Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Yeni Milli Forma


fab

Öne çıkan mesajlar

Nike cafcaflı forma yapmıyor,ter,aerodinamik vs olaylarının rahat bir şekilde ideal olmasını sağlayan,sade göz yormayan formalar yapıyor ve sentetik kumaş kullanıyor...Adamların çizgisi bu,kappa nasıl dar,adidas da üç şeritli papaz alman formalar yapıyorsa,nike'da sadelikten yana ki ben gerçekten beğeniyorum,yazın euro 2008'e gitme ihtimalim var,eğer gidersem üzerimde bu forma olur,gerçekten çok şık,kumaşı ise çok kaliteli...Rodi'de çok janjanlı kıyafetler yapıyor ama atıyorum Polo Garage'ın sade,ama kaliteli kıyafetleriyle kıyaslanınca sönük kalıyor,müzikte,film de,sporda,modada herşeyde sadelik en güzeli bence ve çark da böyle işliyor artık =].
Turkuaz bizim rengimiz değil diyorsanız,evet bayrağımızın rengi değil ama yurt dışında Türk mavisi diye tekstilde kendine yer bulan bir renk,ama bayrakta yok diye kabullenmeyenler oluyor tabi..o da bir yaklaşım sonuçta haklılar ^^
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çoğu milli takımın klasikleşmiş bir forması var,bizde illaki klasik bi forma istiyosak göğüsde ay-yıldız olan eski formayı neden tekrar denemiyoruzki? alternatif bi renk bulmak burdaki amaç ama hollanda italya gibi ülkeler alternatif renklerini 40 sene önceden bulmuş ve klasikleştirmiş.dünyada türk'ü anımsatan rengin turkuaz olması daha da ilginç
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türkuaz formaları destekliyorum. Marka yaratma çabası dahilinde iseniz markayla özdeşleşecek metalar kullanmanız gerekir. Kırmızı-beyaz ay-yıldızlı forma bizim için ne kadar kutsal ve değerli olsa da artık klişeleşmiştir ve marka değerini yitirmektedir. Bunun için işin bir de ekonomik boyutunu düşünürsek ilgi çekecek farklı tarzlara yönelinmesi doğrudur. Türkuaz da bu bakımdan doğru seçimdir.
Ha bu forma özelinde konuşursak, bence bu forma daha ilk aşama. Çok evrim geçirir Haziran'a kadar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Soultan said:
" bir zamanlar yeşil sahalarda bize ay-yıldızlılar denirdi. tıpkı italyanlara gökmavililer, brezilya'lılara sambacılar ve almanlara panzerler dendiği gibi. çünkü formalarımızın üzerinde uzun bir bant ve içinde ay-yıldız vardı. şekli tamamen bize özgüydü ve dünyada benzeri yoktu. bu forma futbolumuzun başarısız sonuçlar aldığı yılların sorumlusu seçilerek adeta canlı canlı tarihe gömüldü. bugün giydiğimiz standart formayı kırmızı-beyaz renk kullanan herhangi bir ülke de giyebilir. biz göğsünde ayyıldız bantı olan klasik formamızın milli takımımızın alamet i farikası olduğuna inanıyoruz. 250.000 kişilik katılımla milli takımımızın, 2008 avrupa şampiyonasından başlıyarak, tüm karşılaşmalarda yeni klasik ay-yıldızlı forma ile mücadele etmesini istiyoruz. formamızı geri istiyoruz. "

http://www.formamigeriver.com/tr/

Formamı Geri VER




(tu) Budur ya ..

Ya da o boş beyaz formanın üzerine bu şeridi koysunlar dermişim. Çok iğrenç olur bea :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Nike her ne kadar yenilikçi tasarım hede hödö diye ağzınla kuş tutsa da, her takımın klasikleşmiş bir forması vardır. Evet zaman içerisinde ufak oynamalar yapılabilir ki, bu Adidas zamanındada yapılmıştı. Turkuaz yok Türk mavisiymiş vs geçiniz bence. Kırmızı-Beyaz konsepti dururken neyimize anormal renkler. Arap futbol takımlarında var boyle anormal renkler.

Fenerin çubuklu formasını sıkıyosa bi şirket değiştirsin bak ne oluyo.:D Borumu abi bu milli forma.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

2001'in sonu ya da 2002'nin başıydı. Türk Milli Takımı modern zamanlarda ilk kez Dünya Kupası'na katılma hakkı kazanmıştı.
Radikal Futbol'u çıkarıyorduk o zaman. Bir futbol fikir kulübüydü o dergi hatırlarsınız. Dünya futbol podyumuna çıkıyorduk nihayet ama üstümüz başımız dökülüyordu. Formalarımızdan muzdariptik. Bunu dert ediyorduk kendimize. Çünkü o zamanki sponsor korkunç, kişiliksiz formalar yapıyordu bize (Bugünkü de çok farklı davranmadı bugüne kadar ya neyse!) Misal aynı grupta mücadele edeceğimiz Çin'le aynı formaları giyecektik 6 ay sonra. Bu durum bize dokunuyordu. Türk Milli Takımı sahaya çıktığında farklı olmalı, hemen farkedilmeliydi.
Oturup bir yazı yazdım. 'Mesela Turkuaz giysek' başlığıyla. Arjantin gibi Hırvatistan, Brezilya gibi hemen farkedilen alameti farikamız olan bir formamız olmalı ana fikriyle.Yiğiter, Kaan Kural o dönem kimler varsa destekleriyle. Zaten 3-4 kişiydik hepi topu.
Eski göğüs bantlı formaya hemen dönülmeliydi. Bir de yine özel bir forma daha lazımdı bize. İtalya, Almanya, Hollanda'nın (gerçi onların ki kraliyet renkleri ya) yaptığı gibi bayrak renklerinin kullanmak yerine adını bizden alan bir rengi, Turkuaz'ı kullanarak...
Bu fikir ulaşabildiği kitleden destek buldu. Yıllar sonra göreve gelen Terim'in kafasına yattı. Federasyonun iş planına girdi ve 6 yıl sonra da bugün artık bir gerçek olarak önümüzde.
Bakın! Hepimizin gururu olan Bayrağımızın renkleri tüm dünya bayrakları arasında en fazla kullanılan 2 renkten oluşuyor. Kırmızı, 222 bayrağın 177'sinde var. Beyaz 174 bayrakta. İkisinin kombinasyonu da en çok kullanılan doğal olarak. Zaten bayrağımızın farklılığı da dizaynının özelliğinden kaynaklı. Renkleri bizim için büyük anlam ifade etse de bayrak dışı kullanımda sıradanlaşıyor. Çünkü dediğim gibi en çok kullanılan 2 renk...
Yani salt renkleri kullanarak sahada sadece sıradan olabilirsiniz. Üreticilerin bugünkü koleksiyon mantığı da dizaynı tek renklerle fark yaratan formalar yapmak. Dolayısıyla olmuyor.
Şimdi bir de göğüs bantlı formayı yaptırabilirlerse nihayet sahaya çıktığı anda tanınan bir Milli Takımımız olacak. Formayı sadece örtünmek için kullanmaktan çıkacağız. Simgeleştirebileceğiz.
Yeni Turkuaz formalar beklediğimden iyi, ama umduğumun gerisinde bir estetikte. Zamanla çok daha iyisi yapılır zaten.
Ama gelen tepkiler anlaşılır gibi değil. Üzülmüyorum, sadece anlamakta güçlük çekiyorum.
Misal sevgili üstad Ercan Güven'in bu çabayı 'oryantalist' buluşunu. Daha önce yazdığımı tekrar etmekle yetineceğim. Eğer oryantalist yaklaşımları bu ülkeden ayıklamaya kalkarsak, sonunun nereye varacağını bilemeyiz. Bizim sandığımız, bizden kaynaklı sandığımız, bizim icadımız sandığımız neler çıkar hayatımızdan. Ne adların başkalarını yakıştırması olduğunu görürüz bilesiniz. Saysam 301'lik olurum. Tıpkı bu formanın rengi gibi. Bu ismin Fransızlar tarafından verilmesi onun bizi temsil edemeyeceğini, bize uymayacağını göstermez. Yani misal Laik kelimesini Divân-ı Lügati't-Türk'te bulamazsınız.
Anlamıyorum. Ülken adına fark yaratmak için kafa patlatmak vatan hainliği, ülkenin bütünlüğüne saldırı olarak bile görülüyorsa, neden düşünen beyinleri başkalarına kaptırıyoruz diye düşünmeye gerek yok.
"Övün, çalış ve güven"
Güvenimiz sıfır. Hergüne aman parçalanmayalım diye başlıyoruz. Böyle savunmada yaşanır mı? Kafa patlatmadan, çalışmadan, üretmeden ve bu güvensizlikle olmaz bu iş.
Sadece övünmekle olmuyor. Adım atamaz, düşünemez hale geliyoruz. İşte asıl sorun bu!
Sorun bu haleti ruhiye asıl.
Bu ülkeyi gerçekten yıkmak isteyen birileri varsa, en büyük başarıları bu ülkenin bu kadar kolay yıkılabileceğine bizi inandırmış olmaları aslında.


Mehmet Demirkol, Milliyet
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:
2001'in sonu ya da 2002'nin başıydı. Türk Milli Takımı modern zamanlarda ilk kez Dünya Kupası'na katılma hakkı kazanmıştı.
Radikal Futbol'u çıkarıyorduk o zaman. Bir futbol fikir kulübüydü o dergi hatırlarsınız. Dünya futbol podyumuna çıkıyorduk nihayet ama üstümüz başımız dökülüyordu. Formalarımızdan muzdariptik. Bunu dert ediyorduk kendimize. Çünkü o zamanki sponsor korkunç, kişiliksiz formalar yapıyordu bize (Bugünkü de çok farklı davranmadı bugüne kadar ya neyse!) Misal aynı grupta mücadele edeceğimiz Çin'le aynı formaları giyecektik 6 ay sonra. Bu durum bize dokunuyordu. Türk Milli Takımı sahaya çıktığında farklı olmalı, hemen farkedilmeliydi.
Oturup bir yazı yazdım. 'Mesela Turkuaz giysek' başlığıyla. Arjantin gibi Hırvatistan, Brezilya gibi hemen farkedilen alameti farikamız olan bir formamız olmalı ana fikriyle.Yiğiter, Kaan Kural o dönem kimler varsa destekleriyle. Zaten 3-4 kişiydik hepi topu.
Eski göğüs bantlı formaya hemen dönülmeliydi. Bir de yine özel bir forma daha lazımdı bize. İtalya, Almanya, Hollanda'nın (gerçi onların ki kraliyet renkleri ya) yaptığı gibi bayrak renklerinin kullanmak yerine adını bizden alan bir rengi, Turkuaz'ı kullanarak...
Bu fikir ulaşabildiği kitleden destek buldu. Yıllar sonra göreve gelen Terim'in kafasına yattı. Federasyonun iş planına girdi ve 6 yıl sonra da bugün artık bir gerçek olarak önümüzde.
Bakın! Hepimizin gururu olan Bayrağımızın renkleri tüm dünya bayrakları arasında en fazla kullanılan 2 renkten oluşuyor. Kırmızı, 222 bayrağın 177'sinde var. Beyaz 174 bayrakta. İkisinin kombinasyonu da en çok kullanılan doğal olarak. Zaten bayrağımızın farklılığı da dizaynının özelliğinden kaynaklı. Renkleri bizim için büyük anlam ifade etse de bayrak dışı kullanımda sıradanlaşıyor. Çünkü dediğim gibi en çok kullanılan 2 renk...
Yani salt renkleri kullanarak sahada sadece sıradan olabilirsiniz. Üreticilerin bugünkü koleksiyon mantığı da dizaynı tek renklerle fark yaratan formalar yapmak. Dolayısıyla olmuyor.
Şimdi bir de göğüs bantlı formayı yaptırabilirlerse nihayet sahaya çıktığı anda tanınan bir Milli Takımımız olacak. Formayı sadece örtünmek için kullanmaktan çıkacağız. Simgeleştirebileceğiz.
Yeni Turkuaz formalar beklediğimden iyi, ama umduğumun gerisinde bir estetikte. Zamanla çok daha iyisi yapılır zaten.
Ama gelen tepkiler anlaşılır gibi değil. Üzülmüyorum, sadece anlamakta güçlük çekiyorum.
Misal sevgili üstad Ercan Güven'in bu çabayı 'oryantalist' buluşunu. Daha önce yazdığımı tekrar etmekle yetineceğim. Eğer oryantalist yaklaşımları bu ülkeden ayıklamaya kalkarsak, sonunun nereye varacağını bilemeyiz. Bizim sandığımız, bizden kaynaklı sandığımız, bizim icadımız sandığımız neler çıkar hayatımızdan. Ne adların başkalarını yakıştırması olduğunu görürüz bilesiniz. Saysam 301'lik olurum. Tıpkı bu formanın rengi gibi. Bu ismin Fransızlar tarafından verilmesi onun bizi temsil edemeyeceğini, bize uymayacağını göstermez. Yani misal Laik kelimesini Divân-ı Lügati't-Türk'te bulamazsınız.
Anlamıyorum. Ülken adına fark yaratmak için kafa patlatmak vatan hainliği, ülkenin bütünlüğüne saldırı olarak bile görülüyorsa, neden düşünen beyinleri başkalarına kaptırıyoruz diye düşünmeye gerek yok.
"Övün, çalış ve güven"
Güvenimiz sıfır. Hergüne aman parçalanmayalım diye başlıyoruz. Böyle savunmada yaşanır mı? Kafa patlatmadan, çalışmadan, üretmeden ve bu güvensizlikle olmaz bu iş.
Sadece övünmekle olmuyor. Adım atamaz, düşünemez hale geliyoruz. İşte asıl sorun bu!
Sorun bu haleti ruhiye asıl.
Bu ülkeyi gerçekten yıkmak isteyen birileri varsa, en büyük başarıları bu ülkenin bu kadar kolay yıkılabileceğine bizi inandırmış olmaları aslında.


Mehmet Demirkol, Milliyet



Ololol Mehmet Demirlol. Herif kendine pay çıkarmış yine. Trtde de böyle, her maçın ardından "ben geçen hafta bunu yazmıştım", "ben bu futbolcu ilk geldiğinde bunu demiştim" diyip duruo.

Tamam, madem "özel" bişey olmalı, madem *marka* tarzı bişey olmalı; kralı var zaten, ay-yıldız şeritli forma bizim.

Hiç diğilse pijama gibi diğil de şöyle biraz dizaynı olsaydı bari, barcelonanın da bu sene giydiği turkuaz bi forması var mesela ama en azından bişeye benzio :P



Bu kadar gündem yaparlar, 2000 sponsor görürüz euro 2008e kadar milli takıma destek veren, bi de 0 çekip dönmeseler bari :o
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Demin çıplak gözle gördüm formayı. Bildiğin işporta gibi duruyor. Hele Türk bayrağı, eskiden anneler atletlere, tişörtlere pazardan aldığı armaları dikerdi, aynen öyle. Yakada ki turkuaz formanın geneline bakınca farkedilmiyor bile. Beğenenler bir de yakından görüp değerlendirin bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...