calimero Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Aynı ülkenin vatandaşıyız. Aynı topraklarda yaşıyoruz. Peki, hepimiz eşit miyiz? Hadi, daha net soralım. Türklerle Kürtler eşit mi? Hiç duraksamadan "tabii ki eşitiz" diyecekler olacaktır. Ne kadar eşitiz biz Kürtlerle? Türkler Türkçe konuşuyor, Kürtler Kürtçe. Devletin resmî dili ne? Türkçe. Demek dilde eşit değiliz, ülkede yaşayan bir grubun dili "devletin resmî" dili, diğer büyük grubun dili "resmî" değil. Ülkede eğitim hangi dilde yapılıyor? Türkçe. Kürtçe eğitim yapan okul var mı? Yok. Kürtçe eğitim yapan üniversite var mı? Yok. İngilizce, Fransızca bile eğitim yapılabilir ama Kürtçe yapılamaz. Demek, eğitimde de eşit değiliz. Anayasaya göre bu ülkenin vatandaşlarına ne deniyor? Türk. Kürtlere ne deniyor peki? Onlara da Türk deniyor. Kürtler, Türk mü? Değil. Niye onlara da Türk diyoruz öyleyse? Çünkü anayasa öyle emrediyor. Anayasaya göre, bu ülkenin "Kürt" vatandaşı Kürt olabilir mi? Olamaz. Demek anayasaya göre de eşit değiliz. Dilde eşit değiliz, eğitimde eşit değiliz, anayasada eşit değiliz. Peki, nerede eşitiz? Askere giderken eşitiz, Kürt Türk ayırımı yapmadan herkesi askere alıyorlar. Vergi verirken eşitiz, Kürt Türk ayırımı yapmadan herkesten vergi alıyorlar. Demek ki devlete karşı "sorumluluklarımızda" eşitiz. Ama devletten aldıklarımızda eşit değiliz. Sizce bu hakkaniyete uygun mu? Adamı askere götür, vergisini al ama dilini, eğitimini, anayasal eşitliğini kabul etme. Sonra da "sorun ne" diye sor. "Sen niye mesele çıkartıyorsun" diye kız. Adamları öldürüp kuyulara at, sokaklarda vur, hapishanelerde işkence yap. Bu tabloya baktığınızda sizce "Kürt sorununun" temeli ne? Bence bu sorunun bir tek nedeni var. Eşitsizlik. Bir halkın diğerini esir gibi görmesi. "Benim ırkımı, benim dilimi, benim üstünlüğümü kabul edeceksin" demesi. Biz niye Kürtlerle eşit değiliz peki? "Eşit olursak, aynı hakları verirsek ülkemiz bölünür" diyorlar. Kimin ülkesi bölünecek? Bizim ülkemiz. Biz kimiz? Türkler. Kürtler kim peki? Burası onların da ülkesi değil mi? Cevap hazır, "elbette onların da ülkesi." Peki, burası "hepimizin" ülkesi de neden ülkeyle ilgili korkularımız "eşit" değil? Biz "bölünürüz" diye korkuyoruz da, Kürtler neden "bölünürüz" diye korkmuyor? Aynı ülkenin "ortak sahiplerinin" o ülkeyle ilgili ortak korkuları olması gerekmez mi? Biz korkuyoruz çünkü Kürtlere "eşit" davranmadığımızı, onları esir gibi gördüğümüzü ve onların buna bir son vermek isteyebileceğini düşünüyoruz. Bir ülkedeki iki büyük halktan biri diğerine hâkimiyetini zorla kabul ettirmeye kalkarsa sürekli olarak "bölünmekten" korkar. Sonunda da bölünür zaten. Kürtlerin dili de resmî dillerden biri olsa, onlar da Kürtçe eğitim yapsa, anayasa onlara zorla "Türk" demese Türkiye'de Kürt sorunu olur mu? Olmaz. Öyleyse sorunun çözümü belli. Üstelik kolay ve basit. Eşit oluruz, sorun biter. Niye sorunu bitirmiyoruz? Çünkü "eşit" olmak istemiyoruz. Peki, "biz neden Kürtlerle eşit olmak istemiyoruz?" Türkleri Kürtlerden daha üstün kılan ne? Daha kalabalık olmak ve bir orduya sahip bulunmak mı? Silah mı yani? Siz silahı baştan ortaya koyarsanız, dağlarda silah patlamasına niye şaşıyorsunuz? Siz silahı ortadan kaldırın, zorla "efendilik" taslamayın, dağda silah filan kalmaz. Sorun da kalmaz. Ama önce tanrının ve kulun önünde "eşit" olmayı kabul edin Ahmet Altan Alıntı: Taraf Gazetesi Edit:typo
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Bas bas bas ver gazı ver gazı.Ara gazı misali çekiş artar. RııınnnnRıııınnnnRıııınnnnn
Gkgokhan Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Güzel yazmış Altan. Ben hala inanamıyorum bu tür bir etnik ayrımın yapıldığına. Hani gündem dolsun diye tutulan bu saçma düzene bir son gelmeli mutlaka.. Akp'mi yapar, başka bir akım mı gelir bilinmez. Ama acilen son bulmalı.
calimero Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 abi güzel yazmış diyosun, ardından suni gündem diyosun. bu ne yaman çelişki...
Çokakýllýadam Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Calimero rica ediyorum şu yazıyı okur musun? said: İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir açıklama göndermiştir. Perinçek’in açıklamasını aşağıda sunuyoruz: KÜRTÇE DİLEKÇE YAZMAYI YEĞLEYENLERİN ORANI Kürt kimliğini benimseyen yurttaşlarımızın acaba yüzde kaçı dilekçelerini Kürtçe yazabilir? Yine bir anketle araştıralım, yüzde kaçı dilekçelerini Türkçe değil de Kürtçe yazmayı yeğler? Kürt yurttaşlarımız için, Kürtçe dilekçe yazmak mı daha kolaydır, yoksa Türkçe mi? Bu sorular araştırılmıyor. Ancak ABD ve Avrupa güdümlü saplantılar, gittikçe daha çok insanımızın beynini işgal ediyor. ABDULLAH ÖCALAN’IN CEVABI Yukarıdaki soruların benzerlerini 2000’e Doğru dergisi Genel Yayın Yönetmeni olarak PKK lideri Abdullah Öcalan’a sordum. Aldığım cevap şöyledir: "Türkçe meramımı daha iyi dile getireceğime inancım tamdır. Haliyle Türkçemiz kuvvetlidir. Ben tamamen Türkçe düşünme ve eylem gücümü geliştiriyorum. Kürtçe ise ikinci planda kalan eylem ve düşünce gücüdür. Hatta şunu söyleyebilirim; birinci zarf Türkçe, ikinci zarf Kürtçedir. Bağımsızlık sağlandıktan sonra bile, uzun süre bağımsızlığı Türkçe ile icra edeceğiz. Elbette bu temelde Kürt dili gelişecektir ve Kürt kültürü kendi diliyle ifade olunacaktır. Görüyorsunuz beni, bütünüyle Türkçe sistemiyle düşünüyorum. Bu, Kürtten daha çok Türk halkını ilgilendirir. Türk halkçı ulusal değerleriyle bütünleşmede hiç zorluk çekmem. Kişisel planda Türk kültürü içinde yaşamak benim için kolaylık sağlar. Ben yaşamımı daha çok Kürtçeyle değil, Türkçeyle götürüyorum.” (Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan İle Görüşme, Ekim 1990, Kaynak Yayınları, s. 30 vd ; 81; 120) Şimdi kaynaklar yanımda değil, yine Abdullah Öcalan, “bağımsızlıktan sonra bile”, Kürtler arasındaki anlaşma dilinin 50 yıl Türkçe olacağını belirtmiştir. Bu açıklamasını da 2000’e Doğru da yayımlamıştık. Başka görüşmelerde de hep söylemiştir. Daha çarpıcı olanı söyleyelim. Abdullah Öcalan, yaptığım görüşmede “ne Kürtçesi ben rüyamı bile Türkçe görüyorum” demiştir. (Aynı kitap) Bakınız size yeni bir ana dil tanımı! Ana dil, rüyada konuştuğunuz dildir. KÜRDÜMÜZÜN ANLAŞMA DİLİ Türkiye’de yaşayan Kürtlerimizin ezici çoğunluğunun kendi aralarındaki anlaşma dili, öncelikle Türkçedir. Yerelliğin ötesine geçtiniz mi bu gerçekle yüz yüze gelirsiniz. Bunun tartışmasız ispatı, PKK kamplarıdır; PKK kongreleridir ve PKK’nin yayınlarıdır. PKK kendi içindeki eğitimini de Türkçe yapar. Bu pratik bir meseledir. Bütün Kürtler arasında ortak bir anlaşma dili olan bir Kürtçe yoktur. Farklı yörelerden üç beş Kürt yurttaşımızı bir araya getirelim. Aralarında doğal olarak Türkçe anlaşırlar. İkincisi, bugün Kürtçe Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, İcra İflas Kanunu vb. yazamazsınız. YÜZDE 99’UN DİLEKÇESİ En baştaki sorulara dönelim. Merkezi veya yerel yönetime başvuracak Kürt yurttaşlarımızın yüzde 99’u dilekçesini Türkçe yazmak ister. Hatta Kürtçe yaz diye zorlasan yazamaz. Hangi Kürtçe yazacağı da ayrı bir meseledir. Kürtçe de bizim Türkiye halkımızın dillerindendir; bizimdir. Bir devlet, bir bilim, bir eğitim dili olarak yeterince gelişememiş olmasının nedenlerini tartışmıyoruz; gerçeği saptıyoruz. ABD’yi ve Avrupa devletlerini yönetenler bizim Kürt gerçeğimizi bilmez; istediğin kadar anlatın öğrenmek de istemez. İlkokuldan üniversiteye öğretimin Kürtçe olması, yönetim kurumlarına dilekçenin Kürtçe yazılması gibi hakların, ne kadar özgürlük olduğunu veya uygulamadaki değerini düşünemez ve bilmek de istemez. BAYKAL’IN ÖNERİSİ Bizi şaşırtan, CHP Genel Başkanı Baykal’ın Kürtçe dilekçe hakkını savunması oldu.(Show TV Siyaset Meydanı programından aktaran Milliyet, 30 Mayıs 2009.) Eğer pratikte bir değeri olsa, Kürt yurttaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verse ve gerçekten böyle bir talep olsa, Kürtçe dilekçe hakkını hep birlikte savunalım. En önde her zaman olduğu gibi, hiç kuşkusuz İşçi Partisi olur. 20-25 yıl sonra arkamıza bakıp, kendimize şaşıracağımız saplantıların içine itiliyoruz. Türkiye halkı olarak hep birlikte, yabancılar tarafından kendi gerçeklerimizden koparılıp, bir varsayımlar aleminin içine yuvarlandığımızı görmeliyiz artık. Kürtçe dilekçe yazabilecek yurttaşımız yok, biz Kürtçe dilekçe hakkını savunuyoruz. O dilekçeye yazılacak Tunceli’den Hakkari’ye kadar ortak bir Kürtçe yok, biz Kürtçe dilekçe vaatlerinde bulunuyoruz. KÜRTÇE YARGI MÜMKÜN MÜ? Talep olmasa, uygulama değeri olmasa bile, diyelim ki ABD’nin ve AB’nin zoruyla Kürtçe dilekçe hakkını kabul ettik. Bunun kaçınılmaz olarak Kürtçe kamu yönetimi ve Kürtçe yargılama anlamına geldiğini göremiyor muyuz? Kürtçe dilekçedeki talebi idari makam kabul etmedi, o zaman idare mahkemesinde Kürtçe dava açacaksınız. O Kürtçe dava dilekçesini yazacak avukat, Diyarbakır Barosu’nda var mı? Diyelim avukatı 5 – 10 yılda eğittiniz, o davaya bakacak mahkeme nerede? Diyelim yargıçları da eğittiniz, o zaman o Kürtçe yargılama yapan mahkemeleri hangi illerimizde kuracaksınız? TARİHİ ELLİ YIL DURDURMAK Birden fazla resmi dil, ancak federasyonlarda olur. Eğer gönüllü birliğe, Türkiye halkının mutluluğuna ve özgürlüğüne hizmet edecekse onu da yapalım. Peki, o federe devletin Kürtçe yargılama yapacak, Kürtçe yönetim yapacak, Kürtçe öğretim ve eğitim yapacak kurumları nerede? Abdullah Öcalan, “elli yıl gerekir” diyor; o elli yıl yine bizim öncelikli dilimiz Türkçe olacak. Kürtçe Ticaret Kanunu, Ceza Kanunu, Belediye Tüzükleri, Fizik ve Kimya kitapları, tıp bilimi, bunlar nerede? Abdullah Öcalan, bunlar için de bir elli yıl gerekir, o zamana kadar da Türkçeyle işlerimizi görürüz diyor. Elli yıl daha Türkçe olacaksa, elli yıl içinde ortak bir Kürtçe oluşturulacağının bir güvencesi var mı? Elli yıl Türkçeye öncelik verdikten sonra elli birinci yılda, halkı hangi kuvvet başka bir önceliğe yöneltebilecek? Tarihsel süreçlerin hallettiği meseleleri, ABD ve AB emperyalistlerinin keyfi için, toplumlara zorla dayatmak mümkün mü ve nereye kadar? Daha büyük birleşmelerin kaçınılmaz olduğu bir dünyada, zoraki bölünmelerin anlamı nedir? Ve bu bölünmeler on milyonlarca insanın kanı ve gözyaşı pahasına ise, bu sorular daha ağır sorumlulukları zorlamıyor mu? Bunları Adnan Akfırat ile tartışıyoruz gecenin yarısında. O diyor ki, “Baykal, resmi dil dışındaki bir dille dilekçe verme hakkını savunuyor. Kürtçe dilekçeyi resmi makamlar Türkçeye çevirecek. Resmi işlemler yine Türkçe yürüyecek.” Peki kabul, ama Kürtçe dilekçe yazacak yurttaş nerede? Cizre’de mi, Uludere’de mi, var mı böyle bir yurttaş? Kürtlerimizin önüne kâğıdı kalemi koyalım, dilekçeyi Kürtçe yazacak yurttaş var mı? Dilekçe yazamayacak yurttaş var ama Kürtçe yazacak yurttaş, birkaç aydın dışında yok. Hadi yurttaşı bulduk, çevirmenin kullanacağı Kürtçe Ticaret Sözlüğü nerede, Kürtçe Kamu Yönetimi Sözlüğü ve diğer sözlükler nerede? Bunların hiçbirisi yok ama, önce yurttaşı Kürtçe dilekçe yazacak hale getirelim, çağdaş ihtiyaçlara cevap veren bir Kürt dili inşa edelim diye bir çözüm önerilebilir. Bu mümkün mü? Tarih, tramvay gibi durakta sizin binmenizi mi bekliyor? TARİHİN ŞİZOFRENİSİ Olanlara bakanlar, gelecekte tarihsel süreçlerin de kimi zaman şizofreniye tutulduğuna hükmedebileceklerdir. Ne var ki, toplumların zihin tutulmaları geçicidir. Tarihsel süreçler bu tür yapaylıkları, böylesi zorlamaları uzun süre taşımaz. Varsayımlar, yapay zorlamaları nasıl olsa bir kenara bırakacağız. Kürt nasıl bizim gerçeğimiz ise, Kürtlerimiz ararsındaki ortak anlaşma dilinin Türkçe olduğu da bir gerçektir. Daha önemlisi, Türkiye Kürtlerinin ortak kültür, bilim, ekonomi, siyaset dilleri de Türkçedir. KÜRTLERİMİZİN İHTİYACI DEĞİLSE KİMİN İHTİYACI Kürtçe dilekçe hakkı, kucaklayıcı ve pratik bir uygulama olarak, kurulacağı varsayılan Kürdistan’da bile geçerli değilken, bugün bunu bir mesele haline getirmek, Kürtlere ait bir ihtiyaca cevap vermek amacını hedeflemiyor. Hayatın hatırlattığı gerçekler karşısında, “elli yıl Türkçe yapacağım, bu arada Kürtçeyi geliştirip elli yıl sonra Kürtçeyi yerleştireceğim” gibi çözümler de, geçerlik bulamaz. Hele dil gibi yapaylık kabul etmeyen ve varsayımlarla güdülemeyecek konularda, bu tür planlamalar geçerli değildir. Hayat akıp gidiyor. KÜRT DE BİZİZ TÜRK DE HEPİMİZ TÜRK MİLLETİYİZ Her tür zorlamanın karşısındayız. Türk de biziz; Kürt de biziz; hepimiz Cumhuriyeti kuran Türk milletiyiz ve Ortadoğu, bizim ortak vatanımız; Asya da büyük vatanımızdır. İnsanlık büyük birliklere giderken, Kürdümüzün yapay zorlamaların esiri olmayacağını da biliyoruz. O nedenle, Kürdümüze güveniyoruz; rahatız. Varsayımlar içinde debelenmenin elbette bir sonu vardır ve tarihsel sürecin karşı konulamaz çözümüne, ABD’nin kilit vuramayacağı günler uzak değildir. Toplumlar için zihin tutulmaları geçicidir; umarız bedelleri ağır olmaz.
Werewolf Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Yılmaz Özdil sandım bir an :(:(:(:(:(
calimero Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 doğu perinçek i görünce okumayacaktım ama hadi sana saygımdan okudum (bir kısmını ki saçmaladığını görünce gerisini okumadım) o zaman ben de şöyle bi video koyayım.
Nakamura Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 hey dostum, burda copy/paste'leri sadece sg-1 yapar.
Gkgokhan Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 calimero said: abi güzel yazmış diyosun, ardından suni gündem diyosun. bu ne yaman çelişki... Doğru söylüyorsun. Fakat o kadar sıkıldım ki şu kürt meselesinden, sorumluluk dahi almak istemiyorum bir Türk olarak. Türk değil, dünyalı olarak düşünmek istiyorum. Tek farkım, beni doğurmak için sevişen insanların Türk olmasıymış... Bide yanlış anlaşılmasın, Kürt-Türk sempatizanı değilim. Bu hak mevzusu çok geriyor insanoğlunu.
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 ahmet altanın yazısı fazlasıyla dravdan.. en uyduruk kısmı ise anayasaya göre türk e türk diyoruz kürde de türk diyoruz böhüeeaeeaaa kısmı. keşke türk'e de armut kürde de armut deseymişiz de sorun kökünden hallolsaymış. Devletin adını da Armutiye Cumhuriyeti koyardık rahat ederdik.
midye dolma Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 alanya'da turistleri taciz edenler kendilerine türk denmesini entellektüel benliklerine yediremedikleri için mi yapıyorlar bunu?
vivavale Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 tek cümleyle ''begenen begenir begenmeyen def olur gider.'' bu kadar yüz verince astarını da istiyolar ama cok istiyolarsa gitsinler kuzey ıraga yasasınlar tabi yasayabilirlerse türkiyeden rahat yer bulabilirlerse hicc durmasınlar ülkede kardes kardes yasayanların da huzurunu kacırmasınlar.
Gkgokhan Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 vivavale said: tek cümleyle ''begenen begenir begenmeyen def olur gider.'' bu kadar yüz verince astarını da istiyolar ama cok istiyolarsa gitsinler kuzey ıraga yasasınlar tabi yasayabilirlerse türkiyeden rahat yer bulabilirlerse hicc durmasınlar ülkede kardes kardes yasayanların da huzurunu kacırmasınlar. Hayata bakışım değişti anında. Aramıza alalım seni?
Marty Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 sanki türkiyede sadece türkler ve kürtler varmış ve türkler kürtleri dışlıyomuş gibi bi yazı olmuş. burda lazlar,çerkezler,pomaklar ve daha bir sürü etnik grup var. neden bunlar da dağa cıkmıyolar? sen herkese kendi dilinde eğitim verebilicek misin? hangi ülkede var böyle birşey? kendi aralarında kürtçe konusamıyolar mı?gayet güzel konusuyolar herkese kendi dilinde eğitim herkese kendi dilinde tv açamazsın.Devlet olarak tek dilde yaparsın.onu öğretirsin.kendi arasında başka dilde konusmak isteyen ailesinde öğrenir istedigi dili,kültürü. ayrıca her eline silah alana taviz verirsen bitmez bu iş
vivavale Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Gkgokhan said: vivavale said: tek cümleyle ''begenen begenir begenmeyen def olur gider.'' bu kadar yüz verince astarını da istiyolar ama cok istiyolarsa gitsinler kuzey ıraga yasasınlar tabi yasayabilirlerse türkiyeden rahat yer bulabilirlerse hicc durmasınlar ülkede kardes kardes yasayanların da huzurunu kacırmasınlar. Hayata bakışım değişti anında. Aramıza alalım seni? aman abi hcc gerek ideolojk seyler katmaya ama sacma sapan seyler yapılıyor sinirleniyorum.mesela ben iskenderunda yasıyorum bilen bilir cok kozmopolit bi yer ermenisi arabı kürtü alevisi hristiyanı hepsi var ya hepsi ama hçç de öle kanlı bıcaklı değiliz.sen ondansn ben bundanım sizci bizci cok yanlıs seyler bunlar,insanları kavgaya savasa sürükler.
Theghosthand Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 yazı bildiğin ırkçı bi yazı.Pkknın propaganda gazetesinden anca bu kadar çıkabilmiş.
Drigeolf Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Bence Kürtlerin sırf anayasal bazı haklar istediği için dağa çıktıklarını söylemek ırkçı bir yaklaşımdır. Kürtlerin diğer Türkiye'de yaşayan diğer etnik gruplardan daha farklı olduğunu ima eder. Ege'de, Karadeniz'de, Akdeniz'de binbir farklı etnik grup yaşarken ve bunların hiçbiri kendi dillerinin resmi dil olarak kabulü gibi isteklerde bulunmuyorken sadece Kürtlerin bu isteklerde bulunmasını, bu fikri savunanlar nasıl açıklıyor? Kürtler vahşi oldukları için mi böyle, yoksa ilkel ve cahil olduklarından mı? Bu sorunun kökeni ekonomiktir. Eğer karnınız tok, sırtınız pek ise, aynen diğer bölgelerde olduğu gibi dağa çıkmazsınız. Dağa çıkacak kişi umutsuzdur, hayatından bezmiştir, kimse kolay kolay bunu yapmaz. Hele ki doğu gibi, zaten devletin otoritesinin oldukça zayıf olduğu ve aşiretler gibi kendisine özgü çok kuvvetli bir sosyal yapının olduğu yerlerde insanları ayaklandıran sebebin demokrasi ve anayasal haklar olduğunu düşünmek en kibar tabiriyle naif bir düşünce tarzıdır. Ben bölge insanının Anayasada kendisine ne denildiğini pek ciddiye aldığını, hatta Anayasada yazan bu maddeyi halkın çoğunluğunun bildiğini dahi düşünmüyorum. Belirttiğim gibi karnı tok, gelecekte açlıktan ölmeyeceğini bilen, umutlu bir insan dağa çıkmaz, bu sorunu(doğudaki ekonomik imkansızlıklar) çözülmeden yapılacak herşey asıl sorunu öteleyecektir. Bu yapılanın eskiden Yavuz'un yaptığı gibi her önüne geleni kesmekten ve isyanı böyle bastırmaktan farklı olduğunu düşünmüyorum. Sorunun kökenini çözmezseniz 10 sene sonra bir MKK çıkar bu sefer başımıza. Senelerdir bölgede ABD ordusu gibi muazzam güçlü bir yapı varken bu sorunun çözümü çok yavaş ilerlemişti. Şimdi ABD çekiliyor ve arkada bırakacağı devlette iç sorunlar yaşanmasını istemiyor. Tam da bu sırada ışık hızıyla bu sorunun çözülmesi için adımlar atılmasının ne kadar "enteresan" olduğunu da hatırlatmak isterim.
nileppezdel Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Hiçbir ülkede olmayan bir eşitliği istiyorlar. Diğer etnik gruplar, kendi dilleri de olan etnik gruplar, hatta kendi dinlerini özgürce yaşayamayan etnik gruplar silahla dağa çıkmıyorlar.. Bebekleri katletmiyorlar.. Anlamsız ve boş bir yazı olmuş. Tamamen taraflı. Şahsen küresel devlet olsun isterim ben, dünya tek bir devlet olsun tüm milletlerin temsilcilerinin olduğu ve dönem dönem liderlerin değiştiği (sanırım AB tadında) bir federasyon tarafından yönetilsin dünya. Bu bir ütopyadır, Kürtlerin istediği de ütopya. Çünkü Kürtlere bu hak verilirse herkese verilmeli. Ayrıca en basitinden ABD var bir sürü milletten insanın yaşadığı. Bundan önce Osmanlı vardı. 1000 senedir Türklerin yaşadığı topraklarda daha önce tek bir devlet kurmamış bir etnik grup, sayısız devlet kurmuş ve ezici çoğunluk olan grubun devletinden böyle bir hak isteyemez. Bu özerklik olur zaten. Irkçılık yapılmıyor ki farklı etnik gruplar ülkemizde yaşayabiliyorlar, değerini bileceklerine ille de dilim diyorlar. Diğerleri neden dillerini kendi aralarında konuşup devletle Türkçe muhattap olmayı kabulleniyorlar? Neden dağa çıkmıyorlar? Bu soruların cevaplarıyla gelsin arkadaşlar lütfen..
ursusarctos Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Bence yapılan kürt ırkçılığı diil türk ırkçılığıdır insanları TÜRKÜM demesine engel olmaya çalışıyolar bi kişi çıkıp ben türküm derse hemen ırkçılıkla suçlanıyor.Bi düşünmek lazım acaba neden şu son 1000 yılda kürtler o bölgede bi devlet kuramamış. acaba kürt kimliğinin son 50 100 yılda empoze edilmesi gibi bi durum olabilirmi hani bizi şu çok seven ingiltere gibi. halbuki ingilterede çok ciddi bi irlanda problemi vardı ve "orantılı güç" kullanımı ile bölgede düzeni sağladılar.
Coder Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Bence Türk'lük tanımını bir sorun haline getiriyor bu adamlar, "Türk türkiye sınırları içerisinde yaşıyan TC kimliği bulunan kişilerdir" gibi bi madde sorunlarda biraz yol aldırır sanırım. Kişisel fikrim bu iş 50 yıl önce konuşulacaktı, şimdi bu çözüm olunca şehit anası demeyecek mi benim oğlum neden öldü?... Ha çözülmesin yine kaç kovala oynayalım desek daha çok vatan evladı şehit olacak.. Ben şunu anlamıyorum biz dağdaki terörü bitiremememize 1-2 ana sebep gösteriyoruz, bir sınırı geçememek ikincisi sürekli pkk ya gelen destekler.. Gelen destekler dışişlerinin başarısızlığı ama, sınır sorunu için bi duvar çekelim demişlerdi bence süper bi çözümdü en azından kürtlerin dağdaki terör oluşumu bi nebze engellenir, kürtlerin daha demokrasiye yönelmesi sağlanırdı.. Bence evet kürtler dinlenmeli "derdiniz ne kardeşim" denilmeli, ama bunu arkasında silahlı bir terör örgütü varken değil tam demokratik bir ortamda yapılmalı
Drigeolf Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Coder said: Bence Türk'lük tanımını bir sorun haline getiriyor bu adamlar, "Türk türkiye sınırları içerisinde yaşıyan TC kimliği bulunan kişilerdir" gibi bi madde sorunlarda biraz yol aldırır sanırım. "T.C. Anayasası" said: DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Siyasî Haklar ve Ödevler I. Türk vatandaşlığı MADDE 66.– Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Nakamura Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 "murat gilin damından hoplayamadım" said: Hiçbir ülkede olmayan bir eşitliği istiyorlar. Diğer etnik gruplar, kendi dilleri de olan etnik gruplar, hatta kendi dinlerini özgürce yaşayamayan etnik gruplar silahla dağa çıkmıyorlar.. o açıdan bakarsak, hiçbi ülke de kendi vatandaşına cezaevinde bok yedirmiyor arkadaşım.
nedanko Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 12, 2009 bu saatten sonra bazi seyleri tartismak cok manasiz. Simdi durum nedir? Bir Kurt acilimindan soz ediliyor. Neden bu acilim isteniyor? Amerika istiyor. Peki Amerika bir sey isteyince, ozellikle Turkiye ustunden bir istegi varsa gerceklesir mi? Kesinlikle.. Bir ulkede bu kadar satilmis adam olursa hayli hayli.. Sonucta Amerika, hadi simdi gir yavrum diyince Kuzey Irak'a giriyoruz, hadi simdi sie diyince tipis tipis cikiyoruz. Hadi simdi bir darbe yap diyince yapiyoruz, hadi bi ekonomiyi allak bullak edelim diyince edebiliyor. Ama benim kirmizi/mor/mavi cizgilerim diyince, hadi sie git oduncu gomlegi giy diyor ve giyiyoruz. Teslimiyetci degilim ama bazi gercekleri de gormek gerek. Simdi Amerika bu isin cozulmesini istedigi icin oyle de yapsak boyle de konussak soylede etsek bu is cozulecek. Onemli olan nasil cozulecegi, onu konusmak gerek artik. Gerisi fasa fiso kaliyor. Bu is tabii ki cozulmeli, ama tepeden inme Amerikan yontemleri ile degil.. Yoksa uzun vadede ben daha buyuk baska sorunlar goruyorum..
Öne çıkan mesajlar