Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

AKP anayasa değişikliği için türban kararını mı bekliyor?


PhysX

Öne çıkan mesajlar

said:
AKP anayasa değişikliği için türban kararını mı bekliyor?


İddianamenin açıklandığı ilk günden beri AKP kurmaylarının aklında tek çıkış yolu var: Anayasa değişikliği...

Çünkü iddianamenin, açılan kapatma davasının hukuki olduğunu ve normal hukuki süreçlerle sonuçlanacağına inanamıyor AKP’liler . Olayı komplo ve kendilerine yönelik bir yargı darbesi olarak görüyorlar.

O nedenle de şunu söylüyor bazı AKP kurmayları:

“Tamam biz normal hukuki süreci izleyeceğiz. Hukuka, yargıya saygılı davranacağız. En mükemmel şekilde bir savunma dosyası hazırlayacağız -ki büyük ölçüde hazır- Başsavcı’nın bütün iddialarını teker teker çürüteceğiz. Ama sonuçta bizi yine de kapatacaklar, buna işin başında karar verilmiş zaten...”

Böyle düşündükleri için de Anayasa Mahkemesi’ne yazılı savunma verip ardından sözlü savunma ve sonra da büyük bir vakarla ve tevekkülle sonucu beklemek fikrini kabullenemiyorlar. Bunun göz göre göre “giyotine kafa uzatmak” tan farksız olacağını düşünüyorlar.

Bazı AKP kurmayları için tek çıkış, anayasa değişikliği ile iddianameyi yok hükmüne düşürmek, davayı ortadan kaldırmak. Yani “yargı darbesi” diye adlandırdıkları bu süreci, halk destekli başka bir darbe ile boşa çıkarmak.

Bunun en garanti en etkili çözüm olacağı düşünülüyor. 330’un üstünde bir oyla Meclis’te yapılacak anayasa değişikliği referanduma götürülecek. AKP kapatılsın mı kapatılmasın mı, Tayyip Erdoğan’a siyaset yasağı getirilsin mi getirilmesin mi oylamasına dönüşecek olan bu referandumda yüzde 70’in üzerinde bir seçmen desteği alabileceklerine garanti gözüyle bakıyor bu düşüncedeki AKP’liler.

AKP milletvekillerinde, Başbakan Erdoğan’ın yakın kurmaylarında bu çıkış formülü tek çözüm olarak görülüyor. Ancak ne Erdoğan’ın ne de AKP üst yönetiminin bu konuda resmi bir açıklaması en azından şimdilik yok.

Sadece Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın dış gezileri sırasında yaptığı buna benzer bazı açıklamalar var. Babacan bu konudaki en net açıklamayı önceki gün Kuveyt’e giderken uçağına aldığı gazetecilere yapmış.

Çıkış için üçlü bir yol haritasından söz ediyor Babacan ve anayasa değişikliği konusunda şunları söylüyor:

“Kapatılma koşullarını düzenleyen maddeler (Anayasa’nın parti kapatmalarıyla ilgili 68 ve 69. maddeleri) de dahil olmak üzere Anayasa’daki demokratik eksiklikleri gidereceğiz...”

Babacan’ın bu sözlerinin Başbakan Erdoğan’ın onayından geçtiğine hiç kuşku yok. Ancak nedense Erdoğan şimdilik kendisi bu formülü telaffuz etmiyor. Önceki gün milletvekilleriyle yaptığı toplantıda da konu gündeme getiriliyor ve Erdoğan sadece “Her şeyin değerlendirilmekte olduğunu” belirterek “Merak etmeyin her türlü tedbiri alıyoruz” demekle yetiniyor.

Erdoğan bu konuda bir süre daha bekleyecek. O da muhtemelen kesin kararını verip adım atmadan önce herkesin çok merak ettiği türban davasının sonucunu görmek istiyor.

Gerçekten de Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili anayasa değişiklikleri konusunda CHP’nin “iptal veya yok hükmünde sayılması” yönündeki başvurusunu nasıl karara bağlayacağı çok önemli. Bu konuda iptal veya yok hükmünde kararı çıkması durumunda Başsavcı’nın iddianamesindeki en can alıcı bölümler iddia olmaktan çıkıp Anayasa Mahkemesi’nin tesbiti haline gelecek. Ki bu da kapatma ihtimalini çok güçlendirecek.

İşte o zaman Erdoğan’ın, Babacan’ın sözünü ettiği Anayasa değişikliği için, referandumu, her türlü gerilimi ve cepheleşmeyi de göze alarak düğmeye basacağı anlaşılıyor.


http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&Newsid=174720&Categoryid=4&wid=3
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu sefer kolay gitmezler işte..
Problem orada.

Eğer AKP kapatılır ise,
AKP dini arkasına alacak,
Dini vasıtası ile Halkı,
Halk vasıtası ile Sokakları,Mahalleleri,ilçeleri,illeri,bölgeleri ve memleketi ?

Bunun sonu nereye varır ?

1 ay gibi bir sürede, kayıp rakamlar ile anlatılamayacak kadar büyük olur.
Yaşadığımız ekonomik kriz için, krizmiydi be o da sanki..
Deriz...

Yabancı Sermaye tamamı ile yalan olur..

Bir de başımıza, Amerika belası çıkar ise..

Sen o zaman gör hikayeyi işte.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Baluu, biz şeriat tehlikesi var deyince "şeriyat geliyor lolz" yazıyorlardı.
Şimdi senin bu mesajına Viktor'un yazdığı gibi "Kriz geliyor lolz" yazasım geldi.

AKP'nin en çok alacağı oy %60'tır, bunu gösteren bi mesaj atmıştım daha önce bi topikte. Öyle milleti arkasına alır, uçar gelir, yıkar geçer bi hali olamaz yani. %47 ile %60'ın da çok fazla bi farkı yok şu anki haliyle. Şimdi de istediklerini yapma rahatlığına sahipler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:
@Baluu, biz şeriat tehlikesi var deyince "şeriyat geliyor lolz" yazıyorlardı.
Şimdi senin bu mesajına Viktor'un yazdığı gibi "Kriz geliyor lolz" yazasım geldi.

AKP'nin en çok alacağı oy %60'tır, bunu gösteren bi mesaj atmıştım daha önce bi topikte. Öyle milleti arkasına alır, uçar gelir, yıkar geçer bi hali olamaz yani. %47 ile %60'ın da çok fazla bi farkı yok şu anki haliyle. Şimdi de istediklerini yapma rahatlığına sahipler.


Çok fazla bir fark yok, 10 milyon insan falan işte :p
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

10 milyon diyerek bu işlerden pek anlamadığını belli etmiş oldun, tebrik ederim.

Seçmen sayısı 40 milyon, %13 eder 5 milyon küsür kişi.
Baraj olduğu için bunun sandalyeye yansıması çok bişey olmuyor.
Taş çatlasa 50 sandalye.

Zaten 300 küsürler, yine 300 küsür kalırlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cooldragon said:
Bi şey olmaz. Bu ülke 2 darbe 1 muhtura gördü. Kim eline silah aldı? Tanklar sokağa çıkınca herkes paşa paşa oturur evinde.


Tabi herkes paşa paşa evinde aç susuz oturur diymi çok güzel birşey. Herkesin evi var evinin önünde de tarlası var ekip biçip yer ektiklerini bi güzel.

Şehirde balkonları olanlar toprak atar balkonlar bahçe olur bahçeden domates biber çıkar bi güzel yerler.

Yönetimde olmayan her muhalefet anti ABD anti AB hatta anti DOĞU olmuş genelde. Ama nezaman iktidar olmuş önüne gelen dosyalarla Türkiye gerçeğini görmüş ve çok eskilere dayanan bağlılıkları görmüş gerçeklere göre yönetmek zorunda kalmış. APO bile MHP nin ortak olduğu bir iktidar ile idamdan kurtarılıp cezaevine atılmış. MHP öyle istedi diyemi buna izin verdi veya karşı çıkmadı tabiki hayır.

Sokaklarda ne ABD ne AB diyenler pembe dünyada yaşıyorlar. Kolay değil öyle ne ABD ne AB , dünya küreselleşti bunun önüne kimse geçemez artık. Bir oyun var ve oyunun kuralları var , kurallara uygun oynarsınız başarılı olmaya çalışırsınız ya da oyundan atılırsınız yok olur gidersiniz.

Ordu küreselleşmenin sınırları dışındamı hareket ediyor sanıyorsunuz. Hiç de bile ordu bazen tam tersine devletten çok ABD ile işbirliği yapar. Ordu güçlünün yanında olmak zorundadır , güçlü olmak zorundadır. Aksi taktirde güç ekonomi ve para olmadan ordu bir hiç olur. Ordu kendi gelir kaynaklarını kesip atmaz , herzaman güçlendirmeye çalışır. Önceki darbelerin herzaman yurt dışı destekle yapıldığını artık cümle alem biliyor. Yurt dışı destek olmadıkça kolay değil ülke yönetimini ele geçirip uluslararası ilişkileri anlaşmaları devam ettirmek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bi arkadaş amblem göstermiş de benim de aklıma geldi şöyle bi paste liyim çok hoşuma gidiyor bu nişanlar çünki.

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. Selman Can, Osmanlı Devleti'nin sembolü haline gelen 'Osmanlı arması' fikrinin İngiltere Kraliçesi Victoria'dan çıktığını söyledi.

Osmanlı'da arma geleneğinin bulunmadığını belirten Can, Kraliçe Victoria'nın 19. yüzyılda arma tasarımı yaptırarak, Sultan Abdülmecid'e hediye ettiğini söylüyor. Osmanlı arşivlerinde araştırmalar yapan Dr. Can; tepesinde güneş, hükümdarın tuğrası, Osmanlı sancağı, adaleti temsil eden terazi, Kur'an-ı Kerim gibi birçok sembollerle Osmanlı'yı anlatan armanın İngilizler tarafından yapıldığını savunuyor.

Dr. Selman Can, arma fikrinin Osmanlı ile Rusya arasındaki Kırım Savaşı sırasında ortaya çıktığını anlatıyor. Dr. Can'ın verdiği bilgilere göre, bu dönemde İngiltere, Osmanlı ile yakın ilişkiler kurmaya çalışıyordu. Fransa'nın Sultan Abdülmecid'e verdiği 'Legion' nişanı İngiltere'yi harekete geçirdi.

İngiltere Kraliçesi Victoria, Fransa'nın verdiği nişana karşılık Kasım 1856'da Dizbağı Nişanı'nı Osmanlı Sultanı'na sundu. Dr. Can, nişanla birlikte gelen Osmanlı armasıyla ilgili şu bilgileri veriyor: "Böylece Sultan Abdülmecid, Dizbağı Nişanı'nın sahibi oldu.

Ancak 1346'da Kral III. Edward tarafından ortaya çıkarılan Dizbağı Nişanı'nın geleneğinde şöyle bir uygulama vardır: Nişanı alan kişi ya da hükümdarların armaları Londra'da Windsor Sarayı'nda bulunan Saint George Kilisesi'nin duvarında asılmaktadır. Ancak Osmanlı Padişahı'nın arması bulunmamaktadır. Bunun üzerine Kraliçe Victoria, Prens Charles Young ismindeki arma uzmanını Osmanlı için arma tasarlamak üzere görevlendirir. İstanbul'a gelerek araştırmalarda bulunan Young'a, Etyen Pizani isminde bir tercüman yardımcı olur."

İngiliz tasarımcı, padişahlık alameti olan saltanat kavuğunu, sorgucu, ay-yıldızlı sancağı ve tuğrayı ön plana çıkararak bir arma hazırlar. Bir yılda hazırlanan arma, Osmanlı Devleti'nin Londra Sefiri Kostaki'ye teslim edilir. Kostaki tarafından İstanbul'a gönderilen arma çizimlerini Sultan Abdülmecid de beğenir. Bu şekilde oluşan Osmanlı Devleti arması İngiltere'nin Saint George Kilisesi'ndeki yerini alır. Kraliçe Victoria'nın Charles Young'a tasarlattığı arma, Sultan 2. Abdülhamit döneminde terazi ve silahlar eklenerek son şekline kavuşur.

Tarih bilgisinin söylentilerle oluşturulamayacağını kaydeden Dr. Selman Can, şu uyarıda bulunuyor: "Tarihle iç içe yaşayan bir toplumuz. Ancak tarihî konular üzerinde bilgi birikimimiz son derece zayıf. Sorgulamayı ve araştırmayı öğrenen nesiller ancak tarihi doğru okuyabilir."




Prens Charles Young ismindeki bir İngiliz tarafından tasarlanan Osmanlı armasında; güneş, 2. Abdülhamit'in tuğrası, sorguçlu serpuş, kalkan, sancak, mızrak, top, kılıç, borazan, yay, çapa, hilafet sancağı, Kur'an-ı Kerim, terazi, kılıç, süngülü tüfek, şefkat nişanı, Mecidi nişanı, nişan-ı iftihar, nişan-i Osmani gibi 30 ayrı sembol bulunuyor.

SEMBOLLERİN ANLAMLARI:

1- Tuğranın etrafındaki güneş motifi, padişahın güneşe benzetilmesinden ileri gelir

2- II. Abdülhamit'in tuğrası

3- Sorguçlu serpuş: Osman gaziyi ve tahtı temsil eder

4- Yeşil Hilafet sancağı

5- Süngülü tüfek: Nizam-ı Ceditle birlikte Osmanlı ordusunun asıl silahı olmuştur

6- Çift taraflı teber

7- Toplu tabanca

8- Terazi: şeşper ve asaya asılıdır, adaleti temsil eder.

9- (Üstte) Kuran-ı Kerim. (Altta) Kanunnameler.

10- Nışan-ı al-i imtiyaz: Devlet adına faydalı işlerde bulunmuş ilim adamları, idareci ve askerlere veriliyordu.

11- Nışan-ı Osmani: Sultan Abdülaziz Han tarafından 1862'de ihdas edilmiş olup, devlet hizmetinde üstün başarı sağlayanlara verilirdi

12- Asa ve şeşper

13- Çapa, Osmanlı denizciliğini temsil eder.

14- Bereket boynuzu

15- Nışan-ı iftihar

16- Yay

17- Mecidi nişanı

18- Borazan, modern mızıka takımının kullandığı çalgı aletidir

19- Şefkat nışanı, 1878'de II. Abdülhamit Han tarafından ihdas edilmiş olup; savaş zamanında, büyük afetlerde devlete, millete hizmet eden kadınlara verilirdi

20- Top gülleleri (Bazı armalarda bulunmuyor.)

21- Kılıç

22- Top, topçu ocaklarını temsil eder

23- El siperlikli tören kılıcı: bu kılıç klasik Türk kılıcı olmayıp, o devirdeki subaylar tarafından kullanılırdı.

24- Mızrak.

25- Çift taraflı teber, orduda üst düzey görevliler tarafından üstünlük sembolü olarak kullanılmıştır.

26- Tek taraflı teber (balta)

27- Bayrak

28- Osmanlı sancağı

29- Mızrak: Son dönem mızraklı süvari alaylarını remzeder

30- Kalkan, Ortasında stilize edilmiş bir güneş motifi var. 12 yıldız: Rivayete göre bu 12 yıldız 12 burcu temsil eder. Güneş bu burçlar üzerinde hareket eder.
-------------------------------------
Alıntıdır.

Bu da madenden yapılmış hali çok güzel görünüyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...