balon Mesaj tarihi: Ocak 20, 2009 Mesaj tarihi: Ocak 20, 2009 böyle bir geyiği çoğumuz biliyordur ama paylaşmak istedim . Aşağıdaki şiir ,edebiyat tarihimizin saygın şahsiyetlerinden Sümbülüzade Vehbi Efendi'nin müstesna bir eseridir.Şiirin hikayesi de şöyle;Birgün padişah Vehbi Efendi'yi yanına çağırır ve "bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek ,bir sonraki mısrasını okuyunca içimden seni ödüllendirmek gelsin "der.Şair uzun uzun düşünür...sonunda yazar.. Ve işte sonuç aşağıda : Azm-u hamam edelim,sürtüştürem ben sana, Kese ile sabunu,rahat etsin cism-ü can. La'l-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem Parmağına yüzüğü,hatem-i zer dirahşan. Eğil eğil sokayım,iki tutam azmıdır? Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan. Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam, Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan. Salınarak giderken arkandan ben sokayım, Ard eteğin beline olmasın çamur aman. Kulaklarından tutam dibine kadar sokam, Sahtiyandan çizmeyi,olasın yola revan. Öyle bir sokayım ki,kalmasın hiç dışarda, Düşmanın bağrına ,hançerimi nagehan. Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim, Yeter ki sen kulundan lokum iste herzman. Hekese vermektesin,bir de bana versene , Avuç avuç altını,olsun kulun Şaduman. Sen her zaman gelesin,ben Vehbi'ye veresin, Esselamun aleyküm ve aleykümesselam .
balon Mesaj tarihi: Ocak 20, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 20, 2009 Yani adam bunları hakkaten düşünmüyor değil mi demek istiyorsun :)
ginaly Mesaj tarihi: Ocak 20, 2009 Mesaj tarihi: Ocak 20, 2009 yok aga, bu sanatın adı ya, ondan dedim. bu tarz başka eserler de vardı. rücû diolar.
Öne çıkan mesajlar