sir Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 çok doğru, çok güzel konuşmuş yine..eleştirileri de seviyesi de herşeyi yerli yerinde..ee boşuna oy vermedik, çalışıyo valla ufuk uras =) Zaten kendileri muhafazakâr olan o insanlara AKP’yi “Türkiye’yi muhafazakârlaştırıyor” diye şikâyet edemezsiniz, onları bir de siz bölemezsiniz. oh be! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 said: Diyoruz ki, AKP’nin muhafazakârlığı “alttakilere din imam, üsttekilere han hamam” politikasıdır. Bu da Türkiye’nin görüp göreceği en pragmatik, en faydacı harekettir. AKP zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul eden politikalarının mağdurlarını, milliyetçilik ve siyasi İslam şemsiyesi altında tütsülüyor. Yani dini motiflerin bile onlar açısından ne kadar araçsal olduğunu; oysa kutsal olanın asla siyasete bir araç olarak kullanılamayacağını; çünkü kutsal olanın eleştirilemez olduğunu; demokrasilerde ise eleştirinin esas alındığını; bu yüzden de demokrasinin merkezine kutsiyetin konulamayacağını; bunun ülkeyi hızla otoriter rejimlere götüreceğini anlatıyoruz. Yani işte +1 denecek kısım burası da tabi anlayana. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 tamamına +1 siyasete talip olanlar üniformalarını çıkarıp da gelsin =) sivil siyaset tam anlamıyla otursa o akp'nin de canına okunur da, şu anki mücadele çok daha büyük, çok daha vahim, çok daha karmaşık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drigeolf Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 sir said: ... evet noldu taraf'ın "sallamasyon" yaptığına dair iddialar? eğer kafadan sallamış olsalardı taraf bir sayı daha çıkaramazdı. ama çıkardılar, ve şimdi herkes bu belgeyi tartışıyor. "komuta kademesi" kısmında kimse imzalamamış olabilir, ama o belge genelkurmaylıktan çıkmış, resmi bir belgedir. planın ne kadarı gerçekleştirildi, ne kadarı uygulanmadı bilinmez, ama son aylardaki gelişmeler ışığında o kurumdan böyle bir belgenin çıkması, epey manidar. bunun yanısıra yaşar büyükanıt, "o gazetenin finansörüne baksınlar" demiş taraf için. çok merak ettim, acaba kimi kastediyo, ve hangi istihbarat birimi bu "finansörle" taraf gazetesi arasında hangi bağlantıyı ortaya çıkarmış..umarım açıklar da öğreniriz. ... Sir, Taraf eğer sallamasyon haber yapsaydı bir sayı daha çıkaramazdı demişsin ama, TSK belgenin varlığını yalanladığı için, gizli belgeyi sızdırmaktan yargılayamıyor, kaynaklarını da gizli tutabilme hakları olduğundan iftira suçlaması da yapılamıyor. Üstüne üstlük TSK, politikası gereği bir gazeteye doğrudan dava açmanın, onu muhattap almak olacağını biliyor ve bunu kesinlikle istemiyor, demek istediğim TSK kendisini bir gazete ile polemiğe girip, davalar açarak yıpratmak istemiyor. Dolayısıyla Büyükanıt fazla bile söylemiş, aslında sinirlenmese onu bile söylemezdi, söylememesi gerekir. Yani hiç zannetmiyorum Taraf gazetesinin finansörünü açıklayacaklarını. Kaldı ki bu sorulması gereken bir soru. Bir gazete prensip gereği finansörlerinin görüşlerini değil yazarlarının, çalışanlarının görüşlerini yansıtmalıdır, ama burası dünya ve en basitinden Sabah gazetesinden görebileceğimiz gibi, finansör hakikaten de gazetenin çizgisini etkiliyor. Ben Büyükanıt'ın söyleyemediğini söyleyeyim, ben TSK mensubu olmadığım için kurumsal kaygılarım yok. İddialara göre Taraf gazetesinin finansörü Fethullah Gülen cemaatiymiş. Bu çok önemli bir iddia ve TSK'nın ortaya attığı bir iddia da değil, ben mesela bir tartışma programında duydum. Bu iddianın Taraf tarafından neden açıklığa kavuşturulması gerektiğini sanırım söylememe gerek yok. Asıl yeni bombaya gelecek olursak, biliyorsunuz ki TSK bu belge iddialarını yalanladı. Bu sırada da "komuta kademesinden onaylı böyle bir belge yoktur." dedi. Bunu bazı arkadaşlar bir nevi itiraf gibi algılıyorlar, yani gayri resmi döküman var manasını çıkartıyorlar ama basit bir mantık hatasını göz ardı ediyorlar. Bu kadar gizli bir plan yapan birisi rahatlıkla yalan söyleyebilir, öyle kıvırmalarına gerek yok. Ben bu kelimelerin seçilmesini ciddi olma çabası olarak algıladım açıkcası. Bana soracak olursanız, TSK'nın, dünya üzerindeki bütün kurumlar gibi, bu tarz medyayı ve çevreyi etkileme planı olduğunu düşünüyorum. Ama bunu kağıda yazacaklarını hiç zannetmiyorum, bu tür planlar çünkü kayıt altına alınmazlar. Kaldı ki önerilen plan çok basit, öyle karmaşık bir kısmı yok, daha çok genel izlenmesi gereken politika üzerinde durulmuş, kaydedilecek birşey yok. Bana sorsanız ben de söylerdim o belgede yazan herşeyi. Ayrıca neden şaşırdığınızı da anlayamadım ya, bilinen şeylerdi bunlar. Dünyanın başka yerinde olmaz filan zannediyorsanız, fena halde yanılıyorsunuz. Ha iddianız bunun yasadışı olduğu ise, bu konuyu bilmiyorum ama hiç zannetmiyorum. Belgeyi okudum, şu yargıcı alıp şu davanın sonucunu rüşvet ile etkiliyeceğiz...vs gibi kesin örnekler kullanılmamış. Yargıçları bizim yanımıza çekeceğiz deniliyor. Bu TSK politikalarını yargıçlara tanıtacağız, onlara kendimizi anlatacağız da olabilir. AKP'ye kapatma davasını etkileyip partinin kapatılmasını sağlayacağız da. Hukuki olarak bunu bilmenin bir yolu yok(mantıken vardığımız sonuçlar, elimizde kanıt yoksa, pek hukuken geçerli değil). Ayrıca TSK'nın kapatma davası ve türban davası gibi konularda yargıçları yanına çekmeye ihtiyacı da yok. Zaten yargıçların ezici bir çoğunluğunu Sezer atadı, onların görüşleri belli. Bu belgede yazanların dolayısıyla genel bir politika olduğunu düşünüyorum ve hepimizin bildiği gibi bütün büyük kurumların bu tarz planları vardır. Bu politikaların yazılı olarak tutulmayacağını düşündüğümü tekrar belirtmek isterim, üstüne TSK'nın açıklaması ve Taraf gazetesinin kaynağını açıklamaması(içerideki kaynaklar pek açıklama sayılmaz, zaten bir gazete kaynağını da açıklamaz ama bu durumda da böylesi bir iddia böylesi taraflı bir gazetede ciddiye alınmaz) beni bu belgenin asker karalama kampanyasının ikinci ayağı olduğuna ikna etti açıkcası. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 nasi ndedigin tarafsiz olmalidir taraf kendine taraf diyip dusunmek taraf olmaktir diyro ise bastan militan oldugunu ilan etmistir ayrica taraf olmadanda dusunulebilir gayet taraf partizan bir gazetedir nereden bakarsan bak militan demiyorum bak partizan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 bu arada bugün taha kıvanç(fehmi koru) aydın doğan ve recep tayyip erdoğan hakkında çok acayip iddialar var bir bakın derim. ayrıca oktay ekşi genelkurmay açıklamasıyla planı kabul etmiştir demiş. şimdi ntv de izledim. sanırım bu da yalan olmadığını bir kez daha kanıtlıyor artık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 e iyi de taraf'ın eline bi belge geçiyo ve bunu yayınlıyolar. haber bunun üzerine. gidip bi excel dosyası açalım içini de dolduralım mı demişler? oldu. bu belgeler ordunun ülkenin siyasi hayatında oynadığı rolü ortaya koyuyo, demokratik ülkelerde bu müdahale kabul edilemez, ama bizim yalnız ve militarist ülkemizde tabi ki "norm" olarak görülüyo. o belgede "masumane" diyebileceğimiz politikalar olduğu gibi, güneydoğu halkını "rahatsız etme" ve kurumları TSK çizgisine getirme gibi çok vahim ve sınırları kestirilemeyen ifadeler de mevcut. o yüzden çok dikkatli okunması ve irdelenmesi gerek. büyükanıt'ın iddiasına karşı da ahmet altan diyo ki, buyursun, o da bizim gibi bi belge açıklasın ve göstersin cemaatçi olduğumuzu, en ufak bi şüpheli bağlantı bile bulursa kapatırız gazeteyi diyo, bu kadar da güveniyolar kendilerine. eğer büyükanıt "finansörüne baksınlar" diyosa ve bildiği bişey varsa bunun ardındaki gerçeği de hepimize açıklamakla yükümlüdür. tıpkı her gazetenin, eline geçen böyle bi belgeyi açıklamakla yükümlü olması gibi. bu arada dün akşam da one love'daydım ben, shantel çıktı çok güzel çaldı, disko diskoo partizaniii Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 300-500 300-500 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drigeolf Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 @Buyse Bu bir yorumdur ve şahsi kanaatime göre yanlış bir yorumdur. Genelkurmaydaki subaylar oldukça zeki insanlardır, böylesine bir belgeyi varsa dahi kabul etmezler. Genelkurmay'ın böylesi bir belgeyi kabul etmesi demek suç işlediğini kabul etmesi demektir ki bunu hiçbir subay(işlese dahi) kabul etmez. @sir Hayır, kendileri yazmışlar demedim. Habercinin görevi sana iletilen belgeleri kontrol edip sonra yayınlamaktır. Hatta ideal olarak 3 farklı kaynaktan kontrol edilmelidir bir haber(en az). Eğer istihbarat servisine böyle bir haber düştüyse(ki büyük bir olasılıkla başka bir iki gazeteye daha yollanmıştır o belge) bu belge 80 kere kontrol edilmeden(çok önemli bir iddia) yayınlanmaz, yayınlanmamalıdır. Benim iddiam Taraf gazetesinin bu doğrulama çalışmasını atladığı, kesin denebilecek kadar doğrulamadan böylesi bir haberi yayınlamayı tercih ettiğidir. Bunun ise askeri karalamak için yapıldığını düşünüyorum. Bu arada haklısın, demokratik ülkelerde bu tür davranışlar kabul edilemez. Ama biz gerçek dünyada yaşıyoruz ve bütün ülkeler bu boku yiyorlar, "demokrasinin beşiği" olan ABD gibi ülkelerde de oldukça güçlü ve milyarlarca dolar üzerinde söz sahibi olan kurumların bu tarz lobi faaliyetleri yapmadığını düşünmüyorsun sanırım? Bu yapılan işi doğrular mı? Mantığa aykırı gibi gözükse de evet doğrular. Çünkü her ülkenin ordusu bunu yapıyorsa, sen yapmazsan senin ordun güçsüz duruma düşer, bunu önlemek için her ordu, her büyük kurum(aynı mantıkla) bu tarz faaliyetlerde bulunmak zorundadır, hayatta kalmak için. Etik mi? Pek zannetmem. Zaruri mi? Maalesef. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 özellikle oktay ekşi gibi birisinin bunun dogrulugunu kabul etmesi ilginç geldi ama bana. bir nevi "ne yaptınız be abi mahvettiniz herşeyi" açıklaması gibi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar