deja cyrano Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2009 Her şey 1940'ta orduya yazılmamla başladı. Ülkede sürekli aynı şeyler oluyordu, kravatlı komik adamlar birilerini dövüyor ya da Fransız ordusundan birilerini genkliyorlardı, ve 1940'larda DOTA ÇOK laglı oynanıyordu. Sıkılmıştım. Ben de gidip orduya yazıldım. Michel Werderberg baskılı kolyemi verdiklerinde mutluydum. Beni Rommel'in emrine verip Kuzey Afrika'ya yolladılar.İskenderiye'de patates soyarken - 1941 2-3 ay sonra, paraşütçüler olarak Girit'e bir havaindirme operasyonu yapacagımız haberini aldım. Kamyonla yola çıktık. 2 saatlik yoldan sonra havaalanına vardık. Bazılarımız uçaga binemedi. Kıç kadar boşluk var zaten uçagın içinde. Uçakta ilginç anlar yaşadık."Kürdan da vermiyor ki pezemenkler" - Hans abi Halatla kanatta on beş dakikanın ardından Girit kıyıları görünür oldu. Adanın içlerine ilerlerken bir ara halatım koptu ve çok sert bir iniş yaptım. Arada da alyansı kaybetmişim.alyansı ararken.. Daha sonra adanın içlerine dogru ilerlemeye başladık. Biz savaşırken bir kaç arkadaşın kaytardıgını gördüm. Agır çatışmalar ardından İngilizleri yenmeyi başardık. Kaçarlarken gemiden bir şey bıraktılar. İlk başta tam çözememiştik ne oldugunu. Sonra kıyıya bir şey çıktı, "DÖNÖZÖNSOGOKSOLOOROONDON" diye bagırırken onu farkettim. Panzerler yoktu elbet ama, Jürgen Rommel'i arayıp destek istedi. Stukalar ile yapılan iki-üç pikeden sonra ada tamamen bizimdi. (kısa ve anlamsız oldu muhtemelen, ama içimden geldi öyle. maksat kontribüyşın. sevgiler.)
Lancelion Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2009 hatalıysam ara'ya güldüm, nedense ahah. 7/10 (tu)
elesso Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2009 sahipsiz kalan bu bölüme bişeyler eklediğin için +rep
Öne çıkan mesajlar