Halfmumi Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2003 aklımda uzun zamandır bitirmeyi düşündüğüm bir yazı vardı,baştan yazdım öyle,gerisini hikayeyi bozmayacak şekilde tamamlayanlara teşekkürler.. Sessizliğin Çağrısı Apartmandan çıkıp asfalta Yola giriyorum..Akşam olmuş,hava karanlık...Sokakta benden ve sessizce bana efsaneler fısıldayan rüzgardan başka hiç bir şey yok.. Teker teker adımlıyorum kaldırımları.. Yürüyorum öyle bilmeden..Canım sıkılmış hangi bir şeye onu bile hatırlamıyorum..Sadece tek istediğim rüzgarı hissetmek..Sonsuz derecede sıcak basıyor içimi..Hava sıcak değil ama nedense ben yanıyorum içimden içime.. Derken karşıma iki yol çıkıyor,biri karanlık biri aydınlık,tam zıtlar birbirlerine... Saat henüz 9 u gösterirken ben geri dönüyorum her iki yoldanda... Stadyumun bomboş sahasına doğru ilerlemeye başlıyorum,sevmeyi düşünerek,neydi diyorum?Neydi bu sevmek? [devamını lütfen hikaye stiline uygun olarak getirin] ...[hline]Dream as u never die,live as you can die tomorrow Always remember;death is only a Begining Only in My Dreams Now...Curse! Alıntıla Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar
Muhabbete Katıl
Şimdi mesaj gönderip sonrasında kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız varsa giriş yapın ve hesabınızla mesaj gönderin.