Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
O beni kovmadığı sürece, benim de elim ayağım tuttuğu sürece kendisinden ayrılmayı düşünmüyorum.

...

Daha başka bir dürtü, daha başka bir çekememezlik... Daha köklü bir kötülük tutkusu, daha 'şeytani' bir haset...

Suçu neydi bu adamın? Niçin yokedilmek isteniyordu? Çünkü, gerek ticari gerek siyasi rakiplerinin sistemli saldırıları, öyle eleştiri meleştiri değil, zayıflatmak, tırpanlamak, tırnaklarını, dişini sökmek falan hiç değil, silmek, öldürmek, yoketmek amacına yönelikti.

Eh, 'gavur' kahpelik etti, birkaç Müslüman da kalleşlik edecekti tabii...

Nitekim, günde birden fazla gazete almak 'lüksüne' sahipseniz, atılan zevk çığlıklarını, satır aralarından yükselen kahkahaları ibretle izliyorsunuz. Lumpen futbol seyircisinin 'geçirdik, geçirdik' haykırışları aydın geçinenlerin köşelerinden taşıyor.

Bu alçakların dolduruşuna gelen alt tabakadan bir kesim de 'yiyeceği kadar yemiştir abi' diyor ama, 'ne yedi' sorusuna verecek yanıt bulamıyor, apışıp kalıyor.

...

Bu aşamada söyleyeceği, ona yakışan bir tek laf var, Ahmed Arif'in dizelerinden alacağı on kelime: Dört yanım puşt zulası, vurun ulan vurun, ben kolay ölmem!

Engin Ardıç'ı öldürebildiler mi Babıali puştları? Bazı ticaret ve siyaset puştları da Cem Uzan'ı öldüremezler.





Valla şimdi yalaklandıklarına saydırdığı, üstelik şimdi halk halk diye diretirken o zaman halka lümpen dediği (hani bi tek göbeğini kaşıyan adam lafı eksik kalmış) şu yerleri bile fırıldaklığı, topaçlığı için yeterli kanıttır.
Mesaj tarihi:
oha nerde halk halk diye diretmiş sg-1..yani düzenli takip etmediğin apaçık ortada, daha bugün yazdığı yazı "çakma istanbullulardan" (yani lümpenlerden) ne kadar tiksindiğini apaçık ortaya koyuyo =)

üzgünüm, olmuyor, bir türlü tutmuyor..
Mesaj tarihi:
ahaha hangisi tutmuyor?

kalleş müslümanlar ve siyaset puştları mı?


valla ne pahasına olursa olsun savunucam derken 300 spartalıyı geçtin.



ha bi de Bu alçakların dolduruşuna gelen alt tabakadan bir kesim de var.
Mesaj tarihi:
Yılmaz Özdil ülkemizin basınının en kötü üyelerinden biridir.Star gazetesindeyken iki İngiliz holiganının meşhur GS-Leeds maçından sonra 'iki kaleye iki yere','sahada da dışarıda da 2-0','two size'(size İngilizce'de beden demek ya,chicken translate yapmış Yılmaz abi),rövanşından sonra da 'Dingiltere' gibi iğrenç başlıklara imza atmıştı.'Ker-kürt'(ker Kürtçede eşek demek),'Krovat'(Diyarbakır'da ki şöförlere kravat giyme zorunluluğu gelmesi hakkındaki haber üzerine) gibi incileri de var.Zaten yazarlığı hakkında diyecek birşey yok,adam Excel ile yazıyor yazıları.
Engin Ardıç'ı severim,fakat şu bir gerçek;Sabah'a geçtikten sonra çaktırmadan değiştirdi 'yayın politikasını'.Eskiden CHP'yi eleştirdiği kadar AKP'yi de eleştirirdi,AKP zihniyetine de gayet mesafeliydi.Akşam'da ki arşivinin hepsini bulamıyorum,fakat bazı yazılarını bulabildim.Alın size güzel bir örnek.


Türkiye'de ya bürokrasi sultası kurulur ya köylü çapaçulluğu. Ya 'memur murtluğu' egemen olur, ya 'varoş dinciliği'. Bu kavga bugün, elbette Ortadoğu ortamının karmaşık görünümünün de etkisiyle, dengede durur gibi görünüyor. Şimdilik iki tarafın da önderleri ılımlı davranır, kendi aşırılarını dizginler gibi görünüyorlar ama bu nereye kadar sürebilir? İlk fırsatta kesin bir hesaplaşmaya gidilecektir. Ve, kravat takma ve baş açma özgürlüğü belki sağlama alınacaktır ama Türkiye geri kayacaktır. Çarşafla dolaşma özgürlüğü kazanılsa da sonuç farklı olmayacaktır. İşin kötüsü, Amerikan dış politikası da ne halt edeceğini bilemediğinden, Ortadoğu'da çamura saplanıp çıkamadığından, neredeyse günlük gelişmelere göre yön değiştirdiğinden, çünkü sonuçta Amerikan yöneticileri de hırt olduklarından, 'efendilerimiz' de bize bir kalıp dökemiyorlar! Yazık. Maçı ya İlhan Selçuk kazanacak, ya Fethullah Gülen. Mehmet Barlas kaybedecek. Orhan Pamuk, Murat Belge, Mehmet Altan kaybedecekler. Bir taraf kazanırsa onları ezecek, öbür taraf kazanırsa da kullandıktan sonra atacak. Ben mi? Ben bu düşük yoğunluklu, soğuk ve hatta gizli iç savaşta yer almak istemiyorum, çünkü iki tarafa da kuşkulu bakıyorum. Ne Kemalist dikta istiyorum ne de İslamcı dikta. Fakat üçüncü yol kesik. Ayrıca da bu ülkenin bu ikileminden sıkıldım. Ortasını bulayım dedim, akıntıya kürek çektim. Gene de seçmek zorunda kalırsam... Rakıyı seçeceğim tabii.


Arşivinin tamamını bulsam neler çıkarırdım...Murat Belge vs. gibi aydınları İran devrimini örnek vererek uyardığı yazı,İsrail'in Lübnan'a girdiği zaman yazdığı 'İsrailli çocuğun canı patlıcan mı' temalı yazı...Peki şimdi ne oldu;Engin bey'e göre Davos'tan sonra Türkiye Osmanlılığını hatırladı...Dün bok dediğine bugün 'ak' demek pek onurlu bir davranış olmasa gerek.
Mesaj tarihi:
raw power said:
Yılmaz Özdil ülkemizin basınının en kötü üyelerinden biridir.Star gazetesindeyken iki İngiliz holiganının öldürüldüğü meşhur GS-Leeds maçından sonra 'iki kaleye iki yere','sahada da dışarıda da 2-0','two size'(size İngilizce'de beden demek ya,chicken translate yapmış Yılmaz abi),rövanşından sonra da 'Dingiltere' gibi iğrenç başlıklara imza atmıştı.'Ker-kürt'(ker Kürtçede eşek demek),'Krovat'(Diyarbakır'da ki şöförlere kravat giyme zorunluluğu gelmesi hakkındaki haber üzerine) gibi incileri de var.Zaten yazarlığı hakkında diyecek birşey yok,adam Excel ile yazıyor yazıları.
Engin Ardıç'ı severim,fakat şu bir gerçek;Sabah'a geçtikten sonra çaktırmadan değiştirdi 'yayın politikasını'.Eskiden CHP'yi eleştirdiği kadar AKP'yi de eleştirirdi,AKP zihniyetine de gayet mesafeliydi.Akşam'da ki arşivinin hepsini bulamıyorum,fakat bazı yazılarını bulabildim.Alın size güzel bir örnek.


Türkiye'de ya bürokrasi sultası kurulur ya köylü çapaçulluğu. Ya 'memur murtluğu' egemen olur, ya 'varoş dinciliği'. Bu kavga bugün, elbette Ortadoğu ortamının karmaşık görünümünün de etkisiyle, dengede durur gibi görünüyor. Şimdilik iki tarafın da önderleri ılımlı davranır, kendi aşırılarını dizginler gibi görünüyorlar ama bu nereye kadar sürebilir? İlk fırsatta kesin bir hesaplaşmaya gidilecektir. Ve, kravat takma ve baş açma özgürlüğü belki sağlama alınacaktır ama Türkiye geri kayacaktır. Çarşafla dolaşma özgürlüğü kazanılsa da sonuç farklı olmayacaktır. İşin kötüsü, Amerikan dış politikası da ne halt edeceğini bilemediğinden, Ortadoğu'da çamura saplanıp çıkamadığından, neredeyse günlük gelişmelere göre yön değiştirdiğinden, çünkü sonuçta Amerikan yöneticileri de hırt olduklarından, 'efendilerimiz' de bize bir kalıp dökemiyorlar! Yazık. Maçı ya İlhan Selçuk kazanacak, ya Fethullah Gülen. Mehmet Barlas kaybedecek. Orhan Pamuk, Murat Belge, Mehmet Altan kaybedecekler. Bir taraf kazanırsa onları ezecek, öbür taraf kazanırsa da kullandıktan sonra atacak. Ben mi? Ben bu düşük yoğunluklu, soğuk ve hatta gizli iç savaşta yer almak istemiyorum, çünkü iki tarafa da kuşkulu bakıyorum. Ne Kemalist dikta istiyorum ne de İslamcı dikta. Fakat üçüncü yol kesik. Ayrıca da bu ülkenin bu ikileminden sıkıldım. Ortasını bulayım dedim, akıntıya kürek çektim. Gene de seçmek zorunda kalırsam... Rakıyı seçeceğim tabii.


Arşivinin tamamını bulsam neler çıkarırdım...Murat Belge vs. gibi aydınları İran devrimini örnek vererek uyardığı yazı,İsrail'in Lübnan'a girdiği zaman yazdığı 'İsrailli çocuğun canı patlıcan mı' temalı yazı...Peki şimdi ne oldu;Engin bey'e göre Davos'tan sonra Türkiye Osmanlılığını hatırladı...Dün bok dediğine bugün 'ak' demek pek onurlu bir davranış olmasa gerek.

Bir cümlede yüklemi yazmayı unutmuşum,cümle anlamsız olmuş,editleyemediğim için böyle düzeltiyorum.
×
×
  • Yeni Oluştur...