Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Genelkurmayın 29 nisan brifingi


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
yargıya meclis müdahalesine bile demokrasi diye manşet atan gazetelerimiz var.

bizimki demokrasi değil, çobanı ve el indirip kaldırmaya eğitimli yardımcılarını seçmek.
Mesaj tarihi:
http://www.odatv.com/Siyaset/yasemin_congar_turk_askeri_konusunca_goruyor_ama_abd_askeri_konusunca_gormuyor-16005.html


YASEMİN ÇONGAR TÜRK ASKERİ KONUŞUNCA GÖRÜYOR AMA ABD ASKERİ KONUŞUNCA GÖRMÜYOR

odatv

İlker Başbuğ'un Harp Akademileri'nde yaptığı konuşma ve ardından basına yaptığı açıklamalar sonrası medyada bir tartışma başladı.

Buna göre ordu komutanlarının çeşitli konularda basına dönük yaptığı açıklamaların demokrasiyi zedelediğine dair yaklaşımlar olduğu iddia edildi.



Odatv.com olarak Yrd. Doç. Dr.Nuran Yıldız’a ulaştık.

“Bu konuda ne düşündüğünü, dünyada (özellikle ABD'de) askerler kamuoyunu ilgilendiren konular üzerine görüş beyan ederler mi? Görüş beyan etmeleri o ülkelerde tepki görüyor mu?” sorularımıza yanıt verdi.

İşte Nuran Yıldız'ın yanıtları:

“Basına dönük her tür açıklama, yalnızca TSK değil, hangi kurum tarafından yapılırsa yapılsın içeriğinde “zor kullanma” olmadığı sürece hiçbir biçimde demokrasiyi zedelemez. Görüş belirtme, kamuoyunu bilgilendirme ya da kendisine yöneltilmiş suçlamalara karşı açıklama yapma sanırım yalnızca bizim ülkemizde demokrasiyi zedeleyici bulunuyor. Bu da demokrasimizin nasıl her tarafı kapsayıcı olmayıp belirli kişileri kapsayıcı geliştiğini gösteriyor.

Kaldı ki son yıllarda ordu komutanları basına dönük açıklama yapmıyor. Açıklamalar ya haftalık brifinglerle savunma muhabirlerine ya da konunun önem derecesine göre TSK adına görüş belirtme yetkisi olanlar tarafından yapılıyor.

Genelkurmay Başkanı TSK adına açıklama yapabilir.

Eleştiri getirenler diyorlar ki “TSK kendi sorumluluk alanı dışında açıklama yapıyor.” Ben Odatv olarak size öneriyorum. Org. Başbuğ’un 29 Nisan’da yaptığı konuşmayı cümle cümle analiz edin. Hangi cümle doğrudan TSK’yı ya da ülke güvenliğini ilgilendirmiyor hep birlikte görelim. Yoksa o konuşma ciddi bir medya eleştirisi mi? Belki de medya eleştirisindeki ağırlık nedeniyle medya Org. Başbuğ’a kızdı.

Bir süredir TSK’ya karşı sürdürülen yıpratma çabaları (kim yaparsa yapsın) ortada. Ergenekon soruşturması içinde TSK’ya ya da mensuplarına dönük şüphe uyandırıcı haberler de ortada. Dolayısıyla siz bu tür saldırılar karşısında konuştuğunuzda demokrasiye müdahale etmiş mi olacaksınız? Yoksa yıpratıcı çabaları sineye mi çekeceksiniz?

Bu tür suçlamalar sanırım demokrasiyi araç olarak kullanarak TSK’ya karşı temel bir itirazın göstergesi. Yani özünde samimi değil.

Gelelim sorunuzun diğer bölümüne;

Dünyada, özellikle de çağdaş ülke modeli olarak ABD’de askerler kamuoyu önünde görüş belirtmezler, çünkü;

Bir, zaten ABD’nin uluslararası politikaları (geriye ne kalıyor?) doğrudan Pentagon tarafından belirleniyor. Pentagon’un onaylamadığı hiçbir konu gündeme gelemiyor bile.

İki, ABD bütçesi kararlaştırılırken Pentagon belirleyici oluyor.

Üç, zaten Amerikan kamuoyu da dünya kamuoyu da Pentagon’un binlerce uzmanın çalıştığı iletişim ofisi tarafından yönlendiriliyor. Mesela Hollywood’da Pentagon’un bir ofisi bulunuyor. Çekilecek filmlerin senaryoları (birkaç protest yapımcı dışında) 5 kopya halinde bu ofisin denetimine sunuluyor. Replik replik denetlenmeden hiçbir James Bond filmi ya da Rocky filmi çekilemez ABD’de.

Hiçbir ulus ötesi operasyon “etkileme” stratejisi tamamlanmadan hayata geçirilemez.

Bizim medyamız kendi sığ yapısı içinde 1 Mart tezkeresi geçmediği için ABD’nin kızdığını biliyor ama o kızgınlığın esas nedeninin tezkerenin geçmemesinin o operasyondaki iletişim politikasının çökmesi olduğunu bilmez mesela. Çünkü eğer tezkere geçseydi, Irak’ta güç gösterisi çok daha çabuk olacak savaşmadan yenmiş olacaktı. Tüm operasyon medya üzerine kurulmuştu.

Ben Türk medyasındaki sığlığın bir de kötü niyet ve bilgisizlikle birleşince geldiği durumu açıklamakta zorlanıyorum.

Asıl asker konuşmazsa demokrasinin zedelenme olasılığı vardır. Demokrasiye bu kadar sevdalı olanlar askerin konuşmalarına sevinmeliler, aksi durum daha kötü sonuçlar veriyor çünkü.”



Odatv.com
6 Mayıs 2009

Mesaj tarihi:
odatvdeki yazı acaip saçma. pentagonun ülke yönetiminde söz sahibi olması, amerikanın demokrasi zaafıdır ve saldırgan dış politikasının da nedenlerinden biridir. "bakın onlar orada öyle yapıyo" diyerek bizdeki çarpıklığı mazur göstermek düpedüz demogojidir.

hiçbir gelişmiş demokraside, elinde silah ve emrinde asker olan ve gerektiğinde ülke güvenliği adına şiddet uygulama izni olan kişi ve kurumlar, ideolojilerle, dış politikayla, laikliğin veya vatandaşlığın tanımıyla, etnik kökenlerle ilgilenmez, siyaset alanındaki meselelere dair haftalık toplantılar düzenleyip kendisini bu konularda bir "taraf" olarak ortaya koymaz. yazıda dendiği gibi savunma muhabirlerine verilmiyo brifing, genel yayın yönetmenlerine veriliyo. tabi burda gazetelerin de suçu var. bunun bu kadar önemli bi hale getirilmesi de mantıksız. genelkurmay başkanı "demokrasiye saygılıyız" dedi diye seviniyo insanlar, ya nolucaktı? sanki lütfetmiş gibi.. veya "darbeci barındırmayız" dedi diye seviniyolar, yani bir kurum bu açıklamaları yapmaya neden ihtiyaç duyar ki zaten?
×
×
  • Yeni Oluştur...