Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

People Believe What They Want'ın Halk Nezlinde Çevirisi?


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Baya ünlü bir laftır,lafı ilk duyduğum anda abes bir laf olduğunu düşünmüştüm ama Türkçede halk arasında geçen anlamı abes*2 potansiyeline ulaşmış.
Özellikle din tartışmalarında son 1 senedir çok revaçta bu söz,müslüman gelir birşeyler anlatır,sizi tatmin etmez,"insanlar doğrulara değil inanmak istediklerine inanır" der gider,ateist gelir din yok tanrı yok vs. birsürü şey söyler,o da sizi tatmin etmez,"insanlar doğrulara değil inanmak istediklerine inanır" der gider.

Ama bu saçma bir kullanım olmuyor mu?
İnsanlar inanmak istediklerine inanırlar lafı bile fasoluyken,başına,doğrulara değil ... eklemek.

genel olarak bilmek/inanmak arasındaki yol şöyle değil mi;
Bir şey düşünürüz.
Bizden önceki görüşlere bakarız.
Onları ve kafamızdakileri düşünürüz.
Doğruyu seçeriz.
Ve sonra buna inanırız.

İnanmak eylemini birazda hayatımız kolaylaşsın diye yapmıyormuyuz,hayatımızdaki bazı alışkanlıklar gibi.Sabah ne kadar uykuluda olsam,sokağa çıktığımda,"düşünmeden",alışkanlığımın neticesiyle arabaya ilerlemem tarzı şeyler değilmidir.

E bunların hepsinde,
düşünce->başkaları ne der->ben ne derim->doğru->inanmak
Sırası varken,
Türkçe çevirisinde nasıl doğru ve inanmak yer değiştiriyor.

İngilizlerin yorumlarına baktım adam travestiliği örnek vermiş.İnsanlar genlerimizde bulunur der,ve hepsi buna inanır,ama bazıları genlerinden dolayı travesti olmamışlardır buna rağmen genimde var diye kendilerini inandırırlar gibi fantezisel yorumlar vardı.

Çooooooook uzattım,kısaca,türk halkındaki bu yoğun kullanış şeklinde mi bir yamukluk var,yoksa benim algılamam da mı,türkçede inanmak kullanımıda,sen düşünmüşün doğrunu seçmişin inanmışsın dönmezsin yolundan tarzındaki bir söyleme denk gelebilir mi?Ne düşünüyorsunuz?
Mesaj tarihi:
Geçmişe baksan da , başkalarının neye inandığını görsen de , içinden gelmez ise o şeye inanmazsın. Yani etrafında ne olursa olsun içinden gelmedikçe inanmazsın. Sonuç , son adımda kişiye kalıyor. Tabiki etkenler var.

Önüne biri birsürü kanıt sunmaya çalışabilir , yaşanmış şeyler sunabilir ama buna rağmen yok bunda bir terslik var diye hissedebilir , düşünebilirsin. Sonucunda inanmamayı seçebilirsin o şeye.
Mesaj tarihi:
felsefe yolda olmaktır.
doğru yalnış yoktur. sadece gerçek vardır
birşeyin gerçek olduğunu anlayamayız.
gerçek olmayan birşey de doğru olamaz.
doğru olmadığı için insanlar inanamazlar.
yalnış da olmaz
ona da inanmazlar
aslında insan da yok
Mesaj tarihi:
Eleştirel açıdan bakarsak her şeye inanmaktayız. Mesela ben önümdeki masanın sarı ve dikdötgenler prizmalarının bir araya gelmesinden meydana geldiğine inanmaktayım. Fakat masaya başka bir açıdan baktığımda sarının tonunun değiştiğini yer yer beyaza döndüğünü yandan baktığımda ise ortası boş bir kutu gibi göründüğünü görüyorum. Hangisinin doğru veya gerçek olduğunu söylemek pek mümkün değil. Ha diyeceksin bilim var yol var yordam var. Bilim insanları yıllar önce dünyanın düz olduğuna inanıyorlardı, daha aklıma gelmiyen bir sürü bilim ezberi vardı(özellikle gen hücre atom vb. üzerinde) ve bütün bu ezberler bozuldu. Bunların bir daha bozulmayacağını kimse iddia edemez. O yüzden böyle şeyleri sürekli düşünerek yaşamak pek olanaklı değil. İşte bu yüzden inanç var ve tamamen öznel. Yani insanlar neye isterse ona inanır. Bir nevi gözlük gibi düşün, eğer göz numaran farklı ise ona göre gözlük kullanırsın.

Edit: Yazının ana noktasını kaçırmışım. Kullanım kısmen de olsa hatalı. Doğrunun tanımını yapmak gerekir önce. Nesnelliğin öznel, önznelliğin nesnel olması durumu.
×
×
  • Yeni Oluştur...