Masteis Mesaj tarihi: Ağustos 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 13, 2008 Bizler, hayat tecrübelerimizle yaşlanmış, dışarda bizler gibi olmayanların taşlarıyla kırılmış penceremizden bakıyoruz dünyaya. Kendilerini mevlana sanıp kıçından çeşit çeşit efsaneler anlatan fakat bir boka sap olamayan, ermiş gibi davranıp saygı bekleyenlerin laflarına inandık. Felsefeleriyle gözlerimizi boyamalarına izin verdik ve "bütün insanlar eşittir" laflarına inandık. Biz buna inandık. Ama penceremiz inanmadı çünkü o biz yada onlar değildi. O inanmadı çünkü gördüğünü görüyordu, düşünmüyordu. O bu dünyada herkesin eşit olmadığını gördü, O bu dünyada Korkusuzun çürümüş cesedini, korkağın silahını gördü. Şerefsizin soygununu, onurlusunun küflenmiş ekmeğini gördü. Sevipte sevişebileni, duygusuzca o.spu olabileni gördü. Görebileni, göremeyeni gördü. Yürüyebileni, yerinde sayanı gördü. Durmadan tırmanabileni, tırmanırken yere düşeni gördü. O herşeyi gördü. Çünkü o düşünmüyordu. Ama bizim farkımız, pencerenin gördüklerini gördüğümüz halde görmemekte ısrar etmemiz. Biz bir kere düşünce şarabıyla sarhoş olmuşuz ki elin delisinin felsefesinden hala anlam çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü biz düşünüyoruz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar