Red Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 lcdli kısımlara takılmamak lzm.film 50. dakkada başlıyor.ki bana göre filmi film yapanda 50. dakkadan sonra muthişti bence
tinu Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 filmin neredeyse ilk 1 saatlik bölümünde dünyanın oluşumunu izledik müzik ve müthiş bir görsellik eşliğinde, işte canlılar felan oluşmaya başladı, dinazorlar geldi, sonra dinazorlarında duyguları olduğunu anladık, sonra göktaşı düştü bunlar yok oldu felan... bilmiyorum yani hani vardırya birine sorarsın nasıl oldu bu diye adamda espri olsun diye başlar herşey önce toz ve gaz bulutuydu diye onun gibi olmuş bu, bütün bunlardan sonra ailenin içine ve bireylere indikçe başlıyorsun seyretmeye, annenin duygusallığı karşı gelmek isteyip gelemeyen hali , bir anlamda bağlı kalmış duruşu , çocukların babaya olan büyük sevgileri ama korkuları ve bunun onların iç dünyalarına yansıyışı felan , bunlar tamam ama yani çok çok ağır bana fazla geldi.
Red Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 ya kadın tanrıya sesleniyor sonuçta.o sırada da o sonsuz boşlugu geziyoruz sdfs biraz uzun ama yine güzel bi belgesel gibi düşünmek lzm 50. dakkadan sonra ki aile karakterlerin gelişimi düşünceleri tavırları.herhalde daha iyi anlatılamazdı hani filmin beğenilen tarafıda bu sanırım.sizi bilmem ama ben şahsen cocukluguma döndüm oralarda sdfs
MADBOY Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Film çok büyük bir tanrı ikilemi yaşatıyor ki zaten, bi gift var, bi grandeur var, ama bununla çelişen olaylar zincirleri var. Çocugun tanrı ikilemleri zaten tam o yaşların ikilemiydi, hiç uç karakter olmaması filmde, ve bu karakterlerin iç dünyasının çok öz bir şekilde verilmesi zaten iyi yapan.
tinu Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 bu filmin neden sinamalarda gösterilmediği net belli yani, bu filmi anlayacak yada ilk 1 saatlik bölümde çıkmayacak insan sayısı çok çok az. hatta çıkışta verin ulan paramızı diye kavga eden bile çıkabilir, yani sinemalarda değilde anca özel bir kaç sinemada gösterilmesi gereken filmmiş bu
Red Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 sinemada rage haklıdır ya.tam bir yağmurlu sonbahar aksamı evde izlenicek film sinemada tercihim 90 dakkalık aksiyon filmleri sdf
tinu Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 paul haggis'in crash diye bir filmi vardı mesala 3 defa seyretmişimdir rahat, kurgusu anlatımıyla inanılmaz güzeldi, yani o tarz bir film çıkacak umuduyla izledim bunu ama çok ağır sanatsal çıktı.
Sparkcaster Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 tam troll filmi ya, brad pitt i gören giderdi bişey anlamadan çıkardı profit
burtonesk Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 tanrı, sanatsal falan gibi şeylerden ziyade beni insanın zaman zaman aklına gelen küçük hayat kesitleri çekti. büyüdükçe küçüklüğümüz arasında oluşan (haliyle) aşılamaz uzaklık, o zamanlarda hissettiğimiz şeyler, hayata bakışımız falan. mutluluk, hayat nedir gibi sorular. bunlar çekti ama varoluşsal problemleri cümleye dökerken zorlanıyorum o açıdan çok yüzeysel oldu yazdıklarım. insanların düşünürken düzgün cümle kurmaması olayı filan da var filmde. hayat böyle bişey yani ne bileyim bu film hayatın kendisine bir bakış atmak gibi. zaten filmi izlerken daha ziyade o ailenin dinamikleri yerine kendi geçmişinin dinamiklerini düşünüyor insan. metaforlarını çözmeye de kasmadım. bence gayet açıklardı dinazorlar, big bang vs. bişeyler anlamaya çalışmadan izleyince daha çok şey ifade ediyor bu film.
tinu Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 dediğim gibi ben crash tadında bir film hayal etmiştim, böyle bir karmaşaya hazır değildim. :) bu arada hala seyretmeyen varsa mutlaka izleyin
tinu Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 2004 yılındaki olacak 1996 dan uzak durun :) afis koyduk oraya
burtonesk Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 uzak durmayın onu da izleyin bi ara >.<
Daesu Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 film çok tutuk. bi okdarda mood, bence boş izlenmesi baya zorlar bireyi
tunca Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 eril-dişi, way of nature-way of grace kavramlarında paranın/sağ lob dominasyonu'nun neden olduğu corruption'ın, güzeli/büyük tema'yı görme yeteneğini körelttiğini varoluş(doğa, micro/macro fizik, fractal'lar, biyolojik yaşam, zaman, panteistik tanrı)'u güzelleyerek (film'in bence parlayan tarafı) ve ego'ya/modern insanın bilincine zoom yaparak, bu dünyaya yeni gelip dünya'dan/ailesinden/olaylardan perspektifini oluşturup kendi gerçekliğini göz önünde bulundurarak yolunu oluşturmaya başlayan/çalışan genç(kısa kısa yaşlı) bir insanın gözünden güzelce anlattı.
MADBOY Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 8 defa güncelleyecek kadar ciddiye alsam postumu ya, adam özenli.
tunca Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Brother. Mother. It was they, who led me to your door. The nuns taught us there are two ways through life. The way of nature. And the way of grace.
MADBOY Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Her cosmic sahnede Tunca izlese çok kötü olur dedim çocuk. Oldun mu kardeşim?
tunca Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2011 13 editimden belli diil mi lan sdfjkl
MADBOY Mesaj tarihi: Eylül 24, 2011 Mesaj tarihi: Eylül 24, 2011 Bölünerek cogalıyorlar durduramıyoruz.
Öne çıkan mesajlar