sipeyskeyk Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Kendi halkını bombalamak korku hakimiyeti kurmaya yönelik değil değil mi ? :)
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Bunlar da cumhuriyetin ilanından sonra çıkan kürt kökenli isyanlar. Koçgiri İsyanı 6 Mart 1921 Alişan, Alişir, Nuri Dersimi 1924 Nasturi İsyanı 1924 Beytüşşebab İsyanı 4 Eylül 1924 Ali Rıza, İhsan Nuri Beytüşşebab Şeyh Said İsyanı 13 Şubat-30 Mayıs 1925 Şeyh Said Nehri İsyanı 10 Haziran 1925 Raçkotan ve Raman Tedip Harekâtı 9-12 Ağustos 1925 Birinci Sason İsyanı Kasım 1925 Birinci Ağrı Harekâtı 16 Mayıs-17 Haziran 1926 Hazro İsyanı 21 Ocak 1926 Koçuşağı İsyanı 7 Ekim-30 Kasım 1926 Mutki İsyanı 26 Mayıs-25 Ağustos 1927 Mutki İkinci Ağrı Harekâtı 13-20 Eylül 1927 Bicar Tenkil Harekâtı 7 Ekim-Kasım 17 1927 Bicar Resul İsyanı 22 Mayıs-3 Ağustos 1929 Tendürek Harekâtı 14-27 Eylül 1929, Tendürek Savur Tenkil Harekâtı 20 Mayıs-9 Haziran 1930 Savur Zeylan İsyanı 20 Haziran-Eylül 1930 Zeylan Oramar İsyanı 16 Temmuz-10 Ekim 1930 Oramar Üçüncü Ağrı Harekâtı 7-14 Eylül 1930 Ağrı Dağı Şeyh Mahmut Berzenci İsyanı Eylül 1930 Mahmut Berzenci Pülümür Harekâtı 8 Ekim-14 Kasım 1930 Pülümür Şeyh Ahmed Barzani İsyanı Kasım 1931 Şeyh Ahmed Barzani Buban Aşireti İsyanı 1934 İkinci Sason İsyanı Ocak 1937 Dersim İsyanı 21 Mart 1937
nileppezdel Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Kurulu devlet düzenini yıkmaya çalışan iç düşman ayrı bir şey, sol görüşlü üniversiteliler ayrı şey tabii.. Şeriat getirmeye çalışan veya devleti bölmeye çalışan şerefsizleri yakacaklar da, öldürecekler de. Bu ülkenin kuruluş ilkelerine tehdit oluşturanları öldürmekle sadece farklı görüşten diye devrimcileri öldürmek ya da işkence etmek arasında fark var bence..
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Benim burada kanıtlamaya çalıştığım cumhuriyet döneminde de,başka devrim süreçlerinde de değişime karşı olanlar,isyanlar olmuştur. ve Atatürk kendi halkının uçaklarla bombalanması emrini,onlarca insanın asılması emrini vs. verebildiyse kenan evrenin psikolojisini ve yaptıklarını bir daha düşünün derim. Atatürk dönemindeki isyanlar = karşı devrim 80'lerde yaşananlar = devrim girişimi. ...
midye dolma Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Bir kere Dersim harekatından Abdullah Alpdoğan ve Fevzi çakmak sorumlu. O günleri yaşamış olanların derdi genelde bunlarladır, Atatürk bashing sadece trend icabı yeni nesillerce dahil edildi konuya. Ha hala neden Şeyh Saitten bahsettiğini de anlamadım, ben kabul etmiyor muyum isyanın bastırılışını sanki? Kabul ediyorum ve arttırıyorum; banane? Kenan Evren döneminde bütün ülkeye hakim olan korkuyla Doğu Anadolu'nun bilmemne köyündeki bir mi? Şeyh Sayit ve gerici mollaları öldürüldü sonra Takrir-i Sükut kanunu çıkarıldı diye mi korku hakimiyeti oluyor Atatürk'ünki?
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Yahu, bütün doğu ayaklanmış 20 yıl içerisinde.hava kuvvetleri KENDİ HALKINI bombalamış,doğuya bildiğin ORDU sevkedilmiş ORDU kendi toprakları içerisindeki yerleşim birimlerinin altından girmiş üstünden çıkmış.Çatışmalarda ölenlerin haricinde onlarca insan asılmış.Sen kalkıp bir köydeki küçük bir isyandan bana ne diyorsun. Siyasi görüşünüz neyse ne biraz okumaya anlamaya çalışın yani nedir bu dikkafalılık. Ben Atatürk'ü eleştirmiyorum,yaptığı doğru diyorum.Ve ekliyorum BU İŞ BÖYLE HALLEDİLİR diye.Kenan Evren de nispeten HALLETMİŞ diyorum. daha ne gözdağı verilecek,korku yaratılacak halkın üzerinde atom bombası mı attırsaydı Atatürk ? görmekte bu kadar zorlandığın noktayı düşünüyorum daha nasıl anlatayım bilemedim yani.
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Aç oku abicim ekim devrimini,fransız devrimini,nazilerin iktidara gelişini,çindeki iç savaşı ve Mao'nun iktirada geldikten sonra yaptıklarını,stalin dönemini,biraz geriye git ingilteredeki işçi isyanlarını alınan önlemleri vs. bir otorite varsa ve buna karşı geliniyorsa bu en büyük suçtur ve gereği neyse yapılır.Bu kadar basit.
midye dolma Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Adamların isyanlarını gösterip Atatürk'ün korku hakimiyeti kurduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun. Ayrıca uçaklar sadece Dersim ve Ağrı isyanlarında kullanıldı. Dersim sert bir şekilde bastırıldı evet ama uçakların köyleri bombaladıklarına dair adam gibi bir kanıt yok, birinci ağızdan böyle birşey duymadım ben en azından. Ağrı'da zaten çatışmalar dağa taşındığında kullanıldı. Herneyse farz edelim hakkaten senin dediğin gibi oldu, uçaklar sivilleri bombaladı ve bunun emrini de Atatürk verdi. Yine korku hakimiyeti diyemezsin. Olsa olsa mikro korku hakimiyeti dersin, sorun çıkaran yerlere yapılan müdahaleler. Kenan evren döneminde ise tehlike paranoyasıyla bütün ülke sindirildi. Uzun lafın kısası; Atatürk döneminde günlük hayatını icra ederken tedirgin olmak zorunda kalmazdın, Kenan Evren döneminde kalırdın.
deja cyrano Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 midyecim, hepimiz senin yanında biranın iyi gittigini biliyoruz da senin kafalar fazla iyi galiba. git iki tane belgesel izle kanıt görmek istiyorsan, çok zor bir şey degil ki canım.
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Şu anda geri kalmışsak,en büyük sorumlusu amerikan uşağı darbecilerdir.Bunu anlayın artık.
Nakamura Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 bunların hepsi amerikanın, israilin oyunu!!11
naraso Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 sipeyskeyk said: Bunlar da cumhuriyetin ilanından sonra çıkan kürt kökenli isyanlar. Koçgiri İsyanı 6 Mart 1921 Alişan, Alişir, Nuri Dersimi 1924 Nasturi İsyanı 1924 Beytüşşebab İsyanı 4 Eylül 1924 Ali Rıza, İhsan Nuri Beytüşşebab Şeyh Said İsyanı 13 Şubat-30 Mayıs 1925 Şeyh Said Nehri İsyanı 10 Haziran 1925 Raçkotan ve Raman Tedip Harekâtı 9-12 Ağustos 1925 Birinci Sason İsyanı Kasım 1925 Birinci Ağrı Harekâtı 16 Mayıs-17 Haziran 1926 Hazro İsyanı 21 Ocak 1926 Koçuşağı İsyanı 7 Ekim-30 Kasım 1926 Mutki İsyanı 26 Mayıs-25 Ağustos 1927 Mutki İkinci Ağrı Harekâtı 13-20 Eylül 1927 Bicar Tenkil Harekâtı 7 Ekim-Kasım 17 1927 Bicar Resul İsyanı 22 Mayıs-3 Ağustos 1929 Tendürek Harekâtı 14-27 Eylül 1929, Tendürek Savur Tenkil Harekâtı 20 Mayıs-9 Haziran 1930 Savur Zeylan İsyanı 20 Haziran-Eylül 1930 Zeylan Oramar İsyanı 16 Temmuz-10 Ekim 1930 Oramar Üçüncü Ağrı Harekâtı 7-14 Eylül 1930 Ağrı Dağı Şeyh Mahmut Berzenci İsyanı Eylül 1930 Mahmut Berzenci Pülümür Harekâtı 8 Ekim-14 Kasım 1930 Pülümür Şeyh Ahmed Barzani İsyanı Kasım 1931 Şeyh Ahmed Barzani Buban Aşireti İsyanı 1934 İkinci Sason İsyanı Ocak 1937 Dersim İsyanı 21 Mart 1937 bari kopyala yapıştır yaparken bi okuyup silseydin birinden birini.
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 1 tane fazla seçmişim afedersin. herhalde c/p yapıcam aklımda mı tutmam gerekiyor hepsini. hey allahım.
midye dolma Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 "deja cyrano" said: midyecim, hepimiz senin yanında biranın iyi gittigini biliyoruz da senin kafalar fazla iyi galiba. git iki tane belgesel izle kanıt görmek istiyorsan, çok zor bir şey degil ki canım. belgesel kaynıyor belgesel, hepsi bas bas bağırıyor ama ben izlemiyorum
nileppezdel Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Kendi halkı kendi halkı diyoprsunuz da ayrılıkçı Kürtler değil miydi? T.C. halkı olmaktan memnun olmayanın başına bomba yağdırılır, kendi halkı da denmez..
pascalnouman Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2009 bence hemen olmesin bu zat..acı ceksin biraz. 0ne klibindeki adam gibi beni oldurun nidaları atarak kıvransın.
calimero Mesaj tarihi: Ağustos 10, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 10, 2009 "ekşi sözlük ten alınıtı" said: sayiyla 10460, yaziyla on bin dort yuz altmis gun... kendi ve idelojisini paylasanlar acisindan bakinca, cok basarili bir toplum muhendisligi calismasinin gorunen yuzu ama ayni zamanda cok da huzunlu bir ulkenin mimarlarindan, daha dogrusu muteahhitlerinden biri kenan evren. derin devlet, 80 oncesinde de var olmus olsa da, kenan evren'in omuzlarinda apoletleriyle tahtina oturdugu darbe, hem devletin, hem de milletin son otuz yilini belirleyen asil proje oldu. tehlikeli olabilecek gorusler ve toplu hareketler torpulenirken, yani sivil toplumun basi cok onceden ezilirken, ister askeri olsun ister sivil olsun, otoritenin yaptigi iskenceden infaza kadar olan hersey ama yasal olarak, ama kulturel kabullenmislikle mesrulastirildi. asil maksat apolitik nesiller yetistirmekten cok, soru sormayan, sesi cikmayan, erkten korkan, fikri olmayan ya da ici bosaltilmis terminolojiler uzerinden fikir urettigini sanan, yuzeysel ideolojileri sayesinde buyuk resimde kolay kontrol edilebilir cocuklar buyutmekti. darbenin vitrinindeki salon bitkisi olan kenan'in yeni jenerasyonlari 'ideology for dummies' basitligine surukleyeceginin farkinda olduguna inanmiyorum. ama aptallar icin kemalizm, aptallar icin liberalizm, aptallar icin militarizm, aptallar icin humanizm, aptallar icin fasizm, aptallar icin din, aptallar icin din merkezli siyaset, aptallar icin sol, aptallar icin sag sinirlari, 80 darbesiyle ve getirdikleriyle cizilmis oldu. biz veya en azindan sozlugun cogu, gayri ihtiyari bu kutulara sigmaya calisarak buyuduk. bazilarimiz disari cikmaya yeltenmedi, cunku kutunun ici rahattir, dusunmen gerekmez; dusuneceklerin zaten sana cemaatce bildirilmistir. bazilarimiz disari cikmayi denedi, ama baska kategorizasyonlara girdiklerinin farkinda bile olmadilar. kim bilir, belki benim de girdigim bir kategori vardir. ama biraz da bu korku ve paranoya durumudur planlanan. kullanilan silahlar arasinda korkunun ardindan en buyuk silah umitsizlikti. vazgecin, ugrasmayin, "bu ulkeden zaten artik hayir gelmez" deyin, "kacan kurtulur" deyin... hatta kacin, kurtuldugunuza inanin ki biraz farkli olma ihtimali olan insanlar hep azinlikta kalsin. "beyin gocu" bile ne kadar ego oksayici bir laf aslinda. ulke dusunuldugunde ne kadar kotu birsey oldugunu soyleyin, ama bir yandan da iciniz gitsin, cunku "akli olan her yerde ekmegini kazanir". dedigim gibi, kenan'in, 80 darbesinin 30 yil icinde yapacagi etkileri ongorecek kadar zeki oldugunu sanmiyorum. ne kurt sorununun icinde cikilamayacak hale getirdiklerinin, ne islam merkezli siyasetin onunu bu kadar actiklarinin, ne de birey olmayi torpulemenin etkisinin bu kadar uzun sure devam edeceginin farkinda degildi. ama farkinda olsa da yolundan donmezdi. alti yuz elli bin kisinin goz altina alindigi, iki yuz otuz bin kisinin yargilandigi bir darbenin uniformali yuzu kenan. yuz yeltmis bir kisi iskenceden oldurulmesinin, bir kisim tutuklunun da 'intihar etmesinin' ardindan 27 yil gectikten sonra "sanki, iskence 12 eylul'den once karakollarda yok muydu? ... 12 eylul'de biz polisi serbest biraktik, rahat calissin diye." diyebilecek kadar piskin bir adam. on dort bin kisinin yurttasliktan cikarildigi, otuz bin kisinin yurtdisina gittigi, uc yuz seksen sekiz bin kisinin de pasaport verilmedigi icin kacamadigi darbenin ressamlarindan biri kenan. doksan sekiz bin dort yuz dort kisinin orgut uyesi olmak sucundan yargilanmasina neden olurken, uc bin sekiz yuz elli dort ogretmenin, yuz yirmi ogretim uyesinin ve kirk yedi hakimin isine son verilmesine, yani farkli olanlarin onunun kesilmesine veya kacmak istemelerine neden olan darbenin madalyasi kenan. yirmi uc bin alti yuz yetmis yedi dernegin kapatilmasina, gazetecilere toplam uc bin uc yuz on bes yil alti ay hapis cezasi verilmesine, yani sivil toplum yapilasmalarinin onunu kesmenin temellerini atan darbenin harci kenan. sekiz yasindaki cocuklari bile yargilayan, yani otoritenin gucunun sinirlarinin olmadiginin icsellestirilmesine neden olan bir darbenin muhuru kenan. yani kenan, tam da darbenin yarattigi sistemin istedigi insan profilinin vucut bulmus halidir. bugun insanlarin polisin dur ihtarina uymadiklari gerekcesiyle oldurulmeleri dogal, on iki yasindaki cocuklarin oldurulmeleri mesru mudafaa, kanser hastalarinin cezalarinin ertelenmemesi normal, iskence siradan gorulebiliyorsa, bunun suclularindan biri de 80 darbesi ve darbenin abidesi kenan'dir. yanlis bilmiyorsam bir yil icinde zaman asimina ugrayacak 80 darbesi. darbeciler sadece iskenceden yargilanabilecekler. tabii anayasanin 15. maddesi kaldirilirsa... bu durumda hem darbenin, hem de yeni sistemin polaroid fotografi olan kenan'in yargilanmayacagini bilmek, insanlari onun olumune sevinecek duruma getiriyor. onun 2010'u gormeden olmesi, yargilanamayacagini bilerek, hata yapmadigini dusunerek gonul rahatligiyla olmesinden daha yeg geliyor. daha yirmi dokuz yildir yargilanamamasinin hesabini veremiyoruz, hic yargilanamamasinin hesabini asla veremeyiz. ulkece hesabini veremedigimiz daha bircok sey var diye kenan'i ve darbesini zamana birakmak gibi bir luksumuz yok. ama darbenin yarattigi sistem o kadar iyi isliyor ki, ya belirli sinirlar icinde kin kusuyoruz, ya da bosvermislige vurup zamana birakiyoruz. kenan olunce de onu kirmizisinin sehit kanlarini temsil ettigi turk bayragina sahip defnedecegiz. kurtulus savasi'ndaki sehitlerimizi gectim, doguda olen yurttaslarimizin mezarlarina isemis sayilacagiz. darbede, oncesinde ve sonrasinda olen ve oldurulenlerin cesetlerini cigneyip kenan'in ismini okullara, caddelere, hastanelere verecegiz. kenan, eski cumhurbaskani olarak olecek. zamani geldiginde "yapmasi gerekeni yapti" deyip tarih kitaplarinda kahraman olarak yer alacak. ne o, ne de darbenin arkasindakiler cezalarini cekmeyecekler. kenan'in yargilanmasini istemek, olmesine sevinmek iste bu yuzden bu kadar siradan, iste bu yuzden bu kadar normal. darbenin mimari degil, darbenin ve darbenin yarattigi ulkenin ornek insani kenan. oldugunde, oldurduklerinin acisi dinmeyecek, ardindan cok daha urkutucu seyler getirecek olsa da, acizligimizi kanitlayacak olsa da, sistemin sembolu olmus olacak. keske kenan'i yargilayabilmis olsaydik. keske kenan'in disinda, darbenin asil mimarlarini yargilayabilmis olsaydik. keske kenan'in olmesine sevinmek normallesmemis olsaydi. keske kenan, sembollesirken insaniyetini yitirmemis olsaydi. ve keske humanizminizi gostermek icin kenan'in olmesine sevinenlere "kenan evren'den ne farkiniz kaldi" demeye ihtiyac duymasaydiniz. cunku o'nun, erdal eren'in idamini "elleri titremeden" onamasinin uzerinden on bin dort yuz altmis gun gecti.
Öne çıkan mesajlar