Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

acil bilgi


Killer

Öne çıkan mesajlar

Klasizm

17. Yüzyılda Fransa'da, hümanizm ve rönesans hareketlerinin etkisiyle rasyonalizm felsefesine dayalı olarak gelişen ve her alanda kurallara bağlı bir edebiyat akımıdır.

Özellikleri
1. Klasizm akımına göre, insanı insan yapan en önemli güç, akıl ve sağduyudur, ancak akıl ve sağduyuya dayalı eserler, gerçeği ve güzeli yansıtır.
2. Klasizmde insan geneldir. Bu nedenle eserlerde değişmez tipler yaratılır. Eserler geniş halk kitlesine seslenemez.
3. Seçkin, akıl gücüyle donanmış, sağduyu sahibi, başarılı, iradeli insanların ruhsal yapıları ve davranış özellikleri konu edilir.
4. Konular genellikle eski Yunan ve Latin kaynaklarından alınır. Ayrıntılı çevre tasvirlerine, insanların dış görünüşlerine ve doğa güzelliklerine klasik eserlerde yer verilmez.
5. Klasizmde soylu sınıfa yönelen bir dindarlık etkisi görülür.
6. Klasizmde konunun ilgi çekici olması önemli değildir. Önemli olan konunun etkili şekilde ortaya konmasıdır. Bu nedenle eserlerde dil ve anlatım kusursuz, sağlam, yalın, süslemeden uzaktır.
7. Klasizmde asıl önemli olan eserdeki kişiler olduğu için, yazar kendi kişiliğini ve görüşerini belirtmez.
8. Klasik eserin biçimce olgun ve kusursuz olması şarttır. Bu nedenle eski Yunan tiyatrosunun üç birlik kuralına titizlikle uyulur.(Yer-olay-zaman birliği)
9. Klasizm tabiata uygun eserler vermeyi amaçladığu için ulusal dilin oluşmasındaki hizmeti büyüktür.
10. Klasik edebiyat bütünüyle bir şehir edebiyatıdır. Şehir dışındaki insanlardan ve mekanlardan söz etmez.
Bizdeki Divan edebiyatı gibi, bu nedenle Yüksek Zümre Edebiyatı diye de nitelendirilebilir.
Klasizmin önemli temsilcileri: Montaigne, Descartes, La Fontaine, Moliere, Corneille, Racine.

Türk Edebiyatında Klasizm
Türk edebiyatında klasizm, bilinçli bir çizgide izlenmemiştir. Tanzimat edebiyatının kurucusu olan Şinasi, akla verdiği değer nedeniyle klasik akıma yakındır.
Moliere'den yaptığı komedi çevirileri ve uyarlamaları ile tanınan Ahmet Vefik Paşa, klasizme yakın bir sanatçıdır.




Romantizm

18. yüzyılın sonlarında klasizme tepki olarak doğmuş bir edebi akımdır.
Romantizme göre klasizm, sanatçıyı şekilciliğe ve kurallara mahkum etmiş, dolasıyısla sanat gücünü de azaltmıştır.
Önce İngiltere'de doğan, sonra Almanya'da belirtilerini gösteren, 1830'dan sonra da Fransa'da etkili olan romantizm, sanat açısından olduğu gibi, sosyal, siyasi ve ruhi açıdan da bir devrimdir. Bir çığır olarak en son Fransa'da geliştiği için Fransız damgasını taşımaktadır.
Fransız devriminin fikri hazırlayıcılarından J.J.Rausseay'nun ortaya attığı en önemli ilkeler şunlardır: "İnsan, iyi, özgür, mutlu yaratıldığı halde, toplumca kötü, köle, yoksul hale getirilir. Onun için doğaya dönmeli, eğitimi, ahlaksal yapıyı, dini, siyaseti yeniden düzenlemelidir. İnsnalarıntoplum içinde yaşamaları, özgürlükle yaptıkları sözleşmeye dayanır. Özgürlük ve eşitlik temel haklarıdır. Onun için, ulusun egemenliği şarttır."
Bu fikirler, yeni anlayıştaki insanın, yeni edebiyatın hazırlayıcısı olmuştur.
Klasik devirde edebiyat, efendiler ve seçkinler olarak sayılıyordu. Sanat asillere has bir imtiyaz olarak görülüyordu.
Büyük devrim, soyluların otoritesini hiçe indirdi.
Böylece toplum değerleri değişirken, edebiyatın kuralları da değişti.
Özellikleri
1. Klasik edebiyatın biçim ve özle ilgili tüm kuralları yıkılmıştır.
2. Aklın yerini, ölçü tanımayan bireysel duygu ve heyecanlar almıştır.
3. Toplumsal yaşamla ilgili her şey, dram türü içinde işlenebilir.
4. Sanatçılar, eserlerinde kişiliklerini gizlememişler, olaylar karşısında duygu ve düşüncelerini sürekli öne geçirmişlerdir.
5. Klasizmdeki insan doğasının yerini, tabiat alır. Tabiat, sanatçının esin kaynağıdır. Romantikler, tabiatı "Tanrı'nın ülkesi" diye benimsemişlerdir.
6. Romantikler, ulusal ve yöresel yaşamı anlatmaya önem vermişler, klasizmdeki tiplerin yerini karakterler almıştır.
7. Eserlerde ulusal duygu ve değerlere önem verilmiştir.
8. Geçmişte özlem duyulduğu için ulusal tarihe dönülmüş, olay ve kahramanlar tarihten seçilmiştir.
9. Din duygusu önem kazanmıştır. Eski Yunan ve Latin mitolojisi, yerini Hristiyanlığım mucizelerine, ulusal destanlara, efsanelere bırakmıştır.
10. Aşk teması, romantiklerde önemli yer tutar. Doğa betimlemeleri bu açıdan da önem kazanmıştır.
11. romantizm'e karamsarlık egemendir. Kahramanlarda umutsuzluk, keder, hüzün, yalnızlık, çaresizlik, içe dönüklük egemendir.
12. Dil ve anlatımda klasizmde görülen disiplin ve özen, romantizmde görülmez.
13. Zıtlık ve çelişkilerden önemli ölçüde yararlanılır.
14. Lirik ve epik şiir önem kazanır. Dram tiyatrosu ve deneme türleri, gelişip zenginleşir.

Türk Edebiyatında Romantizm
Batı'da önemini 1850'li yıllarda yitiren romantizm, Türk edebiyatında 1870'li yıllarda görülmeye başlanmış; kimi yapıtlarda klasizm ve romantizm içiçe girmiştir. Tanzimat sonrası Türk Edebiyatında, Fransız romantizminin, özellikle Victor Hugo'nun ve Lamartine'in etkisi büyüktür. Namık Kemal'in yapıtlarının tümünde romantizm egemendir. Abdülhak Hamit, bu akıma bağlı şiirler ve oyunlar yazmıştır. Recaizade Mahmut Ekrem'in şiirlerinde romantizmin etkisi açıkça görülür. Tevfik Fikret'in Rübab-ı Şikeste adlı kitabında topladığı ilk dönem şiirlerinin çoğu romantik niteliktedir.


Typo'lar için kusura bakmayın, hızlı yazdığım için fazla dikkat edemedim. Umarım yardımcı olabilirim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...