Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İdealizm-Tanrıcılık ve Materyalizm


GwindonSurion

Öne çıkan mesajlar

Bu yazıyı hazırlamamın asıl sebebi kuzenime okutmak içindi ama daha kapsamlı bir şey yapmak istedim. Gördüm ki okul kitabında papaz Berkeley’in felsefesi materyalizmden üstün bir şey olarak tutuluyor yani gerçek bilgi onlarda olarak öğrencilere aktarılıyor. Bunun sebebi ise bildiğimiz gibi müfredat şu anda belli bir kesimin elindedir. Belli bir kesimi aşağıdaki yazımı okurken anlarsınız sanırım. Kitap okuyomuş gibi okursanız sevinirim çünkü yazı biraz uzun oldu. Mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışacağım düşüncenin özünü gösterebilmek için.



Aşağıda kullanacağım cümlelerin çoğu Politzer’e aittir.

İlk olarak yazıma Politzer’in bir notuyla başlayacağım

- Görülüyor ki, bilgisizlik, ilk insanların araştırmalarını engelleyen bir şey olmuştur. Böylece, bu bilgisizlikten dolayı, tarih boyunca bir takım dinlerin ortaya çıktığına tanık oluyoruz. Ortaya çıkmış olan bu dinler de evreni açıklamayı istemişlerdir. Ne var ki, bu açıklamalar doğaüstü güçlerle yapılmak istendiğinden bilimsel-olmayan açıklamalardır. Bilim, daha sonraları yüzyıllar boyunca gelişme gösterdikçe, insanlar, evreni, bilimsel deneylerle yola çıkarak, maddi fenomenlerle açıklamaya girişeceklerdir. İşte buradan da , yani fenomenleri bilime dayanarak açıklama isteğinden de Materyalist Felsefe doğmuştur.



Berkeley’in idealizmine kısaca bakmamız gerekirse:

Zihin dışında varlığına inanılan bir şey değildir madde. Kendilerini gördüğümüz ve dokunduğumuz için, bize duyumlarımızı verdikleri için varlığına inanırız şeylerin. Oysa duyumlarımız zihnimizde var olan fikirlerdir sadece. Şu halde, duyumlar aracılığıyla algıladığımız nesneler fikirlerden başka bir şey değildirler ve bu fikirler, zihnimizden başka bir yerde bulunamazlar zorunlu olarak



Şimdi, buna karşılık olarak verilen teoriyi hepiniz duymuşsunuzdur yanınızda şeylerin sadece düşünce sayesinde var olduğunu düşünen yani bir idealist ile yürürken yolun ortasına geçip arabayı düşünmemesini isteyerek kazadan kurtulmasını istemek. Demek ki o idealistte o arabanın varlığını kabul etmiş olacaktır. Bu örnek biraz alaycı fakat gerçek bir örnektir şimdi Lenin’in Materyalizm ve Ampiriokritisizm kitabında yaptığı daha felsefi ve bilimsel açıklamayı okuyalım:


Siz nesneleri, bir renge, bir kokuya, bir tada sahip bulundukları büyük ya da küçük, hafif ya da ağır oldukları için kabul etmekte değil misiniz? Ben size ispatlayacağım ki, bu özellikler, yani renk, koku, tad, büyüklük ya da küçüklük, hafiflik ya da ağırlık, şeylerin kendisinde değil, sadece zihnimizde vardır.

Şu kumaş parçası örneğin? Bunun kırmızı renkte olduğunu söylemektesiniz. İyi ama emin misiniz bundan? Kırmızı rengin kumaşın kendisinde olduğu düşüncesindesiniz. Acaba doğru mu bu?

Bildiğiniz gibi, gözleri bizimkinden farklı olan hayvanlar vardır. Onların bu kumaşı kırmızı renkte görmeleri mümkün değil. Sarılık hastalığına tutulan bir insan da, kumaşı kırmızı değil, sarı renkli olarak görür. Öyleyse rengi nedir bu kumaşın? Bundan çıkan sonuç şu: kırmızılık kumaşın kendisinde değil, gözlerdedir, daha doğrusu bizdedir.

Hafif olduğunu mu söylüyorsunuz bu kumaşın, onu bir karıncanın üzerine bıraktınız mı, ona ağır gelecektir elbette. Öyleyse kim haklı? Bu kumaşın sıcak olduğunu mu düşünüyorsunuz? Eğer hararetiniz olsaydı, o zaman da serin gelirdi bu kumaş size. Öyleyse sıcak mıdır bu kumaş yoksa soğuk mu?

Kısacası, aynı şeyler, aynı anda, kimilerine kırmızı, ağır, sıcak geliyorsa, kimilerine de sarı, hafif, soğuk görünüyorsa, nedeni şu: demek ki böyle sanmakla biz yanılsamaların kurbanı olmaktayız ve bu şeyler ancak zihnimizde var olan şeylerdir.




Görülüyor ki, nesneler bütün özelliklerinden yalıtılmakta, ve sonunda, bu özelliklerin ancak düşüncede var olduğu söylenecek kadar ileri gidilmektedir.
İdealizm, nasıl ki insanın bilgisizliğinden doğmuş ise, materyalizm de bilgisizliğe karşı bilimler tarafından açılmış savaşta doğmuştur.

İdealistler, bir yandan, Tanrı’nın varlığını ispatlamanın imkansızlığını, bunun doğrudan doğruya iman konusu olduğunu söylerken, öte yandan da maddenin kendi başına var olamayacağını ve maddenin Tanrı tarafından yaratıldığını ileri sürerler.
Anlaşılır bir şey midir böyle bir açıklama?


Evrenin saf bir ruh tarafından yaratıldığı fikri anlaşılmaz bir şeydir. Bunun mümkün olabilmesi için, idealistlerin dedikleri gibi, ruhun maddeden önce, kendi başına varolmuş olması gerekir. Oysa bilim ortaya koymaktadır ki, böyle bir şey, yani ruhun maddeden önce varolmuş olması imkansızdır ve maddesiz ruh asla varolmamıştır. Tam tersine, ruh daima maddeye bağımlıdır. Görüldüğü gibi, insan ruhu, fikir ve düşüncelerimizin kaynağı olan beyne bağlıdır. Fikirlerin boşlukta varolabileceği ihtimaline imkansız kılar bilim.
Şu halde, Tanrının varolabilmesi için bir beyne sahip bulunması gerekecetir. İşte bundan ötürü diyebiliriz ki, maddeyi ve bu meyanda insanı yaratmış olan Tanrı değildir. İnsan beyni biçimindeki maddedir Ruh-Tanrıyı yaratan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herşeyden önce eğer allah varsa, peki allahı kim yarattı sorusu insan beyninin kaldıramayacağı, insanı çıldırmaya kadar götürecek bir sorudur. böyle şeylerle uğraşmayınız efenim.

-----
burdan sonra edit girdim.
-----
ha ayrıca maddenin şekli rengi kokusu mevzusundaki bahsedilen düşüceler çok saçma geliyor bana..

çünkü eğer birşey kırmızıysa KIRMIZI dır.. onu kırmızı yapan benim gözüm senin gözün değildir. o kendinden kırmızıdır ve o yüzden ben onu kırmızı görürüm. köpeğin veya hasta bir insanın farklı renkte görmesi o şeyin kırmı olduğu gerçeğini değiştirmez. çünkü hastalıklı birinin neyi nasıl gördüğü değil, herkesin neyi nasıl gördüğü önemlidir. ve herkes o şeyi kırmızı görüyosa demekki o cisimde ona o rengi veren birşey vardır. ve o rengin adının kırmızı red veya kömözüğ olması önemli değil, o şeyin sabit bir şekilde o renkte olması önemlidir.. ve bir şeyin ağırlığı veya boyutu meselesine gelirsek. insana göre hafif karıncaya göre ağır olması bunun bizim beynimizin yarattığı bişiy olduğunu göstermesi çok saçmadır. sabit ölçü mekanizması vardır. o da şudur

insana göre o kumaş 2 kilodur, karıncaya göre 2 trilyonun küpü karınca kilogrmı gibi bir ağırlığa eşit olabilir. herşey sabittir, nerden baktığın neğil nasıl hesapladığın önemlidir. çok saçma şeykler söylenmiş. bi de bunlar kitaplarda allahım..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dragonmax said:


çünkü eğer birşey kırmızıysa KIRMIZI dır.. onu kırmızı yapan benim gözüm senin gözün değildir. o kendinden kırmızıdır ve o yüzden ben onu kırmızı görürüm. köpeğin veya hasta bir insanın farklı renkte görmesi o şeyin kırmı olduğu gerçeğini değiştirmez. çünkü hastalıklı birinin neyi nasıl gördüğü değil, herkesin neyi nasıl gördüğü önemlidir. ve herkes o şeyi kırmızı görüyosa demekki o cisimde ona o rengi veren birşey vardır. ve o rengin adının kırmızı red veya kömözüğ olması önemli değil, o şeyin sabit bir şekilde o renkte olması önemlidir.. ve bir şeyin ağırlığı veya boyutu meselesine gelirsek. insana göre hafif karıncaya göre ağır olması bunun bizim beynimizin yarattığı bişiy olduğunu göstermesi çok saçmadır. sabit ölçü mekanizması vardır.


sen burda konuyu tamamen yanlış anlamışsın o açıklamada yazılan şeyler idealizme karşı yazılmış şeyler genel bir yargıya göre değil bir daha oku yazıyı




bunun bizim beynimizin yarattığı bişiy olduğunu göstermesi çok saçmadır.

bu yazıda da zaten bunun saçmalığından bahsedilmiş, o yazıda bu dediğin şey çürütülmüştür
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kusura bakma canım benim açıklamak istediğim şeyi açıklarken eksik açıklamışım. sonunda anlaştık ama. evet aynı düşüncedeyim. kesinlikle katılıyorum. maddesizcilik kadar salak bişi olamaz.. herşeyde olduu gibi o düşüncede de uç noktaya dokunmak fikri olduğu gibi çöplük haline getirmiş :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

valla açık sölemem gerekirse bu aşırı uç akımların hepsini zamanında işi gücü olmayan, karnı tok çatısı kapalı can sıkıntısından patlayan kişilerin çıkarttığına eminim..

biri bişiy bulunca öteki de ordan yeni bişi bulma komplexiyle (eflatun - aristo - sokrat gibi) uraşıp durdular. elbetteki fikirlerin hepsi saçma değil. elimdeki kitaplarının hepsinin nerdeyse her sayfası ek notlar sayfa aralarına yapıştırılmış uzun A4 açıklamlar var.. fakat idealizm saçmalık materyalizm ise ondan daha beter saçmalıktan başka bişi değildir.

al sana yekten aristo tarzı çözümleme

- abi bu nedir
- madde
- ok madde olduu nerden belli
- işte katı bişi bazen sıvı ama cansız
- ok cansız olmaı madde olduunu gösterir AMA acaba bu madde gerçekten varmı?!!
- ebenin --- ali sami...
- niye öle dion ya tam da idealizmi keşfetmiştim..

gibi gibi..

cidden usandırıyo bu saçma düşünceler..

neyse bir de işin inanç yanı var.. allah (allah demeyi tercih ediyorum), nası herşeyden önce vardı. artı onu kim yarattı. o nerden geldi. o biyerden gelmediyse madde nasıl çıktı ortaya..

artı din... din bir sosyolojik gereklilik ve uydurulmuş kuralar bütünümüdür yoksa gerçek bir fenomenmidir..

birbirden zıt taraflara giden aynı noktadan yola çıkan fikirler ama ne başları ne de sonuçları bir insan beyniyle bulunup açıklanamayacak kadar zor fikirlerdir..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İdealist'lerin olayı çok kolpaymış yanlız =S.

Materyalist'im ama insanın sadece çevresini görebileceğinin farkındayım nasıl bir balık sadece suyu görebilir, kara hakkında hiç bir fikir ortaya koyamazsa insanlar da öyle işte bi zaman bir de 3 boyutu görebiliyoruz. Ha balıktan daha zeki olduğumuz için diğer boyutları da hayal edebiliyoruz.

Neyse onu geçtim tanrı kavramı zaten mantıksal olarak hatalı bunu demek için materyalist olmaya felan da gerek yok gerçekten insan mantığına uygun bir kavram değil:

http://www.philosophersnet.com/games/god.htm

Zaten olay da burada kopuyor mantığa uygun olmayan bir kavramı inanç olarak kabul etmen lazım eğer idealist'ler gibi mantığı kullanarak açıklamaya çalışırsan cortlarsın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

inanç felsefsi insanın kendisine ait bir olgudur yani her inan insan kendisinden sorumludur ve herkez cennete gitmek ister (inananlar için ) bu hangi din olursa olsun ...


hiç bir feslefe yoktur ki (düşünce tarzı) insan hayatını tamamen kontrol altına alıp yönetsin işte bu yöneten sistemlere din denir ... yani inanç ile idealizm ve materyalizm asla bir tutulamaz

inançlar tam bir insan hayatı yönetmeye talioken diğerleri birşeyleri açıklama yoluna gider.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

GwindonSurion said:
Kısacası, aynı şeyler, aynı anda, kimilerine kırmızı, ağır, sıcak geliyorsa, kimilerine de sarı, hafif, soğuk görünüyorsa, nedeni şu: demek ki böyle sanmakla biz yanılsamaların kurbanı olmaktayız ve bu şeyler ancak zihnimizde var olan şeylerdir.

...

Evrenin saf bir ruh tarafından yaratıldığı fikri anlaşılmaz bir şeydir. Bunun mümkün olabilmesi için, idealistlerin dedikleri gibi, ruhun maddeden önce, kendi başına varolmuş olması gerekir. Oysa bilim ortaya koymaktadır ki, böyle bir şey, yani ruhun maddeden önce varolmuş olması imkansızdır ve maddesiz ruh asla varolmamıştır. Tam tersine, ruh daima maddeye bağımlıdır. Görüldüğü gibi, insan ruhu, fikir ve düşüncelerimizin kaynağı olan beyne bağlıdır. Fikirlerin boşlukta varolabileceği ihtimaline imkansız kılar bilim.
Şu halde, Tanrının varolabilmesi için bir beyne sahip bulunması gerekecetir. İşte bundan ötürü diyebiliriz ki, maddeyi ve bu meyanda insanı yaratmış olan Tanrı değildir. İnsan beyni biçimindeki maddedir Ruh-Tanrıyı yaratan.



Bold kısma kaynak bekliyorum.

Bugünkü bilim, dünyanın nasıl yaratıldığını bile kesin olarak bilmiyor, teoriler üretiyor. "Bilim ortaya koymaktadır ki ilk yaratan ruh maddeye bağlı olmak zorundadır" cümlesinin kaynağını bekliyorum.

İnsan beyni olsa da olmasa da o kırmızı görülen moleküller var olacaktır, bir de bu açıdan bak. İnsan beyni duyuları göreceli olarak kafasında oluşturabilir ve bunun sonucu olarak kendi algı sınırları dahilinde yanılsamaların kurbanı olabilir, din de bunu söylüyor, ancak insan beynine bağımlı olanlar niteliklerdir, varlık ya da yokluk değil. Varlık ya da yokluk insan beyninde üretilmiyor. Bu bakış açısıyla alıntıladığım kısmın çürümüş oluyor, yanlış yani.



Ayrıca İslam "evreni açıklama çabası" falan değildir. Giriş yaptığın kısım çok alakasız olmuş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...