Mavi Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 Başarılı olmanızı engelleyen sorunlar mı var? Bir de bu öyküyü okuduktan sonra karar verin.. Hayatı çaresizliklerle dolu bir adamın öyküsüdür... 7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık biri olarak yaşamaya,oradan oraya sürüklenmeye başladı. 8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı.zamanını tarlalarda karga kovalamakla geçirdi. 10 yaşında yüzü kanlar içinde olacak şekilde,yeni okulundaki hocasından dayak yedi.Ailesi onu okuldan aldı.Sinirden ve korkudan 3 gün evden çıkamadı. 17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı. 24 yaşında tutuklandı,günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı. 25 yaşında sürgüne gönderildi. 27 yaşında kendisinden 1 yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyesi bulunduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken,kendisi hiç önemsenmiyordu.Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu. 30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken,doğduğu şehir düşmanların eline geçti. 30 yaşında amiri,onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı.Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı.Aylarca boş kaldı. 37 yaşında böbrek hastalığından Viyana'da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı. 37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı. 38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı. 38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı.Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı. 38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı. 38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü,onun kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı. 39 yaşında idam cezasına çarptırıldı. Sonra ne mi oldu?? 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!!!!! Okuduğunuz öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk'e aittir.Şimdi düşünün,sizin başarılı olmanızı engelleyen ama Atatürk'ün karşısına çıkmamış bir engel var mı? -Bu öyküde bulunmayan bir başka bilgi; Atatürkün toplam 5 kardeşinden 4 ünün de küçük yaşlarda öldüğüdür. Peki Böyle Birisinin BİLİNMEYEN 30 ÖZELLİĞİ; 1.'ATA' LAFINI SEVMEZDI 'Ataturk' hitabini ilk kez donemin Turk Dil Kurumu Baskani bir konusmasinda kullanmis, Mustafa Kemal de cok begenerek soyadi olarak almisti.Kendisine Ata' diye hitap edilmesinden hic hoslanmazdi. 2.EN SEVDIGI YEMEK Manastir Askeri Lisesi yillarindan kalan bir aliskanlikla hayati boyunca en sevdigi yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldi. Tatliya duskun degildi ama cani istediginde cok sevdigi gul recelini tercih ederdi. 3.EN BUYUK HAYALI DUNYA TURUNA CIKMAKTI Omru yetseydi bir dunya turuna cikip Turk dili ve tarihi uzerindeki calismalarini genisletmek en buyuk hayaliydi. 4.BASUCU KITABI 'CALIKUSU' YDU. Binlerce kitabi vardi.Ama bunlarin arasinda bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile basucundan ayirmadi. Resat Nuri Guntekin'in unlu Calikusu' romanini hep yaninda tasir, her gun rastgele bir yerinden acar, birkac sayfa okurdu. 5.KABUL SALONUNDAKI AT YAVRUSU Atlardan sonra en sevdigi hayvan kopekti. 'Fox' adini verdigi kopegi, Gazi`nin yataginin ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara duskunlugu o dereceydi ki bir gun misafirlerinin de gorebilmesi icin yeni dogmus bir tayla annesinin Cankaya Kosku kabul salonuna getirilmesini bile emretmisti. 6.TAM BIR SALON ADAMI En sevdigi dans valsti. Muzik zevki cesitlilik gosteriyordu.Klasik Bati muzigi disinda Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi. 7.GOMLEKLERININ TUMU BEYAZDI Gomleklerinin hepsi beyazdi. Bu gomlekler ilk yillarda Isvicre`de ozel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasina onculuk edebilmek icin Beyoglu`nda bir terziye diktirilmeye baslanmisti. 8.DOLABINDA LACIVERTE YER YOKTU Takim elbiselerinin tasarimlarini hep kendisi cizerdi.Lacivert takim giymeyi sevmezdi. 9.OLCULERI Boyu 1.74 idi.Hayatinin son donemlerine kadar 76 olan kilosu hastaliginin ilerlemeye baslamasiyla 46'ya kadar dusmustu. 43 numara siyah rugan ayakkabi giyerdi. 10.RUMELI SIVESI Ozenli ve temiz bir Turkce konusurdu. Ancak bazi kelimeleri Rumeli sivesiyle telaffuz ederdi. 11.HAZIN BIR HIKAYE Hayatinda bir donem cok onemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatina trajik bir sekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarinin nerede oldugu bilinmiyor. 12.CUMHURBASKANLIGINDAN SIKILIYORDU. Hayatinin cogunu gecirdigi savas cephelerinden sonra Cumhurbaskani olarak gecirdigi yillar ona bir tecrit yasantisi gibi geliyor, cok sevdigi halkindan ve sade bir vatandas yasamindan uzaklastigini dusunuyordu. 13.PAPA`NIN TEMSILCISINE ELBISE Kiyafet Kanunu cercevesinde tum din adamlarinin dini kiyafetleriyle sokaga cikmalari yasaklaninca, Monsenyor Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milasli eliyle bir koleksiyon hazirlatti. 14.KENDISI TIRAS OLMAZDI. Sabah kahvaltilariyla arasi hic hos degildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasindaki divanin uzerine bagdas kurarak oturur, gunun ilk kahvesini sigarasini icerdi.Bir ozelligi de kendi kendine tiras olmamasiydi. 15.DUZEN TAKINTISI VARDI Evinde ,cevresinde hatta konuk oldugu evlerde bile egri duran esyalari duzeltmeden rahat edemezdi. 16.HOSGORULU LIDER Koylunun birinin gazete kagidina sardigi tutunu icmeye calisirken eli yanmis,'Alin bunu kendi icsin' diyerek Ataturk`e kufretmisti.Mahkemeye cikarilacakti. Ataturk olayi dinledikten sonra 'Onu mahkemeye vereceginize dogru durust sigara icmesini temin edin' dedi. 17.SIGARA PAZARLIGI Hastaliginin baslangicinda kendisini muayene eden Dr.Fissinger gunde kac paket sigara ictigini sormus, Ataturk 'sekiz' demisti. Doktor bunu gunde bir pakete indirmesi gerektigini soyleyince gulumseyerek cevap vermisti:'Ben zaten bir paket iciyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagim'. 18.'BU NASIL HALKCILIK?' Bir sabah milletvekilleri ile trene binmisti.Konduktorun milletvekillerinden bilet parasi almamasina sasirmis nedenini sormustu.Trenin milletvekillerine bedava oldugunu ogrenince epey ]sinirlenmis, 'Ne de guzel halkcilik ama' demisti. 19.'LAIKLIK ADAM OLMAKTIR!' Ilk mecliste bir oturum sirasinda uyelerden biri laikligin ne manaya geldigini anlamadigini soyleyince Gazi cok sinirlenmis ve elini kursuye vurarak bir din bilgini olan uyeye cevap vermisti: 'Adam olmak demektir hocam,adam olmak!' 20.KURBANLARI BAGISLARDI Gittigi yurt gezilerinde kendisi icin kurban edilen hayvanlara bakamaz boyle durumlarda sirtini doner yada kesilmelerini engellerdi. 21.YABANCI DILE MERAKI Askeri lisede ogrenmeye basladigi Fransizca'yi sonraki yillarda gelistirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardi. Konusurken araya Fransizca sozcukler de eklerdi. 22.FASULYESINE POKER Kumardan hoslanmaz ama arkadaslariyla fasulyesine poker oynardi.Oyun sonunda kazandiklarini iade ederdi. 23.KAN GORMEYE DAYANAMAZDI Cephelerde dusmanla gogus goguse savasmis biri olarak en ilginc ozelligi savas meydanlari disinda kan gorunce fenalasmasiydi. 24.KULAKLARI DUYAN TEK KISI. Fransiz tarihcisi Herriot Ankara`ya geldiginde Gazi`nin kulaklarinin duyuyor olmasina sasirmis anilarinda bunu espirili bir dille anlatmisti: 'T.C`de bir tane kulaklari duyan kisi var onu da Cumhurbaskani yapmislar'. 25.BIR RICASI BAS ACTIRDI Bir gun halk arasinda dolasirken carsafli bir kadina rastlamis, 'Hafiz Hanim benim hatirim icin basindaki ortuyu acar misin?' diye sormustu. Kadin bas ortusunu acarak , Ataturk`un onunde egildi ve ellerini optu. 26.BILARDO VE YUZME Sportmen kisiligi vardi. Her gun at biner , yuzmeye gider ve bilardo oynardi. 27.EN BASARILI DERS. Egitim hayati boyunca en basarili dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayati boyunca surdu. 28.YAGCILARA GECIT YOK Yagcila cok kizardi Bir aksam sofrasida kendisine gereksiz sekilde iltifat eden Abdulhak Hamit`e mudahale etti. 29.SON YILBASI GECESI 1937`yi 1938`e baglayan son yilbasi gecesini Disisleri Bakani Tevfik Rustu Aras ile bas basa gecirmisti. O gece dolabindaki bazi elbiseleri bakana hediye etmisti. 30.KOSKTEKI GUVERCINLIK Kuslari cok severdi.Cankaya Kosku`nde ozel bir bakicinin ilgilendigi guvercinligi vardi. - - - forum.divxplanet.com dan alıntıdır. [ Mesaj 01 Mayıs 2007, Salı - 03:39 tarihinde, Mavi tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fistan Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 http://www.youtube.com/watch?v=bdKZhQyupTc&watch_response Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 teeeeeey teeeey agladim bu saatte icim buruk ozledik seni Atam :'( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DraculaVigorous Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 Yıl 1930 Atatürk Yalova köşküne doğru çıkmaktadır. Bir de bakar ki bahçıvan koca bir çınar ağacını kesmek üzeredir.. "Sen hayatında hiç böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin?" "Paşam çınar ağcının kökleri köşkün temelini kaldırdı, yaprakları da köşkün pencerelerine müdahale ediyor, ya köşkü kaybedeceğiz ya ağacı keseceğiz. Onun için de kusura bakmayın ama biz ağacı kesiyoruz." Bir an düşünür Atatürk; "Hayır gerekirse köşkü ağaçtan uzaklaştırırız" der. Mustafa Kemal bir hoş, ne demek köşkü tutup ta ağaçtan uzaklaştırmak? Mimar değil, mühendis değil, ziraatçı değil ama yapar bunu…. İstanbul’daki köprü altındaki tramvay raylarını Yalova’ya taşıtır... Köşkü hiç yıkmadan olduğu gibi tutarak kendisi de kazma kürek temelini kazar ve köşkün altına tramvay raylarını döşeyerek köşkü ağaçtan 4 metre 80 santim kenara çekerek hala Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan çınar ağacının kurtuluşunu sağlar…Yıl 1930 Atatürk dünyaya somut bir çevre dersi vermektedir… Yıl 1996 televizyonda, Amerika’da eski ünlü bir müzikhol hiç yıkılmadan dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle raylar üzerinde iki metre kenara çekilerek yerine yeni bir binanın yapıldığı duyuruluyor. Bilim ve tekniğin geliştiği yıllarda. Oysa, Atatürk 1930 un koşullarında 4 metre 80 santim çekiyor bir ağaç kurtarmak için.. [ Mesaj 01 Mayıs 2007, Salı - 04:21 tarihinde, DraculaVigorous tarafından güncellenmiştir ] [ Mesaj 01 Mayıs 2007, Salı - 04:28 tarihinde, DraculaVigorous tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pyro Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2007 mail olarak gelmi$ti daha önce.okuyunca "vay be,helal olsun" demi$tim.$imdi ü$enmeden tekrar okuyup yine aynı tepkiyi verdim.büyük insan olmak böyle bir$ey sanırım,hiçbir$eyden yılmayarak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar