Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

The Cursedland (birinci bölüm)


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Bir 6 bölüm oldu hala devam ediyorum.Sadece 1. bölümü koyuyorum her türlü yoruma açığım çünkü bunun tamamı çizgi roman olacak ya da ona benzer bir şey yapacağız iki tane daha arkadaşla. Yaza kadar yazmayı sürdürüp yazın da çizim konusunda çalışmayı planlıyoruz.

THE CURSEDLAND


Bir savaşın ortasındayız , huzur ; kaosa dönüşüyor.
Kardeşleri çağırıyoruz! Onurlu değil , güçlü insanları çağırıyoruz!
İyilik için çağırıyoruz... Kuralsız bir biçimde..
Bu kaos , sona ermeden düzelmeli...

Çok mu şey istiyoruz?


Bölüm 1. The Passenger Master

Jeval Kalesi Savaşı , Karanlık Aylar.


"Kırmızı bir gece.Kan kırmızısı.. Ruhlar dans ediyor gökyüzünde, avın başlamasına az kaldı.Hissediyorum , yalnız da değilim. Silahım bunu hissediyor , soğuk metal , birilerini katletmeyi istiyor.Kurşunlar , bir kaç İblis öldürmek istiyor. Kırmızı bir gece , kilise bile hissediyor bunu. "
Uçurumun tepesinde bir kadın , kırmızı-siyah uzun saçları rüzgarda sallanırken elinde sigarası ve sırtında kılıcıyla aşağıyı gözetliyordu. Uçurumun ardında çok uzaklarda yıkılmış bir kale'nin önünde büyük bir kalabalık duruyordu. Zamanın geçmediği bu bölge , uzun zamandır lanetliydi.
"Greedly! " diye çağırdı hayvanını kadın. Hayvan pençesine benzeyen garip bir eldiven sol elinde duruyordu , havanın içinde garip bir akım oluştu. Kırmızı , kocaman suratı ve gözleri olan bir yaratık hızlıca belirmeye başladı. Ayrıntıları hızla ortaya çıkıyordu , yaratığın ayakları yoktu , havada asılı duruyordu. Siyah gözbebekleri insanımsı beyaz bir tabakayla kaplanmış , kıpkırmızı pis derisinin arasından açıkça belli oluyordu. Çok ince bir kıl tabakası diken misali derisini kaplıyordu. Derisi aşağı indikçe buruş buruş olmaya başlıyordu.En buruşmuş yerde ise kocaman bir kılıç yara izi duruyordu. Kocaman dev dudaklarıyla sırıttı. "Efendi Erana, hizmetinizdeyimm.." diyerek ellerini önüne koyup saygı ifadesi ile eğildi. "Silahım nerde Greedly? Sadece bu kılıçla hiçbirşey yapamam." diye homurdandı Erana. Greedly etrafına bakınmaya başladı , gökyüzüne , yere , savaşa , başka uçurumlara... "Greedly!" diye homurdandı Erana, " Silahım nerde?" " Hmm.. Hmmm, ben .. onu.." diye mırıldanmaya başladı ancak Erana sinirlenmişti. " Silahımı , Yedin?!" "Biraz.." "GREEDLY!" Erana iç çeki , parmağını gezdirerek havadan garip siyah ve sümük gibi görünen bir şey alıp ağzına atan Greedly'e baktı."Ah... En iyi silahımı yedin. Şimdi , bana bir silah bul." Greedly havada " emriniz isteğimdir " sözüyle geldiği gibi yok oldu.
Erana etrafı incelemeyi bırakmaya karar verdi , nasıl olsa zaten tüm bölgeyi artık tanıyordu , yine de garip bir huzur vardı burada , lanetli bir huzur. En azından o hissediyordu bu huzuru. Pençesiz , sağ kolunu ileriye doğru kaldırdı , işaret parmağı ileri diğer parmaklar avuca doğru hafifçe kapanmıştı. Avucunun ortasında küçük bir alev dans etmeye başladı , ardından işaret parmağının ucunda alev büyüdü , büyüdükçe koluna , kolundan omzuna , boynuna , göğüslerinden diğer koluna ve en sonunda tüm bedenine yayıldı . Bir yandan sırtında alevden kanatlar tıpkı alevin bedeninde dolaşması gibi spiral bir alev çizgisiyle ortaya çıkıyordu.Gözlerinin rengi, alev kırmızısında parlıyordu. Değişimini hızlı bir acısız bir biçimde tamamlamaktan gurur duyaraktan ayağını yere vurup uçurumdan aşağı atladı. Düştü , düştü , kanatlarını hareket ettirdiği anda havada süzülmeye başladı. Yönünü değiştirdi ve yok olmuş ormanlara doğru uçmaya başladı.
Eskiden muhtemelen canlı ağaçlarla dolu olan orman yıkılmış , simsiyah ve kül halinde ölü topraklar ve ağaç kalıntılarıyla doluydu. Erana etrafındaki cansız şeylerden çok canlılarla ilgilenmeye çalışıyordu. Bunun için ilk yapması gereken onları bulmaktı. Ormanı boydan boya geçti ve en sonunda yerde yatan bir insanın yanına indi. Uzun zamandır yandığından dolayı vücudundaki dövmeler ortaya çıkmıştı. Bu dövmeler alevin dağılma şekline göre yapılmıştı. Alevini söndürdü , kanatları yok oldu.Dövmeler hala duruyordu. Yerdeki adama baktı , adamın sırtı dönüktü. Her yolcu gibi bir passenger gelene kadar baygın kalacaktı. Kısa saçları ve kafasının arkasında örülü bir saç kuyruğu vardı. Erana irkildi , bedene titreyerek baktı. "Olamaz..." diye düşündü eğilirken ," Bu olamaz.Bir karışıklık olmalı." Bedeni ters çevirdi. Geriye zıpladı ve sinirle "GREEDLY" diye çığırdı. Sesi suya dağılmış kan hızında yankılandı etrafta. Greedly , elinde taramalı tüfeğe benzer garip bir silahla belirdi. "Ancak bunu buldum efendim , ve size haberlerim var." "Greedly , ben bu adamı tanıyorum , hem de çok iyi tanıyorum" diye mırıldandı Erana. "Nelerin karıştığını öğren , kutsal kitabın belirttiği gibi bu dünyada yolcular tanıdıkları kişiler tarafından geçirilemezler! Bu işte bir karışıklık var .Bu adamı bulamamış olmam gerekiyordu." Greedly adama baktı , suratındaki gülümseme silinmişti. Silahı yere koydu ," İsterseniz bunu araştırabilirim Efendi Erana." diye mırıldandı adama bakarak , adam kımıldamaya başlamıştı. Bir Passenger'ın enerjisi onu kendine getirmeye başlamıştı. Erana yerden silahı aldı "Git , ve araştır , kendi yeteneklerini kullan ve benim seni gönderdiğimi anlat onlara." Erana yerdeki adama eğilirken Greedly havada yok oluyordu.
"Nerdeyim ben? " diye mırıldandı önce adam , sonra etrafına baktı.Yerinden sıçrayarak geri çekildi. Sonra Erana'ya baktı."Senin?Burada ne işin var? Neredeyiz?" diye mırıldandı şaşkın bir sesle. "Shala..Sakin ol. " diye mırıldandı silahını omzuna dayayarak Erana.Shala silahı görünce irkildi , sonra dövmelere takıldı gözü , ve ağaçlara . Ardından ağzını açtı ancak hiçbirşey söyleyemedi. Erana etraftaki sesleri dinleyerek irkildi" Gitmeliyiz " diyerek aynı biçimde alev almaya başladı. Shala korkudan donmuştu.Hiçbirşey söyleyemiyordu. Erana tek eliyle onun havada süzülmesini sağladı ve altında onu çekerek havalandı. Shala arkasına bakamamıştı ancak bir kaç saniye içinde bulundukları yerde iki tane lanetli Jeval savaşçısı duruyordu. Erana yalnızca devam etti , bir kaç dakika sonra Greedly'nin ona eşlik ettiğini fark etti.
"Neler olmuş Greedly?" diye mırıldandı sinirle , aşağıdaki Shala'nın geçirdiği şoku düşünmemeye çalışıyordu. "Efendi Erana , Size Lord Arten'in öldüğünü bildiriyorum . Ve onun bir hain olduğunun da. Kilise ve Krallık tamamen karışmış durumda. "Neler oldu" diye mırıldandı Erana, önüne bakmaya devam edip , Greedly ise Efendisinin omzuna tutunmuş onun hızından yararlanıyordu.Erana ormanın bitiminde yere indi ve diğer baygın kişiye bakmaya çalıştı.Shala'yı yeniden kontrol etti , Shala bayılmıştı.
"Kiliseye gittiğimde " diye başladı Greedly, " kapıda krallık askerlerini gördüm. Dört tane Passenger Master oradaydı. Sizin adınızı verdim ve içeri girdim. Havada yeni ölmüş birinin enerjisi vardı. Emrin üzerine , şey , emriniz üzerine Lord Arten'in tüm enerjisinin her kırıntısını , yedim. Tahmin edemeyeceğiniz kadar hainliklerle doluydu , aşağılık lord . En başından beri kiliseyi kontrol etmesinin yanında ormanları yok etmek üzere Ölü Jeval'lerle anlaşıyormuş.Açıkçası o.." Yerdeki adam yavaş yavaş uyanıyordu.Greedly o yüzden susmuştu. Erana adamın uyanmasından rahatsız oldu , onu da tanıyordu. Elana yerdeki adama baktı , sonra baygın Shala'ya.Diğer Passenger'ları merak etti. Dövmelerine ve alevine baktı, alevini söndürdü. "Bugünlük bu kadar yolcu var Greedly. " diye cevap verdi onca bilgiye." Bana biraz kuru odun bul" diye mırıldandı.Greedly'nin kızgın bakışları üzerine "tamam ben bulurum" diye geçiştirdi hızlıca. "Onların başında dur , bir şey olursa beni çağır. " diyerek uzaklaştı.


* * *

Urungu gözlerini açmaya başladı. Havanın soğukluğunu yanaklarında hissetti bir anda. Dışarıda olduğunu farketmesi bir kaç saniye aldı, biraz ileride baygın bir adam duruyordu. Biraz daha kendine geldiğinde etrafına baktı. Ölü bir ormanın dibinde duruyordu. Hava neredeyse kararmış olmasına rağmen garip bir kırmızılık taşıyordu. Nefes almakta zorlandı.Garip , lanetli bir hava vardı burada. Bir anlığına düşünemedi ve anlamaya çalıştı. Neredeydi? Rüyada olmadığından emin olmaya çalışıyordu. Halbuki en son..En son.. Evinde miydi? Dojoda mıydı? Hiçbir şey hatırlamıyordu. Baygın adama doğru emekledi biraz. "Pardon?" diye dürttü adamı. Ölü çalıların arasından bir ses duydu. Hızla irkildi, baktı , ancak hiçbir şey göremedi. Adam hafiften uyanmaya başlamıştı. Urungu ayağa kalktı ve etrafına baktı. Gördüğü tek şey bir anda kas dolu bir kol oldu ve kendini yerde buldu.
Kas yığını , çok kısa saçlı uzun bir adam ona garip garip bakıyordu. Tek gözü kahverengi diğer gözü kıpkırmızıydı. Yanındaki adamın uyanmaya başladığını gördü .Adam uyanırken garip garip ikisine baktı ve "Elona?" diye mırıldandı garip bir sesle. Kaslı adam garip garip baktı ikisine." Benim yolcularım değilsiniz. Elona'nın ismini sayıkladığına göre onun yolcususun , ancak onun ismini nasıl biliyorsun? " diye konuştu sert ve soğuk bir sesle. O anda havada Greedly belirdi ve Jack dahil üç kişiye de bir anda korkuttu.
"Passenger Jack" diye başladı lafına , Adam düzeltti " Master Passenger Jack." Greedly gülümsedi "Tebrik ederim.Master Passenger Jack , Elona geceyi geçirebilmek için biraz odun toplamaya gitti. Yolcular üşüyor. " Urungu lafa girdi " Nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz? Elona'yı nereden tanıyorsunuz? Siz kimsiniz? ve Sen nesin?" diye mırıldandı şaşırmış bir suratla. Urungunun özelliği kendini daha ilk dakikadan belli oluyordu , yalnızca kabulleniyordu. Greedly ve Jack birbirlerine baktılar. Jack Greedly'e kısaca" anlat " dedi , Greedly ise Jack'e "Madem bir master'sın neden bir eşlikçin yok?" diye sordu. Jack sinirli sinirli Greedly'e baktı , Greedly sırıttı. Elona arkadan geldi ve "Neler oluyor?" diye sordu odunları yere bırakırken .Elini uzatıp anında alev almasını sağladı. Urungu , Greedly , Jack ve Shala birden bire durdular ve "Elona, açıklama" diye bir uğultu yarattılar. Elona pençesiz elini Greedly'ye doğru uzatıp işaret parmağının bir hareketiyle anında susturdu. Shala'ya döndü , "Anlatacağım." dedi , Urungu'ya döndü "Sakin olun." diye mırıldandı ve en son Jack'e bakıp" Merhaba Jack " dedi. Hepsini bir anda söylediğinden dolayı bir an nefesi kesildi. Jack'e döndü "Olanları duydun mu? "diye sordu hızlıca. Jack'in surat ifadesinden hayır cevabını alıp Urungu ile Shala'ya döndü "Zarar gördün mü?" diye sordu. İkisinin de şaşkın ifadelerinden hayır cevabını alıp alevin yanında bir yere oturdu.
Greedly yanında deli gibi zıplıyordu , ağzını gösteriyor ve konuşmak için izin istiyordu. Greedly bunun yapılmasından nefret ediyordu ancak efendisini sevdiğinden genelde en fazla zıplayıp duruyordu. Elona kısaca " önemli bir şey değilse bir süreliğine açmayacağım ortalığı karıştırabilirsin Greedly."dedi sert bir biçimde ancak Greedly zıplayıp ağzını göstermeye devam etti. Elona eliyle hızlıca yaptığı hareketin tersini yaptı. Greedly hemen "Yaşayan bir ağaç var " dedi." Hatta bir çok ağaç." Elona hızlıca eliyle tekrar Greedly'nin ağzını kapadı.
"Önemli olan , şimdi durumu hepinize anlatmak. Urungu ve Shala'ya anlatmakla başlayacağım , çünkü Jack senin hala zamanın var. Grup yavaş yavaş alevin etrafına toplandı , hava soğuyordu.Sırtında kılıcı ve belinde silahı asılı olan Elona , üstünde deri kıyafeti dışında bir şey olmayan Jack , havada asılı duran Greedly , Shala ve Urungu alevin başında garip bir grup oluşturmuşlardı.Elona anlatmaya başladı.





Birinci bölüm bu kadar. Şimdi en başta ya da en sonda bir sayfada zaman sıralamasını göstericem o yüzden buraya yazmamın bir sakıncası yok diye düşünüyorum.

Kronolojik Tarih sıralaması

Cursedland Boyutu

Yeşil günler

Tanrıların gelişi
Kehanetler zamanı
Kapıların çıkış ayları

Jeval kalesinin yükselişi

Lord Uigeya zamanı
Leydi Lilian zamanı
Kral Jex zamanı

Jeval kalesinin İşgali

Meleklerin yükseliş Gecesi
Meleklerin düşüş Zamanı
İblis ayları

Jeval kalesi savaşı

Kanlı Aylar
Kilisenin çıkışı
Karanlık aylar


Bu sırada the cursedland ismini nasıl türkçeye çevirebilirim bilemedim. Lanetliboyut falan çok aptalca geldi bana. Ona da bir öneri bekleyebilirim.
  • 1 ay sonra ...
  • 2 hafta sonra ...
Mesaj tarihi:
iyi taraflarından ziyade kendimce kötü taraflarını yazayım ki yardımı dokunsun. ama söylemeden geçemeyeceğim, betimlemeler çok güzel, hatta sanırım çizimler manga olacak, onu bile belli edebilmişsin betimlemeyle. veya yanlış tahmin :)

yabancı kelimeler sinirimi bozdu (özel isimler hariç)
bu passenger olayını tam olarak anlayamadım, belki de ilk bölüme, okuyucunun anlamasını sağlayan bir dialog yerleştirebilirsin.
bir de giriş bölümünden çok normal bir bölüm okuyormuş gibi hissettim.

bu arada güzel bir şey deniyorsunuz, tebrik ederim.
×
×
  • Yeni Oluştur...