Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Esir Düşünceler (Bölüm 5)


kavurma

Öne çıkan mesajlar

Karanlık kağıt


Başından geçen hiçbir olaya anlam veremiyor, soğuk soğuk terlemekten başka birşey yapamıyordu. Erkerd ilk defa böyle bir zarf ve kağıt ile karşı karşıya gelmişti. Oda karanlıktı, sadece yarısına gelmiş sigarasının cehennem sıcaklığını temsil eden ateşi görünüyordu. Profesör Uta'nın evine geleli altı saat olmuştu. Odasından hiç dışarı çıkmamış sadece düşüncelerle boğuşuyordu. Inglebert'e yapılan saldırı ve üzerinde bulduğu o zarfın ne anlama geldiğine dair herhangi bir fikri yoktu. Birden ayağa kalktı, zarfı tekrar açtı ve siyah kağıda uzun uzun baktı. "Aklıma neden daha önce gelmedi ki!" hayıflanarak evden çıktı, Uta'nın evinin bulunduğu caddenin yüz metre aşağısında telgraf ofisi mevcuttu. Telgraf memuruna göndermesi gereken adresi söyledikten sonra cümleleri toparladı. "Emanet yere düştü, gün karardı. Küçük bir kız çocuğu ona bakmakta zira emanetten arta kalan karanlık bir kağıt." Telgraf memuru ilginç cümleler kuran bu adamın ne demek istediğini anlamamıştı. O cümlelerine devam etti "Gün doğana kadar sır çözülmeyecek, dostlar dönüşü olmayan yollara gönderilecek." ücretini ödedikten sonra ofisten ayrıldı. Dresden şehri kar yağışına alışık değildi, bu güzel manzara altında yürümek iyi fikirdi, geçirdiği zor zamanları biraz olsun unutmak istedi. Profesör Uta bu yaşlı ve yorgun adamın yanına usulca yaklaşıp koluna girdi. "Problem nedir profesör? Eve geldiğinizden beri benimle bir kelime konuşmadınız. Uzun bir süre bekledikten sonra buraya geldiniz. Benim bilmediğim birşeyler mi var?" Erkerd şaşırmıştı, takip edilmediğinden emin olduğu zaman telgraf ofisine girmişti, Uta onu nasıl takip edebilirdi anlam veremedi. "Sizinle paylaşamayacağım derecede önemli gelişmeler yaşıyoruz, içinde bulunduğum durumdan sadece dostum Herbert'in haberdar olması için telgraf gönderdim." Uta sinirlendiğini belli edercesine sert bir bakış attı ve devam etti "Bundan yıllar önce Herbert bana sizin gibi bir dostu olduğu için dünyanın en şanslı adamı olduğunu söylemişti, sebebini o zamanlar anlayamamıştım ancak şimdiki sükunetinizden ne demek istediğine anlam verebiliyorum. Bağışlayın beni profesör, sırlarınızı asla açığa çıkaracak birşey yapmadım eğer böyle birşey olacağını düşünüyorsanız lütfen evimi terk edin çünkü benim dostlarım ne kadar güvenilir olduğumu bilirler, eğer öyle iseniz ona göre hareket ediniz." Erkerd böyle bir tepki beklemiyordu, Uta'nın haklı olduğunu ve konuşmaları gereken yerin sokak olmadığını telkin ederek evlerine gittiler. Uta'nın evine gittiklerinde kapının aralanmış olduğunu fark ettiler. Erkerd endişelenmişti, içeri girdiklerinde kimse yoktu, masanın üzerinde sadece bir adet kapalı zarf vardı. Bütün odaları kontrol ettikten sonra içerde kimse olmadığından emin olduktan sonra zarfı açtı. Tekrar siyah bir kağıt çıktığını görünce çok sinirlendi. "Yeter artık! Bu oyun çok sıkıcı olmaya başladı yeter!" Uta masasına oturarak Erkerd'in sakin olmasını söyledi. Neden olduğunu biliyordu. "Profesör bütün olanları baştan anlatırsanız bu siyah kağıdın ne anlama geldiğini açıklayacağım." Erkerd bir anda Uta'nın gözlerine baktı, tehdit edildiğini düşündü öyle de olmalıydı. En yakın dostunun öğrencisi nedenini bilmediği bir olaydan dolayı yaralanmış planları yolunda gitmiyordu. Herşeyi en baştan anlattı, başlarından geçen bütün olayları. "Söylediğim gibi Uta, bu siyah zarfın kime ait olduğunu öğrenirsem gitmem gereken yeri de bilirim. Şimdi söyle bana bütün bu olanların anlamı nedir?" Şaşkın bir ifadeyle Erkerd'e bakakalmıştı. En yakın dostunun nasıl işlere bulaştığından habersiz on yıl geçirmiş olmanın üzüntüsü yüzüne vurdu. "Gestapolar" dedi. "Almanya polisinin bile uğraşmaması gereken bir durum olduğunda Gestapolar tarafından yaptıkları cinayetler, yaralamalar veya herhangi bir olaydan sonra olay mahaline siyah kağıt bırakılır. Böylece alman polisi araştırma gereği bile duymaz. Uğraştığınız her ne ise, o sizinle uğraşmaya başlamış profesör" İçinde fırtınalar kopmaya başladı Erkerd'in. Dostunun emanetini ve planlarını yarı yolda bırakacak zaman değildi. Vakit kaybetmeden eve yapılacak herhangi bir saldırıya karşın toparlanıp Inglebert ve Felicia'nın yanına gittiler. Inglebert'in bilinci yerine gelmiş konuşabiliyordu. Yürüyebilecek durumda olduğunu görünce onları da alarak Uta'nın kötü durumlara karşı hep gizli tuttuğu çiftlik evine gittiler. Dresden'e kan bulaşmıştı. Hava bulutlu, ölüm yağmayı bekliyordu..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...