Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Şike Soruşturması 3: İddianamenin Dönüşü


Rewendor

Öne çıkan mesajlar

EmenikeNiangSow said:

Oh küme düşmekten yırtıcaz. Eksi puan tekrar oylanacakmış bu sefer kabul edilir.
Gs'ye kapak oldu muhaha. Hani düşecektik? Çatır çatır kaldık ligde hahahah.
şu halde bile utanmadan şunları söyleyebilen bir taraftar profili ne hali varsa görsün zaten, sorun etmiyorsanız kalın ligde. aykut da dansöz gibi kıvırmaya devam etsin np.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Red said:

sence artık şike yok seçenği var mı ortada ?


gidip iddianameyi okuyamam,basını taraflı buluyorum.o yüzden ne desem yalan olur fakat geçen yılki maçların hemen hemen hepsini izledim trabzona 1 oynayıp fenere 3 oynayan takımları da gördüm.sırf maçları izleyip yorum yapacaksam eğer maçlarda şikeyle ilgili bir şey göremedim.

o yüzden mahkemelerin sonuçlanmasını bekliyorum.mahkeme sonucunda şike yapıldıysa bu yönetim değişene kadar ne maç izlerim ne forma alırım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

küme düşme çok ağır.
sahaya yansıdığı da belli değil. sırf yöneticiler birşeylere niyet etti diye küme düşürülmez.
maç başına eksi puan yeterlidir bence. zaten -15 puan alsak şampiyon olamayız bu sene cezamızı çekeriz.
geçen sene de dondurulur şampiyonsuz ilan edilir tamamdır bence. kimse de şike düşünmez bunlar yapılırsa.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

medyamız akıyo.

Kitaptan polislerin anlattiklari!?

İşte polislerin yaşadığı çarpıcı hikayeler. İşte Trabzonspor’un yaşadığı haksızlıklarla ilgili bir örnek;

MANİSASPOR: 1 – TRABZONSPOR: 2

Trabzonspor 47 puanda, takipçisi Fenerbahçe ise 45 puandaydı. Gözler 2. hafta oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçına çevrilmişti. Tarih 9 Şubat 2011’i gösterdiğinde Fenerbahçe Spor Kulübü’nün merkezine Manisaspor Başkanı Kenan Yaralı ziyarete geldi. Yaralı’nın iddiasına göre şirketi zordaydı. Sıkıntısından Aziz Yıldırım’a bahsetti. Aziz Yıldırım, kapalı kapılar ardında meslektaşına yardım edeceğinin sözünü verdi. Fakat Aziz Yıldırım’ın o sıralarda habersiz olduğu bir durum vardı. İçişleri Bakanlığı dernekler dairesi başkanlığınca Fenerbahçe Spor Kulübü’nün hesapları inceleme altına alınmıştı. Kendi adını taşıyan ve başı 329 ile başlayan hesap numarasında iki gün içinde toplam 9 adet hareketlilik yaşandı. Bu hareketliliğin birisi 10.02.2011 günü 1537 fiş numarası ile gerçekleşmişti. Hesaptan Aziz Yıldırım’a 500.000 dolar ödenmişti. Aziz Yıldırım bu parayı zorda kalan dostu Kenan Yaralı’ya vermesi için tam da Manisaspor – Trabzonspor maçı öncesinde Kenan Şehirli’ye teslim etti. Talimat net ve kesindi. Kenan Şehirli, hemen verilen emre uydu ve 500.000 doları Kenan Yaralı’nın hesabına havale etti.

TRABZON MAÇI ÖNCESİ HİKMET KARAMAN’LA ANLAŞMIŞLAR

Soruşturma Aziz Yıldırım’ın takibe alınması ile birlikte iyice derinleştirilmişti. Zafer Müdür, zincirleme telefon trafiğine Aziz Yıldırım ile görüşen başka isimlerin de eklenmesi talimatını vermişti. Çünkü Yıldırım’ın konuşmalarında, bazı lig maçlarında teşvik primi ödendiğini ve şike yapıldığını çağrıştıran cümleler geçiyordu. Komiser İlker de bir dönemin efsane kaptanları arasında yer alan Fenerbahçe Kulübü yöneticisi Serkan Acar ve Cemil Turhan’ı takibe aldı. İki isim de izlendiğinden habersiz İstanbul’dan çıkıp Manisa’ya doğru yola koyuldular. Acar ve Turhan, Manisa’da teknik direktör Hikmet Karaman ile buluştular. Buluşmanın konusu o haftaki Trabzonspor maçıydı. İkili, Kahraman’dan Fenerbahçe’nin lehine sonuç almalarını istiyorlar, karşılığında da teşvik primi teklif ediyorlardı. Polislerin elinde bu iddiayı destekleyen, Hüseyin’in dinlemeye aldığı iki telefon konuşması bulunuyordu. O konuşmaların ikisi de 18 Şubat 2011 günü yapılmıştı. Yani Trabzon maçından üç gün öncesine denk geliyordu. Akşam saatlerinde Aziz Yıldırım, Serkan Acar’ı arayarak son durumu sordu. Acar da yanıt olarak, “Başkanım, görüştük. Gayet olumlu geçti,” dedi. Yıldırım ise Acar’ın kiminle görüştüğünü merak ediyordu. Acar doğrudan bahsedilen kişi ile görüşme yaptıklarını söyledi. Ama Aziz Yıldırım’ın asıl merak ettiği Acar’ın konuştuğu kişinin ne yapacağıydı. Fenerbahçeli yönetici ise cevabını Yıldırım’a şöyle verdi: “Diyor işte yani normal takımın şeyinin dışında kabul ediyorum bizimkini.” Yıldırım, görüşmenin içeriğini biraz daha açmak istedi: “Tamam kendisi mi istiyor, yoksa şeye mi söylüyor?” diyerek üstü kapalı sordu. Acar da yanıt olarak, “Başkana,” dedi. Aziz Yıldırım, Serkan Acar ile telefon konuşmasını tamamladıktan birkaç dakika sonra bir başka önemli numarayı tuşladı. Yıldırım’ın aradığı kişi, Manisaspor teknik direktörü Hikmet Karaman’dı. Karaman, Aziz Yıldırım’a, “Ağabeyler geldi, görüştüm ben arkadaşlarla. O hastanedeki arkadaşımıza bir yardımcı olursanız sevinirim başkanım,” dedi. Yıldırım da o işi halledeceğini söyleyerek konuşmayı bitirdi.

MAÇ ÖNCESİ ŞAHSİ İŞİ İÇİN PARA ALMIŞ!

Trabzonspor maçından üç gün önce yapılan buluşmanın tarafları, aylar sonra o gün yaşananları anlattılar. Serkan Acar, Manisaspor’un maça asılmayacağını duyunca daha önce kaçırdıkları şampiyonluklardan etkilenerek Cemil Turhan ile birlikte Hikmet Karaman’ın yanına Manisa’ya gittiklerini kabul etti. Buluşma doğruydu, zira o görüşmeyi polis de takip etmişti. Teknik adam Hikmet Karaman da Serkan Acar ve Cemil Turan ile buluştuğunu kabul ediyordu. Acar’ın dediği gibi maçta iyi oynamayacaklarını duydukları için ikilinin yanına geldiğini söylüyordu. Karaman, konuşmasının devamında da ikili ile yaptığı görüşmeyi Manisaspor Kulübü başkanı Kenan Yaralı’ya anlattığını belirtiyordu. Kenan Yaralı, maç öncesi olaylara değinerek Hikmet Karaman’ın kendisine görüşmelerle ilgili bilgi vermediğini, Serkan Acar ve Cemil Turhan ile yapılan görüşmelerden haberinin olmadığını söyledi. Aziz Yıldırım’dan şahsi işlerinde kullanmak üzere 500.000 dolar para aldığını kabul ederek paranın teşvik primi olmadığını belirtti.

NE ZAMAN BÖYLE DİKİM YAPSAK OLMUYOR!

Manisaspor ile Trabzonspor arasında oynanan maçı Trabzonspor 2-1 kazandı. Organize polisi maç sonrasında da takibini sürdürüyordu. Maçın değerlendirmesini telefonla yapan Aziz Yıldırım, kulüp yöneticilerinden İlhan Ekşioğlu’na durumu değerlendirdi. Polisin notlarına bu konuşma şöyle girdi: Aziz Yıldırım Fenerbahçe Kulübü yöneticisi İlhan Yüksel Ekşioğlu’nu telefonla aradı. Yıldırım, Ekşioğlu’na Semih isimli şahsın kendisini aradığını ve Manisasporlu futbolcuların teşvik priminden haberinin olmadığını söylediğini belirtti. İlhan Yüksel Ekşioğlu da bu durumu onaylayarak kendisinin irtibatlı olduğu kişinin de aynı bilgiyi verdiğini söylediği tespit edildi. Yine konuşmanın devamında Yıldırım ile Ekşioğlu, Manisasporlu futbolcuların ne kadar kötü futbol oynadıkları ile ilgili konuştuktan sonra İlhan Yüksel, “Ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor” diyerek son dönemdeki faaliyetlerinin sürekli boşa gittiğini ifade etti. Polisin bu notları soruşturma dosyasına delil olarak konuldu.

TRABZON KAZANINCA AZİZ YILDIRIM PARAYI GERİ İSTEDİ

Manisaspor kaybetmiş, Trabzonspor ise yoluna kayıpsız devam etmişti. Maçtan bir gün sonra Aziz Yıldırım, kulübün muhasebe müdürü Tamer Yelkovan’ı arayarak talimatlar verdi. Bu talimatların konusu, Manisaspor başkanı Kenan Yaralı’ya maçtan önce verilen ve tarafların borç olduğunu belirttiği paraydı. Yıldırım, Yelkovan’a, “Hafta içinde Kenan’ı ara, verdiğimiz parayı bize çekler halinde versin,” dedi. Bu konuşma üzerine Tamer Yelkovan, gerekli mesajları Kenan Yaralı’ya ulaştırdı. Manisaspor başkanı da sıkıntılı günler için aldığı 500.000 doları, Kenan Şehirli adına düzenlenmiş, her biri 125.000 dolar tutarında dört çek halinde Aziz Yıldırım’a verilmesi için Tamer Yelkovan’a gönderdi. Çeklerin alınması ile birlikte borç bitmiş ve kimsenin kimseden alacağı kalmamıştı. Değerlendirmenin sonunda Komiser İlker, İlhan Ekşioğlu’nun da telefonlarının takip edilmesi için gerekli yazıları yazarak emrindeki polislere verdi.

DOĞAN BENİ KİM KURTARACAK

3 Temmuz 2011 Pazar… Polis soruşturma kapsamında gözaltına aldığı herkesi hemen sağlık kontrolünden geçiriyordu. Adı soruşturma kapsamında geçen 61 kişinin ilk adresi Haseki hastanesi idi. O gözaltına alınacak isimler arasında yer alan menajer Doğan Ercan'da yakalanmış ve sabah hastaneye kontrole getirilmişti. Polislere göre Fenerbahçe'ye yakınlığı ile bilinen Doğan Ercan, polisi karşısında görünce şoke olmuştu. O şaşkınlığını da bir türlü üstünden atamıyordu. Hayatında ilk kez polis ile karşı karşıya gelen Ercan, ne yapacağını bilmiyordu. Hastane de kara kara düşünürken, polislere göre Doğan Ercan, tutunacak bir dal ya da içine düştüğü durumdan kendisini kurtaracak birisini arıyordu. Tam da o sırada kapıdan içeri giren Şekip Mosturoğlu'nu gördü. Mosturoğlu'nun aynı zamanda avukat olduğu bilen Doğan Ercan, Şekip, Mosturoğlu'nun kendisini kurtarmaya geldiğini düşünerek, "Şekip abi yetiş. Beni gözaltına aldılar" derdi. Morali bir hayli bozuk olan Şekip Mosturoğlu'da "Doğan s.....git işine. Beni kim kurtaracak." diye karşılık verdi. Zira Şekip Mosturoğlu'da gözaltına alınmış ve doktor kontrolünden geçiriliyordu. Doğan Ercan'ın o an yanında olan polis yaşananları böyle not alıyordu.


BAŞKANIM YARDIM ET

Hastanede yaşananlara tanıklık eden polislerin, gözlemleri bununla sınırlı değildi. Yaptıkları iş itibarıyla insanın psikolojisine dair çok canlı örneklerle karşılaşan, polise göre böyle durumlarda şüpheliler en çok güvendiği ve güçlü olduğuna inandığı insanların desteğini beklerlerdi. Şekip Mosturoğlu, Doğan Ercan ve beraberindeki onlarca şüpheli Haseki Hastanesinde sırayla doktorun odasına girip çıkıyorlardı. Kapıya yakın bir yerde duran ve gelen kişileri gözetleyen Şekip Mosturoğlu ve Doğan Ercan, yaşanan hengamenin içinde birden karşılarında Aziz Yıldırım'ı gördüler. Olanlardan habersiz bir şekilde ikisi birden aynı duygular içerisinde, Aziz Yıldırım'ın kendileri için geldiklerini düşünerek "Başkan bizi almaya geldi. Başkanım yardım et" dedi. Aziz Yıldırım'da "S.....gidin oğlum" yanıtını verince iki isimde bir anda şaşırdı. Fazla düşünmelerine gerek kalmadan Aziz Yıldırım'ın koluna giren iki polisi görünce her şeyi anladılar. Aziz Yıldırım'da onlar gibi gözaltına alınmıştı.


AZİZ YILDIRIM MI, BANA MI ÖYLE GELİYOR!

Gözaltılar tamamlanmış ve şüphelilerin tamamı Vatan Caddesi'ndeki Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün nezarethanesine kondu. Geceyi nezarethanede geçirecek olan şüphelilerden bir tanesi karşı nezarethanede duran Aziz Yıldırım'ı görünce şaşırdı. Gözlerini ovuşturarak gördüğüne inanamayan adam, yanında bulunan şüpheliye şu karşı nezarethanedeki kişi, Aziz Yıldırım mı? Yoksa bana mı? Öyle geliyor diye sordu. Yanındaki adam oda demir parmaklıklara yanaşarak "Hass….r gerçekten de Aziz Yıldırım lan bu" yanıtını verdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"aziz yıldırım aka yılmaz özdil" said:

"Fenerbahçe’nin haklılığına adanmış ömrümün beni getirdiği en son yer olan burada, huzurlarınızdayım…

3 Temmuz’dan bu yana yegane sevdamız Fenerbahçe’ye ve bizlere yapılanlar, kamuoyunun malumudur.

Ancak bu nasıl bir yazgı ve nasıl bir tesadüftür ve teselli kaynağıdır ki; Fenerbahçe ile buluştuğum ilk gün 14 Şubat Sevgililer Günü’dür…

Öncelikle bu yargılamayı takip ve buna tanıklık eden herkes bilmelidir ki;
"MÜCADELEMİZ ZULÜM VE ZALİMLEDİR…"

Sekiz aydır sizlerin huzuruna çıkarılmayı beklemekteyiz. Bizlere reva görülen bu muamele, ne vatanını satanlara ne yetim hakkı yiyenlere ne de devlete ve halkına kurşun sıkanlara görülmedi.

Suçlandığımız asılsız iddialar, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, kişilik haklarımız hunharca katledilerek, yanlı ve yanlış her bilgi kamuoyuna servis edildi, sızdırıldı.
Kamuoyu seyretti…

Bu davanın şikayetçisi olduğunu yani yargılamada taraf olduğunu bağıranlar, 8 aydır hakkımızda televizyonda programlar yaptı. Ağızlarından salyalar saçarak Fenerbahçe’ye küfür eden, bugüne kadar mektup dahi yazmamış ’birileri’ Türkiye’nin en büyük köşe yazarları oldular. Bize saldırdılar.

Kamuoyu yine seyretti…

Kendileri için kanun çıkaranlar sadece Fenerbahçeli yani savcının deyimiyle ’örgüt olmadıkları için’ cezaevinden çıktıklarında, zaten kendilerinin suçsuz olduklarını söylediler.

Ve yasayı sizin için çıkardık diyen sporla ilgili bazı kişiler, utanmadan bizlerden gayri ahlaki taleplerde bulundular.

Herkes gördü…

Futbol takımımız darmadağın edildi. Kulübümüz basıldı. Hemen hemen her talebimiz, gerekçesiz reddedildi.

Gün o gündü. Fenerbahçe’ye, Fenerbahçeliye hakaret etme, saldırma günüydü… Günlerini gün ettiler. Herkes seyretti…

Bizler sustuk.

Hep bu "Cumhuriyet’in güneşinin" en tepede olmasını amaçladık.

Ama gördük ki; "BİR YERDE KÜÇÜK İNSANLARIN BÜYÜK GÖLGELERİ VARSA O YERDE GÜNEŞ BATIYOR"MUŞ…

Hiçbir hukuki suç içermeyen konuşmaları gerekçe göstererek hakkımızda dinleme kararı aldılar. Birileri düğmeye bastı.

Amaç, Fenerbahçe’yi ele geçirmekti ve bunun için önce O’na hizmet eden, onun başarısı için uğraşan Fenerbahçeliler ele geçirilmeliydi.

Öyle de yaptılar… Ancak karşılarında Fenerbahçe’nin O BÜYÜK TARAFTARLARINI buldular.

Sonra bizlerle Başbakanımızın irtibatını koparmaya kalktılar. Ve hatta Kulübümüz ve Yönetimdeki arkadaşlarımızla da irtibatımızı koparmaya çalıştılar…

Ama yapamadılar. Sonra oklarını Fenerbahçe’ye çevirdiler.

Takımımızın, Şampiyonlar Ligi hakkını, emeğini, parasını çaldılar. Hem de sizleri yani yargılama yapacak mahkemeleri dahi hiçe sayarak!

Ancak bunu da başaramadılar… Bir kısmı kaçtı, kalanlar ise kovalanmayı beklemekte...

Ve gördük ki; Bizler, hohlaya hohlaya buz dağlarını eritmişiz. Şimdi ortalık ’Çamurdan’ geçilmiyor…

Gelinen noktada kamuoyunun huzurlarındayız. Şimdi susma sırası onlarda!

Aslında mizacım bu kadar haksız, bu kadar kurguya dayalı bir linç kampanyasına cevap vermeye uygun değil.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin, hiçbir yere bağımlı ve özel olmadığını düşündüğüm mahkemelerine inancım tam.

Ancak Sokrates; "KİMSEYE HİÇBİR ŞEY ÖĞRETEMEM, SADECE ONLARIN DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLARIM" demiş.

Ben de aslında, sizlerin; çok da yakın olmadığınız bir konuda sadece düşünmenizi sağlamaya çalışmaktan öte bir şey yapmayacağım.

Çünkü bizler, kuyunun derin olduğunu değil; ipin kısa olduğunu düşünenlerdeniz…

Yalnız sizlerden önemle beklentim; burada yapılan yargılamada, kişisel olarak hiçbir talebimin ya da çıkarımın olmadığını bilmenizdir.

Ve malesef birilerinin istediği gibi burada yargılananın aslında Fenerbahçe olduğunu, benim de hala Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak huzurunuzda bulunduğumu, bu süreçte, bir an olsun, lütfen unutmayınız…

Bizi, bu mücadelemizde, bir an olsun yalnız bırakmayan Büyük Fenerbahçe Taraftarlarına, şükranlarımı sunuyorum.

Onlar olduğu müddetçe, her türlü esarete hazır olduğumu kamuoyunun bilgisine sunarım…

Ve bilmelerini isterim ki; HAKLILIĞIMIZA İNANANLARIN HAKLILIĞI YAKINDIR. Ve inanıyorum ki; HEP BİRLİKTE, GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ, GÜNEŞLİ GÜNLER…

Saygılarımla,

AZİZ YILDIRIM"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

eheheh imzam yeter

http://www.galatasaray.org/images/haberler/2/B_10512_B_10056_b.jpg
Bu Ateş Üfleyerek Sönmez, Çözüm Zamana Yayılamaz

Türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. Toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız.

Göreve yeni başlamış olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun ne denli ağır bir sorumluluk altında olduğunun bilincindeyiz. Kararların geciktirildiği her gün Türk sporuna zarar vermektedir. Bilelim ki dünyanın saygın bir gücü olmaya soyunmuş bir ülkesi olarak asıl verdiğimiz sınav etik değerlere sahip çıkma konusundaki kararlılığımızdır.

Galatasaray olarak biz, Türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan bir an önce çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri zaman kaybetmeden yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin Federasyon’umuza ivedilikle iletilerek sürecin hızlandırılacağına inanıyoruz.

Galatasaray camiası olarak alınacak her karar ve uygulamanın en yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Ünal Aysal
Başkan
http://www.galatasaray.org/images/haberler/2/B_10590_B_7326_B_6143_GSKLOGO_B.jpg
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Erman olayi FB nin korukledigi bir olay. Adamlar nereden bulsakta laf caksak arayisina girmisler. Sanki Erman attirdi Aziz Yildirim i hapse. Fenerbahcelilerde hic demiyor "Baskanim Erman i Maraton dan siz kovdurttunuz, baskasinin ekmegiyle oynamak yakisti mi size?".

Dun gece Melih Atacan in olayi 2 farkli sekilde anlattigi ortaya cikti. Onceki demecinde tesvik primi aldik dedi, telegol deki demecinde ankarali is adamlari maci kazanmamiz icin para getirdiler dedi.

Kaldi ki Erman aldiysa para, aldi, bu onun kendi ayibidir. Ama bu seninde ayni isi yapmani mesru kilmaz. Aykut bile cikmis herkes yapiyor ama radari bize tutuyorlar diyor. Yuh ki ne yuh, savunmaya bak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...