Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bilgi Üniversitesi ve Türban


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Gene başa döndük , başını dini inancı için örten insanlar mı dini siyasete alet ediyorlar ? Arkasından temel hakları olan eğitimden mahrum bırakılıyorlar karagöz ?
Mesaj tarihi:
Dostum 89-93 arasında bizim okulda türbanlı öğrencilerde vardı, kimse onlara ses çıkarmazdı. Ne zaman türban siyasi simge oldu, o andan sonra tepki topladılar.
Senin göremediğin/görmek istemediğin bu.
Mesaj tarihi:
Horizon said:
Drakkahn , o kalın yerleri okuyorum ama sen okuduğunu nasıl anlıyorsun onu sorgulamak lazım.

İnsanların inançları doğrultusunda şahsi hareketleri veya uydukları kurallar , Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı ve uygunsuz mu oluyor ? Atatürk ilke ve inkılapları dinleri yasaklamış mı ? Olay nedir ?



Atatürk inkılaplarından haberin var mı babacan? Hiç okudun mu böyle bir şey? Atatürk neden inkılapları yaptı biliyor musun? Adam 1881'den 1938'e kadar geçen sürede bir sürü inkılap gerçekleştirdi, bize de korumamız için bıraktı bir şeyler, yıl 2008 sen hala bu soruları soruyosun ya eksik bişeyler var senin hafızada sanırım. Senin için google ı açtım, özel "Atatürk İnkılapları" yazdim, ilk çıkan sayfa Wiki idi oradan alıntıladım, altına linki de koyarım bi bakarsın neymiş bu inkılaplar diye.



Yapıldıkları Alanlara Göre İnkılaplar
Siyasal İnkılaplar
Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
Türkiye'nin Yeniden İdari Teşkilatlanması (1921, 1924, 1930)
Ankara'nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)

Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Çok Partili Rejim Denemeleri (Serbest Cumhuriyet Fırkası, 1930)

Toplumsal İnkılaplar
Kadınların Erkeklerle Eşit Haklara Sahip Olması (1926 - 1934)
Şapka ve Kıyafet Devrimi (Şapka Kanunu, 28 Kasım 1925)
Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)

Eğitim ve kültür alanındaki İnkılaplar
Millet Mekteplerinin Açılması (1920)
Öğretimin Birleştirilmesi (3 Mart 1924)
Medreselerin Kapatılması (1926)
Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun (1926)
Harf Devrimi (1 Kasım 1928)
Güzel Sanatlarda Yenilikler(1928)
Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1 Nisan 1931, 12 Nisan 1931)
Üniversite Reformu (1933)
Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)

Ekonomi Alanında İnkılaplar
İzmir İktisat Kongresi (1923)
Aşar(Öşür) Vergisinin Kaldırılması (17 Şubat 1925)
Çiftçinin Özendirilmesi(1925)
Örnek Çiftliklerin Kurulması (1925)
Tarım Kredi Kooperatifleri'nin Kurulması (1925)
Kabotaj Kanunu (1 Temmuz 1926)
Sanayi Teşvik Kanunu (28 Mayıs 1927)
I. ve II. Kalkınma Planları (1933, 1937)
Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün Kurulması (1935)
Ticaret ve Sanayi Odalarının Kurulması (1935)

Hukuksal İnkılaplar
Mecellenin Kaldırılması (1924 - 1937)
Medeni Kanun (1924 - 1937)
Türk Ceza Kanunu (1926)
Yeni Anayasanın Kabulü (1924)
Teşkilatıesasiye Kanunu (1921)
Şer'iyye Mahkemelerinin Kapatılması (1924)



Gerçi sen okuduğunu anlayamayan bi adamsın. Okusan da yorumlayamayan bi adamsın. Bunlar sana ne ifade edebilir? Toplumsal İnkılaplara bak 30 kere okur, 30 kere yorumla bakalım savunduğun şeyle ne alakası olacak çözebilecek misin?
Mesaj tarihi:
Ben görüyorum , ama sen diyorsun ki birileri siyasi simge olarak gördüğü için ya da istismar ettiği için suçu olmayan vatandaşlarımız da eğitim haklarından mahrum edilsin. Bu mudur doğrusu , çözüm bu mu ?
Mesaj tarihi:
Drakkahn , saçmalama lütfen , şapka ve kılık kıyafet kanununda bana başörtmenin yasaklandığını vs. birşey göster sonra buraya onlarca dökümü yaz. Dur ben sana yazayim bi döküm , okumayı çok seviyosun anlaşılan buyur oku güzelce.

said:
Haziran 29, 2006 - Atatürk ve Başörtüsü - Doğrular ve Yanlışlar

Bizi yıllardır olduğumuz yere çivileyen, halkın devletin ayrılmasına, AKP gibi dini istismar eden partilerin, Erbakan gibi dini kullanıp milyonlarca dolar götüren kişilerin başa gelmesine sebebiyet veren bu saçmalık bitsin artık. Aynen Kürt sorunu gibi çıkışı çok kolay ve Atatürk'te olan sorunlardan biri daha milletimizi, devletimizi engellemek için iç ve dış işbirlikçiler tarafından kullanılıyor. Başörtüsü yasağı Laikliğin gereği gibi gösteriliyor. Arkadaşlar Atatürk'ün kadın kıyafetleriyle ilgili hiçbir devrimi yok. Aksine işlerine mani olmayacak ölçüde isteyenin istediği kapanabileceğini, fazla açılmanın da kara çarşafa girmenin de dinimizde yeri olmadığını belirtmiştir. Ve yine Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ve eşi Latife Hanım'ın başları örtülüydü. Atatürk hiçbir zaman eşine açılması için baskı yapmadı. Bu saçma sapan soruna bir dur demezsek daha çok Refah'lar, AKP'ler başımıza gelecek. Şimdi sizi aşağıdaki doğru-yanlış bölümüyle başbaşa bırakıyorum.

Yanlış: Türk üniversitelerinde başörtüsünü kanun yasaklıyor.
Doğru: Aksine, Yüksek Öğretim Kanunu'nun ek 17′nci maddesine göre, "kanunların yasaklamadığı her türlü kılık kıyafet serbesttir." Türkiye'de, devrim kanunları da dahil, başörtüsünü yasaklayan bir kanun mevcut değil. Devlet Memurları Yönetmeliği'nde ve Milli Eğitim Yönetmeliği'nde (ilk ve orta öğretim için) başın açık olması mecburiyeti var.

Yanlış: Başörtüsü yasağı Anayasa Mahkemesi tarafından konulmuştur.
Doğru: Anayasa Mahkemesi, Yüksek Öğretim Kanunu'nun ek 17′nci maddesini iptal etmemiş, sadece bu serbestinin, dinî amaçla başörtüsü takmak biçiminde değerlendirilemeyeceğini belirtmişti. Oysa Anayasa'nın 153′üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Kaldı ki, Anayasa'nın iptal kararları bağlayıcıdır. Halbuki, Anaya Mahkemesi, Yüksek Öğretim Kanunu'nun ek 17′nci maddesini iptal etmemiştir; Meclis iradesine aykırı bir biçimde yorumlamıştır.

Yanlış: Başörtüsü Atatürk devrimlerine aykırı.
Doğru: Atatürk'ün kadının başını örtmesi veya açmasına ilişkin bir devrimi yok. Buna mukabil Atatürk, Konya Hilâliahmer Cemiyeti'nin düzenlediği çaylı toplantıda, tesettürün, kadınların çalışmasını engellemeyecek kadar basit olmasını tavsiye etmiş ve kadın kıyafetinde bir düzenleme düşünmediğini söylemişti: "Dinimizin tavsiye ettiği tesettür, hem hayata, hem fazilete, uygundur. Kadınlarımız, şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince tesettür etselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne de o kadar açılacaklardı. Tesettürü şer'i, kadınlar için mucibi müşkilât olmayacak, kadınların sosyal hayatta, iktisadî hayatta, erkeklerle teşriki faaliyet etmesine mâni bulunmayacak şekli basittedir…. Kadının tarzı telebbüsünde (giyim kuşamında) teceddüt (yenileşme) yapmak meselesi mevzubahis değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri belletmek mecburiyeti karşısında değiliz. Fertler, her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkine, arzusuna, terbiye ve seviyesine göre istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir."
Yanlış: Kamu alanında bir kılık kıyafet kuralı vardır. Bikini giymek gibi, başörtüsü takmak da yasak olmalıdır.

Doğru: Bikini ile başörtüsü aynı şey değil. Başörtüsü din ve vicdan özgürlüğünü temsil eder; temel bir haktır. Bikini giymek, temel bir hak değildir.
Yanlış: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de başörtüsünü yasakladı.
Doğru: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan müracaat, diploma resmiyle sınırlıdır. Nitekim, Mahkeme, başı açık diploma resminin, talebenin, öğretim özgürlüğünü sınırlamadığını, kararında açıkça belirtmiştir. Ayrıca, laik bir üniversiteyi seçen öğrencilerin bu üniversitenin kurallarına uyacaklarını peşinen kabul ettikleri hususunun da altı çizilmiştir. Türkiye'deki yasağın bütün üniversitelerde geçerli olduğu gerçeğinin mahkemeye anlatılmadığı anlaşılmaktadır.

Yanlış: İslâmiyet, dünya işlerine karışıyor, bu yüzden tehlikelidir.
Doğru: Dünya işlerine karışmayan hiçbir din yoktur. Dinler, tanımları gereği, müminlerin bu dünyadaki davranış ve ilişkilerini düzenler.

Yanlış: Başörtüsü takan kadınlar çağdaş değildir.
Doğru: Bu iddia, hatalı bir çağdaşlaşma yorumundan kaynaklanıyor. Bizim ülkemizde modernleşme, kültürel yapının, hayat tarzının ve kimliğin Batılılaşması olarak görülmüştür. Türk seçkinleri, modernleşmeyi, toplumu, yerel ve İslâmi birikimin boyunduruğundan kurtararak gerçekleştirebileceklerini düşünmüşlerdir. Oysa çağdaşlık, medeniyet, özgürlüklerin inkişafında, insan haklarının ve bilimin gelişmesinde aranmalıdır.

Yanlış: Meclis Genel Kurulu'na başörtüsü ile girmek yasaktır.
Doğru: Hiçbir kanunda ve özellikle Meclis iç tüzüğünde böyle bir yasak yok. Hanımların sadece tayyör giymeleri belirtiliyor.

Yanlış: Kadın milletvekillerine, Devlet Memurları Yönetmeliği uygulanabilir.
Doğru: Uygulanamaz, çünkü milletvekili devleti değil, milleti temsil eder. Milletvekili, devlet memuru değildir. Zaten TBMM'nin Devlet Memurları Kanunu'ndan ayrı bir iç tüzüğü bulunmaktadır.

Kanun ve başörtüsü

Türkiye'de bazı insanlar, yanlış bir bilgilendirme sonucunda, başörtüsünün, devrim kanunlarına aykırı olduğu sanılıyor. Oysa başörtüsünü yasaklayan hiçbir devrim kanunu mevcut değil.

Kıyafet ile ilgili 3 kanun mevcut: 25 Kasım 1925 tarihli Şapka İktisası Hakkında Kanun, 3 Aralık 1934 tarihli Bazı Kisvelerin Giyilmeyeceğine Dair Kanun, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu.

*Şapka İktisası Hakkında Kanun, milletvekillerinin ve memurların Türk milletinin kullandığı şapkayı giymek mecburiyetinde olduğunu belirtmektedir: "Türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup, buna ters bir itiyadın devamını hükûmet men eder"

Görüldüğü gibi 1925 tarihli Şapka Kanunu'nun başörtüsüyle hiçbir ilgisi yok.
*Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun ise, "Ruhanilerin, mabet ve ayinler haricinde ruhanî kisve taşımalarını yasaklar, her din ve mezhepten yalnız bir Ruhani'ye, mabet ve ayin haricinde ruhanî kıyafet taşıyabilmek için geçici izin verilebileceğini öngörür. Bunun yanı sıra, izcilerin, sporcuların alâmet ve kıyafetlerini düzenler. Türkiye'yi ziyaret eden veya Türkiye Devleti nezdinde memur bulunan ecnebilerin, resmi üniformalarını, nerelerde ve ne zaman taşıyabileceklerinin hükûmet tarafından tesbit edileceğini" belirtir.

*657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nunda da, başörtüsü yasağı mevcut değildir. Ek 19′uncu madde sadece, "Devlet memurları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedir" diyor. Devlet memuru için başörtüsü yasağını 1982 tarihli "Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmelik" getiriyor. Bu yönetmeliğe göre, kadınlar, "Elbiseler temiz, düzgün, ütülü, sade; ayakkabılar veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur. Pantolon, kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Sandalet ayakkabı giyilemez."
Yönetmelikte görüldüğü gibi "başın açık olması" 5′nci maddede sıralanan şartlardan sadece bir tanesidir.

Meselâ erkekler için de bazı kurallar var: "Kulak ortasından aşağıya favori bırakılamaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz, bakımlı ve taranmış olur. Sakal bırakılmaz. Bıyık tabiî olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olup, alt uçları dudak hizasından kesilir."
Yönetmelik başörtüsüne, bıyıktan daha az yer ayırıyor.

Atatürk Başörtüsü konusunda ne demişti?

Atatürk'ün kadın kıyafeti konusunda görüşlerini Hilâliahmer Kadınlar Şubesi'nin tertip ettiği bir çay ziyafetinde dile getirdiğini hepimiz biliyoruz. Ondan sonra da, kadının kılık kıyafetine değinen kapsamlı hiçbir konuşma yapmamış, hiçbir hukukî düzenleme gerçekleştirmemiştir.


İşte sözleri:

"Memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde, tarzı telebbüsümüz (giyim kuşamımız), kıyafetimiz, bizim olmaktan çıkmıştır. Ya ifrat, ya tefrit. Ya çok kapalı, çok karanlık bir şekli harici gösteren bir kıyafet, veyahut Avrupa'nın en serbest balolarında bile kıyafeti hariciye olarak arz edilemeyecek kadar açık bir telebbüs. Bunun her ikisi de, şeriatın tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz, kadını, o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür, hem hayata, hem fazilete, uygundur. Kadınlarımız, şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince tesettür etselerdi ne o kadar kapanacaklar, ne de o kadar açılacaklardı. Tesettürü şer'i, kadınlar için mucibi müşkilât olmayacak, kadınların sosyal hayatta, iktisadi hayatta, erkeklerle teşriki faaliyet etmesine mâni bulunmayacak şekli basittedir. Bu şekli basit, heyeti içtimaiyemizin ahlâk ve adabına mugayir değildir. Tarzı telebbüsümüzü, ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler, düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, adeti, kendine göre milli hususiyetleri vardır... Kadının tarzı telebbüsünde teceddüt (yenileşme) yapmak meselesi mevzubahis değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri belletmek mecburiyeti karşısında değiliz. Fertler, her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkine, arzusuna, terbiye ve seviyesine göre istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir."


kaynak
Mesaj tarihi:
nileppezdel said:
Kendime not: Bilgi'ye gitme.


lulz liseli genclik siyaset konusuyor kim demis turkiye apolitiklesiyor diye .

Sen kendine notu falan birak ta oss ye derslerine calis , kitap oku . Maalesef sadece ilkokulda lise de ogretilen bilgilerle Turkiye ` nin su an ki durumunu kimse analiz edemez . Ederse de bogazici uni ne , bilgi universitesi ne seriatci damgasi vurur komik duruma duser .
Mesaj tarihi:
İşte sözleri:

"Memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde, tarzı telebbüsümüz (giyim kuşamımız), kıyafetimiz, bizim olmaktan çıkmıştır. Ya ifrat, ya tefrit. Ya çok kapalı, çok karanlık bir şekli harici gösteren bir kıyafet, veyahut Avrupa'nın en serbest balolarında bile kıyafeti hariciye olarak arz edilemeyecek kadar açık bir telebbüs. Bunun her ikisi de, şeriatın tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz, kadını, o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür, hem hayata, hem fazilete, uygundur. Kadınlarımız, şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince tesettür etselerdi ne o kadar kapanacaklar, ne de o kadar açılacaklardı. Tesettürü şer'i, kadınlar için mucibi müşkilât olmayacak, kadınların sosyal hayatta, iktisadi hayatta, erkeklerle teşriki faaliyet etmesine mâni bulunmayacak şekli basittedir. Bu şekli basit, heyeti içtimaiyemizin ahlâk ve adabına mugayir değildir. Tarzı telebbüsümüzü, ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler, düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, adeti, kendine göre milli hususiyetleri vardır... Kadının tarzı telebbüsünde teceddüt (yenileşme) yapmak meselesi mevzubahis değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri belletmek mecburiyeti karşısında değiliz. Fertler, her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkine, arzusuna, terbiye ve seviyesine göre istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir."

Herkes istediği kıyafeti giyebilir tabi buna kimse karşı çıkmıyor. Ama şuraya kadar yazdığım her şeyde üniversitelere giremez olduğunu kanıtlıyor ve sen hala demogoji yaparak biryerlere varmaya çalışıyorsun. Saçma sapan örnekler verip kendi düşünceni aklamaya çalışıyorsun ama olmuyor be kardeşim olmuyor işte. Kasıyosun kasıyosun bi yerde tıkanıyorsun. Kamu kuruluşlarında, üniversitelerde türban baş örtüsü yasak. Anlıyor musun YASAK. Böyle bir kelime var, inkılaplarla, anayasadaki maddelerle açıklıyoruz, Atatürk'ün laflarıyla karşımıza geliyorsun, ki o lafın da içinde bold ile yazan bölümdeki gib herkes istedği gibi giyinebilir diyor. Üniversitelere gidip okuyabilir ya da kamuda çalışabilir demiyor. Bunu ayırt et artık be. Moron dicem seviye düştü diceksin gene ama bulamıyorum ki seni tnaımlayacak bir sıfat. Sana 4 milyon sayfa yazsak bunu anlatsak neden böyle olduğunu söylesek sen 1. sayfada takılı kalırsın.

Kendi ülkesini başörtüsü için Avrupa'ya şikayet eden bir cumhurbaşkanına sahip bu ülkenin senin gibi düşünenlere sahip olması çok normal. Cumhurbaşkanı olunca da davayı geri çekti ya ona da helal olsun. Madem bir şeyi savunuyorusn cumhurbaşkanı da olsan alma şikayetini geri be. Ne terbiyesiz insanlarsınız be. Hay baydım bezdim sizin bu içi boş kafanızı yıllardır dolduramadığımız için.
Mesaj tarihi:
Atatürk mü yasaklamış türbanı üniversite de? Yoksa bu yasak daha yeni bi 20-30 yıllık bir fenomen mi?

Bir ikincisi de tartışmalarınızda karşınızdakilere hakaret edecek kadar hırslı olmayın, boşu boşuna kırmayın birbirinizi pls.
Mesaj tarihi:
dillinger said:
nileppezdel said:
Kendime not: Bilgi'ye gitme.


lulz liseli genclik siyaset konusuyor kim demis turkiye apolitiklesiyor diye .

Sen kendine notu falan birak ta oss ye derslerine calis , kitap oku . Maalesef sadece ilkokulda lise de ogretilen bilgilerle Turkiye ` nin su an ki durumunu kimse analiz edemez . Ederse de bogazici uni ne , bilgi universitesi ne seriatci damgasi vurur komik duruma duser .


Veya sadece geri kafalı olarak gördügü türbanlı insanların girebildigi bir okula gitmek istemedigini belirtmiştir ve bu illede "boğaziçi veya bilgi ünisi şeriatçıdır" anlamına gelmemektedir.

Düşünmek lazım tabii.
Mesaj tarihi:
Drakkahn , yukarıda o kocaman text sana zaten cevaptır. Çevir çevir oku. Yasak yasak "mış". Evet emin ol yasak , bak gör tüm inkılaplarımız yasaklamış zaten. Türkiyede birçok kişi türban siyasi simge diyerek iki taraflı olarak türbanı simgeye dönüştürüp siyaset için kullanmıştır ve kullanıyor. Siz de bu siyasi oyun içine dahil olan yasakları ülkemizin kurucusuna kadar götürüyorsunuz.

Drakkahn , artı olarak yasada yasaklanmayan şey yasak değildir. Yasalar da bu serbest demez , şu yasak der genelde. Orta ve ilköğretimde açıkça yasada baş örtmek yasaklanmıştır. Üniversitede ise böyle bir yasak yoktur. Bana anlayamıyorsan daha konuşmaya gerek yok.
Mesaj tarihi:
neyse, fazla uzatmadan benim tek vurgulamak istedigim bu modern cagda turban takmanin cok sacma oldugu, bir reform gormemis islamiyetin yuzlerce yil onceki kurallari halen uygulamak istemesi - turban zaten islamiyette yok ki, profesorlerimizin dedigi - beni uzuyor ve kizdiriyor.

her turban giyenin gerici oldugunu soylemek istemiyorum, ama dusunuyorum da hangi kiz cocugu aile baskisi gormeden veya sokak baskisi gormeden basina fazladan bir sey takar ki, bu sicaka paltolar altinda kalir ? kendine guveni olan, cahil olmayan, bazi degerlere koru korune bagli olmayan kisiler dusunur, dogruyu bulur.

yaw o sacinizin bir telini gorsem ne olur, sen gostersen ne olur, nasil bir inanc, nasil bir mantiktir bu. bana biri soylesin lutfen, ciddi merak ediyorum.
Mesaj tarihi:
asinanyavuz said:
Atatürk mü yasaklamış türbanı üniversite de? Yoksa bu yasak daha yeni bi 20-30 yıllık bir fenomen mi?

Bir ikincisi de tartışmalarınızda karşınızdakilere hakaret edecek kadar hırslı olmayın, boşu boşuna kırmayın birbirinizi pls.


Evet abi adam kalktı 30 sene önce yasakladı yerine yattı gene. O zamandan bugünleri gördüğü için yol haritaları bırakmış, takip edin de gene Osmanlı'nın sonu gibi olmayın diye. Bunları yorumlayabilmek lazım. Ha Atatürk şunu mu dedi? Demedi hadi yapalım o zaman! Mantıksız konuşmayın abiler, düşünün öyle konuşun.
Mesaj tarihi:
universite ilim, bilim yeridir ve turbanin yeri modern bilimde, cagda yoktur, ve turbana inananlarin yeri de yuksekogretimde yoktur.

bu ilkeyi tesvik etmemiz gerekirken, tam tersine ona yol acmak icin ugrasan bir ekip var uzun bir suredir yonetici koltugunda. o yuzden kiziliyor kendilerine.
Mesaj tarihi:
Horizon said:
Drakkahn , yukarıda o kocaman text sana zaten cevaptır. Çevir çevir oku. Yasak yasak "mış". Evet emin ol yasak , bak gör tüm inkılaplarımız yasaklamış zaten. Türkiyede birçok kişi türban siyasi simge diyerek iki taraflı olarak türbanı simgeye dönüştürüp siyaset için kullanmıştır ve kullanıyor. Siz de bu siyasi oyun içine dahil olan yasakları ülkemizin kurucusuna kadar götürüyorsunuz.

Drakkahn , artı olarak yasada yasaklanmayan şey yasak değildir. Yasalar da bu serbest demez , şu yasak der genelde. Orta ve ilköğretimde açıkça yasada baş örtmek yasaklanmıştır. Üniversitede ise böyle bir yasak yoktur. Bana anlayamıyorsan daha konuşmaya gerek yok.


Bir kere türban diye bir şey yok. Türban İran'da çıkmış sonra da Türkiye'ye devşirilmiş hiçcbir şekilde dini temsil etmeyen birşey. Yok arkadan dolaştırın içine döndürün saçı iğne ile tutturun, piramiş şeklinde türbanı takın, paltonuzun içine sokun. Cehennemi daha gitmeden insanlara yaşatmak için yapılmış 40 derece sıcağı 60 derece hissettirmek için konulmuş saçma bir şekil. Baş örtüsü vardır türban yoktur. Bunda anlaşalım bir kere. Yasaklanmaya şey yasak değilse neden çıplak dolaşmıyorsun hocam harbi merak ediyorum, çırılçıplak durağa çıkıp otobüse binip dolaşsana yaşadığın yerde ne olacak merak ediyorum. Soranlara da yasak değil ki yasa da yasak yazmıyor bende böyle çıktım de bakalım ne olacak.
Mesaj tarihi:
draedan said:
universite ilim, bilim yeridir ve turbanin yeri modern bilimde, cagda yoktur, ve turbana inananlarin yeri de yuksekogretimde yoktur.

bu ilkeyi tesvik etmemiz gerekirken, tam tersine ona yol acmak icin ugrasan bir ekip var uzun bir suredir yonetici koltugunda. o yuzden kiziliyor kendilerine.


Drakkahn , saçmalamalarına cevap vermeyeceğim. Zıvanadan çıktın. Gereksizliğin tepe noktalarındasın şu an. Senin mini etek giymen yasak değil , neden giymiyorsun ? Belki çıplak dolaşmamanla aynı sebeptendir ? ( AKIL ; MANTIK biraz )

Draedan modern bilim ile türbanı nasıl eşleştirebiliyorsun ? Biri senin kişisel inancın diğeri ise bilim. İlimle uğraşanlar kılık kıyafetleri yüzünden yaptıkları işi doğru yapamıyorlar mı ? Biri pantolon giyse biri mini etek giyse ilim üzerinde araştırma yaparken farklılık mı yaratıyor ? Bu giysilerin insanın beynine organik bağlarımı var ?
Mesaj tarihi:
draedan said:
universite ilim, bilim yeridir ve turbanin yeri modern bilimde, cagda yoktur, ve turbana inananlarin yeri de yuksekogretimde yoktur.

bu ilkeyi tesvik etmemiz gerekirken, tam tersine ona yol acmak icin ugrasan bir ekip var uzun bir suredir yonetici koltugunda. o yuzden kiziliyor kendilerine.


Başörtüsü kabul mü?
Bir ikincisi niçin tüm insanlar sizinle aynı inançta olmak zorunda ki? Hastalık değil bişi değil...
Mesaj tarihi:
zaten, benim aydinlara da kizdigim , turbani yasaklamaya calismaktan once turbanin ne kadar yanlis oldugunu belirtmek adina calismalar yapmak. herkes bunu siyasi simge olarak giymiyordur, ama kendilerine ulasip bunun ne kadar yanlis oldugu, gereksiz yere cile cektikleri, anlamsiz oldugu anlatilmali.

biri bana turban giymeyi savunsun, merak ediyorum sebeplerini lutfen.
Mesaj tarihi:
Horizon said:
draedan , başını örtenler gerici nasıl oluyor ? Kılık kıyafet ile mi gerici olunur yoksa düşüncelerle mi ?

düşünceler insanların hal ve hareketlerine de yansır, seçtiği kılık kıyafet de bunlardan biridir.
suriye örneği ise saçma olmuş, türkiye'de kimse müslüman olduğu için ezilmiyor ki bize ne suriye'nin dini toleransından. hristiyanlar için söylediysen başka tabi, onlar eziliyor gerçekten.
Mesaj tarihi:
Drakkahn said:
Bilgi Üniversitesi farklı görüşlerde olucam diye yakında amuda kalkarak dolaşanlar için bölüm açacak. İ..eler derneği de var, türbanlılarda girebiliyor, ermeni soykırımı ile ilgili panelde yaptılar. Bütün yozlaşmış insan süprüntülerine açık ilim irfan yuvası.

lütfen yaşadığın çukurdan hiç çıkma
Mesaj tarihi:
Türbanı değil insanların başını örtme özgürlüğünü savunuyoruz. O o insanın kendi inancı , bunu yerine getirebilmesini savunuyoruz. Kılık kıyafet özgürlüğü var mı yok mu ?

Onun dışında senin dediğin ayrı , sen İslam da başını örtmenin yeri yok diyorsan bunu ispatlayarak insanlara anlatmaya çalışırsın ikna etmeye çalışırsın. Biri ikna olur biri olmaz. Ap ayrı bir olay o. Ama başını örtüyor diye , yok ilim yapamaz yok üniversiteye giremez vs. bunlar tam tersine daha sapkın ve cahilce düşüncelerdir.
Mesaj tarihi:
Horizon said:

Drakkahn , saçmalamalarına cevap vermeyeceğim. Zıvanadan çıktın. Gereksizliğin tepe noktalarındasın şu an. Senin mini etek giymen yasak değil , neden giymiyorsun ? Belki çıplak dolaşmamanla aynı sebeptendir ? ( AKIL ; MANTIK biraz )



Nolur cevap ver bana nolur lütfen çıldırırım yoksa Horizon, bana cevap vermezsen keserim kendimi, nolur cevap ver bana yalvarırım nolur ya :( ağlıcam şimdi valla. Horizon bana cevap vermicek arkadaşlar napıcam ben ya of hayatımın amacı bitti ya :(. Şu yukardaki yazınla anlayamama sorununu yineledin. bırakayım boş yerlerde otlasınlar diyorum senin gibiler için, bi taraftanda konuşup doğruları göstermek lazım diyorum, gösterdikçe gözünü kapatıyosun, işaret ettikçe kafanı çeviriyorsun. Kafan almıyor dicem ama alıyor bazı şeyleri, demekki sorun başka yerlerde. Çözemicem ben senin sorunlarını hakkaten. Ama bana cevap vermeyişin bitirdi beni çok üzdü. Napıcamı bilmiyorum ya şu an, yıkıldım. Sana senin konunla alakalı örnek veriyorum, aynı soruyu bana soruyorsun. Ben senin vermen cevabı vereyim dur, mini etekle dolaşmıyorum çünkü, yasada belirtilmediği halde kılık kıyafetime dikkat ediyorum. Dini düşüncesi çıplak olarak dolaşmasını emreden insanlar ne yapmalı peki Horizon? Onları çıplak görmeye dayanabilecek misin?

Bir kadının saçının telinden ereksiyon olan biri çıplak bir kadını gördüğünde ne yapar düşünmek bile istemiyorum Horizon.
×
×
  • Yeni Oluştur...