Obi_Wan Mesaj tarihi: Eylül 15, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 15, 2004 Türk mitolojisi hakkında bilgi sahibi kişiler varmı? Hikayeler, kişiler, şeyler varmı?[signature][hline]May the Force be with You!..
Anason Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 bizde fazla ciddiye alınmıyor zaten topu topu kaç tane türkolog var.yabancı kaynaklardan kısmen bulabilirsin,macarlar bu konuda fena değil.
lancelotdulac Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Elbet mitolojide de bir parmağımız vardır.Bizsiz bir mitoloji düşünemiyorum zaten :)[signature][hline]My Honour is My Life
December_Flower Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 lostlibrary de okumuştum bi şeyler,bi dene orayı[signature][hline]You´ll never be alone again You´ll never die again You´ll never be born again You´ll forever be, stuck here in eternity...
TheSilver Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Oğuz kağan destanı var benim bildiğim birde 4 tane Türk tanrısı biliyordum ama sadece ikisinin adı aklıma geliyor... GÖK TANRI-Bütün Gökyüzünde yaşar en baba tanrıdır falan filan... Yerbu (yazılışı yanlış olabilir)-çocukları koruyan tanrı hmmm.. birde yer altı tanrısı var adını unuttum... ama kötü bir tanrıydı... 4. dördüncüyü hiç hatırlamıyorum ama ibr tane 4. biliyodum eskiden biraz tuğaf bir durum :D
Ardeth Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 bizdede destan vardır çok aslında ama zamanında yazıya geçirilmediği için çoğunun kaybolduğu söylenir genede bulabilirsin destan çoğundada daha doğuşundan 1 sene geçmedem eli mızrak tutan savaşçılar haline gelen kağanlardan falan bahsedilir :p[signature][hline][b]''Nindyn vel'uss malar xuil phindaren zhal'la lor ulu uk uktan 'udtila naut doera natha phindar. Ka dos l'inya verve wund l' rendan l' rendan mziln l'inyan wund dos.''
_Diablo_Tyrael_ Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Türkler destan yaratmaktan destan yazmaya fazla zaman bulamadılar. Türk destanı olan Dede Korkut hikayeleri pek çok kitapta bulabilirsiniz. İnsan kalbi ettir, çürür, bozulur gider. Ey İnsan, onu iyi kolla! Alp Er Tunga Alp Er Tunga derler bir kağan vardı, Ona yeryüzü dar, gökyüzü dardı. Tuğ yapmıştı gökyüzüne güneşi, Bilgelikte dahi yoktu bir eşi. Gök-Türk, Uygur, Karluk ve Karahanlı, Daha ince Türkler, adları şanlı, Onu özlerine ata saydılar Utkusunu dört bucağa yaydılar ****** Uçmağa varınca ol ulu kağan, Yıkıldı üstlerine gök kurıkan... Ança kanlı yaş döküp yoğladılar... Çığrışıp ağladılar.. ağladılar... (R.Ö 'Alp Er Tunga Destanı'ndan) Elimde pek çok Türk destanı var. Şu-Saka- Destanı (Büyük İskender'i durduran bir Türk boyunun destanı) yazmamı istiyorsanız yazabilirim burada. merak ettiğiniz ise.[signature][hline]Daha önce hiç görmediğin aklın sınırlarını yıkacak bir yolculuk için Paranormal sırlara açılan kapı UFO NET
Bither Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Şahsen ben çok sevinirim yazarsan okumak ve not almak isterim.
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 türk mitolojisi güzel bişi. böyle hill giantlardan gnomelara, serpentlerden hydralara, cyclopslardan keloğ... eöö phoenixe kadar bi sürü şey var. tabi TÜRK mitolojisi diil de anadolu mitolojisi diye mi düşünüyoruz o da var.[signature][hline]The problem with America is stupidity. I'm not saying there should be a capital punishment for stupidity, but why don't we just take the safety labels off of everything and let the problem solve itself?
_Diablo_Tyrael_ Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 16, 2004 Dostum. Özel mesaj da bunları konuşabilir miyiz.[signature][hline]Daha önce hiç görmediğin aklın sınırlarını yıkacak bir yolculuk için Paranormal sırlara açılan kapı UFO NET
Sinank Mesaj tarihi: Eylül 19, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 19, 2004 Bizim zamanımızda mitoloji mi vardı be? :-p 8-)[signature][hline]Dilimiz olmadan hayattan tad alamayız
Narstil Mesaj tarihi: Eylül 20, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 20, 2004 destanlarda geçer mitolji türklerde yok dagın kızı falan ok atar uzaklara gider tek eliyle boga ldürür geçen bi türk filminde vardı ufacık çocuk 1-2 yaşında anası babasına şikayet eidyodu senin oglan gine bugün koçla güreşiyodu diye kopmuştum :) aslanım falan diyodu babası :) ejder yılan gözlü kadın falan yoktur bizde ama böleleeri var[signature][hline]:))) !!! ........................
TheSilver Mesaj tarihi: Eylül 20, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 20, 2004 Bak bir şey bilmeden bir tarkan filmi izleyip bizde mitoloji yoktur diyemezsin o filmi çeken adamlar zaten bir şeyden çaksa film bir şeye benzerdi... dikkat et tarkan bir kez olasun gök tanrıya duva etmiyor yada adını dahi ağzına almıyor :) müslüman adam sonuçta :) Daha dün ağzım açık orta asyadaki sarı uygurların şaman törenlerini (demek büyük büyük büyük büyük büyük dedem böyle yapıyormuş diye :) ) izledim ve inan bana acayip mitoloji ve mistik bir hava var ama biz unutmuşuz... [Bu mesaj TheSilver tarafından 21 Eylül 2004 01:49 tarihinde değiştirilmiştir]
Kumadam Mesaj tarihi: Eylül 21, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 21, 2004 Bence kavramları kullanırken bir manalarına bakmakta yarar var. Kaynak:TDK destan isim Farsça dest¥n 1 . Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope. 2 . edebiyat Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri. 3 . edebiyat Çağdaş Türk edebiyatında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiiri. mitoloji isim Fransızca mythologie 1 . Mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim: 2 . Bir ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Latin uygarlığına ait mitlerin, efsanelerin bütünü mit isim Fransızca mythe Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili hayalî, alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos. Kişisel görüşüm; Destanlarımız var mı? Bence var. Hem yakın tarih hem de uzak geçmişte. Mitolojimiz var mı? İşte bence orada bizim mitoloji kavramımız bir kuzey ülkelerindeki yada bir yunan topraklarında ki geçmiş gibi değil. Destanlar ile biraz içice geçmiş durumda diye düşünüyorum [Bu mesaj Kumadam tarafından 21 Eylül 2004 12:27 tarihinde değiştirilmiştir]
_Diablo_Tyrael_ Mesaj tarihi: Eylül 23, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2004 Yabancı ve Batı kaynakları bırakın unutun çöpe atın. Alp Er Tunga ve Şu destanları buraya koyuyorum Alp Er Tunga’nın M.Ö.7. yüzyılda yaşamış, çok sevilen, kahraman bir Türk hükümdarı olduğunu biliyoruz. Belgeler onun "Türk beğleri içinde adı ve kut'u ile tanınmış, bilgili, erdeli, büyük illeri elinde tutan, birçok kavme hükmeden..." bir hakan olduğunu söylüyor. Bu Alp hükümdarın idaresindeki devletin de Saka Türk İmparatorluğu olduğunu söyleyen tarihçiler çoğalmıştır. Bu devletin adı belki onun adıyla ya da babası Peşeng Kağan adıyla söyleniyordu. İranlılar Peşeng'e Turanlıların hükümdarı (yani Türklerin hükümdarı), Alp Er Tunga'ya da Afrâysâb diyorlardı. Afrâsyâb’ın Alp Er Tunga olduğunu hem Kutatgu-Bilig, hem de Divan-û Lûgat-it Türk bildiriyor. Afrâsyâb, eski İranlıların kötülük ilahlarına verdikleri isimdir. Belki Alp Er Tunga onları çok yıldırdığı için ona bu ismi verdiler. Alp Er Tunga, İran (Med) hükümdarı Keyhüsrev tarafından bir ziyarete çağrılarak hile ile öldürülmüştü. Bu olay M.Ö. 624 (veya 625, 626) yılında meydana geldi. Asur kaynaklarında Maduva, Heredot'ta Madyes olarak geçen kahramanın da Alp Er Tunga'dan başkası olmadığı anlaşılıyor. Cüveynî ona Buku Han, Mercanî ise Buku Han bin Pişing (Peşeng) diyor. Türklerin onu destanlaştırdıkları şüphesizdi. Fakat bu destan zamanımıza ulaşmamış, yalnız, destanın son bölümü olduğu anlaşılan sagu (ağıt) dan bazı mısralar Divan-û Lûgat-it Türk’te verilmiş bulunuyor. Alp Er Tunga’nın adından ve kahramanlığından çeşitli milletlerin tarihinde söz edilmesine rağmen, bu bilgiler onun başında bulunduğu devlet hakkında (şimdilik) yeterli bilgi veremiyor. Firdevsî’nin Şehnamesi’nde uzunca bir yer verilen Afrâsyâb’ın aslında Alp Er Tunga olduğunu, Kutatgu Bilig’in şu mısralarından anlıyoruz: Bu Türk beğlerinde adı belgülüg Tunga Al Er irdi kutı belgülüg Bedük bilgi birle öküş erdemi Biliglig uyuşlug budun ködremi Tajikler ayur ânı Afrâysâb Bitigde yok erse kim uykag ânı? (Bu Türk beğleri içinde adı belli, kut’u belli Alp Er Tunga, büyük ve erdemli bir hükümdardır. Çok bilgili, meziyetli bir büyüktür. Tajikler (İranlılar) ona Afrâysâb diyorlar. Bu Afrâysâb, baskın ve yağmalarla illeri (dünyayı) tuttu. Tajikler bunu kitapta yazmışlar. Kitapta yok olsaydı bunu kim anlardı? Alp Er Tunga’nın ögüdü dinlenilecek bir bilge hükümdar olduğunu yine Kutatgu Bilig’teki şu mısralar çok iyi anlatıyor: “Negü der eşitgil Tunga Alp Erig Bilip sözlemiş kör bu öt sav erig Et ol bu kişi kangü artar yıldır Ânı ked küdezgü ay kıldı kader” (Tunga Alp Er Kağan ne diyor işit. Bak, gör, bilip söylemiş o bu öğüdü. İnsan kalbi ettir, bozulur gider. Ey insan, onu çok iyi kolla.) İslâmiyet öncesinde de, İslâmiyetin sonra da Türkler (Gök-Türkler, Uygurlar, Karluklar, Karahanlılar, Selçuklular) Alp Er Tunga’yı ata olarak kabul etmiş ve onun soyundan olmakla övünmüşlerdir. Bu ‘ata’yı bazen Alp Er Tunga, bazen de Tunga Alp Er olarak anarlar. Bu Alp Türk hükümdarı ile ilgili en geniş bilgi Firdevsî Şehnamesi’nde verildiği için Alp Er Tunga destanını da ancak onun mısralarından çıkarıyoruz. Tabii bu, asıl destan değildir. Alp Er Tunga’nın, milliyetçi bir İran şairinin görüşüyle anlatılmasıdır. İran şairi Firdevsî, İran’a Gaznelilerin, yani Türklerin hâkim olduğu bir dönemnde 934-1020 yılları arasında yaşadı. 1010 yılında da tamamladığı Şehnamesi’ni Gazne Sultanı Mahmud’a sundu. 60.000 beyitlik bu eserinde İran tarihini destan üslubunda anlatır. Eserinde, kendi yaşadığı dönemde Türklerin hâkimiyetinde olan İran’ın parlak geçmişini özlem duyarak ve çoşku ile dile getirir. İran’ın Turanlılarla (Türklerle) yaptığı savaşları, en güçlü Türk hükümdarı olarak bildirilen Alp Er Tunga’ya karşı kazanılan İran zaferini anlatırken “Şimdi hâkim olan sizsiniz ama, vaktiyle Zâloğlu Rüstem ve Keyhüsrev sizin en büyük devletinizi yenmiş, yıkmıştır” dercesine İranlılarda bağımsızlık duygusunu uyandırmaya, güçlendirmeye çalışır. Alp Er Tunga Destanı Başta Şehname olmak üzere çeşitli kaynaklardan derlenen Alp Er Tunga destanının özeti şöyledir: Turan ile İran birbirine komşu ve düşman iki devlet idi. İran ülkesinin tahtında Minuçehr, Turan ülkesinin tahtında ise Alp Er Tunga’nın babası Peşeng Kağan vardı. İran hükümdarı Minuçehr ölünce, Kağan Peşeng oğlu Alp Er Tunga’ya şöyle dedi: “Bu İranlıların bize yapmadığı kötülük yoktur. Şimdi Türk’ün öç alma zamanı gelmiştir!” Alp Er Tunga da bunu istiyordu. “Arslanlarla bile çarpışacak güçteyim ve İran’dan öç alacağım” dedi. Peşeng’in öbür oğlu Alp Arız, İranlılarla savaşmak yanlısı değildi. Fakat karar verildi ve Alp Er Tunga savaş hazırlığına başladı. Alp Er Tunga arslan yeleli, servi boylu idi. Saldırırken timsah kadar cesur, av avlarken erkek arslan gibi çevik, vuruşmada savaş fili kadar kuvvetliydi. Yürüdüğü zaman yeri sarsıyor, ard arda attığı oklar vınlayaracak gögü inletiyordu. O, hiddetlenip savaşa gidecek olsa, ayak basıp toz kaldırdığı yerde ova, kandan bir ırmağa dönerdi.
_Diablo_Tyrael_ Mesaj tarihi: Eylül 23, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2004 ŞU (SAKA) DESTANI Büyük İskender’i durduran bir Türk Boyunun destan ŞU destanını da Kaşgarlı Mahmut’un ünlü eseri Divan-ü Lûgat-it Türk’ten öğreniyoruz. Şu, bir Saka Türk hükümdarıdır. M.Ö. 4. yüzyılda hüküm sürmüştür. Alp Er Tunga destanı gibi Şu destanı da 11. yüzyıla kadar Türkler arasında dilden dile söylenegelmiş, besbelli kopuz çalan ozanların başlıca konularından biri olmuş ve 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un kalemiyle yazılı edebiyata geçirilmiştir. Kaşgarlı Mahmut bu destanı, eserinin ‘Türkmen’ maddesinde bu Türk boyuna niçin bu adın verildiğini açıklamak için anlatıyor. Arapça olarak yazdığı bu destan parçasında Büyük İskender’in adı, Arapların dediği gibi “Zülkarneyn” olarak gemektedir. ŞU, genç ama kudretli bir hükümdardı. Başkent Balasagun’daki muhteşem sarayında oturur, dört bucaktan gelen elçileri, değerli armağanları kabul eder, ülkesini güçlü ordusu ile korur, bilge danışmanları ile yönetirdi. Sarayının önünde ordu beğleri için günde 360 növbet vurulurdu. Başketin yakınındaki büyük ŞU kalesi’ni o yaptırmıştı. Şu destanı İskender’in ordusu ile Semerkand’ı geçip Türk illerine yöneldiği zaman bazı Türk boylarının doğuya çekildiğini, bazılarının ise İskender’’e karşuı koyduğunu ve İskender’in onlarla barış yapmak zorunda kaldığını anlatıyor. Ayrıca, Kalaç, Türkmen gibi bazı Türk boylarının bu adları nasıl aldıklarını bildiriyor. Divan-ü Lûgat-it Türk’te yer alan Şu Destanı’nın özeti aşağıdadır. İskender Semerkand’ı geçmiş, Türklerin illerini almaya geliyordu. Hakan Şu, Balasgun yakınındaki kalesinde bir şey yapmadan oturuyor, kimseye bir şey söylemiyordu. Bazı küçük devletler gibi doğuya çekilmemişti. Savaşa da hazır görünmüyordu. Beğler hakanın huzuruna çıkıp sordular: “-İskender yaklaştı, onunla savaşacak mıyız, buyruğun nedir?” Beğlerin bildiğini hakan bilmesin olmazdı. Ama hakanın bildiğini beğler bilmiyordu. O 40 kumandanını öncü olarak Hücend Irmağı kıyılarına göndermişti bile. Bunlar gizlice gittikleri için beğlerin haberi olmamıştı. Hakan asıl haberi bunlardan bekliyordu. Onun için gönlü rahattı ve beğlerinin sorusunu anlamazlıktan geldi. O şimdi gümüş havuzunda yüzen kazları, ördekleri seyrediyordu. Bu seyyar gümüş havuzu her gittiği yere götürür, konakladığı yerde su ile doldurur, kuğuları, ördekleri yüzdürürdü. Beğlerinin yüzüne bakmadan, havuzdaki kazları, ördekleri gösterdi ve: “-Şunlara bakın, ne güzel yüzüyor, ne güzel dalıyorlar değil mi?” dedi Beğler şaşakaldılar, Yüreklerine od düştü. Hakanın savaşmak yahut çekilmek için tedbir almadığını sanarak çok üzüldüler. O sırada İskender Hücend suyunu geçmişti. Hakan Şu’nun adamları hızlı bir haberci ile durumu bildirdiler. Bunun üzerine Şu davullar çaldırarak hareket edileceğini duyurdu. Bu da şaşkınlık yarattı. Çabuk hareket edilmesi emredildiği için herkes bulabildiği ata bindi, alabildiği eşyayı aldı ve gece yarısı yola koyuldular. Şu, sabah olunca, uygun gördüğü bir düzlükte “Dur” emrini verdi. Oraya çadırlar kuruldu ve ordu düzene sokuldu. Şu ve ordusu geceleyin doğuya hareket ettiği zaman 22 kişi binek bulamadıkları için oldukları yerde, aileleriyle birlikte kalmışlardı. Bunlar arasında Kınık, Yıva, Eymür… ve başkaları vardı ki, Oğuz boyları bunlardan doğacaktı. Kalaçlar ve Türkmenler 22 kişi “Kalalım mı yahut gidelim mi?” diye düşünürlerken, yanlarına iki kişi daha geldi ve böylece 24 kişi (aile) oldular. Bunlar biraz uzaktan geliyorlardı. Eşyalarını sırtlarında taşıdıkları için yorgun idiler. Kalıp kalmamak konusunu onlarla da konuştular. İskender’in gelip geçici olduğu, buradan gelip geçeceği, ama kendilerinin yurtlarında kalacakları fikri benimsedi. 22’leryeni gelenlere: “-Kalaç!” dediler. Bu, (kalın, bekleyin) anlamında bir söz idi. Bundan sonra onlara hep “Kalaç” denildi. “Kalacı” olarak anılan iki kabile de onların soyundandır. İskender geldi. O, 22 kişiyi görünce bunların uzun saçlı, Türk kıyafetli olduklarını görünce, kimseden bilgi almadan: “-Türk mânend” dedi Bu sözün anlamı “Türk’e benziyor” idi. O günden sonra bunlara Türk mânend, Türkçe’deki söylenişiyle Türkmen denildi. Türkmenler aslında 24 boydur. Fakat Kalaç boyu olan iki boy bazı şeylerle bunlardan ayrılmışlardı. Bu iki boy bunlardan sayılmaz. İşte Türkmenler’in aslı budur. İskender, 24’lerin düşündüğü gibi gelip geçici idi. Türkmenler yurtlarında kalmış oluyorlardı. Ama Hakan Şu, ordusunu alıp Çin’e doğru ilerledi ve İskender’i peşinden sürükledi. Uygur sınırına yaklaşınca, Şu, yer ve zamanın uygun olduğuna karar vererek, ordusunun bir kısmını ayırdı ve bunları İskender’in öncü birlikleriyle vuruşmaya gönderdi. Kanlı Altınlar İskender’in ordusuyla vuruşmak için ayrılanların hepsi gençti. Bunu gören vezir hakana şöyle dedi: “-Kağanım, İskender’le savaşmak için hep gençleri ayırdın. Onların yanında savaş tecrübesi olan yaşlı biri de bulunsa iyi olur.” Hakan ‘çok yaşlı’ anlamına gelen: “-Üge?” dedi. “Evet” diye cevap verdi vezir. Gençlerle bir yaşlı adam da
Dragonmax Mesaj tarihi: Eylül 23, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2004 yo arkadaşlar öyle demeyin, bizde de mitolojiye baya baya önem veriliyor, önem verilmeyen bunlara yönelen bunları araştıran tarihçiler.. TDK bunları araştıran tarikçileri neredeyse dışlıyor.. Gerçek bunlar, böyle bir ülkede yaşıyoruz malesef, Atatürkümüzün kurduğu kurumun düştüğü hale bakın.. bu arada arkadaşım, baya sağlam türk mitoloji araştırmsa kitapları bulabilirsin, tabi paran varsa çünkü benim gördüklerin en aşşğı 1000- 2500 sayfa..[signature][hline]AB görüşüm: Ayıdan Post, O.spudan Dost Olmaz Birine onu sevdiğini söylemek istiyorsan, bunu o an yapmalısın!
_Diablo_Tyrael_ Mesaj tarihi: Eylül 25, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 25, 2004 Batı, Türkler'i Tarihsiz bırakmak istiyor!.. Tarih yapmış ama yazmamış!. Türk Mitoloji ve Tarihinde çok önem vermemiz ve ilgilenmemiz lazım. Batıdan öğrenmemiz faydası olmaz. Batının kültürüleri ve medeniyeti Türkler temel atmıştır. Eski Yunanlılar değil. Türkler Göçebe değil Yerleşik tir. Göç edenler Göçmen'dir!. Türk Tarihi'ni yabancı kaynaktan öğrenmek kötü şey! Türklerin ilk devleti "Bir Oy Bil" 10 bin 500 yıl önce Türk varlığı olarak kabul etmektedir ama Batı kabul etmiyor. İlk Tarihçi Herodot değil, Bir Türktür. Ne Sümerliler Ne Hititler Ne de Truvalılar Türktür. Türklerin avatanı Anadolu 7 bin yıl idi. Ermeniler ve Rumlar sizden önce biz gelmiştik ve Büyük İmparatorluğunu hortlayacağız (Bizans-Rum) demişlerdi. 7 bin yıl önce Anadoluda Türk varlığı kabul etmek zorundalar. Türkler Haç'ı icat etmiş. Batı Türklerden onu almış ve din sembölü yapmıştır. Mısır Hiyerogliflerindeki Türkçe gizemi. Türk harfler vardı. Dünya Uygarlığın Temelinde Türkleridir. Dünyadaki Tüm Alfabeler Türk Alfabesine dayanır. Ötüken Ormanı diye bir şey yok Göktürk Devleti hiç olmamıştır. Atatürk ne dediğini hiç unutmayalım. "Anadolu 7 bin yıllık Türk Beşiğidir" Türkiye üzerinde oynanan oyunlar var. Mu Uygarlığı var mı ? sanırım yok İlk Federe Türk Devleti : Türkbil Dünyadaki Kanıtlar: Yazıyı Türkler buldu! Binlerce Yıllık Türk Uygarlığı Örnekleri vardır. Eskişehir'de yaşayan Kanıt var. bizim için önemlidir. Hangi Kantı ikna edebilir hala tartışmalı konusu. Orhun Anıtlarından çok önce yazıtlarımız var Latince'nin kökeninde Türkçe var Öntürk Uygarlığı Tropikal İklimde doğdu! İskitler kesin Türktür! Çin'deki Türk mumyaları var Türk Kültürü ve Medeniyeti Gizleniyor! Türkler Çin'de 100 tane devlet kurmuştur Tarih Öncesi Türkler'de ameliyat. Atatürk : Türklüğün Medenî Vasfı Güneş gibi doğacaktır. Batı'nın büyün değerleri elinden alınıyor. unutmamanız gerek. Çin Yasak Kent'teki Türk Piramidi var. İskandinavlar Türktür. ne Türk yazıtlar ne de mağazalardaki Türk resimleri ve harfleri var. İsveçte Türk asıllı Köy vardır. Etrük'ler Türktür.. Etrüks Sözlüğünün hepsi anladığımız Türkçe. Etrüksçe'de İnternet Dilindeki gibi kısaltmalar var. Türk sanatı Etrüskler'de bulundu. Etrüsk Alfabesinin Türk Alfabesi Olduğu Dünya kabul ediyor! Erzurum Cundi Mağarası'nda Mısır Hiyeroglifleri bulundu. Mısır yazısı Türkiye'den çıktı!. Türkler'i sevmeyen Türkologlar var. Thomson yanıldı, yanılmıştır Türk Dili Kurumu hiç ilgilenmiyor farkındamısınız ?.. Türklerin Anayurdu Biryerdedir. Kağıdı Türkler buldu! Türkçe'nin kökeni 16.000 yıl önceye gidiyor Latin Alfabesinin temelinde Türkçe yatıyor! Batı , Sümerler ve Etrüsklerden gelmiştik diyor. O halde Türktür onlar. Türk ordusunun kuruluşu 2 bin 200 değil, 6. binlere gider. Batı'nın Türkleri tarihsiz bırakma ve Türk tarihinden kurtulma çabalarını, Türkiye üzerine oynanan oyunları, Türkleri sevmeyen Türkologları, Türk Tarihini yabancıladan öğrenmenin üzücü yanını, Türkiye'deki acınacak ilgisizliği, bilimsellik maskesiyle yapılan papağan eğitimi ve Oryantalizmin yıkıcı etkilerini büyük bir ilgiyle okuyacağınıza eminim. Böylece, "Türklüğün medenî vasfı güneş gibi doğacaktır" diyen büyük Atatürk'ü daha iyi anlayacak ve "Bu 2. Kurtuluş Savaşıdır" diyen bilimadamlarınıza hak vereceksiniz! TARİH TÜRKLER'DE BAŞLAR![signature][hline]Daha önce hiç görmediğin aklın sınırlarını yıkacak bir yolculuk için Paranormal sırlara açılan kapı UFO NET [Bu mesaj _Diablo_Tyrael_ tarafından 25 Eylül 2004 12:05 tarihinde değiştirilmiştir]
Sinank Mesaj tarihi: Eylül 25, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 25, 2004 Mitoloji = Yunanlıların ve mısılıların turist çekmek için uydurduğu hikayeler[signature][hline]Dilimiz olmadan hayattan tad alamayız Ben kızgın değilim :hrr: Hayır değilim Hrrrrrr *!sinirlenir*
insight_13 Mesaj tarihi: Eylül 26, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 26, 2004 said: BonePART, 25 Eylül 2004 22:52 tarihinde demiş ki: Mitoloji = Yunanlıların ve mısılıların turist çekmek için uydurduğu hikayeler yazıp altına dilimiz olmadan hayattan tad alamayız diyen zihniyetin kafası karısık demektir mitoloji efsanelerdir sozlu tarihtir geçmişin aynasıdır ama peeh ucuz turkculuk vatanperverlik parayla deil ki anasını satam TURKCE ELDEN GIDIYO KURTARAN YOK MUUU demek kolay hay ağzını öpem :D:D[signature][hline]Yanlız Kalmaktan Sıkılıyosan Aynaya Bak ! ! !.....By Insight [13]...!
driftintosin Mesaj tarihi: Eylül 26, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 26, 2004 aslında türk tarih kurumunun yayınladıı türk mitolojisi die bi esr var.. bahattin ögel in yazmış olduu.. türk mitolojisiyle ilgilenen warsa bu iki ciltlik eseri alıp okuyabilir.. yalnız böyle esrler yeni yeni cıktıı için türk mitolojisi hakettii önemi grememekte.. çok kimse iki üç destan bilip sdce onların olduunu düşünüolr.. bi yunan mitolojisine veya iskandnav mitolojisine nazaran cok daha silik bi mitolojimiz olduu kesin..
insight_13 Mesaj tarihi: Ekim 1, 2004 Mesaj tarihi: Ekim 1, 2004 katılmıyorum...üsttede bi arkadaşın yazdıgı gibi tarih türklerle başlar...[signature][hline]Yalnız Kalmaktan Sıkılıyosan Aynaya Bak ! ! !.....By Insight [13]...!
Narstil Mesaj tarihi: Ekim 1, 2004 Mesaj tarihi: Ekim 1, 2004 döktürmüş millet[signature][hline]:))) !!! ........................
driftintosin Mesaj tarihi: Ekim 1, 2004 Mesaj tarihi: Ekim 1, 2004 tarih türklerle baslar baslamaz ,ondan bahsetmiorum zaten.. ama türklerin efsaneler uydurup onları yazıya gecirmekten daha önemli işleri oldu tarih boyunca..bu yüzden fazla bi kaynak yok..
Bither Mesaj tarihi: Ekim 2, 2004 Mesaj tarihi: Ekim 2, 2004 said: driftintosin, 01 Ekim 2004 21:59 tarihinde demiş ki: tarih türklerle baslar baslamaz ,ondan bahsetmiorum zaten.. ama türklerin efsaneler uydurup onları yazıya gecirmekten daha önemli işleri oldu tarih boyunca..bu yüzden fazla bi kaynak yok.. :)
Öne çıkan mesajlar