağılması ve komunist bloğun dağılmasından sonra Hıristiyanlık yeniden kendini görevli hissetmeye başlıyor. Katolik Hıristiyanlığının lideri Papa'nın 22 ocak 1991'de yayınladığı bildiride ve nüfusunun büyük çoğunluğu Protesan olan A.B.Dnin başkanın 3 mart 1992'de yaptığı konuşmada, kilise öğretilerinin, Hıristiyanlıkın çöken komunist bloğa, Üçüncü Dünya ülkelerine ve İslam ülkelerine taşınması için misyonerler göreve çağrılmışlardır; çok net...

Ama artıl bu yasallaştı değil mi? Mesela her binada ibadethane açılması yasallaştı. Artık yasal kilise açmaya gerek yok, ibadethane deyine kilise, ev kilise dedikleri yasallaştı ? Zaten var, yapıyorlar. İstanbulda var İzmirde de var. Şimdi onların kendilerine göre cografya, söz konusu cografya Protestan misyonerlerinin yayınlarında daha net olarak tanımlanıyor. Kuzey yarım küredeki 10 ve 40 paralel çizgilerin arasındaki bölge. Bu bölge Kuzey Afrika, Türkiye de içinde olmak üzere Orta Doğu, Kafkaslar ve bu doğrultuda Hindistan ve Çine kadar uzanmaktadır. Bilindiği gibi bu bölgenin büyük kısmında Müslümanlar ve Türkler yaşamaktadır ve bunun için harekete geçiyorlar. 19. yüzyıl ortalarında Türkçeyi çevirlen İncil, 1988 yılında yeniden bugünkü Türkçe ye çevirlerek basılmıştır. Ülkede Hıristiyan yayınların, radyo programlarının ve Hıristiyan filmlerinin gittikçe coğaldığı ve Hıristiyanlık propandası yapan yayınların basımı, yapımı ve dağıtımı bakımından şartların herhangi bir Batı demokrasisi kadar müsait olduğu bildirilmektedir. Türkiye de!! Kapı kapı gemzek suretiyle 5 milyon propangada amaçlı kitap ve broşür dağıtılmıştır. Sadece 1992'de İncil propagandası yapan 250 bin mektup postalanmıştır. Türk Protesanlar tarafından Kutsal Kitaplar Araştırma Derneği kurulmuştur, 5 uluslararası radyoda haftada 12 saat Türkçe Hıristiyanlık grubunun diline tercüme edilmektedir. 1993 itibarıyla Hıristiyanlık propagandası yapan 40 Türkçe eser mevcuttur.

He, bu değirmenin suyu nerededen geliyor diyeceğiz, bunların parası nereden geliyor? Türkiye'de büyük bir milli sermaye sıkıntısı var iken, 10 milyon civarında işsiz gencimiz, 18 yaşın üstünde insanımız var iken bu insanlar bu kadar parayı, 5 milyon kitabı dağıtacak kadar parayı nerede buluyor, bu yayınları yapacak finansmanı nasıl sağlıyor? Ha, tabi bunlar dışarıdan geliyor,
  • 1 yıl sonra ...
Mesaj tarihi:
yürüyün sefere:)bunlar fazla oldular.tarihi çarpıtmaktan başka işleri yok mu bu avrupalıların?!türklerin tarihinin ne olduğunu onlar bizden de iyi bilirler ama söylemek işlerine gelmiyor.

türk milleti,dünyanın efendisidir!gün gelecek ve süper güç olacağız!ben buna inanıyorum!
Mesaj tarihi:
demirbilek2 : "Zaten Kerry'i dinlediysen, o da 'ortadogu savasina ayni hiziyla devam edecegiz', 'butun teroristleri temizleyecegiz' tarzinda Bush'dan hic de farkli bir yaklasimda degildi."

--------------------------------------------------

kerry zaten onleyici savas adi altinda irak isgaline sebep doktrini yaratanlar arasinda . tahmin etmek pek guc degil kerry baskan olsaydi bushtan daha kanli elleri olacakti .
×
×
  • Yeni Oluştur...