Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Teröristbaşı Avukatı Gazete Taraf


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
NY Times yada bir benzeri gazetede EL KAİDE LİDERİ LADİN BİR DOSTU ÜZERİNDEN GAZETEMİZE VERDİĞİ MÜLAKATTA "CİHAT DEĞİL BARIŞ TARAFTARIYIM AMA AMERİKAN HÜKÜMETİ BENİ HEP BİTİRMEYE ÇALIŞTI, HALBUKİ BEN AMERİKAN HÜKÜMETİ VE EL KAİDE ARASINDA ÇÖZÜM SAĞLANMASINI SAĞLAYABİLECEK TEK KİŞİYİM. AMERİKA, ÖRGÜTÜMÜ LEGAL İLAN EDER, BANA AF KARARI ÇIKARTIP YANDAŞLARIMI SERBEST BIRAKIR, SONRAKİ DÖNEMDE BÖLGE KONUSUNDA BENİM İSTEDİKLERİMİ DE GÖZ ÖNÜNE ALMA SÖZÜ VERİRSE TERÖRİST SALDIRILARI BİTİRİR VE ANCAK O ZAMAN PAZARLIK MASASINA OTURABİLİRİZ. AMA BU İSTEDİKLERİM YAPILMAZSA SUÇ BENİM DEĞİL, İŞBİRLİĞİNİ HEP REDDEDEN AMERİKAN DERİN DEVLETİDİR" DEDİ türü bir haber yayınlanabiliyor olsa Sir'in tezine katılabilirdim ama hiç de öyle değil. Belki şaka gibi gelecek ama Taraf'ın yukarıda verilen adreste yayınlanmış sürmaşetinde geçen cümlelerdeki özneleri değiştirin, inanın bundan farklı bir sonuç çıkmıyor. 2 yada 3 dakika bile düşünürseniz Taraf'ın yazdığı metnin en basitinden yurtseverlik vicdanı ve gazetecilik ilkeleri ile bile en ufak şekilde bağdaşmadığını anlayabilirsiniz.

Sg1, DoruK ve Ged'e de teşekkür ediyorum bu arada...
Mesaj tarihi:
throne_eins_meister said:
NY Times yada bir benzeri gazetede EL KAİDE LİDERİ LADİN BİR DOSTU ÜZERİNDEN GAZETEMİZE VERDİĞİ MÜLAKATTA "CİHAT DEĞİL BARIŞ TARAFTARIYIM AMA AMERİKAN HÜKÜMETİ BENİ HEP BİTİRMEYE ÇALIŞTI, HALBUKİ BEN AMERİKAN HÜKÜMETİ VE EL KAİDE ARASINDA ÇÖZÜM SAĞLANMASINI SAĞLAYABİLECEK TEK KİŞİYİM. AMERİKA, ÖRGÜTÜMÜ LEGAL İLAN EDER, BANA AF KARARI ÇIKARTIP YANDAŞLARIMI SERBEST BIRAKIR, SONRAKİ DÖNEMDE BÖLGE KONUSUNDA BENİM İSTEDİKLERİMİ DE GÖZ ÖNÜNE ALMA SÖZÜ VERİRSE TERÖRİST SALDIRILARI BİTİRİR VE ANCAK O ZAMAN PAZARLIK MASASINA OTURABİLİRİZ. AMA BU İSTEDİKLERİM YAPILMAZSA SUÇ BENİM DEĞİL, İŞBİRLİĞİNİ HEP REDDEDEN AMERİKAN DERİN DEVLETİDİR" DEDİ türü bir haber yayınlanabiliyor olsa Sir'in tezine katılabilirdim ama hiç de öyle değil. Belki şaka gibi gelecek ama Taraf'ın yukarıda verilen adreste yayınlanmış sürmaşetinde geçen cümlelerdeki özneleri değiştirin, inanın bundan farklı bir sonuç çıkmıyor. 2 yada 3 dakika bile düşünürseniz Taraf'ın yazdığı metnin en basitinden yurtseverlik vicdanı ve gazetecilik ilkeleri ile bile en ufak şekilde bağdaşmadığını anlayabilirsiniz.

Sg1, DoruK ve Ged'e de teşekkür ediyorum bu arada...


yayınlanamıyorsa o amerikan demokrasisinin bir eksiğidir, ayıbıdır. işinize gelmeyince amerikaya sövüp sayıp işine gelince amerikayı örnek vermek de ayrı bir ayıp. demek ki her ülkenin, her sistemin, herşeyin bir "ayıp"ı olabiliyormuş.
Mesaj tarihi:
Geçen Sefer Taraf'ın İlk Sayfasıından 1-2 cümle(Röportaj)

1-Anayasada Kürkleri Rahatsız eden Tüm İfadeler çıkartılmalı!

Bak bak bak!
İstiklal Marşından girilir,Türkiye adının Kürdiye olmasıdan TÜrk bayrağının Sarı-yeşil-kırmızı olmasına kadar gider, bu kürtlerin rahatsız oldukları ifadeler .

2-Doğuda gene ölüm var.

Apo lehine slogan atanları durdurmak için polis ateş etmiş, 1 PKK sempatizanı ölmüş. O polisin ateş eden elini öpeyim. Ne zamandır Ölen PKKlı değilde öldüren Polis suçlanıyor???
Mesaj tarihi:
Buyse said:
throne_eins_meister said:
NY Times yada bir benzeri gazetede EL KAİDE LİDERİ LADİN BİR DOSTU ÜZERİNDEN GAZETEMİZE VERDİĞİ MÜLAKATTA "CİHAT DEĞİL BARIŞ TARAFTARIYIM AMA AMERİKAN HÜKÜMETİ BENİ HEP BİTİRMEYE ÇALIŞTI, HALBUKİ BEN AMERİKAN HÜKÜMETİ VE EL KAİDE ARASINDA ÇÖZÜM SAĞLANMASINI SAĞLAYABİLECEK TEK KİŞİYİM. AMERİKA, ÖRGÜTÜMÜ LEGAL İLAN EDER, BANA AF KARARI ÇIKARTIP YANDAŞLARIMI SERBEST BIRAKIR, SONRAKİ DÖNEMDE BÖLGE KONUSUNDA BENİM İSTEDİKLERİMİ DE GÖZ ÖNÜNE ALMA SÖZÜ VERİRSE TERÖRİST SALDIRILARI BİTİRİR VE ANCAK O ZAMAN PAZARLIK MASASINA OTURABİLİRİZ. AMA BU İSTEDİKLERİM YAPILMAZSA SUÇ BENİM DEĞİL, İŞBİRLİĞİNİ HEP REDDEDEN AMERİKAN DERİN DEVLETİDİR" DEDİ türü bir haber yayınlanabiliyor olsa Sir'in tezine katılabilirdim ama hiç de öyle değil. Belki şaka gibi gelecek ama Taraf'ın yukarıda verilen adreste yayınlanmış sürmaşetinde geçen cümlelerdeki özneleri değiştirin, inanın bundan farklı bir sonuç çıkmıyor. 2 yada 3 dakika bile düşünürseniz Taraf'ın yazdığı metnin en basitinden yurtseverlik vicdanı ve gazetecilik ilkeleri ile bile en ufak şekilde bağdaşmadığını anlayabilirsiniz.

Sg1, DoruK ve Ged'e de teşekkür ediyorum bu arada...


yayınlanamıyorsa o amerikan demokrasisinin bir eksiğidir, ayıbıdır. işinize gelmeyince amerikaya sövüp sayıp işine gelince amerikayı örnek vermek de ayrı bir ayıp. demek ki her ülkenin, her sistemin, herşeyin bir "ayıp"ı olabiliyormuş.


demokrasinin arkasına saklanmak sanki biraz banal oldu ya
Mesaj tarihi:
yau bu adamların derdi apo nun avukatlığını yapmak değil.

tsk nın savcılığını yapmak.

nasıl bir düşünce yapısına veya dış desteğe sahipler bilemiyorum ama tek dertleri "TSK PKK yı bilerek bitirmiyor." tezine uygun bişiler buldurmaya çalışmak.
Mesaj tarihi:
ekşi said:
en sonunda bu da oldu. bu gazete yüzünden kavga etmek zorunda kaldım. yani yüzünden hiç tanımadığım bir adamın usulca sokulup bağırmaya başlamasıyla kavga etmek zorunda kaldığım gazete.

mekan, istanbul'un nezih sayılabilecek semtlerinden birinde, evimin tam karşısında bulunan rezidans'ın içindeki süpermarket. semt sakinlerimiz herhalde son iki yıldır filan iyice ulusalcılığa sarmış vaziyette. tam zamanlamasını bilemiyorum, tahminim bu, ben de taşınalı çok zaman olmadı. fakat ulusalcılık bir üst-orta sınıf solculuğu sayılabileceğinden, rezidansın kalpaklı atatürk bayrakları ile dolu olmasından, her gün gazete standında ilk bitenin cumhuriyet olmasından mesele az çok anlaşılıyor. karşıda da iç mihraklar olarak bizler oturuyoruz, yani: her çeşit azınlık, bol bol travesti ve transeksüel, cihangir'den buraya kaçmaya başlayan yeni sakinler ve araya kaynamış bazı mazbut insanlar. ben gazete alırken süper marketi kullanmamaya çalışıyorum, biraz ilerideki agos da satan bakkala gidiyorum. çünkü marketin içi gergin, ben de postmodernist matbuata düşkün biriyim, bakışlar rahatsız edici. ortam zaten o yüzden gerilmiyor sadece; mesela belediye halkımıza alışveriş çekleri dağıtıyor, işte o dönemlerde alt mahallelerde yaşayanlar sınıfsal konumlarını unutup marketimize akın ediyorlar. tahmin edebileceğiniz gibi akın edenlerin genelde başlar bağlı, o alışveriş çeklerinde rakamı tutturmak filan gibi meseleler var, işler uzuyor, rezidans kadınlarının sinirleri bozuluyor, buraya da indiler muhabbeti başlıyor... yani bir fırtına koptu kopacak ortamdayız anlayacağınız.

bu aralar bir de bu türlerin beni bulması sorunu var. o da işin başka bir boyutu. (lütfen bir takım planetlerin açıları ile bunun arasındaki ilişkiyi açıklayacak mesajlar göndermeye zahmet etmeyiniz)

şimdi ben normalde sürekli taraf almıyorum. fakat bugün transatlantik eğilimler araştırmasına ilişkin başlığı gördüm, neymiş bu dedim aldım. almaz olaydım. kasa sırasına girdim, o sırada marketin müdürü beni görüp, bir kasa daha açtı. gelin dedi. gitmez olaydım. arkamdan da yaşlıdan bir amca geldi. ben sepetin içindekileri boşaltıyorum. en üstte gazete var. bir anda arkamdan bir ses:

- o gazeteye verdiğiniz paraya acımıyor musunuz? günah! haram!

+ neden ki?

dedim. sonra dost maskesi altında bana wolverine asabiyeti yakıştıranlar aklıma geldi. üstelik dün gece yine dayanamayıp saba kızımızın programını seyretmiştim. bu sefer de bir yogi amca vardı, bize iç huzurunu anlatıyordu. hem bana kasa açan müdür de gerilmişti. yogi amcanın dün gece anlattığı nefes tekniğini deneyeyim dedim. üç kere burnumdan derin nefes aldım, kendime "şu anda bunu istemiyorsun kızım" dedim. sert bir şekilde naylon torbayı hoşurtadarak açtım, gelenleri doldurmaya başladım.

bu arada yan gözle adamı inceledim. elindeki torbadan bana sırıtan yeniçağı gördüm. böylece o da benim kafamda bir yere oturdu, bundan sonra olabileceklere ilişkin senaryo olasılıkları belli olmaya başladı. fakat onun işi kolay değildi. tamam, taraf okuyan bir iç mihrak. ama nasıl bir iç mihrak? ilgi ile banttan geçenleri izlemeye başladı. ben de içimden düşünmeye devam ettim. sırtımda içinde kallavi bir laptop bulunan çanta var. adam benden kısa. yani sert bir dönüşle adamın işini halledebilirim. zaten daha önce tehlikeli semtlerde yaşadığımdan, hayal kahvesinin eski korumalarından birinden saldırı durumunda adam bayıltmak için bir iki teknik de öğrenmişim (handle me with care). yani çıkacak bir arbedede başıma bir şey gelmesi pek olası değil, yine de rezalete ne gerek var. neden bu insanlar beni buluyor?

üstüm başım bazılarına göre baldırı çıplak, bizim nezih semt ile benim standartlarıma göre ise tesettür sayılabilecek bir vaziyette. amca muhtemelen dindar mı değil mi diye bakıyor, olabilir de olmayabilir de diye kafadan kuruyor. o sırada banttan da alınanlar geçiyor. bir sürü kalem, silgi, pastel boya filan (çok ucuzdu, kuzenimin oğlu için yığdım). hımm, muhtemelen çocuklu bir kadın, bunlar soft muhafazakarlardır. bir sürü abuk sabuk, makarna sosu, baharat filan gibi yemek malzemesi. ya bunlar pek iftariyeliğe benzemiyor. deterjan. e tabii iç mihraklar da çamaşır yıkıyor. ve üç şişe şarap. tam o sırada o ana kadar koltuk altımda tuttuğum kitabı da torbanın olduğu yere bıraktım. “bir zümre, bir parti: türkiye’de ordu, der: ahmet insel-ali bayramoğlu”. amca yakaladı! işte karşınızda akp yalakası, ab işbirlikçisi soros çocuğu!

ilk şişe bana uzatılmıştı ki amca bir anda bantta duran şişeyi eline alıp, sonra vurarak bırakırken yine bağırdı:
- yazıklar olsun!

kafamı kaldırdım, müdüre baktım. bana yalvararak bakıyor aman tartışmaya girmeyin diye. ben de "iyi de tahrik var" diye açıklamaya çalışıyorum göz dilimle. bir kez daha durmayı başardım. fakat amca durmadı. ondan sonraki laflarını sırasıyla hatırlayamayacağım ama vatanı bölmekten başladı, şeriatçılara çanak tutmaktan çıktı tahmin edebileceğiniz gibi. o konuşurken müdür ile tekrar gözgöze geldik, ben ona "enough gayrı" bakışımı attım. gofret, yogi amca ve bana karşı hep nazik olmuş market müdüründen içimden özür diledim. ben de başladım bağırmaya. tabii ne karışıyorsunuzdan başlayıp, kafatasçı faşistliğe kadar geldim. bu arada diğer kasalardaki kadınlar da karıştı, cıkcıkcık gibi küçük nidalarla başlayıp, "ama ayıp ediyorsunuz", "burası özgür bir ülke", "ama bu akp de fenalık verdi canım" yorumlarıyla tartışmaya katıldılar. koro halinde bağrışıyoruz. en sonunda ben "yeter" diye çığlık attım (ciddiyim), amca daha parasını ödemediği hurma paketlerini bana ve kasadaki müdüre fırlattı, o sırada rezidans güvenliği de yaklaştı. amca bastı gitti. ben tir tir titriyorum, acaba laptopu kafasına geçirmemekle hata mı ettim diye düşünüyorum.

neyse, beni sakinleştirdiler, müdür siz seviyorsunuz diye bana bir adet magnum double ikram etti. özürler dilendi karşılıklı. böylece ilk taraf gazetesi meydan muharebemi atlatmış bulundum.

diyeceğim o ki insanların biribirlerinin aldığı gazetelere karıştığı, birbirlerini mimledikleri o günlere de geldik. kendimi saha araştırmasına kurban edip semt semt dolaşıp tansiyon ölçmesem de, bakışlardan, vücut dilinden gerginliği biliyordum sokaktaki. ama işte verdiğimiz kiranın bir bölümünü semtin medeniyetine ödediğimiz yerlerde bile ayar kaçıyor artık.

diyeceğim o ki bu ülke iyiye gitmiyor.
Mesaj tarihi:
Senin başına mı geldi bu peki ekşisözlük ama kimin hikayesi bu?Yani Türkiyede binbir saçma olay geliyor insanların başına.Diğerleri hep münferit ama burada organize ergenekon çetesi taraf alanların üstüne saldırmış öyle mi?Tarafın kimden taraf olduğunu sokaktaki 5 yaşındaki çocuğu çevirsen sana söyler.Evet taraf pkklı,akpli,şeriatçı ve daha bir sürü Türkiye cumhuriyetinin kurucu felsefesine ve Türk milletine düşman toplulukların oluşturduğu bir taraftır.
Bu ülkede o kadar şehit veriliyor.Televizyonda görüyor DTPlilerin molotoflarını, saldırılarını,pkklıları nasıl sahiplendiklerini ve insanların dolması tepki göstermesi , patlama yaşaması çok normal.Sabrı taşan insanlar bu gasteyi okuyan ve destekçilerine tepki göstermişler.Dtplierin polise saldırması fırınları, eczaneleri taşlaması demokratik bir tepki de bu teröristlik mi.
Mesaj tarihi:
Şunu söylemek istedim.Bu olay senin başına mı geldi yoksa taraf alanlar çok mağdur bakın baskı altındalar örneği mi veriyorsun oradan onu merak ettim.
Taraf adı üstünden tarafsız bir gaste değil ve artık birşeylerin simgesi durumunda.Neyin simgesi olduğunu yazmışım yukarda.
Bu açıdan milliyetçi ve bu konularda hassas bir mahallede , toplulukta tepki görmesi çok mu garip yani.
Örneğin;Atıyorum.Ben bu dtplilerin vandaki gösterisine tek başıma Elimde Türk bayrağı kahrolsun pkk diye koşsam aralarına 1000 kişi beni araya alıp demokratik bir tepki göstermez heralde.
Mesaj tarihi:
Neredeeeeen nereye geldik?


"Abdullah Öcalan hangi futbol takımını tutuyor" diye sorsam...

Herhalde herkes biliyordur.

*

Böyle başladı bu iş.

*

"Türkiye’yi böleceğim" diye ortaya çıktığında, bizim basın koşmuştu hemen Bekaa Vadisi’ne, nasıl da güzel futbol oynadığını, militanlarıyla şakalaştığını, şiir yazdığını, aslında duygusal bir insan olduğunu, aşklarını falan övgü dolu sözlerle aktarmışlardı. "Abdullah Bey" diye hitap eden mi ararsın, "sayın" diyen mi... Sofrasına oturdular. Kitaplar yazdılar.

*

Zorlayın hafızanızı...

Bin Ladin’le röportaj yapan bir tane Amerikalı gazeteci var mı? HAMAS lideriyle konuşup, bunu gazetesine manşet yapan bir tane İsrailli gazeteci? Bulamazsınız... Mesela, El Pais gazetesinde ETA militanıyla hücreevinde yapılmış sıcak bir sohbet okumanız mümkün mü? Çeçenler canımız ciğerimiz... Ama bizim için öyle... Çeçen liderlerin sofrasına oturup, "Aslında onların da haklı oldukları taraflar var" diye yazan Rus gazeteci görülmüş müdür? Veya, futbolun beşiği İngiltere... Yıllarca vuruştular; bir tane IRA militanının gol atarken fotoğrafı yayınlandı mı İngiliz gazetelerinde?

*

Genelkurmay Başkanı Başbuğ, dün bağıra bağıra "teröristi güçlü göstermeye çalışan gazeteciler" olduğunu söylerken, bu sorular geldi aklıma... Dünyada, kendi ülkesini, kendi milletini vuran teröristi "sempatik" göstermeye çalışan gazeteci bi tek nerede?

*

Böyle başlar bu işler çünkü...

Terörist "insan"laştırılır.

Sonra arkası gelir.


( Yılmaz Özdil , Hürriyet - 16 Ekim 2008 )
Mesaj tarihi:
Theghosthand said:
Şunu söylemek istedim.Bu olay senin başına mı geldi yoksa taraf alanlar çok mağdur bakın baskı altındalar örneği mi veriyorsun oradan onu merak ettim.
Taraf adı üstünden tarafsız bir gaste değil ve artık birşeylerin simgesi durumunda.Neyin simgesi olduğunu yazmışım yukarda.
Bu açıdan milliyetçi ve bu konularda hassas bir mahallede , toplulukta tepki görmesi çok mu garip yani.
Örneğin;Atıyorum.Ben bu dtplilerin vandaki gösterisine tek başıma Elimde Türk bayrağı kahrolsun pkk diye koşsam aralarına 1000 kişi beni araya alıp demokratik bir tepki göstermez heralde.


abi bir gazeteyi bu kapsama alıyorsan hakketen çok acayip bir durumdayız demektir.
Mesaj tarihi:
Buyse said:
Theghosthand said:
Şunu söylemek istedim.Bu olay senin başına mı geldi yoksa taraf alanlar çok mağdur bakın baskı altındalar örneği mi veriyorsun oradan onu merak ettim.
Taraf adı üstünden tarafsız bir gaste değil ve artık birşeylerin simgesi durumunda.Neyin simgesi olduğunu yazmışım yukarda.
Bu açıdan milliyetçi ve bu konularda hassas bir mahallede , toplulukta tepki görmesi çok mu garip yani.
Örneğin;Atıyorum.Ben bu dtplilerin vandaki gösterisine tek başıma Elimde Türk bayrağı kahrolsun pkk diye koşsam aralarına 1000 kişi beni araya alıp demokratik bir tepki göstermez heralde.


abi bir gazeteyi bu kapsama alıyorsan hakketen çok acayip bir durumdayız demektir.


Taraf yazarı Ayşe Hür'ün daha geçen hafta bölünmüş Türkiye çizili çaputun altında DERSİM SOYKIRIMI konulu panel verdiğini de unutmayalım. Bkz : http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=APde_Dersim_soykirimi_paneli_206004_1&Newsid=206004&Categoryid=1

Körleşmeyelim.
Mesaj tarihi:
Ben almıyorum ki adamlar kendilerini o kapsama alıyorlar.Arayıp sorarsan cumhuriyetin kurucu felsefesine karşı oldukalarını ve zaten ne düşündüklerini söylerler.
Bu kapsamda zaten Televizyonlar ve gasteler var.
Roj tv pkknın televizyonudur ve benim adını okuyamadığım bir çok pkk gasteside satılıyor.
Bu gaste kendini zaten taraf ilan etmiş.Sen şimdi bana bu gaste tarafsız dersen önce o gastedikiler ismimize bak lol derler sana.
×
×
  • Yeni Oluştur...