Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Parmakların Orkestrası // Düşünsatır #5


Taenaron

Öne çıkan mesajlar

Bazen güzel olan her şey güzel degildir .

**

Paltomu alıp arkadaşların evinden çıkıyorum . Farklı oldugu için sıradanlaşan eglencelerden biri . Çoktan kanun kaçagı olmuş ay ışıgı sokagı doldurmuş, onu ise sonradan farkediyorum .

Duvarın altına kartonunu sermiş, üstünde dügmeleri onu soguga terketmiş paltosu, elinde yün eldivenleri, avcunda ufak bir şişe şarap var . Yüzünü dogruca göremiyorum . Kim oldugunu bilmiyorum . Onu tanımlayabilecegim cümlelerim kısıtlı . Onu izlemeye başlıyorum . Rüzgar agaçları sallıyor, aradan içeri giren ay ışıgıyla görüyorum, bir bere, bir kaç yara izi, kendi halinde bir gülümseme ve yine, ufak bir şişe şarap . O an herşeye sahip olmadıgını biliyorum, ama en az şeye ihtiyacı olan o .

Başımı çevirip solumda yanan ışıklara bakıyorum, dükkanın ışıgı açık . Kapısı da açık . Ellerim cebimde dükkandan içeri dogru girip bir şişe şarap alıyorum . Şişe ve parmaklarım ufaktan üşüyor, ben adamın yanına dogru yürümeye başlıyorum .

Yanına vardıgımda soruyorum; "Oturabilir miyim ?" . Başını kaldırıp bana bakıyor, cevabını duymadan yanına oturuyorum .
"Duvar bayagı rahatmış" diyorum, komik oldugunu bile düşünmeden, yine gülüyor bana, "Duvarların "Business Class"ıdır diyor . Ondan böyle bir cümleyi beklemiyordum, şaşırarak kahkahayı basıyorum . "Biraz daha şarap ister misin ?" diyorum . "Benim var" diyor . Tıpayı kaldırıp bir yudum alıyorum . Ayaz, bazen içinizi ısıtabilir .

Sırtımı acemice duvara dayıyorum, bana hayatını anlatmaya başlıyor, adını söylüyor, "Fırat" . İki çocugunu anlatıyor, karısını, ve hepsiyle beraber yanan evini, ateşleri hissedercesine burkuluyor sol elimin parmakları .

Derin bir nefes veriyor, diger nefesini ise sıradaki yudumla beraber çekiyor .

Anlatacak çok bir şeyim yok . Sıradanlıgın farklılaştırdıgı, farklıların içinde sıradan bir adamım, eglencelerimiz gibi .

Sadece şarap içmek istiyorum .

Yanımdaki hırıltılı kahkahaları duymak istiyorum .

Şarap elimde, Fırat ise yanımda, ayazın eşiginde sohbet ediyoruz . Bu gece NBA maçı yoktu, uzaklarda bir sevgilim ya da bu adamın kartonundan çok daha degerli olan arabam yoktu, televizyonda Oscar olayı yoktu, yanımda bir Fırat ve "duvarların Business Classı" ile oturuyorum sadece .

Onunla konuşurken pek çok şeyi düşündüm .

Geçmişi düşündüm, gelecegi düşündüm . İkisiyle de konuştum, belli bir hatıraya baglı kalmadan, belli bir hayale kanca atmadan konuştuk . İlk aşkım, son olmasını diledigim aşkım, ofisteki platonik aşkım, kötü oldugunu söyledikleri şirket raporu, iyi olduklarını söyledikleri şirket raporu, özledigim yemekler, futbol maçları, basket maçları, Alsancak'ta tek başıma içtigim gece, digerleriyle hep beraber içtigimiz gece, yerel seçimler, genel seçimler, evrenin merkezi ve hatta zaman .

Onunla bütün bunları konuştum .

Son cümlemi ona hediye ettim, bir defa aksırdı, hırıltısını da aksırmasıyla beraber yuttu .

Ona baktım .

Bana mı gülümsüyordu, yoksa sadece gülümsüyor muydu bilmiyorum .

Dakikalarca ona baktım .

Yoktu .

Ne şarap, ne de Fırat'ın hırıltılı nefesi oradaydı .

Ceketinin dügmeleri bedenini terketmişti, ayakkabıları bedenini terketmişti, şimdi Fırat, kendisi, bedenini terketmişti .

Şişeyi elimden düşürüp kafamı nabzına götürdüm .

Bir an hepsiyle beraber yüzen şarabı duydum .

Sonra kalp atışlarıyla beraber gittiler .

Her saniye artan korkum dışındaki her şey .

Kalbini yumruklamak istedim .

Ona vurmak, onu tokatlamak .

Onu geri getirebilecek her hangi bir şey .

Agzı çarpık bir halde, bir elinde tıpasıyla, şarabının son yudumuyla yatıyordu .

Ayaga kalktım . Ölen Fırat degil de benmişim gibi, kaskatı ona baktım . Telefonumu zorlukla çıkarıp heceleri alelacele birleştirerek bir ambulans çagırdım .

Ambulans bütün şaşası ve sirenleriyle o adamı kucakladı .

Yaşadıgım betonarme sıradanlıgı delip geçen o adam, o çimentoyla sımsıkı sarılmış yatıyordu .

Sarkan eline baktım, şarabın tıpası avcunda sımsıkı duruyordu .

Gülümsedim .

Kapıyı kapattılar, ambulans gitti .

Tek ihtiyacı olan bir nefes, bir de bir yudum şarap .



//Dogukan PİYALE
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...