Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

31 yıldır tecavüzden aranan Roman Polanski yakalandı


Kinkaudonau

Öne çıkan mesajlar



Ünlü film yönetmeni Roman Polanski, 31 yıl önce ABD tarafından çıkarılan bir tutuklama başvurusu nedeniyle İsviçre makamlarınca gözaltına alındı. Polanski 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüzle suçlanmıştı.

Zürih Film Festivali organizatörleri, hayat boyu yaptığı yönetmenlik çalışmaları dolayısıyla kendisine verilecek ödülü almak üzere İsviçre'ye gelen Polanski'nin, Zürih polisince gözaltına alındığını belirtti. Organizatörler, Polanski'nin, ABD tarafından 1978'de çıkarılan tutuklama kararı nedeniyle gözaltına alındığını kaydetti.

Zürih polisinden henüz söz konusu haberi teyit eden bir açıklamada bulunulmadı.

Polanski, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz suçlamasını kabul etmesinden 1 yıl sonra, 1978'de ABD'yi terk etmişti.

BİYOGRAFİ:

Polanski, 1933'te Polonyalı bir Yahudi ile bir Rus göçmeninin oğlu olarak Paris’te dünyaya geldi. Üç yaşında ailesi ile birlikte Krakov’a taşındı. 1940’da şehrin Almanlar tarafından işgal edilmesi ardından ailesi bir toplama kampına gönderildi.

Naziler tarafından götürülmesinden hemen önce babasının sayesinde kaçmayı başaran Polanski, iyiliksever Katolik ailelerin yardımı sayesinde hayatta kalmayı başardı. Annesi Auschwitz’de öldü, kamptan sağ olarak kurtulmayı başaran babası, oğluyla birlikte Krakov’a döndü.

Babasının tekrar evlenmesi üzerine, artık bir yetişkin olan Polanski evden ayrıldı. Babası, Polanski’yi bir teknik okula gönderdi. 1950’de bir sinema okuluna devam etmek üzere okulu terk eden Polanski, aynı zamanda, Krakov tiyatrosunda aktör olarak işe başladı. İlk sahne deneyimini 1954’de Andrezj Wajda’nın “Pokolenie / Bir Kuşak”ı ile oldu.

1954’te Lodz’un ünlü Devlet Film Okulu’nda yönetmenlik bölümüne giren Polanski, üç yıl sonra öğrencilik döneminin ilk filmi olan “Rozbijemy Zabawe/ Break Up The Party” yi çekti.

İlk tanınan filmi 1962’de çektiği “ Knife in The Water - Suda Bıçak” oldu. Sonraki iki filmini çekmek üzere İngiltere’ye giden yönetmenin burada yaptığı ilk film olan “ Repulsion - Tiksinti”, parlak bir başarı elde edemedi.

Polanski’nin Hollywood’a ayak basışı, 1968’de çektiği korku filmi “Rosemary’s Baby- Rosemary'nin Bebeği ” ile oldu.

Roman Polanski'nin yaşamı travmatik olaylarla dolu. Çocuk yaşta yaşadığı soykırım dehşetinin ardından ikinci eşi Sharon Tate de 9 aylık hamileyken Charles Manson'un çetesi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olay daha sonra satanist saldırı olarak da anıldı.

Rosemary'nin Bebeği'nden sonraki filmi Macbeth, bir Shakespeare uyarlaması ve Tate’in öldürülmesinin hemen ardından çekilmesi, yönetmenin hissettiği acı ve şiddetin filme yansımasına sebep oldu.

Bu filmin ardından kılık değiştiren yönetmen, İtalya’ya gidip bir seks komedisi çekti. Ardından, en iyi filmlerinden biri sayılan “Chinatown”u çekmek üzere tekrar Hollywood’a döndü. Film, Polanski’ye bir Oscar, bir de İngiliz Akademi Ödülü getirdi.

1977 yılında yönetmenin adı çok farklı bir sebeple gazete sayfalarında yer almaya başlayacaktır: Zürih Film Festivali’nde kendisine verilecek ödülü almak üzere İsviçre’ye giden 76 yaşındaki yönetmen Roman Polanski, İsviçre polisi tarafından Zürih havaalanında gözaltına alındı.

“Chinatown”, “Rosemary’nin Bebeği” ve “Piyanist” gibi filmleriyle ünlünen Polonyalı Fransız yönetmen, 1977’de ABD’li aktör Jack Nicholson’un Hollywood’daki evinde bir modellik çekimi sırasında tanıştığı 13 yaşındaki Samantha Geimer’a alkol ve uyuşturucu vererek onunla cinsel ilişkiye girdi. Kızın ailesi durumu polise haber vererek Polanski’yi hapse attırdı. 42 gün boyunca cezaevinde kalan yönetmen tecavüzle suçlandığı mahkemede kendini “Kız daha önce cinsel ilişkide bulunmuştu. O da istedi” diye savundu. Savcılıkla anlaşan Polanski daha sonra hakkındaki suçlamaları kabul etti.

Ancak davanın avukatı müdahale ederek anlaşmayı bozdu. Polanski, bundan bir yıl sonra cezası açıklanmadan ABD’yi terk etti ve Fransa’ya yerleşti. Fransa, Polanski’yi ABD’ye iade etmedi çünkü, iki ülke arasında herhangi bir suçlu iade anlaşması bulunmuyordu. Polanski ise bu süre içinde Fransa’yı hiç terk etmedi. Hatta 2003’te tutuklanma korkusuyla yönetmenliğini yaptığı “Piyanist” filminin kazandığı en iyi yönetmen Oscar’ını almak için bile ABD’ye gitmedi. (Ödülü onun yerine oyuncu Harrison Ford teslim aldı) İsviçre Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Polanski’nin ABD hükümeti tarafından 1978’deki tutuklama emrine bağlı olarak 2005’te çıkarılan bir uluslararası uyarı çerçevesinde gözaltına alındığı belirtildi. Bakanlık sözcüsü Guido Balmer, “Geçerli tutuklama emri vardı ve ülkemize giriş yapacağını biliyorduk” dedi.

Ayrıca Polanski’nin iade edilmesi için ilk olarak ABD’den resmi bir başvuru yapılması gerektiğini ifade etti. İsviçreli yetkililer, iade konusundaki incelemelerin birkaç gün süreceğini ve yönetmenin bu süre içinde mahkemeye başvurarak tutuklamaya itiraz edebileceğini belirtti. Durumu Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile de görüşen Fransız Kültür Bakanı Frederic Mitterand kararı kınarken, Zürih Film Festivali organizatörleri şoke olduklarını ve ödülü sonraki bir tarihe vereceklerini açıkladı. Polanski’nin avukatları, geçen mayıs ayında 70’lerdeki davada hakimin savcılıkla uyguszu şekilde işbirliği yaptığı gerekçesiyle hakkındaki davanın düşmesi için başvurusunda bulundu ancak bu talep kabul edilmedi.

Davanın merkezinde yer alan ve bugün 45 yaşında olan Samahta Geimer ise 2003’te taraf değiştirerek davanın düşürülmesi gerektiğini ve Polanski’nin ABD’ye girişine izin verilmesi gerektiğini savundu. Polanski’ye açtığı davayı da geri çekti. ABD’de yayınlanan Time dergisine verdiği röportajda “Onu affettim. Hakkında ne iyi ne de kötü düşüncelere sahibim. Yaptığı işin bana yaptıklarıyla hiçbir ilgisi yok” dedi.

Bu olayın ardından çalışmalarına Hollywood’da devam etmesi imkânsızlaşınca, Paris’e yerleşir ve Fransız vatandaşlığına geçer. 1979 yılına kadar da film yapmaz. Thomas Hardy’nin bir romanından uyarlanan üç saat uzunluğundaki “Tess” (17 yaşındaki Nastassja Kinski filmde rol alacaktır.), Fransa’da o zamana kadar çekilen en pahalı film olur. Bunun karşılığını, Polanski’ye bir Oscar ödülü ve Cesar’da en iyi yönetmen ödülüyle ödeyecektir.

Roman Polanski'nin unutulmayan filmleri arasında ilk önemli yapımı Sudaki Bıçak, Rosemary'nin Bebeği, Machbet, Tess, Çin Mahallesi, Acı Ay, Ölüm ve Bakire, Dokuzuncu Kapı, Oliwer Twist, Piyanist sayılabilir. Yönetmen son olarak bu yıl The Ghost adlı filmi çekti.

(Alıntı : Hürriyet )
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...