sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 ‘Kendilerine lüks araçlar alıyorlar’ dedi başına gelmeyen kalmadı AKP iktidarında da yolsuzlukların önlenmedeğini söyleyince başına gelmeyen kalmadı... DENETDE Başkanı Başmüfettiş Ergüven, AKP iktidarında da yolsuzlukların önlenmedeğini söyleyince başına gelmeyen kalmadı. Hakkında 4 soruşturma açıldı, aklandı ama görevden alındı, maaşı kesildi, sürüldü. Şimdi de lojmandan çıkması isteniyor. Sağlık Bakanlığı’nda başmüfettiş olarak görev yapan Devlet Denetim Elemanları Derneği Genel Başkanı Atılay Ergüven’in, “bu kadar da olmaz” dedirten yaşadıkları, geçen yıl Şubat ayında Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçle başladı. 16 Şubat 2007 Gazeteye konuştu Sağlık Bakanlığı’nda başmüfettiş olarak görev yapan Ergüven, DENETDE Genel Başkanı sıfatıyla Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği demeçte, AKP’nin iktidara gelirken önceki hükümetleri yolsuzluklar ve bunların sonuçlarını öne çıkararak, oy istediğini hatırlatıp, “Yolsuzlukla mücadele sözüyle iktidara gelen AKP, devlet otoritesini zaafa uğratarak, yolsuzlukların artmasına yol açtı” dedi. Savurganlık ve saltanatın AKP iktidarı döneminde önleneceğine ilişkin sözler de verildiğini anımsatan Ergüven buna karşılık kamudaki araç sayısının yaklaşık iki kat arttığını belirtti. Ergüven “Artışla da sınırlı kalmayıp daha lüks makam araçları alımmaya başlandı. İsrafı önlemek bir tarafa, üst düzey yöneticilerin sekreterlerine bile makam araçları tahsis edildi” dedi. 19 Şubat 2007 Önce uyarıldı Ergüven bu sözleri gazetede yer aldıktan 3 gün sonra, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Muhammed Gedik tarafından sözlü olarak uyarıldı. Ergüven’i makamına çağıran Gedik, “Sağlık Bakanı Akdağ’ın açıklamalardan rahatsız olduğunu” söyledi. Ergüven ise, “Ben bu açıklamaları Sağlık Bakanlığı Başmüfettişi sıfatımla değil, DENETDE Başkanı sıfatımla yapıyorum” yanıtını verdi. Aynı gün Teftiş Kurulu’ndan, Ergüven’e, “Elindeki dosyaları bir an evvel tamamlaması” yolunda yazı da gönderdi. 8 Mayıs 2007 İmzasız ihbar mektubu Ergüven, DENETDE Başkanı sıfatıyla benzer açıklamaları sürdürdü. Sağlık Bakanlığı’na 8 Mayıs 2007’de imzasız bir ihbar mektubu gönderildi. Mektupta, “Başmüfettiş Atılay Ergüven’in görev saatinde bakanlıkta olmadığı” iddia edildi. Mektup, imzasız olmasına rağmen, Teftiş Kurulu iki müfettiş görevlendirdi ve söz konusu iddianın araştırılmasını istedi. Söz konusu mektup, 24 Nisan 2007’de kurul kayıtlarına geçti. Ancak mektubun üzerindeki tarih, 8 Mayıs 2007’ydi. 10 Temmuz 2007 İddialar asılsız İki müfettiş, 10 Temmuz 2007’de “Ergüven ile ilgili iddiaların asılsız olduğuna” dair raporu Teftiş Kurulu’na verdi. 9 Ekim 2007 Başka müfettişler görevlendirildi Teftiş Kurulu Başkanı Muammer Gedik, 1 Ağustos 2007’de “detaylandırılması” gerekçesiyle müfettişlere raporu iade etti. Aynı müfettişler 26 Eylül’de aynı raporu kurula yolladı. Ancak Gedik, Ergüven ile ilgili israrını sürdürdü. İki müfettişin “eksik rapor” hazırladıklarını gerekçe göstererek, 9 Ekim’de Ergüven hakkındaki iddiaları araştırmak üzere üç yeni müfettiş görevlendirdi. Soruşturmayı yürüten müfettişler, 6 Aralık’ta Teftiş Kurulu’na sundukları raporlarında, “Ergüven’in DENETDE faaliyetlerine izinsiz katıldığı” gerekçesiyle “uyarı cezası almasını” önerdiler. 2 Mart 2008 Kınama cezası Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu, son müfettiş raporuna dayanarak Ergüven’e “kınama” cezası verdi. Bu ceza siciline de işlendi. 10 Haziran 2008 Görevden alındı AKP hükümetine yönelik eleştirilerini sürdüren Atılay Ergüven, Teftiş Kurulu Başkanı Muhammed Gedik’in görüş ve teklifi, Sağlık Bakanı Akdağ’ın onayı ve müşterek kararname ile Başmüfettişlik görevinden alındı. Maaşı kesildi Başmüfettişlik görevinden alınan Ergüven, 1 Temmuz’da Polatlı Sağlık Grup Başkanlığı’nda ayniyat saymanı yapıldı. Bu sırada sağlık sorunları nedeniyle iki hafta raporlu bulunan Ergüven, görev yerine gidemedi. Birikmiş izinlerini kullanan Ergüven’in maaşı kesildi. Lojmanı boşalt Sağlık Bakanlığı’ndan 18 Temmuz’da gönderilen yazıda da Ergüven’den oturduğu lojmandan çıkması istenildi. Ergüven, maşını neden alamadığı ile ilgili olarak Personel Genel Müdürlüğü’ne başvurması üzerine, Genel Müdürlükten “İlişiğiniz kesilmiştir. Yeni görevine başlayarak, maaşın yeni görev yerinden alınması” gerektiği cevabını aldı. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre raporlu ya da izinli olduğu sürece ilişik kesilemiyor. Vatan Başmüfettiş'in ortaya çıkardığı yolsuzluk Koskoca Koç'la bile uğraşan sevgili, biricik, demokrasi yıldızı AKP'miz bir garip memurun iflahını kesmekte hiç bir sakınca görmez.
khalad Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Temiz perde hükümeti bizimkisi açık açık yapıyorlar ne yapıyorlarsa gizli saklıları yok. Konuşanı yok ederiz politikası tam gaz devam ediyor. "AK" bir politika izliyorlar. Helal olsun %48 lik insanımıza
Zlaneth Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Aaa copy paste... Hemde AKP'nin kötü özelliği yazılmış... Okumaya gerek yok... İşimize geleni okur yorumlarız, işimize gelmeyeni görmeyiz, sallamayız... . . . . . . Mehmet Y. Yılmaz Karar verin, Tuncay Güney nasıl biri? ERGENEKON İddianamesi’nde adı geçen herkesin üzerine "cuntacı, faşist, katil" diye atlayan AKP medyasının, iddianame ekinde yer alan bir klasör ile neden ilgilenmediğini merak ettiğimi yazmıştım. Bu klasör, Ergenekon isimli örgütün varlığını ilk kez telaffuz eden Tuncay Güney’in 2001’de poliste verdiği ifadeyi içeriyor. Tuncay Güney’in ifadesinde yer alan hususların önemli bölümü AKP medyasının manşetlerinde yer aldı. İfadenin bu bölümünün görmezden gelinmesinin nedeni Fethullah Gülen ile ilgili olması. İfadeden anlıyoruz ki Veli Küçük ile Fethullah Efendi’nin de arası iyiymiş. Tuncay Güney de zaten o tarihlerde Samanyolu TV’de çalışıyormuş ve Pierre Cardin giyiyormuş ki bu şirketlerin sahiplerinin Fethullah Gülen’e "muhabbetleri" biliniyor. Sorduğum bu soruya açık ve doğrudan bir yanıt almadım. Zaten beklemiyordum da! Çünkü AKP medyası için Ergenekon soruşturması, karanlık bir geçmişin ortaya çıkarılmasından çok laik cumhuriyet ile hesaplaşma amacına hizmet ettiği sürece ilginç. Fethullahçıların "ciddi görünümlü gazetesi" Zaman’da cumartesi günü bu konuyla ilgili bir yorum yayımlandı. Yorumu yazanın adını ilk kez duydum. Yazısının altında bir e-posta adresi de yok. Büyük olasılıkla tarikat büyüklerinden birinin müstear adı olmalı. Yazıyı yazan her kimse, siyasal İslamcıların tümü gibi biraz ağzını bozmaya meyyal görülüyor ki Fethullah Hoca’ya önerim bu kişinin diline biber sürmesidir! Bu yorumda Tuncay Güney’den "Kimliği karanlık bir Tuncay Güney" diye söz ediliyor. Bununla ilgili bir yazı da Star’da yayımlandı. Hadi Özışık, "Tuncay Güney’in şahadetinin çok matah olmadığını" vurguluyor. İlginç bir yaklaşım! Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısı bu şahadeti ciddiye almış, dava açmış. Doğu Perinçek ve arkadaşları bu "kimliği karanlık" ve "şahadeti matah olmayan" adamın ifadeleriyle tutuklanmışlar. Ve bu beyler bunu günlerce manşet yapmışlar. İfadenin ucu Fethullah’a dokununca mı tanık "güvenilmez" oluyor? Kaynak
explus Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 AKP nin tamamı böyle ne beklenir ki bu adamlardan Yalancının daniskası onlar
Zlaneth Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Çevrecinin daniskası yanlışın var :D
Snefru Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Mesaj tarihi: Ağustos 25, 2008 Batının çıkarları uğruna Liberal etiketi altına girmiş medyadan yanlış eğitim almış cahil arkadaşlarımızın mesaj atma prensibi (v1) : uses crt; begin clrscr; var money=god muhammed,fethullah=demigod tayyip,gul=semigod begin if text = true then go to 1 else go to 2 1 begin writeln("*.*.*.* Konuyu saptırma yöntemleri *.*.*.*"); writeln("Hep kopyala yapıştır hep kopyala yapıştır"); writeln("Demokrasi bıdı bıdı"); writeln("Konu ile alakasız mesajlar atma"); writeln("Konunun içeriğini tartışmadan konuyu saçmalayabilme potansiyeli olunan bir başka konuya çekme"); end; 2 begin writeln("Münferit olaylar.."); end; end: end.
Öne çıkan mesajlar