mono Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 hay yahu kacirmisim lanet hehe neyse bi dahakine ben ve benim sakarliklarimla yer alim macerada ;) gaunlet hakkinda biras daha bilgi verirsenis resimli felan olursa daha gusel olur hatta..merak ettim de ;) *curiosity res-kills* -mono Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kumadam Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 İyi akşamlar herkese, Şimdi yukarıda hikayenin bir başlangıcını ve birde sonunu içeren yazıları okudunuz, işte size maceranın orta kısmı... Uzun uğraşlar bir kaç skeltal dragonun altında ezildikten sonra kıyının diğer yakasına geçmiştik. Tabi geriye dönüp baktığımızda 6 maceracı olarak başladığımız yolculukta 4 kişi kaldığımızı farkettik. Devil(Baran) ve Jean-Paul malesef kayığa binememiş ve bizimle gelememişlerdi. Kıyıda ne yapacağımızı düşünürken, Dr.Dark'ın etmiş olduğu hipokrat yemini ağır basarak (ki kendisi o gece AKUT'tan bile değerli olduğunu bize defalarca kanıtladı) geriye dönüp Baran ve jean-Paul'a yardım etmeye gitti, tabi kiminle bilin bakalım o muhteşem böcük ile, dedik ya...herşey ona odaklanmıştı, tüm varlığımızı bir böcük sırtına yükleyeyip sonrasında da onun durmadan ölüşünü seyrelemek komikti. Tabi bizde bu arada sevgili arkadaşlarımızın bulunduğumuz yere gelmesini beklerken bir çevreyi araştıralım bu güzel yapının derinliklerinde ne/neler varmış bir bakalım dedik. ve o meşhur sözü acı tecrübele ile bir kez daha hatırladı, ne demiş büyüklerimiz, "kedi ya meraktan, yada...." neyse...hafif bir ilerleme ile işte bu oyunun yapımcılarının yarattığı estetik harikası şeyile karşılaştık, daha ne olduğunu anlamadan invisible olmuş arkadaşları reveal edip, ilk olarak iki vuruşta Brondwel(Corneilius)i aşağı aldı, böylece biz kırk kişiyiz sürekli birbirimizi resleriz kısmına başlamış olduk. Neyse, maceracıyız vede türküz yaa..durmamamız lazımdı ve bizde durmadık tabi ki, Bu mahlukat tipli şeyin yakınına gidip bir kaç Energy Vortex cast ettikten sonra ve Mandrake, Brondwel ve benim birbirimize aptal aptal bakan gözlerimiz önünde gayet rahat bir şekilde dispel edişini..ve bu nasıl ölecek yaa diye serzenişlerimizi gördük. Üstad Dr.Dark'tan o sırada cevap geldi, ona EV değil EQ (earthquake) atın diye. Kendisini bu konuda bir kez daha takdir ettim, hem Jean-Paul'a hemde bizlere laf yetiştirip bir yandan da tüm doom'u peşine takmış kaçıp, saklanıp, saldırarak cevap veriyordu herkese...hem bizlere hemde doom sakinlerine... Ve bizde maceracılar olarak oturup nasıl olurda EQ yer bu dedik....ve denemeye karar verdik yeniden arkadaşın yanına geri döndük... Şimdi bu kuş benzeri ama garip şey ile ilgili kısa bir anektod vereceğim...uzaktan bakınca meymenetsiz gözüken bu şey nasıl bir büyü atıyorsa direkt 50-70 alıyor ve ikinciside kesinlikle 100 metreyi 9 saniyenin altında alıyor. ve durum böyle olunca da muhteşem magery yeteneklerimize rağmen fizzle olan bir kaç deprem denemesi ve etkisini göremeyeceğimiz anda gerçekleşen depremler ile yaratık sanırım çok sinirlenmiş olacak ki, ben kendimi siyah/beyaz ekranda buldum sanırım bir yerlerde aynı makus talih Brondwel'inde başına gelmiş, Bu mekanın içinde bir yerde garip bir oda var ve sadece ölüler girebiliyor içeride şimdiye kadar bu oyunda tanıdığım en paragöz wandering healer var, sadece 5K'ya res ediyor. ve tabi durum böyle olunca hepimiz Mandrake'nin bu işi bedava yapmasına sevindik, gecenin ikinci gönüllü kurtarıcısı olarak da Brondwel ile birlikte Madrake'yi seçtik. tabi bu paragöz healer Mandrake'ye çok bozuldu fiyat kırdığı için ama sadece kapının arkasından pis pis bakmakla yetindi...yine de Brondwel bir gözdağı vermek için şöyle kısa bir süre Liche moduna geçti de paragöz healer tırstı ve çekip gitti... Tabi tüm bunlar yaşanırken, Dark ve Jean-Paul iki golden skull harcadıkları halde Jean'ın gemiye binememesi ile sonuçlanmış bir zaman harcadılar, sonunda Dark kurtarma aktivitesinin nedenini bağlantıdaki teknik bir konuya bağladı ve yanımıza geldi. Ama şansızlık ki, nedenini anlamadığımız bir şekilde o güzel dizayn edilmiş! yaratık yoktu ortalıkta....Tabi ki delikanlılığa bok sürdürmedik, ve yavrucuğun altını titrettik ve bu nedenle kaçmış olabilir dedik...ama durum tam manası ile yer yarılmış ve içine girmiş şeklinde idi. Deli danalar gibi dolanıp heryere baktık, ama malesef bir yerlerde rastlamayadık yeniden bu tüylü arkadaşa. Bu arada kıyının bu tarafına vardığımızdan beri Dark'ın durmadan orada bir hidden room var onu bulun diye gelen seslenmeleri dark'ın geldikten sonra Mandrake'nin odayı bulması ile sonuçlandı, O oda da kara cübbeli bir arkadaş vardı ve sevgili böceğimizi ona emanet ettik. (kişisel yorumum oraya bu salağı koyacaklarına bir banker koysalarmış daha makul olurmuş) Böceğimizi emanet ettikten sonra gidip tam ortada bir yerde gördüğünüz bu kırmızı amblemin üzerinde yaratığı bekledik. canı sıkılan Mandrake ise kendini oradaki tuzakların üzerine attı durdu. Ben bir ara sinirden ola Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
JeanPaul Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 Hehe super :) Bu arada herkes olmus siyah beyaz dolasirken ben "gulumseyin foto" demekteyim. Bunu hatirlayamadim lol. Ama komik bir cumle olmus benimki. Zamanlama muhtesem. Artik orda sinirden guluyordum sanirim :) Ellerine saglik Kumadam. :)[hline]Ride to live, Live to ride... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Halfmumi Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 ÜWWWWWWWWWEeeee *!Camdan Atlar...*[hline]Dream as u never die,live as you can die tomorrow Always remember;death is only a Begining Only in My Dreams Now...Curse! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
JeanPaul Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 23, 2003 Ya cok pardon. 30 MB siniri gecildigi icin resimler gozukmuyor. Olacagi buydu :(( Herkesden cok ozur dilerim. Ama tahmin etmedim bu kadar cok view edilecegini. :((([hline]Ride to live, Live to ride... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
s3ns3i Mesaj tarihi: Mart 27, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 27, 2003 Kum arayan benim. Hatlar izin vermedi bir turlu konusmaya. Oysaki ben senin sesini cok net duyabiliyordum. Neyse canlar sagolsun. Arkadaslar bu maceralarinizi okumak cidden cok hosuma gidiyor. Her ne kadar kendimiz oynayamasak da, okumak bir nebze derdimize derman oluyor. Bu arada inanmayacaksiniz dun UO dan telefon ettiler, geriye gelmem icin mesaj birakmislar telesekretere :). Hadi kalin saglicakla, Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar