Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

turk halki ozellestirmelere niye karsidir?


Jadelith

Öne çıkan mesajlar

abi mesele kapitalizmin daha verimli, sosyalizmin daha verimsiz olması meselesi değil mesele şu:


Eğer komple Gelişmiş bir ülke isen (ör:Fransa), ynai her vatandaşına optimum eğitim, sağlık, barınma, sosyal ihtiyaçlar verebiliyosan , o ülkede kapitalizm sosyalizm tartışılabilir

Fakat bir 3.Dünya ülkesinde Kapitalizmin bulunması demek sürekli sömürünün varlığı demek. eğer küresel kapitalizm ise uluslararası şirketlerin senin ürettiğin artı değer le beslenir, eğer değilse bu sefer yerli burjuvazi ve etrafı bununla beslenir. Devamlı artı değer çalınacağı için senin topluma ekleyeceğin bişey kalmaz


örnek çok basit türkiyede Liberal politikaların uygulamaya başlandığı 1980 sonrasına ve 1980 öncesini kıyaslayın, Türkiye ileriye felan gitmesi aksine inanılmaz geri gitti. Bazı arkadaşlarda yok özelleşme düzgün yapılsa böyle olmaz, yada liberal politikalar yanlış uygulandığı için böyle oluyo felan demiş, Buna da kesinlikle katılamıyorum, çünkü bence bu politikaların doğrusu yada yanlışı yok, zaten ne olacağı sana öyle yada böyle okyanus ötesinden diktye ediliyo, hangi iktidar gelirse gelsin bu psikolojik savaşın içinde bağımsız bir karar vermesi mümkün değil.


Ayrıca zaten küreselleşmenin bu aşaması artık gözle görülür derecede Dengesizlik yaratıyo bi tarafta 200 tane aile dier tarafta 2 milyar insan aynı gelire sahip ya böyle bir saçmalığı hangi felsefe açıklayabilir?? efendim o adamlar zeki çalışıyo onlar kazanıyo diyemezsin, çünkü onlar ÇALIŞMIYO karın tokluğuna çalıştırdıkları Çinli uzakdoulu işçileri sömürerek sermayeye sermaye katıyolar yani bunu görmek için dahi olmaya gerekte yok.



Diğer taraftan ileri gitmek diye kalkınmak diye daha kaliteli eğitimli bir toplum yaratmak diye bir dert varsa yine kapitalizm problemli.
kısaca 3.dünyaya dayatılan Kapitalizmin tek amacı var daha çok sömürü.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yahu

uzgunum ama boyle sacmalik yok. arti degerden sadece yatirimcilar mi kazaniyor saniyorsun?

yani yabanci bir bankanin turkiyede actigi subeden kazandigi parayla cocugunu universitede okudan bir insan, sence hicbirsey kazanmis olmuyor mu? sen turkiyedeki acilan yabanci sirketlerle, turkiyedeki demokrasiyle, turkiyedeki hukukla cini mi karsilastiriyorsun?

cinde tabiikide karin tokluguna calisanlar var, cunku hukuk duzgun islemiyor, ayrica turkiyeden COK daha geri/fakir bir ulke. totaliter oldugundan dolayi superguc gibi gozukuyolar, ama insan refahina bakarsan, yok.

sence turkiyeye yapilan yatirim, orda calisan insanlara yardimi dokunmuyor mu? karin tokluguna mi calisiyo sence turkiye mckinsey ofisinde calisanlar?

orda calisanlar da senin dedigin gibi zengin aile cocugu degil, bogazicinden odtuden 1. - 2.likle cikan hasbehas anadolu cocugu. taniyorum da soyluyorum.

bu adamlar para kazaniyor. cocuklarini iyi universitelerde okutuyorlar. turkiyede egitim seviyesi gelistikcede (insan kapitali; bir ulkeye yatirim icin cok onemli bir faktor), daha fazla yatirimci geliyor vs.

tabiikide butun gun oturup baba parasi yiyenler var, fakat onlar hep var hep olacak, istersen komunizm getir orda da calismadan rahat rahat yasayanlar olur.

bide 1980den beri degisen tek sey liberal politikalar mi turkiyede, veya dunyada? oyle bir tez atmissin ki ortaya yillarca arastirip 100 sayfalik bir mini kitap yazabilirsin konu hakkinda ama yine kanitlayamazsin. uzgunum ama atmissin biraz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yani çok ilginç şu yukardaki yazıyı okuyan
Türkiye gayet gelişmiş bi ülke felan sancak

abi bu ülkede kaç milyon işsiz kaç milyon yoksulluk sınırında yaşayan ve kaç milyon açlık sınırında yaşayan var bi bana söyler misin?

BM raporlarına göre 172 ülkeden 92 inci sırada Türkiye gelişmişlik düzeyi açısından, ki Darfur Somali bi ton fakir afrika asya ülkesi zaten son sıraları paylaşıyor

o artı değer den faydalanan 1000 kadar burslu öğrenci olsun hiç bi anlam ifade etmez, bu ülkede 1,5 milyona yakın kişi üniversite sınavına giriyor 300bini bir yere yerleşebiliyor mu?
o 300 binin girdiği okulların kaçı gerçekten üniversite diyebileceğin kalitede?

bi kere kapitalizmin felsefesi Bilim yuvası olan Üniversiteyi de Ticarileştirdi, Üniversiteye insanlar iş bulmak için giriyor oysa Üniversiteye Bilim öğrenmek ve üretmek için girersin, iş bulmak için meslek okuluna gitmen gerekir, fakat herşey Borsa-Sıcak Para-Komprador Hükümet üçgeninde olduğu için daha Türkiye belli bir kaliteye ulaşamadan ürettiği artı değeri tekrar kendine katarak (Kamu sayesinde) tekrar kaliteyi arttırmak varken, tüm bunları bi grup işbirlikçi medya-tüsiad-hükümet ve yabancı Küresel Sermayeye kaptırıyor


Ya bu ülkede 23 tane Dolar Milyarderi var , 5 milyon işsiz var

sen hangi ülkede yaşıyorsun ne gelişmesinden bahsediyorun ? git gecekondu mahallelerine keçiörene bağcılara yozgata altındağa eğitim sağlık barınma Hiçbiri yok ve her geçen gün kalabalıklaşıyo ve her geçen gün daha berbat oluyor.

[ Mesaj 17 Temmuz 2007, Salı - 13:13 tarihinde, patateskabak tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@patates kabak,

kapitalizm sömürü için değil, hayatın en doğal özelliklerinden biri olan "tür içi rekabet" için vardır.
ilerlemenin, gelişmenin temelinde bu rekabet vardır.
insan gibi bencil bir türün komünizm gibi bir sistem altında yaşayabilmesi imkansızdır.
hele hele günümüzde artık herşeyin heryerden görüldüğünü düşünürsek, komünist geçinen çin vs. gibi ülkelerin evlatları da bir süre sonra "eeeh yiter lan ben de amerikadaki yaşamdan istiyom" diyebilirler.
ha dersin ki sen de marx gibi, bu bi aşamadır, insanlar kapitalizmden sonra önce sosyalizme en sonunda komünizme geçecekler, orasını bilemem. belki insanların o seviyeye gelmesi olasıdır ama günümüzden çoook uzakta belkide.
politikalar dinamiktir, çağa göre değişmek konumundadır.
misal biz hala osmanlının ilk yıllarındaki gibi toprak güçtür felsefesi ile sağa sola dalmıyoruz.
neden?
çünkü değişim var.
sanayi devrimi ile birlikte gelen kapitalizm de günümüzdeki geçerli sistemdir ve buna sadece fikirsel anlamda eleştiriler getirmek makul olandır.
yoksa "yahu neden komünizmi getirmiyoruz ya da neden sosyalizm yok" diyip, kapitalizmden vazgeçmek, kötüdür, kakadır.

edük: son postunu yeni gördüm, onu da bu postun ilk cümlelerine bağlıyorum, kapitalizmin olayı budur zaten. sosyal tabakalaşma sonucunda alt sınıflar kendini geliştirmek için uğraşırlar, üst sınıflar da üstünlüğünü korumaya çalışır.
bu da gelişimi ilerlemeyi getirir. komünizmin armut piş ağzıma düş yapılı bünyesinden çok daha özgürlükçü ve ilerici bir sistemdir kapitalizm günümüzde.

[ Mesaj 17 Temmuz 2007, Salı - 13:22 tarihinde, ginaly tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben marksçı değilim öncelikle

ekonomik modelin sosyalizm olması yani Merkezi planlama olması gerektiğini söylüyorum, eğer ki bir ülke geri kalmış ve kalkınmak istiyor ise.


Tür içi rekabet safsatadan ibarettir neden olduğunu söyleyeyim:

sen herekese eşit bir olanak dağıtırsın babasından aynı miraas kalır örneğin, yada kendini geliştirecek devlet in verdği eğitim sosyal olanaklar eşit olur ondan sonra dersinki haydi kapışın kim kazanırsa onundur ona hiçbişey demem, orda o insanlar genleriyle zekalarıyla kapışırlar kimisi kazanır kimisi kayebede kimisi ortada kalır hem verim yükselir falan felan...




AMMA

sen bir 3.dünya ülkesinde, bir grup ne iş yaptığı belli olmayan tuhaf insanın (Bkz:hülya avşar), Bir grup direk küresel (siyonist) sistemle, yani dünyanın her bölgeisni karış karış arayıp kendi kafasına göre planlamış heran bu planlar için savaş çıkartacak işgal edecek herşeyi yapabilecek güç ile, doğrudan bağlantılı bir takım egemen çevrelerin(bkz:hükümet,tüsiad) Milyar dolarlarla oynadığı , bir gecede Bitçenin bilmem ne kadarı kadar paranın uçtuğu , on onbeş ailenein bizzat küresel imparatorlukla ve onun efendisi ile(bkz:ABD, israil)

- doğrudan ilişki içinde ülkenin kamunun kaynaklarını talan ettiği yağma ettiği (bkz:özelleştirme) bir ülkede

- çocuklarına çöpten yiyecek toplamayı vefa gören bir ülkede

- sırf Ortaklık anlaşması yapmak için sırf para için Atalarının milyon tane Ermeniyi asıp kestiğini kabul eden bir ülkede (bkz: Oyak Bank- Axa oyak antlaşmaları)

- 50-100 tane kendine sanatçı diyen asalak ve gerksiz yaşam formunu her gün her saat anahaber de bile adeta nispet yaparcasına iğrenç yozlaşmış ve aptal yaşamlarını, aç sefil milyonların adeta gözüne sokarcasına izlettirilen bir ülkede

- Eğitimi olmayan bir ülkede, daha bebek yaşta dözülen saçma sapan şeyler öğretilen ,cinselliği,fikirleri,kişiliği baskılanmış yetiştirlen milyonların olduğu bir ülkede

- Hırsızlığın yolsuzluğn artık meşru hale geldiği bir ülkede

- sağcıyım solcuyum şucuyum bucuyum diyerek halkı aldatıp hepsi ama hepsi iktidara gelince aynı politikaları uygulayan aynı rezillikleri reva gören bir siyasetin olduğu bir ülkede

- O çok sevdiğimiz Neo-Liberalizmin kalesi Küresel Kapitlaizmin kalesi ABD ye sırf daha iyi yaranalım, bizi de natoya alsınlar, bizede sermaye getirsinle diye kendi çocuklarını gidip Kore de şehit olmasına izin veren bir ülkede



Herşey normal Türkiye gelişiyor , Kapitalizm rekabet kalkınacağız, demek,

ne biliyim
komik.

[ Mesaj 17 Temmuz 2007, Salı - 13:37 tarihinde, patateskabak tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya, kusura bakma da sensin komik :)

yemek yemenin iğrenç bişi olduğunu düşünsen de yemek yemesen ölürsün. en son unity100 vejetaryanlığı da aşıp fotosentezin bi yolunu bulmaya çalışıyodu, ne haldedir acaba şindi.

alternatiflere bakalım.

- doğrudan ilişki içinde ülkenin kamunun kaynaklarını talan ettiği yağma ettiği (bkz:özelleştirme) bir ülkede

şöyle bir hata var ki, kaynaklar kamunun ise, kamunun olması gerekir. kim yapabilirse yapar. devlet kamu değildir. devletin herşeyi tekelinde bulundurması, iş bilmeyenlerin iş yapması ile sonlanır.

- çocuklarına çöpten yiyecek toplamayı vefa gören bir ülkede

bunun en çok gerçekleştiği ülkeler sosyalist ülkelerdir. bunun aksine özel sektörler, iş alanı oluşturur, atılımcı oldukları küçük ve özerk oldukları için, sektör oluşturmakta devletten çok daha hızlı ve bilinçlidirler. yeterli iş alanı oluştuğunda çalışanlar çöpten yiyecek toplamaz, çalışmayan en alt kesim de eğer halk uygun görüyorsa, devlet tarafından gelir fazlası ile desteklenir.

- sırf Ortaklık anlaşması yapmak için sırf para için Atalarının milyon tane Ermeniyi asıp kestiğini kabul eden bir ülkede (bkz: Oyak Bank- Axa oyak antlaşmaları)

alternatifi nedir? devletin buna müdahale edip, hayır ne münasebet sen böyle bir anlaşma yapamazsın demesi mi? bilakis, devletin kendini bundan soyutlaması, siyasi duruşuna fazladan manevra gücü kazandırır. ki, paran yoksa (sosyalizmde olacağı gibi) senin siyasi duruşunun diğer ülkeler nezdinde bir değeri yoktur. paran varsa, kota koyma, ticaret yapmama gücün varsa o zaman dediğinin bir kıymeti olur.

- 50-100 tane kendine sanatçı diyen asalak ve gerksiz yaşam formunu her gün her saat anahaber de bile adeta nispet yaparcasına iğrenç yozlaşmış ve aptal yaşamlarını, aç sefil milyonların adeta gözüne sokarcasına izlettirilen bir ülkede

alternatifi nedir?! devletin bu sanatçı iyi bu sanatçı kötü diye belirlemesi mi? kim yapacak bu işi? kim insanların ne dinleyip izlemesi gerektiğini belirliyecek? olacak olanı ben sana söyleyeyim, eski totaliter iranda olduğu gibi, insanlar metallicayı filan kaçak alıp dinleyecek, yakalandıkları zaman da ebesininkini görecek. bu mudur yani ? hangi dönemde yaşıyoruz? kendisinin en üstün fikre sahip olduğunu düşünen bir topluluk bile bugün bunun başarıyla üstesinden gelemez. gelebilmesi için, bir adada yaşaması, ve internet bağlantılarını, medyayı, tamamen kontrol altında tutması, halkını izolasyon içinde yaşatması gerekir. bu.. sanırım pek özgür ve işler bir şey değil.

- Eğitimi olmayan bir ülkede, daha bebek yaşta dözülen saçma sapan şeyler öğretilen ,cinselliği,fikirleri,kişiliği baskılanmış yetiştirlen milyonların olduğu bir ülkede

- geçmişe bakmamız yeterli. özel okulların varlığı gayet yeni bir durum. evet zamanında iyi oldu, ama artık bitti. herkes neyin nasıl yapılacağını devletten iyi biliyor. biz gelişmekte olan bir ülke değiliz. devlet okullarının hali ortada. otonom ve özerk yapılanmaya geçilmedikçe şişersin.

ayrıca, eğitimde tekel, en büyük özgürlük ihlalidir. total standardizasyona, ve beyin yıkamasına hazırlanmış bu zemin, elbette ki özgürlüğe güçlü bir darbe vurur. mecburi din derslerinin bile bu denli tepki topladığı (haklı olarak) bir ülkede sen bunu nasıl yapabilirsin? hangi vicdanla yapabilirsin?

- Hırsızlığın yolsuzluğn artık meşru hale geldiği bir ülkede

bunun ceza kanunu ile alakası var. adalet sistemi, küçülmüş ve uzmanlaşmış devlet yapısında daha iyi işler. küçüğü ve mağduru öncelik altına alan ülke yapısında vergi kaçıran zengin hapse girerken, baklava çalan çocuk hapse girmez.

- sağcıyım solcuyum şucuyum bucuyum diyerek halkı aldatıp hepsi ama hepsi iktidara gelince aynı politikaları uygulayan aynı rezillikleri reva gören bir siyasetin olduğu bir ülkede

bu hepten alakasız.

- O çok sevdiğimiz Neo-Liberalizmin kalesi Küresel Kapitlaizmin kalesi ABD ye sırf daha iyi yaranalım, bizi de natoya alsınlar, bizede sermaye getirsinle diye kendi çocuklarını gidip Kore de şehit olmasına izin veren bir ülkede

bu da hepten alakasız. devletin kimden taraf olduğu daima birilerini memnuniyetsiz bir hale getirir. halkın iradesini düşünerek ama geleceğe yönelik politik hedeflerle hareket eden bir sistem en doğru sistemdir. fuck america shit america hey hey hepimiz komunistiz diyen kuzey kore zannımca iyi bir örnek değil.

korenin bir kuzeyine bir de güneyine baksak, hangisinin daha rahat, daha özgür daha mantıklı olduğunu rahatça görebiliriz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aha bende kore ornegini verecektim.

kore tabiri caizse sacmasapan biyerdi. savastan sonra guney yardim aldi kapitalizmi benimsedi, simdiki hallerine bakin. kuzey icine kapandi hersey devletin oldu, onlarin hallerine bakin (zavallilar simdi akillari baslarina geldi, yardim karsiliginda nukleer programlarini kapadilar).

gorun venezuela da gidici. chavez direnir daha ama uzun vadede hicbir sans tanimiyorum.

devletin amaci ozel sektoru regule etmek olmali, ozel sektor olmaya calismak degil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

- doğrudan ilişki içinde ülkenin kamunun kaynaklarını talan ettiği yağma ettiği (bkz:özelleştirme) bir ülkede

şöyle bir hata var ki, kaynaklar kamunun ise, kamunun olması gerekir. kim yapabilirse yapar. devlet kamu değildir. devletin herşeyi tekelinde bulundurması, iş bilmeyenlerin iş yapması ile sonlanır.

Devletin herşeyi elinde bulundurması, eğer gerekli ve kaliteli sistem oluşturulmaz ise iş bilmeyenlerin iş yapması ile sonuçlanır, tam tersi kaliteli eğitim kaliteli kadro ve kaliteli denetim sonucu özel sektörden kat be kat daha iyi iş yapar örnek:

Özel Hastaneler Devlet Hastaneleri kıyaslayın. Kalp Beyin cerrahisinden tutunda bir çok alanda en sağlam profesörler yine Devlet üniv lerinde, Üniversite hastanelerinde. Hala ve Hala bi tane Üniversite hastanesinden daha kaliteli 1 tane diyorum bak Özel Hastane gösteremezsin hala Devlet hastaneelri bir numara tüm yanlış politikalara rağmen



- çocuklarına çöpten yiyecek toplamayı vefa gören bir ülkede

bunun en çok gerçekleştiği ülkeler sosyalist ülkelerdir. bunun aksine özel sektörler, iş alanı oluşturur, atılımcı oldukları küçük ve özerk oldukları için, sektör oluşturmakta devletten çok daha hızlı ve bilinçlidirler. yeterli iş alanı oluştuğunda çalışanlar çöpten yiyecek toplamaz, çalışmayan en alt kesim de eğer halk uygun görüyorsa, devlet tarafından gelir fazlası ile desteklenir.

Tabii gelir fazlası ile desteklenir değil mi? Hangi gelir fazlası abicim , Şu ekonomide Devletin işsizlik sigortası verecek bir durumu mu var? adam yılda 90 milyar dolar borç faizi ödüyor ya lütfen. atılımcı küçük ve özerk olduğu içinmi? abi küçük ve özerk olması hiç bir anlam ifade etmiyor büyük her imkanı elinde bulunduran her kadroyu yönlendirme şansına sahip Devlet mi daha iyi planlama yapar, yoksa özel sektör mü?

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca ve hala ve hala ve hala DEVLET en kaliteli mal ve hizmeti hala üretmekte.

örnekleri tekrar ve teakrar sıralıyorum

Boğaziçi, İtü Odtü Mimar Sinan mı yoksa Yeditepe Bilkent Bilgi Başkent mi hangisi daha kaliteli ve bilimsel bir eğitim ortamı yaratıyor? ya onu bırak gerçekten insanları aşaladıımdan deil hangilerinin mezunları daha kaliteli insanlar olarak çıkıyorlar elinizi vicdanınıza koyun. yok efendim burslu okutuyolarmış ya kardeşim
ben adama verdiğiniz teşviklerle primlerle avantajlarla ve komple o okula harcadığı parayla sana kaç bin halktan öğrenciye kaliteli eğitim verebilirim tahmin edebiliyo musun?

Kapitalizmin rekabetin özel sektörün daha verimli daha kaliteli olduğu baştan sona saçmalık ve hiçbir dayanağı yok sadece Neo-Liberal aldatmca ve psikolojik savaşın bir boyutu.

İnsanoğlu hayatta tek bişey için yaşar Egosunu tatmin etmek için. eğer sen kendi için kazanan, parasına servet katan böyle kendini tatmin eden bir birey DEĞİLDE, kolektivizmi özümsemiş ben değil biz ile kişiliğini kazanmış ve kendini bu şekilde tatmin edebilen bireyler yetiştirirsen DEVLET kamuyu ezer

tekrar tekrar ediyoruz:
Kamunun Özel sketöre oranı
ABD: %54
İsviçre %70 lerde

madem özel sektör bu kadar harika bu adamlar niye kamuyu güçlendiriyo devamlı ve kamunun yine ekeonomide ezici üstünlüğü var?


sırf Ortaklık anlaşması yapmak için sırf para için Atalarının milyon tane Ermeniyi asıp kestiğini kabul eden bir ülkede (bkz: Oyak Bank- Axa oyak antlaşmaları)

alternatifi nedir? devletin buna müdahale edip, hayır ne münasebet sen böyle bir anlaşma yapamazsın demesi mi? bilakis, devletin kendini bundan soyutlaması, siyasi duruşuna fazladan manevra gücü kazandırır. ki, paran yoksa (sosyalizmde olacağı gibi) senin siyasi duruşunun diğer ülkeler nezdinde bir değeri yoktur. paran varsa, kota koyma, ticaret yapmama gücün varsa o zaman dediğinin bir kıymeti olur.

İşte kavrayamadığınız daha doğrusu inatla kavramak istemediğiniz bu. SENİN siyasi duruşunun, dış ilişkilerindeki tavruının hiç bir önemi yok. SEN sosyalizmde parasız olmayacaksın, komple onların belirlediği ekonomik sistemi ve dolayısıyla o sistemin Para denen faktörünü reddediyosun.

Alternatifi şudur Kapitalist ilişkilerin içine girmiş bir ordu bağımsız olmaz. önce bunu kavramak gerekli, Türk ordusu tüm tarihinde olduğu gibi (son 57 yıl hariç) bağımsız olabilmeli küresel-mevduat -sermaye sisteminden komple bağımsız olabilmelidir. Ama bu bağımsılığı istemeyen bizzat neo-liberal ABD ve efendisi Siyonist İsrail. çünkü çok iyi biliyolar bu ilişki ağının içine giren aynen örümcek ağı gibi hareketsiz kalır. Senin uçaklarının İşletim Sistemleri bile amerkadan alınıyor ve Nato uçaklarına kitlenmiyor yani bugün ABD türkiyeye savaş açsa o uçakları kullanman mümkün değil:) osn yapılan anlaşmalarla tüm askeri teçhizatın yedek parçaları israilden alınmak zorunda gaztelerde 10 uncu sayfada alt sütunlarda verildi bu haber. Sen Borsa ile bağımlısın, Küresel Sermaye ile bağımlısın Ordu ile bağımlısın, artık sana ana avrat sövse diycek bişeyin yok çünkü ipi onun eline vermişsin ipi çektiği an işin bitik


BU bazı ulusal takılanlar gibi küresel sermaye kaka, yerli sermaye ok durumu değil bu komple Sermayeci sistemin problemi zaten çünkü sermaye durmaz büyür her zaman büyür ve büyüdükçe güç olur ve büyüdükçe başkaları küçülük]r Kapitalizmin kendisi kutuplaşma sistemidir, Fakir olmadan Zengin OL-MAZ


- 50-100 tane kendine sanatçı diyen asalak ve gerksiz yaşam formunu her gün her saat anahaber de bile adeta nispet yaparcasına iğrenç yozlaşmış ve aptal yaşamlarını, aç sefil milyonların adeta gözüne sokarcasına izlettirilen bir ülkede

alternatifi nedir?! devletin bu sanatçı iyi bu sanatçı kötü diye belirlemesi mi? kim yapacak bu işi? kim insanların ne dinleyip izlemesi gerektiğini belirliyecek? olacak olanı ben sana söyleyeyim, eski totaliter iranda olduğu gibi, insanlar metallicayı filan kaçak alıp dinleyecek, yakalandıkları zaman da ebesininkini görecek. bu mudur yani ? hangi dönemde yaşıyoruz? kendisinin en üstün fikre sahip olduğunu düşünen bir topluluk bile bugün bunun başarıyla üstesinden gelemez. gelebilmesi için, bir adada yaşaması, ve internet bağlantılarını, medyayı, tamamen kontrol altında tutması, halkını izolasyon içinde yaşatması gerekir. bu.. sanırım pek özgür ve işler bir şey değil.

Evrende Herşeyi Matematikle ifade edebilirsin, ya denklemdir ya fonksiyon. İnsan dedğimiz Hayvandan evrilme Kimyasal reaksyonlar bütünü de bir fonksyondur

Bu fonksyonu ne belirler? önemli bi kısmı genler geri kalanın önemli kısmı 0-6 yaşında yaşadıkları öğrendikleri ve aldığı eğitim öğretim ve geri kalanda ergenlikte aldığı öğrendiği ve beslendiği kaynaklar.

İnsanların zevkleri tartışılmaz - Hayır tartışılır. Alt kültür ve Üst kültür olarak ayırabiliriz. Kapitalist toplum Hiyerarşik bir toplumdur ve farklı sosyal sınıf ve statüler farklı yaşamları yaşar , farklı değer yargılarına farklı zevklere farklı ilişkilere farklı felsefelere sahiptir. Nişantaşında, Beşiktaşta , Yozgatta, Keçiörende, yaşayan insanlar Anadolu lisesinde, Fen lisesinde, Ted kolejinde, Kayseri Barbaros Ticaret Meslek lisesinde yaşayan insanların yaşamalrı komple birbirinden farklıdır

Birinde Namus hayatınla ödenecek kadar önemli meseledir, Birisinde Namus kelimesi bile komiktir, Birinde Allah Kitap için ömrünü versen azdır diğerinde Allah Kitap diye bir kavram yoktur, Birisinde Anaya saygı Babaya saygı itaat vardır, öbüründe 17 yaşında çocuk babasıyla içedebilir porno da izleyebilir

birbirlerini anlamazlar zaten biraraya da gelmezler, yanlışlıkla gelirlerse birbirlerinden çoğunlukla tiksinirler. O sebeple kapitalist bi toplumda "Haydin biz Türküz haydi Türk milleti geliyoruz açın önünü vs." demek 1inci saçmalık, Hangi Türk Bi kere, Gebze deki Türk mü? Kars taki Türk mü? Leventte bankada müdür olup Nişantaşında oturan mı , Ramazanda 1 ay aralıksız oruç tutup hayatında Kutsal Kitap haricinde kitap görmemiş olan mı? Her gece Laila da hangi işadamını düşürürüm hesabını yapan manken mi , hangisi?


Demek ki toplum heterojen olduğuna göre Kültür de heterojendir. işte burada düşük entellektüel seviye düşük -alt kültürü beraberinde getirir,

örnek:Hepsi, Seda Sayan, Mustafa Sandal Memet Ali Erbil alt kültürün olguları iken

Tool, Puccini, depeche mode, pink floyd John Coltrane

üst kültür diyebliiriz ki, bu iki grubu takip edenlerin sosyal statülerine bakarak ne demek istediğimi anlayabilirsiniz (bu konu başlı başına ayrıntılı isterseniz onuda tartışırız)

Hah, bi insan gayette çok üst sınıflardayken seda sayan dineleyemez mi evet milyonda bir çıkar ki istisnadır. istisnalarda kaideyi ispatlamak için vardır.

Demek ki zevkler ve renkler olayı oldukça tartışılabilir bir kavrammış.

İşte bu noktada Sosyalizmin iddası Homojen bir toplum üst-alt kültürün olmadığı bir toplum yaratmaktır. Ben Siyonist-Kapitalizmin çaldığı artı değer olan milyar dolarları eğitim kültür hizmetleri vasıtasıyla tekrar ve tekrar Topluma döndürebilirsem üst kültüre sahip bir toplum oluşturma şansım var.

Yani özgürlük diye kakalanmaya çalışılan AMA asıl amacı Kapitalizmin yarattığı dengesizlik ve eğitimsizliğin meşrulaştırması olan söylemlerin alternatifini yaratabilirim


- Eğitimi olmayan bir ülkede, daha bebek yaşta dözülen saçma sapan şeyler öğretilen ,cinselliği,fikirleri,kişiliği baskılanmış yetiştirlen milyonların olduğu bir ülkede

- geçmişe bakmamız yeterli. özel okulların varlığı gayet yeni bir durum. evet zamanında iyi oldu, ama artık bitti. herkes neyin nasıl yapılacağını devletten iyi biliyor. biz gelişmekte olan bir ülke değiliz. devlet okullarının hali ortada. otonom ve özerk yapılanmaya geçilmedikçe şişersin.

ayrıca, eğitimde tekel, en büyük özgürlük ihlalidir. total standardizasyona, ve beyin yıkamasına hazırlanmış bu zemin, elbette ki özgürlüğe güçlü bir darbe vurur. mecburi din derslerinin bile bu denli tepki topladığı (haklı olarak) bir ülkede sen bunu nasıl yapabilirsin? hangi vicdanla yapabilirsin?

Özgürlük bir aldatmacadır , Belli kaliteye ulaşmamış hiçbir toplumun özgürlüğe ihtiyacı yoktur. Neden mi

Çünkü Özgürlük zaten Siyonist-Kapitalizmde sadece bir grubun elindedir. Türkiyedeki 5-10 milyon işsizin ne tür bir özgürlüğü vardır bana anlatır mısın? Yüzlerce yıldır eğitimisiz, sağlıksız, kültürsüz cahil bırakılmış bir topluma hadi sen özgür ol hey hey demokrasi kendini yönetecekleri kendin seç demek, o topluma yapılacak en büyük kötülüktür

DEvlet okullarının hali ortada mı? abi tüm sınav sonuçlarına bir daha bak bakalım (öss ,oks,a absi atsi okai bht zart zurt) eğer not başarısı ise ölçün devlet okulları yine dağıtıyor, yok entellektüel kaliteli insan yaratma olayı ise yine türkiyenin önde gelen insanları ya ismi olan devlet liselerinden ya ismi olan devlet ünivlerinden çıkıyor GENELDE. yani bu konuyu nası çarptırabiliyosunuz anlamak mümkün değil ya özel okul dediğin nedir çoğunluğun tikky olduğu hiçbişeyden çakmayan arabasıyla hava yaıp kız peşinde koşan hoş ve boş insanların yetiştiği bir yer , evet Çoğunluğu böyle bunu da tartışırız, sakın Burs veriyo ama felan demeyin yukarda dedğim gibi oraya yapılan tüm masrafla ve verilen tüm teşvikle verdiklerinin 1000 katı burs verilebilir


Hırsızlığın yolsuzluğn artık meşru hale geldiği bir ülkede

bunun ceza kanunu ile alakası var. adalet sistemi, küçülmüş ve uzmanlaşmış devlet yapısında daha iyi işler. küçüğü ve mağduru öncelik altına alan ülke yapısında vergi kaçıran zengin hapse girerken, baklava çalan çocuk hapse girmez.

Hayır sadece ceza konunuyla ilgili değil. sen toplumun geneline sağlık eğitim barınma kısaca yaşama şansı vermezde 24 Dolar MİLYARDERİ için politika üretirsen insanlar çalmaya çırpmaya isyan etmeye öldürmeye başlar, haklıdırlarda, sorun KAPİTalizmin devamlı dengesizliğe ve tekelleşmeye meyilli olmasıyla ilgili sen devleti suçluyosun tekellikle ama kaçırdığın nokta şu devlet evet Tekel olcak ama bu Tekellikteki amaç alınan toplanan tüm artı değerin tekrar topluma geri iadesinde yani Merkezi Planlama için Tekel, oysa Kapitlaizmde Tekel sadece bi kişinin bi grubun banka hesabını daha da şişirmek içiçn yada Küresel anlamda düşünürsek Siyonist-Kapitlain daha da güçlenmesi demek.

korenin bir kuzeyine bir de güneyine baksak, hangisinin daha rahat, daha özgür daha mantıklı olduğunu rahatça görebiliriz.

Tabi Darfur, Somali, Irak , Vietnam, Afganistan,

birde Venezüella, Bolivya, ya baksak hangisi daha özgür ve mantıklı daha doğrusu hangisini karnı daha TOK rahatça görebiliriz
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Karın tokluğu kriterinse git sosyalist bir ülkede yaşamını sürdür.
Küba seni çağırıyor!!!

Ama bu noktadan sonra sosyalizm çözüm demen gerçekten ilgincime gidiyor. Dünya birbiriyle entegre olmuşken sen kardeş ben sosyalizm istiyorum dersen, bilemiyorum yani.

Benim keşke durumum olsaydı da istediğim özel üniversitede okuyabilseydim. Okuduğum devlet üniversitesi dökülüyor ve beynimden teorik bilgi fışkırıyor. Keşke... Ama ben durumu kabulleniyorum. Çalışıp burs alsaydım. Cezamı çekiyorum bir yerde.

Çözüm en azından sosyal liberalizm.
Ki bence gerçek çözüm liberalizmdir.Ama gerçek liberalizmin uygulanması çok zordur.

Eşit şartlarda doğmuyoruz, ve kapasitesi olana olanak sağlamak için sosyal ibaresi başa geçebilir.

İskandinav Ülkeleri güzel bir örnek olabilir, devletin olanakları nın etkin bir şekilde kullanılmasına karşı değilim.

Devleti biz etkin bir şekilde kullanmaya çalıştık. İhracata teşvik döneminde. Hatırlayan varsa devlet öyle bir sömürüldü ki ekonomi inanılmaz bir çöküntüye uğradı. O saygın iş adamlarımız naylon faturalarla devleti dolandırdı. Devlet elini ne zaman uzatsa kolunu kaptırdı.

Bu ülkede devlet etkin bir şekilde kullanılamaz bu saatten sonra. Bizim mantalitemiz bozuk, insanları denetleyemiyoruz, üretemiyoruz, düşünemiyoruz.

Hayatımız yatış üzerine kuruluyken zaten kapitalizm sistemindeki halimiz duman.

Sosyalizm'de birşeylere daha geriden başlayacağın için tam anlamıyla SEFALET yaşarız.

Gerçek hayatta malesef patateskabak, senin sosyalizmin de benim kafamdaki kapitalizm de sadece düşüncelerde kalır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abicim önce tek tek tezleri ve karşı tezleri oku yukardaki arkadaşla yaptıımız tartışmayı

lütfen ezberlenmiş "Sosyalizmde millet açlanghtsdglıhwe"

tarzı yaklaşımları değilde tezleri konuşalım bak o kadar kastık yazdık bi okuyup madde madde tezlerini sırala bir zahmet.

Adam koca yazının son cümlesini alıp cevap yazıyor hey allahm....

[ Mesaj 17 Temmuz 2007, Salı - 20:02 tarihinde, patateskabak tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şu an Türkiye'deki kapitalizm, dünyadaki en vahşi bir ekonomik ortam.

ABD'de de firman battığı zaman adamlar geliyor, "amcaoğlu sen ne diye battın, sana ucuz yollu kredi verelim mi?" diyor. Türkiye'de 2 sene kar gösterme adamlar geliyor, "amcaoğlu nerde paralar?" diyor.

Ekonomide, mikro seviyede çok fena plansızlık var bizim memlekette. Gerçi neyimiz planlı diye soracaksınız, sormayın.

Para kazanana bakamıyor/bakmıyor bu devlet, çalışmayana nasıl bakabilsin/baksın?

[ Mesaj 17 Temmuz 2007, Salı - 20:51 tarihinde, huun tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Devletin herşeyi elinde bulundurması, eğer gerekli ve kaliteli sistem oluşturulmaz ise iş bilmeyenlerin iş yapması ile sonuçlanır, tam tersi kaliteli eğitim kaliteli kadro ve kaliteli denetim sonucu özel sektörden kat be kat daha iyi iş yapar "

güzel. özel sektörden kat be kat daha iyi iş yapacak olmasının gerekçesini göstermemişsin, ama eşit olduğunu varsayalım. bu kaliteyi sağlayabilmek için, devletin ne derece mikro çalışması gerektiğini düşün. aynısını, sadece denetleme ile görevli bir devlet yapısı ile kıyasla.

düşün ki, bir real time strateji oyunu var, oyunda binlerce ünite var kontrol edilecek, ve bunların hepsini teker teker kontrol etmen gerekiyor. bu esnada bir sürü binalar yapman, içleriyle ilgilenmen, hatta onlara teker teker adam alman gerkeiyor. hem rts, hem simcity, hem rpg bir sürü şey. buna kimsenin gücü yeter mi?

hadi gösterdi diyelim, ne sebeple özel sektörden daha iyi iş yapsın? kaliteli denetim, kaliteli kadro, kaliteli eğitimle herkes daha iyisini yapar.


"Özel Hastaneler Devlet Hastaneleri kıyaslayın. Kalp Beyin cerrahisinden tutunda bir çok alanda en sağlam profesörler yine Devlet üniv lerinde, Üniversite hastanelerinde. Hala ve Hala bi tane Üniversite hastanesinden daha kaliteli 1 tane diyorum bak Özel Hastane gösteremezsin hala Devlet hastaneelri bir numara tüm yanlış politikalara rağmen"

Bu hem geçerli bir örnek değil, hem de yanlış. Beyin ve kalp cerrahisinde florence nightingale ve memorial en iyi hastanelerdir. Parası olanlar için de ekstra imkan tanır. Hastanede misin, otelde misin anlamazsın, moral tavan yapar.

Üstelik, devlet hastanelerinin kaliteli yapısının iki sebebi var, biri ayrıca diğerinin sebebi. Bu sebepler, eğitim ve sağlığın devletin yükümlülüğü olması alışkanlığından geliyor. yani bizim temelimiz öyle. Herşey memuriyetti vaktiyle. Okul olarak devlet okulları hastane olarak da devlet hastaneleri varken, profesörlerin nasıl olması beklenir ki?




"Tabii gelir fazlası ile desteklenir değil mi? Hangi gelir fazlası abicim , Şu ekonomide Devletin işsizlik sigortası verecek bir durumu mu var? adam yılda 90 milyar dolar borç faizi ödüyor ya lütfen."

şu ekonomide yok. ama olabilecektir. neticede işler para ile dönüyor, paran yoksa yoktur. ha liberal ülke halka sorarak vergi artırmış sosyal imkanlar için, ha sosyalist ülke zorla kaynaklarını oraya yönlendirmiş. ikisi için de gerekli olan iş gücü / para var. sosyalizmde bunu daha zorla, ve daha mutsuz insanla elde edebilirsin.

"atılımcı küçük ve özerk olduğu içinmi? abi küçük ve özerk olması hiç bir anlam ifade etmiyor büyük her imkanı elinde bulunduran her kadroyu yönlendirme şansına sahip Devlet mi daha iyi planlama yapar, yoksa özel sektör mü?"

tabii ki özel sektör. büyük şeyler mi daha hızlı hareket eder, küçük şeyler mi? hayret ettim bunu yazmana, bu karşı çıkılamayacak bir argümandır zira, sosyalist de olsan kapitalist de.

"Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca ve hala ve hala ve hala DEVLET en kaliteli mal ve hizmeti hala üretmekte."

hahaha. ya... koca rusya ne kaliteli mallar yaptı. almanları, ingilizleri, deli gibi taklit etti, optimumda (çok kaliteli şeyler lüks anlayışına girdiği için üretilmedi) ürünler üretti. doğru. bunların aralarında nadiren orjinali kadar veya çok nadiren daha kaliteli ürünler bulunsa da, daima planlama hataları yüzünden bu ürünler çürüdüler. sosyalist düzene en yakın şey ordumuzdur. orduda israf ve kayıbın ne durumda olduğu da gözler önündedir. ki yine iyi yani. üstelik, bir halk, asla asker gibi laf dinleyici, emir komuta zincirindeki gibi bir hale getirilemez.

ayrıca, temelsiz bir argüman. zamanında devletin tekel olduğu için yaptığı ve haliyle en iyi yaptığı şeyler haricinde, özellikle günümüzün modern ürünlerini devlet yapmayı beceremez. çok şükür ki, yavaş yavaş, yapmayıp en ucuzunu ihaleyle satın almayı tercih etmeye başlıyor.


"Boğaziçi, İtü Odtü Mimar Sinan mı yoksa Yeditepe Bilkent Bilgi Başkent mi hangisi daha kaliteli ve bilimsel bir eğitim ortamı yaratıyor?"

bölümüne göre değişir. bunun sebebi yine yukarıda söylediğim gibi, özel okulların türkiyede yeni olması, bir tarihi olmamasıdır. buna rağmen mesela bilgi üniversitesi ve bilkent üniversitelerine bakarak, ne kadar kısa zamanda ne kadar ilerleme kaydettiklerini görebiliriz. bunun haricinde, üniversiteler yine bir derece ama, çok fazla olan devlet okullarında hala hala hala durum içler acısıdır. üstelik istenen her yere iyi eğitim sağlanamamakta, ve devlettekilerin arzu ve istekleri ile eğitim hakkı sınırlanmaktadır. sosyalist düzende böylesi bir gücü elinde bulunduran partizanlar elbette bu hakkı çok daha kötüye kullanma şansını daha rahat bulacaktır.

"ben adama verdiğiniz teşviklerle primlerle avantajlarla ve komple o okula harcadığı parayla sana kaç bin halktan öğrenciye kaliteli eğitim verebilirim tahmin edebiliyo musun?"

daha az, ve daha kalitesiz.

"eğer sen kendi için kazanan, parasına servet katan böyle kendini tatmin eden bir birey DEĞİLDE, kolektivizmi özümsemiş ben değil biz ile kişiliğini kazanmış ve kendini bu şekilde tatmin edebilen bireyler yetiştirirsen DEVLET kamuyu ezer"

güzel. meselenin temeli de zaten bu. böyle bireyleri yetiştiremezsin. böyle bireyleri önceden de dediğim gibi oluşturabilirsin. karşı çıktıkça ezersin. dünyanın nimetleri ile arasına perde çekersin. ursula leguin'in mülksüzlerinde bile utopik bir şekilde oluşturulmuş anarres mükemmellikten çok uzaktır. pis kapitalist düşmanları olmasına rağmen.

insanlar karınca gibi hivemind olmadıkça, tüm halkı temsil edebilecek bir devlet olmadıkça, yani tüm halk tek tip olmadıkça, herkes asker olmadıkça bu dediğin yü-rü-mez.

"İşte kavrayamadığınız daha doğrusu inatla kavramak istemediğiniz bu. SENİN siyasi duruşunun, dış ilişkilerindeki tavruının hiç bir önemi yok. SEN sosyalizmde parasız olmayacaksın, komple onların belirlediği ekonomik sistemi ve dolayısıyla o sistemin Para denen faktörünü reddediyosun." ya ne olduğunu gördük öyle olunca. üstelik cumhuriyet yüzü demokrasi yüzü görmemiş, direk imparatorluktan komunizme geçmiş bir ülkede bile işlemedi bu! bizden çok daha büyük, daha fazla nüfuslu, daha modern donatımlı olmalarına rağmen olmadı. üstelik halkı kontrol altında tutmak için deli gibi kan döküldü, katliam yapıldı. ne uğruna? halk uğruna. hadi canım.

"Senin uçaklarının İşletim Sistemleri bile amerkadan alınıyor ve Nato uçaklarına kitlenmiyor yani bugün ABD türkiyeye savaş açsa o uçakları kullanman mümkün değil:) "

bunlara itirazım yok, ama böyle olmak zorunda değil. türkiye'nin gereksizce dışa bağımlı durmu ile alakalı. almanya ordusu bile olmamasına rağmen, dünya savaşında yenilmiş ve mahvedilmiş olmasına rağmen her türlü sanayisiyle bugün avrupa'da yine çok üstün. bir çok avrupa ülkesi de kendi silahlarını üretiyor, amerika onlardan alıyor hatta.

" Fakir olmadan Zengin OL-MAZ"

tabii ki olmaz. bizim trabzonda da bir bizim köy var, bir de dağ var yüksekte. ama köyün rakımı konyanın en yüksek tepesinden yüksek. zengin olmayacaksa insanlar çalışmaz. adamlara o motivasyonu veremzsin. ulvi amaç falan bunları zorla yerleştiremezsin.

"Evrende Herşeyi Matematikle ifade edebilirsin, ya denklemdir ya fonksiyon. İnsan dedğimiz Hayvandan evrilme Kimyasal reaksyonlar bütünü de bir fonksyondur"

bunu aklımızda tutalım.

"İnsanların zevkleri tartışılmaz - Hayır tartışılır. Alt kültür ve Üst kültür olarak ayırabiliriz. Kapitalist toplum Hiyerarşik bir toplumdur ve farklı sosyal sınıf ve statüler farklı yaşamları yaşar , farklı değer yargılarına farklı zevklere farklı ilişkilere farklı felsefelere sahiptir. Nişantaşında, Beşiktaşta , Yozgatta, Keçiörende, yaşayan insanlar Anadolu lisesinde, Fen lisesinde, Ted kolejinde, Kayseri Barbaros Ticaret Meslek lisesinde yaşayan insanların yaşamalrı komple birbirinden farklıdır"

bunu da aklımızda tutalım.

"Birinde Namus hayatınla ödenecek kadar önemli meseledir, Birisinde Namus kelimesi bile komiktir, Birinde Allah Kitap için ömrünü versen azdır diğerinde Allah Kitap diye bir kavram yoktur, Birisinde Anaya saygı Babaya saygı itaat vardır, öbüründe 17 yaşında çocuk babasıyla içedebilir porno da izleyebilir"

biz tektipleştiğimiz zaman hangisini tercih edeceğiz? diğerini nasıl ve ne hakla yok edeceğiz?

"İşte bu noktada Sosyalizmin iddası Homojen bir toplum üst-alt kültürün olmadığı bir toplum yaratmaktır. Ben Siyonist-Kapitalizmin çaldığı artı değer olan milyar dolarları eğitim kültür hizmetleri vasıtasıyla tekrar ve tekrar Topluma döndürebilirsem üst kültüre sahip bir toplum oluşturma şansım var."

üst kültür ve alt kültür ün oluşturulmuş şeyler olduğunu ilk senin kabul etmen gerekir. aslen bunlar kimliklerdir. john seabrook: nobrow, ve daha eskisinden david hume, "of the standard of taste" okumanı tavsiye ederim. insanların zevklerini tektipleştiremezsin. bunu asla başaramazsın. herkes klasik müzik dinlerken, caz müzik dinlerken, dışarıdaki pis kapitalist barbarların heavy metalini dinleyince coşmasını, tüm önyargısına rağmen coşup eğlenmesini engelleyemezsin. bunu meselenin etik kısmını da bir kenara atarak söylüyorum.

"DEvlet okullarının hali ortada mı? abi tüm sınav sonuçlarına bir daha bak bakalım (öss ,oks,a absi atsi okai bht zart zurt) eğer not başarısı ise ölçün devlet okulları yine dağıtıyor, yok entellektüel kaliteli insan yaratma olayı ise yine türkiyenin önde gelen insanları ya ismi olan devlet liselerinden ya ismi olan devlet ünivlerinden çıkıyor GENELDE. yani bu konuyu nası çarptırabiliyosunuz anlamak mümkün değil ya özel okul dediğin nedir çoğunluğun tikky olduğu hiçbişeyden çakmayan arabasıyla hava yaıp kız peşinde koşan hoş ve boş insanların yetiştiği bir yer , evet Çoğunluğu böyle bunu da tartışırız, sakın Burs veriyo ama felan demeyin yukarda dedğim gibi oraya yapılan tüm masrafla ve verilen tüm teşvikle verdiklerinin 1000 katı burs verilebilir"

yazık diyorum sadece. faşistçe bir yaklaşım. neyse, onu geçeyim. özel okulların sayılarına göre başarısını çıkart, devlet okullarının da çıkart. oranla. sonra da devlet okullarının ve özel okulların tarihini bir düşün. üzül.


"Tabi Darfur, Somali, Irak , Vietnam, Afganistan,

birde Venezüella, Bolivya, ya baksak hangisi daha özgür ve mantıklı daha doğrusu hangisini karnı daha TOK rahatça görebiliriz"

darfur, somali, ırak, vietnam ve afganistandan çok daha ileride olduğumuzu düşünüyorum. sen ne düşünüyorsun?

sosyalizm/komunizm in takipçilerinin olma sebebi, kapitalizmin başarılı olma sebebi ile aynıdır. insanlar sosyalist olmak ister, çünkü sosyalizm onlara daha iyi şartlar sunuyordur. o pis zenginlerin kendilerine sakladığı havyarlardan, kendileri de yemek isterler. fakat sınırlı sayıda havyar vardır. sosyalist sisteme geçtiğinde, herşey mükemmel işlese, devlet bir bilgisayar gibi tıkır yürüse bile, halk, insanlar, vaktiyle, daha fazlasını istediği için sosyalist olmuş insanlar, daha fazlasını istemeye devam edecektir. bunu, kişisel çabaları ile yapamayacaklardır. devletten isteyeceklerdir. devlet veremeyecektir. ve gg.

merak ettiğim bir şey daha var. george orwell'in 1984 ünü okuduğunda, ne şahane sistem yahu mu dedin acaba? :)

en iyi durumda bile olacak olan, yine george orwell'in hayvanlar çiftliğinde olandır. tüm hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar, daha eşittir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DEVLETCILIK
Anayasamizda da yer alan devletcilik ilkesi, tum ulkelerin ortak amaci olan toplumun esenlik ve mutlulugunui saglayici toplumsal, ekonomik ve kulturel kalkinmada devletin ustlenmesi gereken gorevleri saptayan bir yontemdir. Genel cizgileri ile ozel girisimin yetki ve gucu disinda kalan ekonomik kalkinma ve orgutlenmeyi devlet eliyle ve araclari ile ggerceklestirmek ilkesidir.

Anayasamizin devletin gorev ve sorumlulukguna biraktigi, yerine getirmekle yukumlu oldugu bellibasli gorevleri saptayan maddeleri, devletin, ulusun bireylerinin ve tumunun esenlik ve mutlulugu ile ulkenin guvenlik ve bagimsizliginin korunmasi esaslarini kapsar.

Genel olarak her devletin temel iki odevi vardir:
a. Ulke icinde guvenligi ve adaleti kurmak ve surdurmek, bu suretle yurttaslarin her cesit ozgurluklerinni dokunulmazlik altinda bulundurmak,
b. Dis siyasal ve oteki uluslarla iliskileri iyi yoneterek, ulkede her cesit savunma guclerini, her an hazir tutarak ulusun bagimsizligini guvence altinda tutmak ve bu ugurda baska care kalmazsa, silahla savunmaktir.

Denebilir ki devletin olusturulmasinda amac bu iki temel odevin yerine getirilmesini saglamaktir. Cunku bu odevlerin yurttaslarin birey olarak yapmaga guclerinin yetmeyecegi islerdir.

Bunlardan baska devletin ilgilendigi bellibasli isler, bayindirlik, egitim, kultur, saglik ve sosyal yardim, tarim, ticaret ve sanayiye iliskin ekonomik etkinliklerdir.

Tarimla, tecimle, sanayi ile ekonomik islere devletin girmemesi, bireylere birakmasi gerektigi gorusunde bulunan kurama "bireycilik" derler. Ulusun genel ve ortak cikarlarina ait, siyasal ve dusunsel islerde oldugu gibi her turlu ekonomik islerin de bireylere birakilmayip devlet tarafindan yapilmasinin daha uygun olacagini savunan kurama da "devletcilik" denir.

Devletin temel iki odevinin yaninda ekonomik amacli odevler, dogrudan dogruya devletin zorunlu gorevlerinden gorunmemekle birlikte, ana gorevlerinin yerine getirilmesinde etkindirler. Vatandasin guvenligini ve esenligini her seyin basinda dusunmek ve saglamakla yukumlu olan devletin, ana gorevlerinin yerine getirilmesinde son derece etkili ekonomik amacli odevleri de bireylere ya da ortakliklara tumuyle birakabilmek icin, bu islerin devletin el koymasina ve yardimina gerek kalmadan yurutulecegine, devletin temel odevlerini yerine getirmekte guclukler yaratmayacagina guvenmesi gerekir.

Bu gibi islerde, bireylerin kurmaya olanak bulamayacaklari genis ve guclu orgutler gerekebilir. Ya da bu gibi islerde yeterince cikar elde edemeyecekleri icin, o islerden vazgecerler. Oysa ki o isler, ulusca yasamsal bir onem tasiyabilir. Iste devlet onu yapmak zorunda bulunur.

Devletin, bireye gore amaci cok farkli bir ozellik tasir. O, toplumun ortak cikarini ve ilerlemesini dusunur. Bireyleri, ozel cikar hirsindan ne olcude uzaklastirmak olanaklidir, dusunulmeye deger.

Anayasamizda da yer alan bu ilkenin, ozellikle halkcilik ilkesini butunleyici, halkcilik ilkesinin gerceklesmesini saglayacak bir yontem oldugu gozden uzak tutulmamalidir. Bu ilke, yuzyillar boyu saglanmis teknik gelismeleri, sanayii kisa surede yurtta saglamayi istemekte, ona calismakla birlikte, bunlari basarmis ulkelerin, yaptiklari buyuk yanlisliklara, icine dustukleri buyuk zorluklara ve celiskilere ugramamak icin ortaya konmus ve Ataturk tarafindan gerceklestirilmeye baslanmistir. Ataturk ilkeleri arasinda ozel bir yer tutan devletcilik, ulus birligini, ulus butunlugunu siniflara parcalamamak; bu siniflar arasinda ulus varligini sarsan, yipratan catismalara, karsitliklara dusmemek amacina yoneliktir.

Devletcilik ilkesi, devlet ile bireyin etkinlik alanlarini saptarken ozel ve bireysel ekonomik girisim ve etkinliklere set ceken, onlari yok eden bir yontem degil, ilke olarak devleti bireyin yerine koymamak, fakat bireyin gelismesi icin genel kosullari hazirlamak ve bireyin kisisel etkinligini ekonomik ilerlemenin ana kaynagi olarak gormek anlayisidir.

Kurtulus Savasimiz, "birlik ve dayanisma" ile anamalciligin somurgeciligine karsi kazanilmisti. Genc Turkiye Cumhuriyeti de bu birlik ve dayanismayi toplumun gelismesi atilimlarinda gerceklestirmek zorundadir. Nasil, cumhuriyet yonetiminin kurulus baslangicinda somurucu, anamalci ve isci siniflari yoksa, cagdas uygarlik yolundaki gelismelerde de sinif karsitliklarina, catismalarina dusmeden toplum yapisinda ekonomik ve kulturel dengeler saglamak da devletciligin amaclari arasindadir. Devletciligin bu anlamda uygulanisi, cagimiza ve gelecege uygun ozgun bir girisimdir. Ataturk devletciligi, Turk ulusu icin oldugu kadar, onun durumunda olan egemenlikleri, ozgurlukleri icin savasan, anamalci ulkelerin somurulerinden kurtulmak cabasinda olan uluslar icin de toplumsal bir kosul, bir gerekirciliktir.

Devletcilik ilkesi, dogumu, denemesi, uygulanmasi ile ulusal; amaci ve gelecegi ile evrenseldir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Devletin herşeyi elinde bulundurması, eğer gerekli ve kaliteli sistem oluşturulmaz ise iş bilmeyenlerin iş yapması ile sonuçlanır, tam tersi kaliteli eğitim kaliteli kadro ve kaliteli denetim sonucu özel sektörden kat be kat daha iyi iş yapar

maalesef devlet daha iyi iş yapamaz.
devlet soyuttur.
dolayısıyla yürütme işini hükümet yapar.
hükümeti oluşturan şey para değil reydir.
yani hükümetler her zaman için gelecek oyları bir devlet kurumunun karlılığının üstünde tutabilirler.
ki tutuyorlar da.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...