-007- Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Horizon said: Şehitlerin verilmesine devam edilmesini , kanın durmamasını , ülkenin gelirlerinin hala terörle mücadeleye akmasını isteyenler varsınlar diyalog olmasın desinler (adam gibi gerçekçi hiçbir öneri getirmesinler) ben de onlara buradan kocaman DENYOLAR hatta dolaylı olarak sorunu çözümsüzlüğe götürenlere hain bile diyebilirim. İnsanlar savaş istediği için çözüm yolları kapanıyor değil çözüm yolları terörle kapatıldığı için insanlar savaş istiyor. Ve kürt terörizmine karşı savaş bebeklerin ölmemesinin tek yolu, çözüm tıkandığı için hayatta kalmak için savaşmak en doğal hak.
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 CHP'nin kürt sorunu ile ilgili raporları ile ilgili haberler. 2009 daki kürt sorunu açılımı said: CHP'nin Kürt sorunu konusundaki açılımları sürüyor. Partinin, 'Pusula' adı verilen yeni raporunda Kürtlerin 'dışlandığı' ve 'sistemin bir parçası gibi algılanmadığı' belirtildi. İşte o raporun detayları... Farklı etnik kökenlere yönelik pozitif ayrımcılık yapılması istendi. SHP'nin 1989 yılında hazırladığı Kürt Sorunu Raporu'na da sahip çıkıldı. Kürt sorununun çözümüyle ilgili çabalar yoğunlaşırken CHP de önemli açılımlara imza attı. Sürece katkı sunmaya hazır olduklarını belirten CHP lideri Deniz Baykal, geçen hafta Adıyaman, Şanlıurfa ve Mardin'i kapsayan gezisinde 'silahların susması halinde affın gündeme gelebileceğini' dahi dillendirdi. Gezinin ardından hazırlanan 'Pusula' adlı raporda da önemli tespitlere yer verildi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu tarafından hazırlanan raporda şu ifadeler kullanıldı: "Biz 20 yıl evvel doğru teşhisler yaptık ama o teşhis etrafında Türkiye'nin dinamikleri gelişmedi. Ayrışmaya yönelik dinamikler devreye girdi. Ne yazık ki, hâlâ tüm kamu ajanlarının (asker, sivil devlet adına görev yapan insanların) bu zihniyeti paylaştıklarını söyleyebilmek mümkün değildir." Kürt sorununa yönelik çözümün ayrıştırıcı değil kaynaştırıcı olması gerektiği vurgulanırken, "Birileri çok bilinçli olarak Türkiye'de etnik temelde ayrıştırmanın ara modellerini çözüm diye geçici dönemler için önerme arayışındadır." uyarısı yapıldı. Ülkemizdeki 'Kürt yoktur ve etnik kimlikten bahsetmek ulusal bütünlüğümüzü tehdit eder' gibi önyargılar eleştirildi. Kalıcı çözüm için bu tür takıntıların geride bırakılması gerektiği kaydedildi. Çözüm noktasında şu hususların altı çizildi: "Herkesin kimliğini özgürce yaşayacağı, anadilini özgürce öğreneceği, öğreteceği ve konuşacağı, anadilinde radyo ve televizyonla özgürce yayın yapacağı, kültürünü ve folklorunu özgürce geliştireceği ve sergileyebileceği bir ortamın oluşturulması gerekir." Raporda, sorunun çözümünde asimilasyonun değil, entegrasyonun hedef alınması istendi. Resmî dili bilmeyen bir vatandaşın kendi anadilinde devlete şikayetini söyleme hakkı olduğuna da dikkat çekildi: "Resmî dili bilmeyen bir vatandaşın kendi anadilinde devlete şikâyetini söyleme, talep yapma hakkı yok sayılabilir mi? Devlet, 'git sen Türkçe öğren de gel' diyebilir mi? Bunu kabul etmek mümkün değil. Bir yurttaş ister yerel yönetimden, ister merkezî yönetimden kendi diliyle, kendi duygusuyla talepte bulunabilir. Hatta birisi bildiği halde inadına bilmiyorum diyerek kötü niyetle resmî dili konuştuğu halde konuşmadan öbür türlü talep de yapabilir. Bizim bütün bunları anlayışla karşılamak görevimizdir." 09 Aralık 2008 CHP, KÜRT AÇILIMINI MASAYA YATIRDI said: 09 Aralık 2008 CHP, KÜRT AÇILIMINI MASAYA YATIRDI Çarşaf açılımı ile büyük tartışmalara neden olan CHP'de şimdi de 'Kürt açılımı' masaya yatırıldı. CHP'nin Doğu ve Güneydoğu illeri temsilcileri, programa konulmak üzere parti yönetimine çarpıcı önerilerin olduğu bir rapor sundu. 21 Aralık'ta toplanacak kurultay öncesinde yapılan ayrıntılı çalışmalarda yeni tüzük ve yeni program taslakları oluşturuldu. CHP Genel Merkezinde kısa bir süre önce yapılan ve 81 il temsilcisinin katıldığı program çalışmasına katılan Doğu ve Güneydoğu temsilcileri "Toplumsal barışın sağlanabilmesi için" bir dizi önerilerde bulundu. ANCAK BİZ ÇÖZERİZ CHP Diyarbakır İl Sekreteri Avukat Mahmut Şevketoğlu'nun toplantıya katılanların büyük çoğunluğu tarafından desteklenen raporu, "Yenilenmekte olan parti programımızda açıkça yer almayan 'Kürt sorununun adlandırılması ve çözümüne yönelik önerilerimizdir" diye başlıyor. Kürt sorununu ancak CHP'nin çözebileceği vurgulanan raporda, CHP'nin programında, Kürt sorununun çözümü için ayrı ana başlık altında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yönelik kalkınma modelleri, iç barışın sağlanması ve terörün minimize edilmesi hedeflerinin konulması istendi. CHP'nin 1989'da hazırladığı "Kürt raporu"nda bunu yaptığı, ancak hayata geçirilemediği belirtilen raporda yer alan görüş ve öneriler şöyle: * TERÖR SORUNU DEĞİL: Kürt sorunu bir terör sorunu olmayıp, hakların entegre olamama sorunudur. Geçmişte yaşanan olumsuzluklar ve günümüzde bir kısım topluluk veya örgütlerin de bilinçli davranışları neticesinde Kürt sorununu terör sorunu gibi yansıtma ve kalıcılaştırma algılaması yaratılmak istenmektedir. * İÇGÜDÜSEL SEMPATİ: Günümüzde terör örgütü sempatizanlarının büyük çoğunluğu, gerçeklerin çarpıtılması neticesinde ve entegre olamamanın verdiği içgüdüsel davranışlarla terör örgütüne sempati duymaktadırlar. ÜÇ TEMEL ALANDA DÜZENLEME TALEBİ Raporda üç ana başlık altında çözüm önerilirken bunların hayata geçirilmesi halinde terörün sorun olmaktan çıkacağı, 'Kürt halkının meşru taleplerini' istismar edenlerin itibarları ve güçlerinin ellerinden alınacağı belirtildi. Bu durumda Kürtlerin eskiden olduğu gibi yeniden CHP'ye yöneleceği ve 'Cumhuriyet ilkeleri' ışığında entegrasyona uyum sağlayacakları" ifade ediliyor. İşte üç öneri: * TÜRKİYELİLİK VE TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI: Konuya Türkiyeliliğe ve Türkiye vatandaşlığına güçlü vurgulamalar yapılarak girilmeli, Türkiye vatandaşlığı birincil anlamda öne çıkarılmalıdır. * KÜRT KİMLİĞİNE YASAL KORUMA: Bireysel kültürel hakların kullanımı, 'Kürt kimliğinin tanınacağı', bu hakkın doğal olduğu ve yasalarla korunacağı açık bir dille anlatılmalıdır. * KISMİ AF: Baskı ile veya kandırılarak terör örgütü yandaşlığına zorlanmış insanların topluma yeniden entegre olması ve üst düzey yönetim kadrosu dışarıda tutulmak ve itirafçılığa zorlanmamak kaydıyla bir kısmi af çıkarılması ve bu insanların sosyal hayata katılabilmeleri için bir düzenleme formüle edilerek açıklanmalıdır. KÜRTÇE EĞİTİM TALEPLERİ Raporda, CHP program taslağında "Bireysel kültürel haklara saygı" bölümüne şu ifadelerin eklenmesi de istendi: * KÜRTÇE SEÇMELİ DERS OLSUN: 12 yıl yapılacak zorunlu eğitim sonrasında isteyenlerin okullarda açılacak seçmeli dersler yolu ile veya özel dershaneler ve kurslarla Kürtçenin özgürce öğrenilebilmesi ve öğretilebilmesi sağlanmalıdır. * FAKÜLTELER KURULSUN: Değişik kültürel etkinliklerde bulunabilmeleri, kendi kültür ve folklörlerini öğrenme ve öğretebilmeleri için; başta bölge üniversiteleri olmak üzere üniversitelerde 'Kürt Dili ve Edebiyatı' fakülteleri açılmalıdır. * ENSTİTÜLER OLSUN: Kürt kültürünün geliştirilmesi ve yaşatılması için 'Kürt Kültürünü Geliştirme ve Araştırma Enstitüleri' kurulmalıdır. * TV'LERDE SERBEST OLSUN: Kürtçe televizyonlar olsun, 24 saat yayın yapsın. Kürtçe dergi ve gazeteler çıkarılmalı ve bunların rahatlıkla dağıtılması sağlanmalıdır. (1989)Baykal'ın Kürt raporu ve DGM said: CHP, hükümetin Kürt sorununu çözmek amacıyla hazırladığı 'demokratik açılım'a mesafeli yaklaşıyor. Ancak genel başkan Deniz Baykal'ın siyasî geçmişinde benzer açılımlar var. En dikkat çekici olanı ise Baykal'ın SHP genel sekreterliği yaptığı döneme dayanıyor. 1989'da 'Kürt Raporu' hazırlayan Baykal'ın tespitleri, hükümetin açılımıyla örtüşüyor. 'Daha fazla demokrasi' talebinin dile getirildiği raporda, Kürt kimliğinin kabul edilmesi ve anadil yasağının kalkması gibi öneriler dikkat çekiyor. Ancak rapordan sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçundan soruşturma açıyor. Baykal ise milletvekili dokunulmazlığı olduğu için kapsam dışında kalıyor. AK Parti hükümetinin üzerinde çalıştığı Kürt açılımı, toplumun geniş kesimlerinden destek alıyor. Muhalefet partileri ise mesafeli. MHP, "Yerli malı bölünme modeli" derken CHP temkinli yaklaşıyor. Oysa CHP lideri Deniz Baykal, 1989 yılında SHP genel sekreteri iken benzer bir çalışma yürütmüş, bu yüzden DGM'lik olmuştu. Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçu'ndan soruşturma başlatırken Baykal, dokunulmazlık zırhı sayesinde kurtulmuştu. Sadece bu örnek bile Türkiye'nin 20 yılda kat ettiği mesafeyi ortaya koyuyor. O günden bugüne önemli reformlar yürürlüğe girdi; DGM'ler kalktı, OHAL bitti, Kürtçe eğitim ve yayının önü açıldı. Baykal'ın 1989 yılında hazırladığı Kürt Raporu'na, dönemin Kürt kökenli SHP milletvekilleri Hikmet Çetin ve Eşref Erdem de destek vermişti. Deniz Baykal başkanlığında hazırlanan komisyon raporunun en can alıcı kısmı, 'daha fazla demokrasi' talep etmesiydi. Her alanda demokratikleşme vurgusu yapılıyordu. Bir başka önemli tespit de Kürtçenin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğiydi. Resmî tezlere önemli eleştirilerin getirildiği raporda, Cumhuriyet'in bir siyasal bilinç temelinde kurulduğu belirtiliyor ve şu görüşlere yer veriliyordu: "Bu gerçeğin inkârına dayalı, tek bir ırkı ön plana çıkaran, çareyi ırksal anlayışta bulan, herhangi bir etnik karakterden ve mezhep anlayışından mucize bekleyen tahlil, ideoloji ve politikalar çağdaş olmayacakları gibi çözüm de getiremezler." Terör örgütünün silahlı mücadelesi ileri sürülerek halka yapılan baskının haklı gösterilemeyeceği vurgulanan raporda, "Bu, silahlı terör örgütlerinin tuzağına düşmektir. Terör tuzağının amacı, baskıdan bıkan insanların devlete, Cumhuriyet'e yabancılaşmasını sağlamaktır." tespiti yer alıyordu. Raporun 'demokratikleşme paketi' başlığı altındaysa bölgedeki insanlara önem verilmesi gerektiği, böylece devlete yönelik güven ve sevginin yeniden kazanılacağı belirtiliyordu. Çözüm için özetle, şu önerilerde bulunuluyordu: "Anayasa'dan başlayarak, bütün ilgili yasal düzenlemeler demokratik hukuk ilkelerine uygun hale getirilmeli. Kürt kimliği kabul edilmeli, anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılmalı. Herkes, anadilinde serbestçe konuşabilmeli, yazabilmeli, öğretebilmeli. Köy koruculuğu kaldırılmalı. Bölge insanının diline, kültürüne, vatandaşlık haklarına saygı anlayışı egemen olmalı." Raporun yayımlanmasından kısa süre sonra, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı, Baykal ve arkadaşları hakkında soruşturma başlattı. SHP'liler, eski Türk Ceza Kanunu'nun 169. ve 312. maddelerinde düzenlenen 'terör örgütüne yardım ve yataklık ile halkı kin ve nefrete tahrik etme' suçlamasıyla karşılaştı. Baykal ve arkadaşları, milletvekilliği dokunulmazlığı nedeniyle ifade vermeye çağrılamadı. Bu nedenle de haklarında dava açılamadı. Loxias , kim kiminle pazarlık yapıyor ya da yaptı ? İşte olmayan birşeyi varmış gibi gösterip senin gibileri galiyana getirme metodları tutuyor. Tabi sen de olmayan birşeyi varsayıp davranarak baltaya sap oluyorsun. Hayırlı işler.
Loxias Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Türkiye'de bir insan sırf kürt kökenli olduğu için soykırıma uğramış mıdır? Hayır. Türkiye'de kürt kökenlilere farklı bir düzen mi uygulanıyor? Hayır. Türkiye'de ben Türk olarak ne haklara sahipsem onlarda o haklara sahip. Benim sahip olduğum haklara sahip olmadığını düşünenler olabilir. Dilimizi konuşamıyoruz, kendi dilimizle konuşamıyoruz diyenler olabilir. Benim tek soracağım soru; bir insan bu haklarından mahrum bırakılıyorsa bunun çözümü silah alıp dağa çıkmak, köprü altlarına bomba yerleştirmek, dersanelerin önünde bomba patlatmak, köy basmak, haraç kesmek, uyuşturucu petrol sevkiyatı yapmak, göçe zorlamak, çocukları siper etmek, adam öldürmek midir? Bu ülkede, kocası dağda silahla üstte yazdığım eylemleri yaparken, kendisi sözde Kürt Sorunu'nun çözümünde yardımcı olacak kişi olarak DTP vekil kadrosunda bu işlerle uğraşıyor. Kocasıyla arasındaki tek fark, ulaşmaya çalıştıkları sonucu biri dağda biri mecliste arıyor olmasıdır. Türkiye işine geldiğinde okadar demokratiktir ki, Tenekeadam'ında dediği gibi "kürdistanın sınırlarını çizdik", "pkk bizim güvencemizdir", "sayın öcalan kürt halkının iradesidir" diyen insandan bozmaları bile meclisinde barındırır. Bu insanlarla oturup bu sorunu çözmeye çalışmak hainliktir. 30bin kişinin ölümünden sorumlu adamın sözcülüğünü/avukatlığını üstlenen adamlarla masaya oturup silah bırakma pazarlığımı yapmalıyız? Dış işlerinde bktan bir ülke olduğumuzun herkes farkında ancak iç işlerinde biraz daha başarılı olmalıyız. 25 yıldır devlet birşey yapmadı denmiş. Tayyip 6-7 yıldır ne yaptı bu sorun için? İlk beş yıllık politik stratejisini Türban üzerine kurmadı mı? Bu sorun gündemdeyken tüm devlet malınıda bir güzel özelleştirdi. Abuk sabuk şeylerle uğraşacağına çok sevdiğiniz tayibiniz zamanında bu sorunu, eğitim, sağlık ve iş imkanı olarak çözseydi de ülkeyi katillerle pazarlık yapacak duruma getirmeseydi. Bana kalırsa bu ülke demokrasiyi hak etmiyor. Demokrasiyi anlayamayan bir halka demokrasi çokmuş be Atam.
elm Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Horizon akp'yi savunmak için komik durumu düşüyorsun. Dtp pkk değildir demek ve buna inanmak heralde ancak uzayda yaşayanlar için olabilir. Dtp Pkk'nın siyasi kanadıdır, içinde bir çok dağlarda savaşmış olanlar vardır. Gençlik kolları zaten tamamen bunlarla doludur. Akp konusuna gelince buna rağmen yaptıkları son derece doğrudur , kürt sorunu dtp(pkk)'yle görüşülmeden çözülemez, akp bu konuda sosyal demokrat olduğunu iddia eden partilerden bile daha demokratik davranıyor ve yerinde işler yapıyor, bir yandan da dtp pkk değildir diye bir yanılsamayla halkın tepkisini de çekmemeyi başarmaya çalışıyor. Akp olumlu bir adım atmıştır ancak uzun vadade bu sorunu çözme konusunda ne kadar kararlı ve geniş görülü olabileceklerini merak ediyorum.
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Elm konunun akp ile alakası yok , konu olmayan birşeyi varmış gibi göstererek insanları kandırmaya çalışılması. Kimse dtp nin pkk ile hiçbir ilişkisi yok demiyor veya savunmuyor. Dediğim şey dtp pkk olarak görülmemeli ve evet dtp pkk değildir (bu benim şahsi görüşümdür ve siyasetle alakası yoktur). DTP=pkk demek ayrı , içlerinde onlarla ilişkili olanlar var demek ayrı şeyler. Bunu böyle tescil edebiliyorsa devlet ozaman başka arkadaşın dediği gibi tüm oy verenleri yargılasınlar ve partiyi direk kapasınlar. Konuyu nereden dolaştırıp akp savunmasına getirdin anlayamadım. Ben savunurken(ki burada herhangibir savunma yok) komik oluyorsam sen akp nin yaptığının doğru olduğunu söyleyerek daha komik duruma düşmüş oluyorsun. Ben şu anki süreci savunuyorum , dtp ile görüşmenin doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü dtp nin büyük bir potansiyeli var bölgede. Eğer bölgedeki insanların varsa şikayeti , isteği derdi bize en iyi aktaracak olanlar heralde mantıken dtp olmalı. Aksi taktirde oradan vekil bile çıkaramayan partilerden ve o bölgeye adımını atamayanların sorun ile ilgili ahkam kesmesi ÇOK ÇOK komik.
|Joker| Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Abi bu adamla tartışmadan önce, bana verdiği cevaba bakın, kaldıramayacapı konular hakkında konuşuyosunuz, herifte balatayı sıyırıyo tabi :D. Zorlamayın şu çocuğu, hala ortada olmayan bir anlaşmadan bahsediyosun falan demiş bana :D.
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 |Joker| said: Abi bu adamla tartışmadan önce, bana verdiği cevaba bakın, kaldıramayacapı konular hakkında konuşuyosunuz, herifte balatayı sıyırıyo tabi :D. Zorlamayın şu çocuğu, hala ortada olmayan bir anlaşmadan bahsediyosun falan demiş bana :D. Herifmiyim çocukmuyum karar ver. Artı yaşına başına göre konuş adam sanalım bari. Sen hala ana fikirden uzak alakasız mesajlar yazmaya devam et. Attığın 10 mesajdan 7,8 tanesi bu şekilde zaten. Dtp ile görüşülmesini 30bin kişinin kanı bulunan kağıt örneği ile eleştirmeye çalışmışsın , çok alakalı olmuş. Apo ya da direk pkk ile görüşülse tamam diyeceğim de , öyle değil işte. Tabi bu söylediklerim kavrayabilene.
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1123503 "Hükümet bir çözüm istiyorsa neden bir muhatap istemiyor? AB’ye çözeceğim diyor, üzerinde çalışıyoruz diyor. Genelkurmay, MİT ile görüşüyor. Sivil toplum temsilcileri ve siyasi partilerle de görüşerek projeyi tartışarak açıklayacaklar. Ölme eşşeğim yaz gelsin. Burada insanlar ölüyor. Türkiye’de Türk halkının sahip olduğu haklara benim de hakkım var. 30 yılın bilançosu herkes için kayıptır. Kürt sorunun muhatabı Kürtler, DTP, PKK ve sayın Öcalan’dır. Yoksa çözemezsiniz. Hak mücadelesi verenlere terörist derseniz barış dili olmaz. Şiddet dili olur. Artık herkes kendini Kürtlerin yerine koymalı empati yapmalıdır." Biri bana şu sözlerin analizini yapabilir mi?
|Joker| Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Hori yapar şimdi bekle azcık.
Loxias Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 "Hak mücadelesi verenlere terörist derseniz barış dili olmaz" ben bu cümlenin analizini istiyorum özellikle horiden. zahmet olmazsa tabii.
MrMarvelous Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Loxias said: Türkiye'de bir insan sırf kürt kökenli olduğu için soykırıma uğramış mıdır? Hayır. Türkiye'de kürt kökenlilere farklı bir düzen mi uygulanıyor? Hayır. Türkiye'de ben Türk olarak ne haklara sahipsem onlarda o haklara sahip. Benim sahip olduğum haklara sahip olmadığını düşünenler olabilir. Dilimizi konuşamıyoruz, kendi dilimizle konuşamıyoruz diyenler olabilir. Benim tek soracağım soru; bir insan bu haklarından mahrum bırakılıyorsa bunun çözümü silah alıp dağa çıkmak, köprü altlarına bomba yerleştirmek, dersanelerin önünde bomba patlatmak, köy basmak, haraç kesmek, uyuşturucu petrol sevkiyatı yapmak, göçe zorlamak, çocukları siper etmek, adam öldürmek midir? Bu ülkede, kocası dağda silahla üstte yazdığım eylemleri yaparken, kendisi sözde Kürt Sorunu'nun çözümünde yardımcı olacak kişi olarak DTP vekil kadrosunda bu işlerle uğraşıyor. Kocasıyla arasındaki tek fark, ulaşmaya çalıştıkları sonucu biri dağda biri mecliste arıyor olmasıdır. Türkiye işine geldiğinde okadar demokratiktir ki, Tenekeadam'ında dediği gibi "kürdistanın sınırlarını çizdik", "pkk bizim güvencemizdir", "sayın öcalan kürt halkının iradesidir" diyen insandan bozmaları bile meclisinde barındırır. Bu insanlarla oturup bu sorunu çözmeye çalışmak hainliktir. 30bin kişinin ölümünden sorumlu adamın sözcülüğünü/avukatlığını üstlenen adamlarla masaya oturup silah bırakma pazarlığımı yapmalıyız? Dış işlerinde bktan bir ülke olduğumuzun herkes farkında ancak iç işlerinde biraz daha başarılı olmalıyız. 25 yıldır devlet birşey yapmadı denmiş. Tayyip 6-7 yıldır ne yaptı bu sorun için? İlk beş yıllık politik stratejisini Türban üzerine kurmadı mı? Bu sorun gündemdeyken tüm devlet malınıda bir güzel özelleştirdi. Abuk sabuk şeylerle uğraşacağına çok sevdiğiniz tayibiniz zamanında bu sorunu, eğitim, sağlık ve iş imkanı olarak çözseydi de ülkeyi katillerle pazarlık yapacak duruma getirmeseydi. Bana kalırsa bu ülke demokrasiyi hak etmiyor. Demokrasiyi anlayamayan bir halka demokrasi çokmuş be Atam. Her halk hakedildiği gibi yönetilir demiş Alexis de Tocqueville bizim halkımız da bunu hakediyor cidden napalım. şuna bak, sayfalar dolusu teslimiyetçi. Kralcan çok kralcı insanlar... Sırf idealist olmak adına Türkiye'nin gururunu ayaklar altına alan bi ton insan. Bi de çoğu üniversite öğrencisi falan, aydın kesimi yani ülkenin. Bunlar bile böyle düşünüyorsa iş işten çoktan geçmiştir. Ayrıca @Horizon: DTP'nin bütün olayının "batasunalaşma" olduğunu göremiyosan safsın. Değilsende esas hain ve denyo sen oluyorsun.
-007- Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 akp sırf diyarbakırdan oy alabilmek için kürt partisi olmaya çalışıyor ama bunu da beceremiyor. kürtlerin oyunu almak terörist ideoloji açılımı yapmaktan geçmez.
Sylian Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 MrMarvelous said: şuna bak, sayfalar dolusu teslimiyetçi. Kralcan çok kralcı insanlar... Sırf idealist olmak adına Türkiye'nin gururunu ayaklar altına alan bi ton insan. Bi de çoğu üniversite öğrencisi falan, aydın kesimi yani ülkenin. Bunlar bile böyle düşünüyorsa iş işten çoktan geçmiştir. Şaka gibisiniz, asıl gurur verdirecek şey Türkiye'nin herkesin eşitçe yaşayabildiği, GDP'nin tavana vurduğu bir ülke olduğu günü görmektir. İşin asıl ironik yanı Türkiye'de topu topu 2 tane sola yakın parti olması biri ÖDP diğeri ise AKP.
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Akp bana yakın.İl başkanlığı yürüyerek 10 dakika falan.
DeaN Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Halkların kardeşliği diyerek bölünüyoruz
elm Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Horizon sen istediğin kadar kendi görüşün olarak dtp'nin pkk'dan farklı bir oluşum olduğunu iddia et ama onların aynı şey olduğu ortadadır. Düpedüz dtp pkk'nın siyasi kanadıdır ve bunu onlarda kabul eder. Dtp'den biz pkk ile bir değiliz farklıyız tarzı bir açıklama olmuş mudur, bilmiyorum ve sanmıyorum ama bu tarz söylemleri akp yanlısı basın yapıyor. Eğer sende bu fikri savunuyorsan demek ki başarılı da oluyorlar. Eğer halk kandırılarak ta olsa bu sorunun çözümünde adımlar atılıcaksa bu gene de olumlu birşeydir. Süreçi savunmanın komik olmakla bir ilgisi yok bence doğru olandır. Komik olan süreçin tepki çekmemesi için dtp ile pkk'nın alakası yoktur tarzı gerçekten uzak iddialara inanmak, savunmaktır.
-007- Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2009 DTP = aynı dışkının laciverti diye bi laf vardır ya onu anımsatıyor bana (maksimum kibar ifade şekli) İkisi de aynı amaca hizmet ediyor bu kadar basit. DTP=PKK bana göre.
Perfectionist Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Feto fun club'dan mı geliyor bunlar nedir... DTP çok cici evet.
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 MrMarvelous said: Ayrıca @Horizon: DTP'nin bütün olayının "batasunalaşma" olduğunu göremiyosan safsın. Değilsende esas hain ve denyo sen oluyorsun. Öncelikle ben burada kimseyi işaret ederek ya da hedef alarak bir hakarette bulunmadım, bunu belirtmek isterim. Çözümsüzlükten yana , kanın durmasını istemeyenlerden bahsettim ki buna katılmayan varmıdır bilemiyorum.. Bu yüzden bu hakaretini aynen sana iade edip seviyesizliğini belirtmek isterim. ----------------- Konuya genel olarak dönersek. Herzamanki gibi isteyen istediği gibi alıp çevirip yorumlayıp sözde cevap veriyor. Tekrar ediyorum kimse dtp ye pkk ile ilişkili değildir demiyor. DTP=PKK değildir diyorum ve o şekilde görülmemesi gerektiğini söylüyorum. Bu şekilde gördüğünüz sürece günümüz şartlarında bu konu hakkında 1 adım bile ileri gidemezsiniz. Bir sorunun nasıl çözülebileceğine kafa yormaktan ve yorum yapmaktan çok sürekli "tu kaka" diye bağırmakla ne kendinize ne de memlekete bir hayır işlemiyorsunuz sadece kendi kendinizi kandırıyorsunuz. Fakat siz kendinizi kandıra durun cephede ön saflardaki genç insanlarımız ölmeye devam ediyor. Bu iş ego işi , sözde vatan millet sakarya işi değildir. 25 yıllık geçmişten bunu anlayamayanlara zaten burada peygamber gelse anlatamaz. En baştaki mesajlarımda dediğim gibi , ülkenin topraklarından , yapısından taviz vermeden , hiçbir kesime özel ayrıcalık tanımadan çözüm olması halinde , dtp ile görüşme gayet mantıklı. Birileri görüşmeyi "pazarlık" diye değerlendiriyor ama tekrarlıyorum bu açılımın içinde devlet her kurumu ile beraber hareket ediyor. Burada birsürü insan atıp tutup duruyor. Birinin ağzından kendince şöylesi yanlış şöyle olsa daha iyi olur cümlelerini hiç duymuyoruz. Burada birçok insanın kıyamet koparttığı açılımları direk olarak raporuna koyan chp var. Hemde Deniz Baykalın DGM lik olduğu bir rapor var. Bu adam da vatan haini? Sonuç olarak kişisel hakaretleri iade ediyor , şu raporlarada bakmanızı tavsiye ediyorum. Kimseyi de kendi çarpık anlama kabiliyetiniz ile (genel değil bilerek bunu yapanlara lafım) terör örgütü destekçisi vs. diye itham etmeden düzgünce fikrinizi belirtin. Horizon said: CHP'nin kürt sorunu ile ilgili raporları ile ilgili haberler. 2009 daki kürt sorunu açılımı said: CHP'nin Kürt sorunu konusundaki açılımları sürüyor. Partinin, 'Pusula' adı verilen yeni raporunda Kürtlerin 'dışlandığı' ve 'sistemin bir parçası gibi algılanmadığı' belirtildi. İşte o raporun detayları... Farklı etnik kökenlere yönelik pozitif ayrımcılık yapılması istendi. SHP'nin 1989 yılında hazırladığı Kürt Sorunu Raporu'na da sahip çıkıldı. Kürt sorununun çözümüyle ilgili çabalar yoğunlaşırken CHP de önemli açılımlara imza attı. Sürece katkı sunmaya hazır olduklarını belirten CHP lideri Deniz Baykal, geçen hafta Adıyaman, Şanlıurfa ve Mardin'i kapsayan gezisinde 'silahların susması halinde affın gündeme gelebileceğini' dahi dillendirdi. Gezinin ardından hazırlanan 'Pusula' adlı raporda da önemli tespitlere yer verildi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu tarafından hazırlanan raporda şu ifadeler kullanıldı: "Biz 20 yıl evvel doğru teşhisler yaptık ama o teşhis etrafında Türkiye'nin dinamikleri gelişmedi. Ayrışmaya yönelik dinamikler devreye girdi. Ne yazık ki, hâlâ tüm kamu ajanlarının (asker, sivil devlet adına görev yapan insanların) bu zihniyeti paylaştıklarını söyleyebilmek mümkün değildir." Kürt sorununa yönelik çözümün ayrıştırıcı değil kaynaştırıcı olması gerektiği vurgulanırken, "Birileri çok bilinçli olarak Türkiye'de etnik temelde ayrıştırmanın ara modellerini çözüm diye geçici dönemler için önerme arayışındadır." uyarısı yapıldı. Ülkemizdeki 'Kürt yoktur ve etnik kimlikten bahsetmek ulusal bütünlüğümüzü tehdit eder' gibi önyargılar eleştirildi. Kalıcı çözüm için bu tür takıntıların geride bırakılması gerektiği kaydedildi. Çözüm noktasında şu hususların altı çizildi: "Herkesin kimliğini özgürce yaşayacağı, anadilini özgürce öğreneceği, öğreteceği ve konuşacağı, anadilinde radyo ve televizyonla özgürce yayın yapacağı, kültürünü ve folklorunu özgürce geliştireceği ve sergileyebileceği bir ortamın oluşturulması gerekir." Raporda, sorunun çözümünde asimilasyonun değil, entegrasyonun hedef alınması istendi. Resmî dili bilmeyen bir vatandaşın kendi anadilinde devlete şikayetini söyleme hakkı olduğuna da dikkat çekildi: "Resmî dili bilmeyen bir vatandaşın kendi anadilinde devlete şikâyetini söyleme, talep yapma hakkı yok sayılabilir mi? Devlet, 'git sen Türkçe öğren de gel' diyebilir mi? Bunu kabul etmek mümkün değil. Bir yurttaş ister yerel yönetimden, ister merkezî yönetimden kendi diliyle, kendi duygusuyla talepte bulunabilir. Hatta birisi bildiği halde inadına bilmiyorum diyerek kötü niyetle resmî dili konuştuğu halde konuşmadan öbür türlü talep de yapabilir. Bizim bütün bunları anlayışla karşılamak görevimizdir." 09 Aralık 2008 CHP, KÜRT AÇILIMINI MASAYA YATIRDI said: 09 Aralık 2008 CHP, KÜRT AÇILIMINI MASAYA YATIRDI Çarşaf açılımı ile büyük tartışmalara neden olan CHP'de şimdi de 'Kürt açılımı' masaya yatırıldı. CHP'nin Doğu ve Güneydoğu illeri temsilcileri, programa konulmak üzere parti yönetimine çarpıcı önerilerin olduğu bir rapor sundu. 21 Aralık'ta toplanacak kurultay öncesinde yapılan ayrıntılı çalışmalarda yeni tüzük ve yeni program taslakları oluşturuldu. CHP Genel Merkezinde kısa bir süre önce yapılan ve 81 il temsilcisinin katıldığı program çalışmasına katılan Doğu ve Güneydoğu temsilcileri "Toplumsal barışın sağlanabilmesi için" bir dizi önerilerde bulundu. ANCAK BİZ ÇÖZERİZ CHP Diyarbakır İl Sekreteri Avukat Mahmut Şevketoğlu'nun toplantıya katılanların büyük çoğunluğu tarafından desteklenen raporu, "Yenilenmekte olan parti programımızda açıkça yer almayan 'Kürt sorununun adlandırılması ve çözümüne yönelik önerilerimizdir" diye başlıyor. Kürt sorununu ancak CHP'nin çözebileceği vurgulanan raporda, CHP'nin programında, Kürt sorununun çözümü için ayrı ana başlık altında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yönelik kalkınma modelleri, iç barışın sağlanması ve terörün minimize edilmesi hedeflerinin konulması istendi. CHP'nin 1989'da hazırladığı "Kürt raporu"nda bunu yaptığı, ancak hayata geçirilemediği belirtilen raporda yer alan görüş ve öneriler şöyle: * TERÖR SORUNU DEĞİL: Kürt sorunu bir terör sorunu olmayıp, hakların entegre olamama sorunudur. Geçmişte yaşanan olumsuzluklar ve günümüzde bir kısım topluluk veya örgütlerin de bilinçli davranışları neticesinde Kürt sorununu terör sorunu gibi yansıtma ve kalıcılaştırma algılaması yaratılmak istenmektedir. * İÇGÜDÜSEL SEMPATİ: Günümüzde terör örgütü sempatizanlarının büyük çoğunluğu, gerçeklerin çarpıtılması neticesinde ve entegre olamamanın verdiği içgüdüsel davranışlarla terör örgütüne sempati duymaktadırlar. ÜÇ TEMEL ALANDA DÜZENLEME TALEBİ Raporda üç ana başlık altında çözüm önerilirken bunların hayata geçirilmesi halinde terörün sorun olmaktan çıkacağı, 'Kürt halkının meşru taleplerini' istismar edenlerin itibarları ve güçlerinin ellerinden alınacağı belirtildi. Bu durumda Kürtlerin eskiden olduğu gibi yeniden CHP'ye yöneleceği ve 'Cumhuriyet ilkeleri' ışığında entegrasyona uyum sağlayacakları" ifade ediliyor. İşte üç öneri: * TÜRKİYELİLİK VE TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI: Konuya Türkiyeliliğe ve Türkiye vatandaşlığına güçlü vurgulamalar yapılarak girilmeli, Türkiye vatandaşlığı birincil anlamda öne çıkarılmalıdır. * KÜRT KİMLİĞİNE YASAL KORUMA: Bireysel kültürel hakların kullanımı, 'Kürt kimliğinin tanınacağı', bu hakkın doğal olduğu ve yasalarla korunacağı açık bir dille anlatılmalıdır. * KISMİ AF: Baskı ile veya kandırılarak terör örgütü yandaşlığına zorlanmış insanların topluma yeniden entegre olması ve üst düzey yönetim kadrosu dışarıda tutulmak ve itirafçılığa zorlanmamak kaydıyla bir kısmi af çıkarılması ve bu insanların sosyal hayata katılabilmeleri için bir düzenleme formüle edilerek açıklanmalıdır. KÜRTÇE EĞİTİM TALEPLERİ Raporda, CHP program taslağında "Bireysel kültürel haklara saygı" bölümüne şu ifadelerin eklenmesi de istendi: * KÜRTÇE SEÇMELİ DERS OLSUN: 12 yıl yapılacak zorunlu eğitim sonrasında isteyenlerin okullarda açılacak seçmeli dersler yolu ile veya özel dershaneler ve kurslarla Kürtçenin özgürce öğrenilebilmesi ve öğretilebilmesi sağlanmalıdır. * FAKÜLTELER KURULSUN: Değişik kültürel etkinliklerde bulunabilmeleri, kendi kültür ve folklörlerini öğrenme ve öğretebilmeleri için; başta bölge üniversiteleri olmak üzere üniversitelerde 'Kürt Dili ve Edebiyatı' fakülteleri açılmalıdır. * ENSTİTÜLER OLSUN: Kürt kültürünün geliştirilmesi ve yaşatılması için 'Kürt Kültürünü Geliştirme ve Araştırma Enstitüleri' kurulmalıdır. * TV'LERDE SERBEST OLSUN: Kürtçe televizyonlar olsun, 24 saat yayın yapsın. Kürtçe dergi ve gazeteler çıkarılmalı ve bunların rahatlıkla dağıtılması sağlanmalıdır. (1989)Baykal'ın Kürt raporu ve DGM said: CHP, hükümetin Kürt sorununu çözmek amacıyla hazırladığı 'demokratik açılım'a mesafeli yaklaşıyor. Ancak genel başkan Deniz Baykal'ın siyasî geçmişinde benzer açılımlar var. En dikkat çekici olanı ise Baykal'ın SHP genel sekreterliği yaptığı döneme dayanıyor. 1989'da 'Kürt Raporu' hazırlayan Baykal'ın tespitleri, hükümetin açılımıyla örtüşüyor. 'Daha fazla demokrasi' talebinin dile getirildiği raporda, Kürt kimliğinin kabul edilmesi ve anadil yasağının kalkması gibi öneriler dikkat çekiyor. Ancak rapordan sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçundan soruşturma açıyor. Baykal ise milletvekili dokunulmazlığı olduğu için kapsam dışında kalıyor. AK Parti hükümetinin üzerinde çalıştığı Kürt açılımı, toplumun geniş kesimlerinden destek alıyor. Muhalefet partileri ise mesafeli. MHP, "Yerli malı bölünme modeli" derken CHP temkinli yaklaşıyor. Oysa CHP lideri Deniz Baykal, 1989 yılında SHP genel sekreteri iken benzer bir çalışma yürütmüş, bu yüzden DGM'lik olmuştu. Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçu'ndan soruşturma başlatırken Baykal, dokunulmazlık zırhı sayesinde kurtulmuştu. Sadece bu örnek bile Türkiye'nin 20 yılda kat ettiği mesafeyi ortaya koyuyor. O günden bugüne önemli reformlar yürürlüğe girdi; DGM'ler kalktı, OHAL bitti, Kürtçe eğitim ve yayının önü açıldı. Baykal'ın 1989 yılında hazırladığı Kürt Raporu'na, dönemin Kürt kökenli SHP milletvekilleri Hikmet Çetin ve Eşref Erdem de destek vermişti. Deniz Baykal başkanlığında hazırlanan komisyon raporunun en can alıcı kısmı, 'daha fazla demokrasi' talep etmesiydi. Her alanda demokratikleşme vurgusu yapılıyordu. Bir başka önemli tespit de Kürtçenin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğiydi. Resmî tezlere önemli eleştirilerin getirildiği raporda, Cumhuriyet'in bir siyasal bilinç temelinde kurulduğu belirtiliyor ve şu görüşlere yer veriliyordu: "Bu gerçeğin inkârına dayalı, tek bir ırkı ön plana çıkaran, çareyi ırksal anlayışta bulan, herhangi bir etnik karakterden ve mezhep anlayışından mucize bekleyen tahlil, ideoloji ve politikalar çağdaş olmayacakları gibi çözüm de getiremezler." Terör örgütünün silahlı mücadelesi ileri sürülerek halka yapılan baskının haklı gösterilemeyeceği vurgulanan raporda, "Bu, silahlı terör örgütlerinin tuzağına düşmektir. Terör tuzağının amacı, baskıdan bıkan insanların devlete, Cumhuriyet'e yabancılaşmasını sağlamaktır." tespiti yer alıyordu. Raporun 'demokratikleşme paketi' başlığı altındaysa bölgedeki insanlara önem verilmesi gerektiği, böylece devlete yönelik güven ve sevginin yeniden kazanılacağı belirtiliyordu. Çözüm için özetle, şu önerilerde bulunuluyordu: "Anayasa'dan başlayarak, bütün ilgili yasal düzenlemeler demokratik hukuk ilkelerine uygun hale getirilmeli. Kürt kimliği kabul edilmeli, anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılmalı. Herkes, anadilinde serbestçe konuşabilmeli, yazabilmeli, öğretebilmeli. Köy koruculuğu kaldırılmalı. Bölge insanının diline, kültürüne, vatandaşlık haklarına saygı anlayışı egemen olmalı." Raporun yayımlanmasından kısa süre sonra, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı, Baykal ve arkadaşları hakkında soruşturma başlattı. SHP'liler, eski Türk Ceza Kanunu'nun 169. ve 312. maddelerinde düzenlenen 'terör örgütüne yardım ve yataklık ile halkı kin ve nefrete tahrik etme' suçlamasıyla karşılaştı. Baykal ve arkadaşları, milletvekilliği dokunulmazlığı nedeniyle ifade vermeye çağrılamadı. Bu nedenle de haklarında dava açılamadı. Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 horizon said: Konuya genel olarak dönersek. Herzamanki gibi isteyen istediği gibi alıp çevirip yorumlayıp sözde cevap veriyor. Tekrar ediyorum kimse dtp ye pkk ile ilişkili değildir demiyor. DTP=PKK değildir diyorum ve ama o şekilde görülmemesi gerektiğini söylüyorum. Bu şekilde gördüğünüz sürece günümüz şartlarında bu konu hakkında 1 adım bile ileri gidemezsiniz. fixed! Savunduğun bu,terör var terör örgütüyle anlaşalım. Bu kadar küçüldüysek,meclisin anahtarını verelim apoya olsun bitsin.Bu devlet yanlışlar yaptı,dağa çıkışı önlemek için hiçbir zaman geç değil.Çünkü dağa geleceği olmayan insan çıkar.Onlara bir gelecek vermek devletin elinde.Dağda dolaşan 5000-6000 silahlı köpeğin etkisiz hale getirilmesi ise zor değiil,yeter ki askerler, kamplarını çevirmişken ankaradan gelen emirle geri çağırılmasınlar. Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 25 yıldır tüm hükümetler temizlek istemedi de sadece askermi temizlemek istedi sanıyorsun ? 25 yıldır devlet temizlemedi , özel şahıslar , partiler , hükümetler istemedi diye değil. İşin derinini tabi oradan buradan duyduklarımız ve okuduklarımızla öğreniyoruz. Aynı devlet 25 yılda nasıl bitirmedi ise , şimdi de aynı devlet bitirmek istiyor. Bunu kavrayabilmeniz lazım. Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Horizon kan uykusu var izledin mi hiç? Max Damage Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Terör 2000 ve 2003 yılları arasında gayette bitmişti. Ne zamanki ABD Irak'ı işgal edip tezekere meclisten geçmedi (ki son derece de doğru bir karardı) terör tekrar hortladı. Bunu görmeyecek kadar saf değilim. Açılım maçılım hikaye amaç federatif yapıya götürmek işi. Önceki 1 2 3 4 Sonraki 3.sayfa (Toplam 4 sayfa) Paylaş https://forum.paticik.com/topic/4210434-kurt-acylymy-ve-aponun-ilk-%25c3%25bearty/ Daha fazla paylaşım seçeneği… Takipçiler 0
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 horizon said: Konuya genel olarak dönersek. Herzamanki gibi isteyen istediği gibi alıp çevirip yorumlayıp sözde cevap veriyor. Tekrar ediyorum kimse dtp ye pkk ile ilişkili değildir demiyor. DTP=PKK değildir diyorum ve ama o şekilde görülmemesi gerektiğini söylüyorum. Bu şekilde gördüğünüz sürece günümüz şartlarında bu konu hakkında 1 adım bile ileri gidemezsiniz. fixed! Savunduğun bu,terör var terör örgütüyle anlaşalım. Bu kadar küçüldüysek,meclisin anahtarını verelim apoya olsun bitsin.Bu devlet yanlışlar yaptı,dağa çıkışı önlemek için hiçbir zaman geç değil.Çünkü dağa geleceği olmayan insan çıkar.Onlara bir gelecek vermek devletin elinde.Dağda dolaşan 5000-6000 silahlı köpeğin etkisiz hale getirilmesi ise zor değiil,yeter ki askerler, kamplarını çevirmişken ankaradan gelen emirle geri çağırılmasınlar.
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 25 yıldır tüm hükümetler temizlek istemedi de sadece askermi temizlemek istedi sanıyorsun ? 25 yıldır devlet temizlemedi , özel şahıslar , partiler , hükümetler istemedi diye değil. İşin derinini tabi oradan buradan duyduklarımız ve okuduklarımızla öğreniyoruz. Aynı devlet 25 yılda nasıl bitirmedi ise , şimdi de aynı devlet bitirmek istiyor. Bunu kavrayabilmeniz lazım.
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Horizon kan uykusu var izledin mi hiç?
Max Damage Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2009 Terör 2000 ve 2003 yılları arasında gayette bitmişti. Ne zamanki ABD Irak'ı işgal edip tezekere meclisten geçmedi (ki son derece de doğru bir karardı) terör tekrar hortladı. Bunu görmeyecek kadar saf değilim. Açılım maçılım hikaye amaç federatif yapıya götürmek işi.
Öne çıkan mesajlar