Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bob Dylan 21 yıl aradan sora tekrar Türkiye'de


mokoko

Öne çıkan mesajlar

Gidenler memnun kalmıcak bence. Oturup eski kayıtları bulmayı bekleyenler üzülücek kısacası, öle bi amacı olanlar gidip mp3 / cd / plaktan dinlemeye devam etsinler.

Ha nedir, Bob Dylan'ı ölmeden önce canlı görmüş olursun tabi ama bi sahne şovu bi enstruman bilmemnesi pek beklememek lazım derim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Alexi_Septimus said:

simit said:

Ha nedir, Bob Dylan'ı ölmeden önce canlı görmüş olursun tabi ama bi sahne şovu bi enstruman bilmemnesi pek beklememek lazım derim.


Ağzınızdan yer alsın lan, daha gencecik adam, 68 yaşında.


doğruya doğru şimdi, ben şarkılarını sevmesemde büyük adamdır vesselam, ama ses fln yok adamda artık...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
giden yok mu?

bi kere adamın sesi kalmamış, çirkinleşmiş diyenler yanılıyor fena halde. sesinin özelliği; son derece karakteristik olması. tabi yaşla beraber ses olayı da bir miktar yaş almışsa da, karakteristiğini aynen koruyor bence. müziğinin yanısıra, her ne konuda şarkı söylüyor olursa olsun, söyledikleri de çok önemli ve şairane.

sahne şovu yapamaz, zati yaşı geçti diyenler beklemesin o tür şeyler, çünkü 20 li yaşlardan beri sahne şovu yapan biri değil adam. yarın akşam konsere gidebiliyor olanları acaip kıskanıyorum, tarihi bir olay yaşayacaklar 21 yıldan sonra.

havası yerinde olursa bis yapıyormuş ve te 21 yaşında bestelediği, sözlerini yazdığı ''blowing in the wind'' i söylüyormuş. nasıl şahane sözler ve müziktir, ve bence savaşlar ve her türlü pislik konusunda, insanın aklını başına alması, ''insan'' olması gerekliliği üzerine yapılmış, gelmiş geçmiş en güzel şarkılardan biridir. gidemiyor olmamı, yaşamımın en büyük başarısızlıklarından biri olarak addediyorum.

yarın o saatlerde şarabımı içerek hüzünleniyor, ama bir o kadar da, onu tanıyıp, seviyor olmamdan dolayı gurur duyuyor olacağım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

habertürk said:

Müziğin peygamberi olarak anılan, herkesin hayatına bir yerinden damgasını vurmuş adam Bob Dylan'ı izlemek uğruna bu sıcak gündemde işini gücünü acısını derdini bırakıp gelen, merdivende oturmak için 100 lira ödeyen, aylar öncesinden para biriktiren, yollar ve yollar tepen, ünlüsü ünsüzü, öğrencisi öğretmeni, CEO’su gazetecisi herkesin büyük beklentilerle geldiği, bir konser olmanın ötesinde "ayin"e dönüşmesi beklenen konser, Dylan’ın dinleyicileri neredeyse aşağılamaya varan küstah tavrı nedeniyle soğuk bir duştan farksızdı, büyük bir hayal kırıklığıydı!

Evet böyle adamların klasikleri bitmez, evet herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değildir ama bazı ortak müşterekler vardır ki onlar da inkar edilemez. Birkaç yıl evvel Rock’n Coke kapsamında ülkemize gelen ve tüm yalvarmalara rağmen "Love song"u söylemeden çekip giden Cure ve daha nice "klasik söylemem, cool'luğum bundan"cılar kalbimizde nasıl bir yara açtıysa, onun binlerce katını "Blowin' in the wind"sız Bob Dylan açtı, hem de pek çok daha derinini! Bize de depreşen isteği eve gider gitmez CD çalardan bastırmaya çalışmak kaldı, gözleri kapatıp canlısını hayal ederek!

Geceye dair ikinci soru işaretimiz ise Dylan'ın konser boyunca piyanosunun başından ayrılmayıp, tek kelime etmeyip, seyircinin her türlü iletişim çabasına sağır kalması oldu. Kendisinin sahnede seyirciyle iletişimini ruhuyla kurduğu rivayetleri doğrudur, yakın kontak onun işi değildir ama istediğin kadar bunu bilerek git, kanında Türklük var. Sıcaklık var, samimiyet var. Bıraksan sahneye fırlama potansiyeli var. Bu adam böyle evet ama hepimiz düğmemize basılmaya hazır bekliyorduk, gönüllü vokale iştirak etmeye. Onu
bırak bir de konuşur sesini duymaya.

Orada olduğumuzu bize hatırlatan, "Evet ben bu adamı canlı canlı dinliyorum" dedirten bir "Merhaba" da zor muydu? Gözlerimizle gördüğümüz, kulaklarımla tanık olduğumuz bu tarihi anı tasdiklemek istedik belki de, onun da bizi gördüğüne inanmak! Ama nerdeee, Dylan bir selamı dahi çok gördüğü bizlere dönüp bir kez bakmadı bile!

En azından şimdi görüyor ve duyuyorsan, seni ilk isminle selamlayalım Robert Allen Zimmermann! Bu da soru işaretli bir kapak olsun, başucunda dursun. Ama sevgimiz sonsuz, aklında bulunsun


yardırmış kim yazdıysa ahaha

blowin in the wind'i söylememiş.

bu arada youtube daki 2009 konser videolarında da hiç piyanonun başından ayrılmıyor ki. yazan fazla abartmış
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...