Antimodes52 Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 İşte zaten kilit soru da bu Cuce'nin ve naraso'nun sorduğu. Mutluluk noktasını da geçtim, özgürlük olarak da korkunç. Evet, elektrik, gaz, telefon gibi lükslerimiz var. Ancak denklemin öteki tarafı da her zaman mevcut. Gaz bağlatınca adresiniz biliniyor, cep telefonunuz oldu mu günün her dakikası ulaşılabilir oluyorsunuz, teker teker özgürlüklerinizden taviz veriyorsunuz. Bunu sakın bir komplo teorisi açısından anlamayın. İsrail dünyayı yok edecek gibi bir yaklaşım değil. Çok daha basit bir şey. İzleniyor olmanız, zincir altında olmanız. Vergiler, kimlik, ikametgah, medya, adalet, sağlık... her biri bireyin özgürlük alanını daha da daraltıyor ve iktidarın birey üstündeki baskı gücünü arttırıyor ki bu da kapitalist sistemi daha da güçlü kılıyor. Biliyorum, fazla açıldım, fazla genişlettim ama üstüne eğilecek olursanız fark edeceksiniz ki bir yerde doğru. Ha, modern dünyayı bırakıp ormanda yaşayalım mı diyorum? Yoo, sadece fikirler bunlar, bence üstüne düşünmeye değer fikirler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 ben bişe diyeyim mi? sizin gibi romantik serseriler kabile hayatı yaşasalar bile kafayı takacak birşeyler bulurlardı :D hep özenmişimdir sizlere. daha iyi olsun, daha insancıl, daha adil olsun ama olmayacak bence. zaten asıl fark yaratan nokta "niye olmasın, olabilir, olmalı" isyanınızdır. saygı duyarım ancak :)-D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 yanı kübada zaten vardi bilgisyar internet bağlantısıda vardı, insanlar pek kullanmıyodu. ha bilgisayarlar eski baya kübada herşey eski olduğu gibi, zaruri ihtiyaclar dışında (sağlık/yemek/öğrenim) herşeyi tamir edip yenisini almamaya daha uzun kullanmaya daha az tüketmeye calışıyolar zaten, bilgisayarlardada böle. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
naraso Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 huun said: ben bişe diyeyim mi? sizin gibi romantik serseriler kabile hayatı yaşasalar bile kafayı takacak birşeyler bulurlardı :D hep özenmişimdir sizlere. daha iyi olsun, daha insancıl, daha adil olsun ama olmayacak bence. zaten asıl fark yaratan nokta "niye olmasın, olabilir, olmalı" isyanınızdır. saygı duyarım ancak :)-D bence bir şeyin hepdah iyisi vardır. ki ben kabile hayatı yaşayalım da demiyorum.sadece sorguluyorum bunlar bize ne kattı einstein'ın teorileri bize bir şey kattı mı daha mutlu bir yaşam sürmemizi mi sağladı.filozofların düşünceleri ya da. bu örnekler çoğaltılabilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 çok fazla eşitlik yaklaşımı hep harrison bergeron'ı anımsatıyor.. zaten tv'ler de aynı berbat yayınları yapıyor.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ombakkombak Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 5, 2008 Özel mülkiyetin insan doğasına aykırı olduğunu iddia eden insan marksist bilimsel tarih anlayışını özümseyememiş demektir. Zira özel mülkiyet kavramı toplumları oluşumu, tarihsel dönüşümü sırasında doğal olarak ortaya çıkmıştır. Ütopik sosyalistlerin savunduğu bir görüş olabilir ancak tersi. Bizim savunduğumuz daha farklı bir dünyanın olabileceğidir. Yeterince bilinçlenen insan bu dünyanın değer yargılarından sıyrılarak, paylaşabilmeyi öğrenecektir. Bizim savunduğumuz budur. Bu yüzden doğrudan komunizme geçmek mümkün değildir zaten. Her türlü teoride bu geçişin aşamaları vardır. Önce proleterya diktatörlüğü, sonra sosyalist toplum, sonra ileri sosyalist toplum ve nihayetinde komunizm. SSCB 1980 yılında ileri sosyalist topluma geçtiğini 20 yıl içerisinde komunizme geçeceğini ilan etmişti. 10 sene sonra tası tarağı toplayıp gitti. O ayrı mesele... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Mayıs 6, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 6, 2008 e ne demek o öle marksist anlayışı cözümlüyememiştir, o yüzden öle diyodur, pekala bende derimki, mülkiyetin insanın doğasına ait olduğunu düşünenler proudhon'dan cakmıyodur. bu tartışma şekli bizi bi yere götürmezki. baskın insan gelişimin "mülkiyet hayatın bi parcasıdır" olması, bunun toplumsal gelişimin her olasılığında özel mülkiyetin hortlayacağını göstermez. Günümüzde sıfırdan bir toplum nasıl evrilir acıkcası pek bilemiyorum, ama sıfırdan inşaa edilebilinir, mayanın tutması için kac nesil gerekebilirki? nerdeyse herkez iş hayatına atıldığında sudan cıkmış balığa dönüyorsa, sosyal güvencesi ebeveynleri tarafından sağlanmadığında inceden dumur yaşıyorsa ben imkan vermiyorumki cok uzun sürsün. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar