Çok güzel bir oyundu...

[Soulbringer]

Soğukluğun kendini bahara teslim ettiği zamanların bir cumasında öylece oturmuş kafede dergileri karıştırıyor kahvemi yudumluyordum.Cep telefonum sessizde olmasına rağmen tüm keyfimin kaçırılmasında baş rol oynarcasına titreyerek beni kendime getirdi.Telefondaki arkadaşlarımdan Murattı.Murat tabiri caizse tam bir frp tutkunu ve başka birşeyde gözü olmayan bir kişilikti.Doğal olarakta bugün bir oyun olduğunu ve oyuna gelip gelmeyeceğimi sordu.Etrafi süzdüm kafede oldukça sessizdi ve belkide biraz bu dünyadan uzaklaşmanın iyi bir fikir olucağını beyan edercesine kısa öz olarak ''gelirim'' dedim.Cep telefonunu kapadım ve eskimiş insanların isimlerinin harf dizeleri ve şekilsiz şemalsiz kalp yakıştırmalarının rezil ettiği masaya kahvenin parasını bırakarak ayaklandım.Kapıdan aynı şekilde hızlı şekilde ilerleyerek dışarı adım attığımda Anakara nın gökyüzü yerine derin bir gri pelerin satın aldığını düşündüm.Bulut denemeyecek koyulukta bir hava vardı.Aksine ne bir rüzgar nede bir yağmur damlasıda bu havayı noktalamıyordu.Yavaş adımlarla Frp nin oynanacaği herzamanki kafeye doğru yürümeye başladım.Şekil itibari ile hiçbir frp ciye veyahut o şekildeki bireyleri andırmaz aksine daha çok o işlerden uzak olduğum düşünülebilirdi.Bir süre sonra bu düşüncelerden sıyrıldığım anda karşımda Frp kafeyi gördüm.Oldukça stabil posterler kitaplar ve bir çok dikkat çekebilicek eşyalarla süslenmiş bir girişe sahipti.Sonrasında sessizce içeri doğru salındığım kılık kıyafetimin markalarina gözleri takılan birçok genç beni favorite enemy listesinde başına yerleştirmiş hissi uyanmıştı.Bu bana büyük bir haz ve gülme hissi versede bunu bir sırıtmayla bastırabildim.İçeride Frp muzigi yakıştırması yapanların yanı sıra ortam muzigi dedikleri turden bir folk muzık hakimdi.En son masada kızlı erkekli bir grup bana bakarken Murat deliler gibi elini sallayarak orada olduğunu belli ediyordu.Bazı zamanlar bu Murat ile neden arkadaş olduğumu sorguluyorum diyerekten o masaya doğru yürüyüşe geçerken masadakiler beni bu şekilde gördükleri için hafif tiksinti ve şaşkınlıkla bakıyorlardı.Masada iki vamp giyinimli kız oyuncu ve Murat ın o türde simsiyah giyindiği bir dost u gözlerini dikmiş bana bakıyorlardı.Sessiz ve sakin şekilde ''Merhaba ben Deniz'' diyebildim.Kızlardan biri cesaret etmiş olsa gerek;''Ben Seda'' diyebildi.Kızın gözlerine bakıp masadaki herkesi süzdükten sonra diğerleride kendilerini tanıttı sırasıyla.Muratın arkadaşı garip bir sertlik soğuklukta ''Ben Ali'' dedi.Onun kız arkadaşı adayı olucak gibi duran kız ise ''Ben Elif'' deyip kestirip attı.Murat a doğru dönüp kimin oynatıcağını sorduğumda;Murat arkayı işaret etti.Arkama doğru baktığımda simsiyah saçları uzun ve düz çizgi halinde omzuna kadar iniyordu.Gözbebekleri siyah denicek kadar kahverengi baya yapılı ve uzun boylu bir çocuktu.Elindeki frp kitaplarını yavaşça masaya koydu.Masada duran kitaplar eski ortaçağ öznelliğini taşısın diye siyah bir deri ile kaplanmıştı.Bu yeni çocuk ahenkli bir ses tonunda ''Merhaba ben Furkan'' herkesle tanıştıktan sonra benimlede tanıştı.Aksine herkese davrandığı gibi bana da öyle davranıyordu.Oyun başlarken ortaçağda geçiceğini vampir olarak başlayacağımızı vs vs herşeyi anlattı.Oyun bir süre durağan bir hal aldıktan sonra hızlanır bir aşamada devam ediyordu.Bu oyunu oynatırken sanki orada yaşıyordu anlam veremiyordum buna ilk defa ben konsantre olamıyordum.Daha sonra gündüz kendini geceye teslim ederken oyunun dozajı arttıkça Frp kafede iki çalışanı ve biz kalmıştık.Oyunu oynayan herkes o kadar iyi kaptırmıştıki kendini bir ben beceremiyordum.Tanrım neden başaramıyorum derken aniden ışıkların aydınlığı yavaş yavaş yerini loşluğa birakirken oyunu oynatan çocuğun sivri sırıtışları ve ses düzenindeki ahenk in bozuklugu beni tedirgin etmeye başlamıştı.Ama diğerleri halen oyuna kaptırmış haldeydi.Birşey söyleyecekken azı dişlerinin ne kadar iri olduğu dikkatimi çekmişti.Oyunun sonları olucakki ayağa kalktı.Herkes ona bakıyordu.Kız oyunculardan birisinin gücsüz düşerken bir vampirin kanını emdiğini sahnelemek istediğini belirtti.Herkes ona hayranlıkla bakarken ben kuşku ile hafifçe gerileyerek izliyordum sandalyemden.Işıklar iyice loş bir durumda iken dişlerinin o belirgin parıltısı beni kızdırmıştı.Hızla üzerine atladım.Masa bir yana oyuncular bir yana ve ben o çocuğun üzerindeydim.Bana sinirle bakarken onu ellerimle boğarcasına boynundan sıkıca tuttum.Kulağıma eğildi ve ''Sırrımı bilen kimseyi yaşatmam...'' Şok olmuş şekilde ellerim gevşediğinde önce acı bir yumruk yüzümde patladı sonra kulaklarımda bağırışmalar ve küfürler havada uçuşurken bizi ayırdılar.Sonrasında...

''Yatağın üzerinde arkadaşına bakan Murat''Sonrasını hatırlamaman normal...İstersen ben anlatayım?
''Deniz kafasını olur anlamında sallar''
O çocuk seni iyi bir dövdü hatta benzetti diyebiliriz.O gözündeki morluklar bundan kalma ama bize acımış olabilicekki.Özür dilemek için sanırım birazdan burada olucak.
''Deniz bembeyaz kesildi eli ayağı tutmaz oldu Murat a dönüp baktığında

[Dynun]

Etsin.. çOk istiyoruz :)[signature][hline]:.Dynun .: ...only Dynun...

[Llama]

bu adama manyak demek ıstıyorum ben ya[signature][hline]''İktidar her yerdedir,direnişte...''Michel Foucault
Bir Ülkede Küçük İnsanların Gölgeleri Büyüyorsa,O Ülkenin Güneşi Batıyor Demektir...

[crepuscolo]

walla anlatım çok hoşuma gitti ama konu pek sarmadı
yinede güzel...[signature][hline]...bekliyorum kaderin elini sıkmak için.
Kararmayı bekleyen aLaCaKaRaNLıK gibi...

[Giovanni]

oharanzi gerçek değil heralde?[signature][hline][i]There's a million mouths to feed / And I've got everything i need / I'm breathing / And there's a hurting thing inside / But I've got everything to hide / I'm grieving

[b1vRiP]

ee şey hmm mrr euheheuhauahua
pardon wallah[signature][hline]Bivrip Ardenia UO Shard Owner
Ardenia|Arama