Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ufak bir hikaye denemesi


eddy

Öne çıkan mesajlar

Bir kaç bölümden oluşna bir uo hikayesi yazdım ilk iki bölümünü burda yazıyorum eğer beğenirseniz diğer bölümleride buraya koyarım.Görüşlerinizi bekliyorum:



*PART 1* Karanlık,sessiz ve ıssız bir gecede tek başıma yürüyorum,aklımda geçmişim,benliğim ve anlatılanlar.Yıllarca araştırdım benliğimi,geçimişimi bazı yanıtlar buldum ama tatmin edici değildi.Sanki büyük biri olarak doğmuş gibiyim,küçüklüğümle ilgili hiç bir şeyi hatırlamıyorum,rüyalarımda gördüğüm belirsiz anılarım hariç.Yaklaşık altı sene önce dayanıyor ilk hatırladığım şeyler.Gözüme çarpan güneş ışıklarıyla uyandım,başımda inceden bir ağrı vardı.Nerde olduğumu,buraya nasıl geldiğimi ve kim olduğumu hatırlamıyordum.Geçmişim ile ilgili tek şeyler;elimdeki garip şekillerle dolu, kıvrımlı kılıcım ve garip bir şekilde parlayan kalkanımdı.Yavaşca ayağa kalktım ve etrafıma baktım, gördüğüm tek şey ise ucsuz bucaksız bir ova.Günlerce yürüdüm fakat herhangi bir yapıya rastlayamadım,aç ve susuz geçen günlerin sonunda biraz su ve yiyecek birşeyler bulabilmiştim.Bu rahat yerde yemeğimi yedikten sonra uyuya kalmışım.Sabaha doğru kulağıma gelen garip homurtularla uyandım,etrafıma baktığımda bir şey göremedim fakat hala homurtuları duyabiliyordum.Seslerin geldiği tarafa baktığımda,çirkin suratları olan ve ellerinde sopalar taşıyan ufak bir grup gördüm.O zaman bu yaratıkların ismini bilmiyordum fakat şimdi biliyorum orcdu o yaratıklar.Hemen ordan uzaklaşmak istedim fakat çok geçti çünkü orclar beni görmüştü ve üstüme doğru sopalarıyla geliyorlardı.İlk kez korkuyu o zaman tattım.İlk önce gelen orc hemen sopasını kafama indirmeye çalıştı,nasıl olduğunu bilmeden hemen kalkanımı kaldırıp hamlesini savuşturdum ve geri sıçradım.İçimde tanımlayamadım bir içgüdüyle orcun üstüne atladım ve iki harekette orcu öldürdüm.İçimde garip duygular uyandı fakat zaman kaybetmeden diğer orclara doğru atıldım.Yaklaşık 10 dakika sonra tüm orcları öldürdüm nasıl olduğunu bilmiyordum fakat büyük bir ustalıkla silah kullanabiliyordum.O gün tam altı orc cesedi ayaklarım altında yerdeydi.Büyük zorluklarla o yerden kurtuldum ve bir şehre geldim.Hayatımı o günden beri geçmişimi arayarak ve chaos'un uşaklarını yok ederek yaşıyorum.Silah kullanmamdaki becerimden ve savaşlardaki kahramanlığımdan dolayı ufak bir üne sahibim ama kaderimin çok daha engin olduğunu hissediyorum.Gezmediğim çok az şehir kaldı ama hala geçmişimi öğrenemedim.İsmimi bile bilmiyorum ama insanlar bana "Analyzer" diyorlar.

*PART 2* Sabahın erken saatleri güneş yeni yeni doğmaya başlıyor.Atımın sırtında geçmişimi bulmak için yeni bir maceraya doğru gidiyorum.Daha önce söylemiştim gidemediğim çok az şehir kaldı işte bunlardan birisi ise Bucs.Bu şehir katillerin ve haydutların şehri,bu şehrin sakinlerinden olmayan çok az kişi bu şehre gider,çünkü bu şehirde genellikle insanlar ölümü bulur.Bu gerçeği biliyordum fakat korkmuyordum geçmişimi öğrenmek için her şeyi göze alabilirdim.Öğleye doğru şehre ulaştım sokaklarda çok az kişi vardı ve kimse bana dikkat etmedi.Yanımda ilk uyandığımda olan kalkan ve kılıç,üstümdede bronz setimi kapatacak kahve rengi bir robe var.Gördüğüm ilk hana girdim han kirli ve yıkık döküktü ayrıca gündüz saati olmasına karşın içersi hayli kalabalıktı.Tüm gözlerin üzerime yöneldiğini hissettim ama soğukkanlı bir şekilde boş bir tabureye oturdum ve bir bira istedim.O gece handa kalmaya karar verdim.Yemeğimi yedikten sonra erkenden yattım.Gece ufak bir tıkırtı sesiyle kalktım ve camdan aşağıya baktım,aşağıda 3 kişi pencereme tırmanıyorlardı.Kulaklarımın bu kadar hassas olduğu için bir kez daha kendimi çok şanslı hissettim ve pozisyonumu aldım.Penceren giren ilk kişini daha ne olduğunu anlamadan kafasını kestim diğerinin ise şaşırmasından faydalanarak kılıcımı karnına soktum.Üçüncü kişi gerçekten de iyi kılıç kullanıyordu ve kapışma uzun sürdü.Rakibime sağlı sollu saldırıyordum fakat tüm hamlelerimi karşılamayı beceriyordu.Fakat o kadar hızlı vurmamdan dolayı atak yapamıyordu.En sonunda aklıma başka bir şey geldi ve geri çekildim.Rakibim atak yapmasını bekledim,benim bu hareketimi hemen değerlendirmek isteyen adam direk göğsüme doğru kılıcını uzattı kalkanımla kılıcını yandan engelledim ve boşta kalan göğsüne kılıcımı geçirdim.O gece uyuyamadım,sabah erkenden kalktım olay hakkında hiç bir şey söylemeden handan ayrıldım.Burda da hiç bir şey bulamayacağımı düşünürken bankanın yanındaki bankda oturan siyah cüppeli bir adam gördüm.İlk önce fazla dikkat etmeden geçip gidiyordum fakat sanki adamın beni çağırdağını sandım ses duymamıştım ama sanki beni çağırdığını hissettim.Adam yüzüme baktı ve gülümsedi,bu gülümseyişi bir yerden hatırlıyor gibiydim ama nerden olduğunu bulamadım.[hline]www.merlininkazani.com
-Merlin Yazarı-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Betimlemelerde hatalar mevcut.Bazı yazım ve imla hataları var.Bence yazında ingilizce terimlerden kaçınmalısın "atak" gibi,Bu ilk hikayen olduğu için fazla eleştirmemek lazım sanırım.Bunun yanında karakterin geçmişini ve nelerle karşılaşacağını bana merak ettirdi,devamını sabırsızlıla bekliyorum.[hline]End is near;
Bu I aint afraid;
I see sarrow on faces
But I aint show pitty,
Cause Im the Fallen One!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Alın buda devamı:

*PART 3* O adamla uzun bir süre konuştuk tüm hikayemi anlattım ve bir şey bilip bilmediğini sordum.Adam sakin bir şekilde eliyle bazı hareketler yapmaya ve bir şeyler mırıldanmaya başladı.Adamın büyü yaptığını anladım fakat emin olamasamda büyünün bana karşı yapılmadığını hissettim çünkü bir çok kere büyüye maruz kaldım ve her zaman büyü yapılmadan önce derim karıncalanmıştı.Havada elektiriklenmeler oldu ve önümüzde kırmızı bir gate oluştu. "Cevapların kapının arkasında ama onları bulacak olan sensin" dedi adam ve yürüyerek uzaklaşmaya başladı.İçimde bir tedirginlik vardı fakat cevaplara bu kadar yaklaşmışken pes edemezdim ve kapıdan girdim.

*Part4* Etrafta doğal olmayan bir sis vardı,ortalık alacakaranlık ve soğuktu ama soğuk bildiğim bir çeşit soğuk değildi, sanki sadece kemiklerim üşüyordu ve içime karamsarlık yayılıyordu.Geldiğim bu yer daha önce gördüğüm hiç bir yere benzemiyordu.Atımla yavaş bir şekilde ilerlemeye başladım garip sesler duyuyordum ama bu seslerin neye ait olduğunu kestiremedim.Biraz daha ilerledim ve bir kale gördüm kalenin etrafı sislerle kaplıydı ve hatları tam seçilemiyordu fakat etraftaki tek yapıydı.Kaleye yaklaştıkça uzun bir süredir terk edilmiş olduğunu anladım.Kale yıkık dökük bir haldeydi.İçeri girmek istemiyordum ama cevaplarında içerde olduğunu düşünüyordum.Uzun süren bir ikilemin ardından kaleye girdim.Daha önce duydum o garip ses kalenin içinde daha da belirginleşti.İlerledikçe yoluma iskeletler çıkmaya başladı ama iskeletleri tanıyordum,bu güne kadar yüzlercesini yok etmiştim,onlardan korkmuyordum yolda yaklaşık bir düzine iskelet kestim ve karşıma bir oda çıktı.Neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde o odaya girme isteği duydum.Odaya yavaş adımlarla girdim ve aniden kapı arkamdan kapandı.Pozisyonumu almış bir şekilde usulce yürüyordum.Bir dönemeci döndükten sonra karşıma gelen manzara inanılmazdı.İki lich kendilerinden daha büyük ve kudretli görünen bir liche'in önünde eğiliyorlardı.Tekinin bana baktığını gördüm,o an kanımın çekildiğini hissettim çünkü bir lich bile güçlü bir düşmandı ama iki lich ve bir lich lord kesinlikle ölüm demekti.Hemen kaçmaya başladım bir kaç kapıyı denedikten sonra burdan çıkış olmadığına karar verdim ve tek çarenin bu lichleri öldürmek olduğunu anladım.Dediğim gibi üç lichle baş etmek imkansızdı fakat lichleri tek tek yakalayabilirsem bir şansım olabilirdi.Uygun bir yerde bir kapının arkasına pozisyonumu almış bir şekilde pusuya yattım.Şansıma lichler ayrılıp öyle aramaya başlamışlardı beni ve birisi tam önümden geçiyordu.Sessizce bekledim ve tam geçerken kılıcımı lichin gövdesine sapladım.Lichin bu beklenmeyen hareket karşısında çok şaşırmıştı ve ben bundan faydalanarak ikinci hamlemide yaptım.Bu sefer kılıcımı lichin kalbine sapladım ama dediğim gibi bir lich kolay lokma değildi.Lichin bir şeyler mırıldandığını duydum ve kılıcımla lichin kollarından birini kestim hızlı darbelerle lichin büyü yapmasını engelliyor ve onu yavaş yavaş öldürüyordum.İlk lichin işi bitmişti şimdi sırada iki tane kaldı.Yavaş yavaş burda ölmeyeceğimi düşünmeye başladım.İkinci lichide bir pusuyla öldürdüm şimdi sırada lich lord vardı.[hline]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eddy kardeş bence tasfirler üzerinde yoğunca durmalısın.Bol bol fantasy edebiyatı türünde kitap okumanı öneririm.Çok düz ve sıradanlar ki kanaatimce bence bir hikayeyi güzelleştiren tasvirlerdir.Dilbilgisi konusunu bir kere daha hatırlarmak isterim;ama buda zamanla oturacak bir durum.Bunun yanında ingilizce terimler demiştik,ama görüyorum ki halen devam ediyorsun.Sanki ikinci bölümde anlattığın kapışma sahneleri bitsin hemen gibi aceleye gelmiş,bence özellikle bu bölüm çok daha detaylı olmalıydı gerekli havayı yaratmadı bende.Haddim olmadan belirtmek isterim ki ilk yazdıklarının sonuna geldiğimde "Acaba ne olacak şimdi?" heyecanını yaratmadı bu ikinci yazdıkların,bence çok daha iyilerini yapabilirsin bunu söylüyorum çünkü ilk bölümde bu potansiyelin olduğu açıkca gözüküyor.Çalışmalarının devamını dilerim Eddy ellerine sağlık.[hline]End is near;
Bu I aint afraid;
I see sarrow on faces
But I aint show pitty,
Cause Im the Fallen One!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eleştirilen için sağol. devamınıda yazdım umarım beğenirsin.

*Part5* İyi bir yerde menzilledim amacım diğer iki lichi kestiğim gibi bu lich lorduda kesecektim.Ne kadar güçlü olabilirdi ki...Uzun bir bekleyişin ardından ne bir ses duydum, ne de bir hareket.Beklemekden sıkılmıştım ve yavaş adımlarla ana odaya gittim.Lich beni aramıyordu,sanki oturmuş beni bekliyordu.Cesaretimi toplayıp hızlı adımlarla lichin üzerine doğru koşmaya başladım bir yandan da kılıcımı tam lichin göğüsüne geçirmek için hazırladım.Kılıcımı uzattım fakat orda lich yoktu,teleport olmuştu.Tam o sırada arkamdan gelen sesleri duydum ve derim karıncalanmaya başladı.Büyü yapıyordu hemen engel olmak için arkamı döndüm ve direk liche hücum ettim, geç kalmıştım büyünün bir kısmı tamamlanmıştı ama benim son vuruşum büyünün etkisini biraz hafifletmesine neden olmuştu.Üzerime ağırlık çökmeye ve etrafı biraz bulanık görmeye başladım,zehirlenmiştim.Zehirlenmeme rağmen aralıksız bir şekilde liche vuruyordum,zehirin vücuduma yayıldığını hissedebiliyordum ama tedavi edecek zamanım yoktu.Lichin ne kadar hızlı bir şekilde zehiri vücuduma verdiğini görmüştüm,ufak bir bekleyiş sonum olabilirdi.Lich büyü yapmayı deniyordu ama ben buna izin vermeyecek şekilde vuruyordum,bir yandan büyü yapmasını engellerken bir yandanda ölümcül bir darbe vurmak için açıklık arıyordum.Uzun bir süreden sonra lich büyü yapamayacağını anlayıp, fiziksel saldırılara geçmeye başladı, asasıyla bana vurmaya çalışıyor ve bende kalkanımla savuşturuyordum.Zaman benim aleyhimeydi,her geçen dakika beni ölüme yaklaştırıyordu çünkü hala zehirliydim.Zehirin etkisi gittikçe daha belirginleşti artık lichi bir bulanıklıktan ibaret görüyordum ve ayakta durmakta zorlanıyordum,çok hızlı bir şekilde lichi öldürmeliydim.Kötülüğün bu düşmana verdiği dayanıklılığa şaşırıp kalmıştım yüzlerce kılıç darbesi yemesine rağmen hala ayaktaydı.Tüm gücümü toplayıp son saldırılara başladım,lichin etrafında dönüyor her yerden saldırıyordum hızım karşısında ben bile şaşırmıştım sanki lichle dövüşmüyor dans ediyordum.Lichin darbelerinin etkisiyle kalkanı taşıyan kollumunda daha fazla atağa dayanabileceğini zannetmiyordum.Lich çok güçlü bir şekilde kalkanıma vurdu, atağı savuşturmak için iki elimide kullanmak zorunda kaldım ve bu açıklığımın cezasını,boynumdaki lichin eliyle bulmuştum.Nefes alamıyordum,lich lord boğazımı öyle sıkıyordu ki bu saldırısından kurtulsam bile bir daha nefes alıp alamayacağımdan emin değildim.İçimden lich lordun elini kesip bu durumdan kurtulmak geliyordu fakat endişeye teslim olmadım ve düşündüm lich lord bu hamlesiyle büyük bir üstünlük sağlasada aslında büyük de bir açıklık vermişti ve ben bu açıklığı değerlendirecektim çünkü bu son şansımdı.Kılıcımı hazırladım ve renkli bulanıklığın içine daldırdım,zehirden dolayı lichi sadece renkli bir bulanıklık olarak görüyordum.Ellerin boğazımdan çekildiğini hissettim ve son kez gücümü toplayarak lich lordun boynu sandığım yere kılıcımı savurdum.Nefes nefese yere düştüm ve ölümü bekliyordum,kısa bir sürenin sonunda hiç bir ses duyamayınca ve bir büyü hissetmeyince lich lordu öldürdüğümü anladım.Başarmıştım lich lordu öldürmüştüm ama neye yarardı ki,hala zehirliydim ve artık nerdeyse zehiri iyileştirmek imkansızdı.Bir randevum vardı yüzükoyun yere uzanıp bekledim Azrail'in ta kendisini.Havada garip bir şeyler hissettim ve kırmızı bir bulanıklık görür gibi oldum ve sonra sonsuz bir karanlık.[hline]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kusura bakma istanbul dışında olduğum içi okuyamadım bile ama eleştirileri dikkate almanı isterdim söylediğim tüm hatalar halen mevcut.Bir kere zehirli olmak diye bişi olmaz mesela zehirlenmek tamamda zehirli olmak?.Yine atak terimini kullanmışın.Ayrıca hızlı adımlarla nasıl koşulur ki zaten koşarken adımların hızlıdır.Ana oda bence yanlış bir benzetme tarzı olmuş.Mesela lichin yaptığı büyüde zehrin vücuduna veriliş hızını görmek değilde,zehrin yayılışını,etkisini vücudunda hissetmek ile alakalı bir benzetme kullanılabilir bence.Yazım hatası olarak menzillenmez,mevzilenir.Kesmek değil öldürmek yada yok etmek daha mantıklı bir seçim olacaktır bu çok chat vari olmuş.Abi iki lich kestim der gibi bişi.Ne bir ses duydum nede bir haraket gördüm demeliydin mesela.Bu gibi bir çok hata daha var bence bi kaç kez okursan sende görürsün bunları.Sanki hikaye değilde oyunda yaptıklarını arkadaşına anlatırmış gibi bir hava var dikkat et.Sert eleştiriler yaptım belki haddim olmadan ama sadece gördüklerim bunlar,bu kadar sert olmazdım eğer daha iyisini yapabileceğinden emin olmasaydım.Devamını bekleyeceğim.[hline]End is near;
Bu I aint afraid;
I see sarrow on faces
But I aint show pitty,
Cause Im the Fallen One!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 6 ay sonra ...
Devamını da yazdım biraz uzun zaman olmuştu yazalı anca şimdi koyma fırsatı yakaladım


GÜCÜN DOĞUŞU SERİSİ

1.BÖLÜM
-BİLİNMEYENİ ARAYIŞ-



*PART 1* Karanlık,sessiz ve ıssız bir gecede tek başıma yürüyorum,aklımda geçmişim,benliğim ve anlatılanlar.Yıllarca araştırdım benliğimi,geçimişimi bazı yanıtlar buldum ama tatmin edici değildi.Sanki büyük biri olarak doğmuş gibiyim,küçüklüğümle ilgili hiç bir şeyi hatırlamıyorum,rüyalarımda gördüğüm belirsiz anılarım hariç.Yaklaşık altı sene önceye dayanıyor ilk hatırladığım şeyler.Gözüme çarpan güneş ışıklarıyla uyandım,başımda inceden bir ağrı vardı.Nerde olduğumu,buraya nasıl geldiğimi ve kim olduğumu hatırlamıyordum.Geçmişim ile ilgili tek şeyler;elimdeki garip şekillerle dolu, kıvrımlı kılıcım ve garip bir şekilde parlayan kalkanımdı.Yavaşca ayağa kalktım ve etrafıma baktım, gördüğüm tek şey ise ucsuz bucaksız bir ova.Günlerce yürüdüm fakat herhangi bir yapıya rastlayamadım,aç ve susuz geçen günlerin sonunda biraz su ve yiyecek birşeyler bulabilmiştim.Bu rahat yerde yemeğimi yedikten sonra uyuya kalmışım.Sabaha doğru kulağıma gelen garip homurtularla uyandım,etrafıma baktığımda bir şey göremedim fakat hala homurtuları duyabiliyordum.Seslerin geldiği tarafa baktığımda,çirkin suratları olan ve ellerinde sopalar taşıyan ufak bir grup gördüm.O zaman bu yaratıkların ismini bilmiyordum fakat şimdi biliyorum orcdu o yaratıklar.Hemen ordan uzaklaşmak istedim fakat çok geçti çünkü orclar beni görmüştü ve üstüme doğru sopalarıyla geliyorlardı.İlk kez korkuyu o zaman tattım.İlk önce gelen orc hemen sopasını kafama indirmeye çalıştı,nasıl olduğunu bilmeden hemen kalkanımı kaldırıp hamlesini savuşturdum ve geri sıçradım.İçimde tanımlayamadım bir içgüdüyle orcun üstüne atladım ve iki harekette orcu öldürdüm.İçimde garip duygular uyandı fakat zaman kaybetmeden diğer orclara doğru atıldım.Yaklaşık 10 dakika sonra tüm orcları öldürdüm nasıl olduğunu bilmiyordum fakat büyük bir ustalıkla silah kullanabiliyordum.O gün tam altı orc cesedi ayaklarım altında yerdeydi.Büyük zorluklarla o yerden kurtuldum ve bir şehre geldim.Hayatımı o günden beri geçmişimi arayarak ve chaos'un uşaklarını yok ederek yaşıyorum.Silah kullanmamdaki becerimden ve savaşlardaki kahramanlığımdan dolayı ufak bir üne sahibim ama kaderimin çok daha engin olduğunu hissediyorum.Gezmediğim çok az şehir kaldı ama hala geçmişimi öğrenemedim.İsmimi bile bilmiyorum ama insanlar bana "Analyzer" diyorlar.

*PART 2* Sabahın erken saatleri güneş yeni yeni doğmaya başlıyor.Atımın sırtında geçmişimi bulmak için yeni bir maceraya doğru gidiyorum.Daha önce söylemiştim gidemediğim çok az şehir kaldı işte bunlardan birisi ise Bucs.Bu şehir katillerin ve haydutların şehri,bu şehrin sakinlerinden olmayan çok az kişi bu şehre gider,çünkü bu şehirde genellikle insanlar ölümü bulur.Bu gerçeği biliyordum fakat korkmuyordum geçmişimi öğrenmek için her şeyi göze alabilirdim.Öğleye doğru şehre ulaştım sokaklarda çok az kişi vardı ve kimse bana dikkat etmedi.Yanımda ilk uyandığımda olan kalkan ve kılıç,üstümdede bronz setimi kapatacak kahve rengi bir robe vardı.Gördüğüm ilk hana girdim han kirli ve yıkık döküktü ayrıca gündüz saati olmasına karşın içersi hayli kalabalıktı.Tüm gözlerin üzerime yöneldiğini hissettim ama soğukkanlı bir şekilde boş bir tabureye oturdum ve bir bira istedim.O gece handa kalmaya karar verdim.Yemeğimi yedikten sonra erkenden yattım.Gece ufak bir tıkırtı sesiyle kalktım ve camdan aşağıya baktım,aşağıda 3 kişi pencereme tırmanıyorlardı.Kulaklarımın bu kadar hassas olduğu için bir kez daha kendimi çok şanslı hissettim ve pozisyonumu aldım.Pencereden giren ilk kişinin daha ne olduğunu anlamadan kafasını kestim diğerinin ise şaşırmasından faydalanarak kılıcımı karnına soktum.Üçüncü kişi gerçekten de iyi kılıç kullanıyordu ve kapışma uzun sürdü.Rakibime sağlı sollu saldırıyordum fakat tüm hamlelerimi karşılamayı beceriyordu.Fakat o kadar hızlı vurmamdan dolayı atak yapamıyordu.En sonunda aklıma başka bir şey geldi ve geri çekildim.Rakibim atak yapmasını bekledim,benim bu hareketimi hemen değerlendirmek isteyen adam direk göğsüme doğru kılıcını uzattı kalkanımla kılıcını yandan engelledim ve boşta kalan göğsüne kılıcımı geçirdim.O gece uyuyamadım,sabah erkenden kalktım olay hakkında hiç bir şey söylemeden handan ayrıldım.Burda da hiç bir şey bulamayacağımı düşünürken bankanın yanındaki bankda oturan siyah cüppeli bir adam gördüm.İlk önce fazla dikkat etmeden geçip gidiyordum fakat sanki adamın beni çağırdığını sandım ses duymamıştım ama sanki beni çağırdığını hissettim.Adam yüzüme baktı ve gülümsedi,bu gülümseyişi bir yerden hatırlıyor gibiydim ama nerden olduğunu bulamadım.

*PART 3* O adamla uzun bir süre konuştuk tüm hikayemi anlattım ve bir şey bilip bilmediğini sordum.Adam sakin bir şekilde eliyle bazı hareketler yapmaya ve bir şeyler mırıldanmaya başladı.Adamın büyü yaptığını anladım fakat emin olamasamda büyünün bana karşı yapılmadığını hissettim çünkü bir çok kere büyüye maruz kaldım ve her za
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...