slayer77 Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Bir E-mail ile elime gelen güzel bir yazıyı sizlerede aktarmak istedim.43 yıldır sorulması gerekilen gerçekler ve doğrular. 43 yıldır Ab'ye girmek için çalışıp çabaladık sonuç? İşte size sonuçlar. "AB için referandum yapılsın." Madem millet için AB'ye girmek istiyorsunuz. .. Yetti artık, emrivaki... Millete sorun. İstiyor mu, istemiyor mu? Çünkü benim bildiğim, AB'nin bir numaralı kriteri, millet ne istiyorsa, onu yapmak... Aksini değil. Bu nedenle onlar kendi milletlerine sordu... İsteyen girdi, istemeyen girmedi. Mesela, Norveç... Seçilmiş bir hükümet vardı iktidarda. Yani milletten "yetki" almıştı. Ama buna rağmen, referandum yaptı. "Hayır" dedi millet... Girmediler. Bir zarar gördüklerini de, görmedim. Peki ya biz? İlk başvuru, 1959'da. Menderes... Rahmetli... Kimseye başvurdu mu, "başvuralım mı, başvurmayalım mı" diye? Başvurmadı. Başvurmadan başvurdu... Sonra? Hatırlayın... Demirel, Ecevit, Özal, Yılmaz, Çiller... Hepsi birer defa girdi AB'ye... Hepsi, ayrı ayrı kutlama yaptı AB'ye girdiğimiz için. E baktı ki millet, bir yere girdiğimiz falan yok... "N'oluyor" demeye kalmadı... Tayyip Erdoğan iki defa daha girdi. Patlattığımız havai fişeğin haddi hesabı yok, AB'ye girdiğimiz için. En fazla defa biz girdik! Ama hâlâ dışardayız. Hatta, dışarda bi tek biz varız. Bu arada bize giren girene... Ve işte bugünkü soru... Siyasilere değil, size. Herkes kendine soracak. Herkes kendine verecek cevabı... 1963 Ankara Anlaşması'nı milat kabul edersek... Dile kolay, 43 yıldır... Ekonomiden hukuka, tarladan gökyüzüne, aklınıza gelen gelmeyen her konuda "AB'ye uyum için" yasa çıkardık. Hayatınızda olumlu yönde ne değişti? Size ne faydası oldu? Çünkü şöyle bir manzara var. Çıkarılan AB'ye uyum yasaları... Bölücüye yaradı. Apo'ya yaradı. Fehriye'ye yaradı. Köktendinciye yaradı. Takıyyeciye yaradı. Diasporaya yaradı. Rum'a yaradı. Cari açığa yaradı. Kapkaççıya yaradı. Katile, ite, uğursuza yaradı. Peki... Aynı AB'ye uyum yasalarının... Vergisini ödeyen, karıncayı incitmeden hayatını sürdürmeye çalışan, yargıya güvenen, devletini seven, bayrağına saygı gösteren, namuslu, yurtsever vatandaşa nasıl bir faydası oldu? Açalım biraz... Bu nasıl ortak? Sınıflar sardalya kasası gibi... 60'şar 70'şer kişi sığışıyor çocuklarımız. Öğretmenlerimiz, ameleden az kazanıyor. Bu şartlarda AB'ye girmemiz mümkün mü? Değil. Peki siz hiç, bugüne kadar Avrupa Birliği'nin bir defa olsun, "bu sorunu çöz, çözmezsen olmaz" dediğini duydunuz mu? Ben duymadım. Ama eğitimle ilgili ne duyuyoruz hep? "Ruhban Okulu'nu aç." Sabahın 4'ünde giriyoruz hastane kuyruğuna... Kalp ameliyatına bile 6 ay sonraya gün veriliyor... Temel insan hakkımız yok yani! "Al şu fonları, hastane aç" diyor mu? Demiyor... Ne diyor? "Limanları aç." Bayramda 104 kişi daha öldü. Her yıl küçük bir Avrupa kenti kadar insanımız yollarda heba oluyor. "Yollarını düzelt" demesi gerekmez mi? Gerekir... Ama o ne diyor? "Ermenistan' a yol aç." Resmi olarak 2.5 milyon, gayriresmi olarak 10 milyon işsiz var Türkiye'de. Fas'ın Tunus'un Cezayir'in işsizini alıyor. Bize duvar. Bi tek kimi alıyor bizden? PKK'lıyı. İşçi suçlu. Terörist mağdur. Bölücü posteri taşıyana "dokunma" diyor. Atatürk posteri asana "indir onu" diyor. AB üyesi İngiltere, kendi genelkurmay başkanına göre bile, "elalemin ülkesinde işgalci." Çıt çıkmıyor. Bizim asker, "kendi toprakları üzerinde" uçak uçuruyor... Şiddetli itiraz. Kınama. El ele verip, Çanakkale'den Antep'e, İzmir'den Urfa'ya, katlettikleri Türk'ün haddi hesabı yok. "Soykırımcısın" diyor. "Değilim" demek yasak üstelik. Kendi ülkesinin şartlarına göre kanun çıkarmakla yükümlü olan Meclis, "tercüme bürosu"na döndü... Trafik suçu bile işlenmeyen ülkelerin kanunları bire bir Türkçe'ye çevriliyor. Sonra ne oluyor? İt, uğursuz kol geziyor. Namuslu vatandaş korku içinde. Farz edelim, Akmerkez'e gittiniz. Üstünüz aranıyor mu? Aranıyor... Çocukların bile aranıyor. Ama polis, şüphelendiği bir kişinin üstünü arayabiliyor mu? Arayamıyor. Neden? Çünkü artık, hakim kararı gerekiyor. Akmerkez'deki güvenlik görevlisinin hakim kararına ihtiyacı yok... Devletin polisinin hakim kararına ihtiyacı var. Buna "AB'ye uyum" deniyor. Tatile gideceksiniz. .. Mesela, Belçika'ya. Vize vermek için, tapu istiyor, banka cüzdanı istiyor, gidiş-dönüş uçak bileti istiyor, kalacağın otelin rezervasyonunu istiyor, şimdi yeni moda çıktı, kulaklarını gösteren fotoğraf istiyor. Ama Fehriye orada. Hâlâ bir terslik yok mu burada? Cumhuriyet 83 yaşında... AB kaç yaşında? "AB için referandum yapalım" dedik... Ali Kemaller çok kızdı. Devam o zaman... Temel sorun şu aslında... Yıllardır diyorsun ki, "AB, AB... " E görüyorsun ki, iş boka sarıyor. Şimdi çıkıp, nasıl diyeceksin.. . "Bu iş yanlışmış." Nasıl diyeceksin? İnsanın, yanıldığını kendisine bile itiraf etmesi zordur. Ama yanıldıkları nokta, AB değil. "Türkiye'yi adam edecek" bütün güzelliklerin, ancak ve sadece, "dışardan gelebileceğini" sanıyorlar. "Bizi kurtarsa kurtarsa, yabancılar kurtarır" zannediyorlar. Yanıldıkları nokta bu. Zihniyetlerinin dedeleri de, İngiliz Muhipleri Cemiyeti'ydi. .. Amerikan mandacılarıydı. Hatta, başka versiyonlarını da yaşadık, yakın geçmişte... Hatırlayın... Sovyet'e sarılmıştı çoğu. Kendi devrimine dudak büküp, elalemin devrimini alkışlıyorlardı. Gorbaçov çıktı, pardon dedi... Harç bitti, yapı paydos, herkes yoluna... Ayazda kalakaldılar! Savruldular. Kimi "eşitlik meşitlik" falan derken, en vahşi patrondan daha kapitalist oldu... Kimi daha düne kadar Allah'a bile inanmazken, takke taktı kafasına. Nereyi tuttularsa, kurudu! "Yabancıların" becerebileceğine inandılar... Mustafa Kemal'in "kalıcı" olabileceğine inanamadılar bir türlü. Bakar kör çünkü bunlar. Görmüyorlar. Ama dünya görüyor... Geçen yüzyıldan bu yüzyıla "ayakta geçmeyi başaran tek ideoloji" O ufak tefek, sarışın adamın devrimi oldu. İlelebet payidar. Ben de şunu görüyorum naçizane... Ve gurur duyuyorum... Bunlar nereye sarıldıysa, kurudu. Ama özellikle lise ve üniversite gençliğimizin yüreğinde yeşeriyor Kemalizm hergün... Her genç, yeni bir fidan... Kökleri Asya'da, dalları Avrupa'da, yaprakları ABD'de Avustralya'da. Bu gençlerden cesaret alarak, soruyorum... Cumhuriyet 83 yaşında. AB kaç yaşında? Milletlerin ömrüne bakacaksak eğer... Bizim devletimiz varken, bunlar mağarada yaşıyordu, mağarada. Sen kime akıl öğretiyorsun? Hıyarağası! [ Mesaj 24 March 2007, Saturday - 21:29 tarihinde, slayer77 tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sylian Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Bazi kararlari millet vermemeli cunku dunyanin neresinde olursa olsun milletlerin kolektif bilincleri muz kabugunun bilinc seviyesini gecemiyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chemical Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 AB nin sadece iyi yanlarını, hayat standartlarını örnek alsak, kendimize uymuyan kısımlarını gayet biliyoruz zaten, onları kabul etmesek, AB ye girmeye çalışıp saçma sapan şeyler yapmak yerine önce AB standartlarına erişsek sonra AB ye girmesek? Girmeyelim bence. Hani eve misafir gelince 3 çocuk olunca 2 çocuk çadır kurar 3. yü dışlar, çadıra kabul etmek için binbir türlü şey yaptırır ya, ona benzetiyorum. AB ye girince çadıra girmiş gibi olucak bence, içi gayet boş sadece dışarıdan güzel gözüküyor. Zaten bu ülkenin dışarıdan yardım alması özellikle AB gibi bir şeyden yardım alması bence imkansız, bi defa neden yardım etsinler? İnanmıyorum AB nin bizim yararımıza olacağına. Bence AB standartlarına erişelim ama AB ye girmiyelim fitil olsunlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pekaziz Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 AB bu halkın gözünde artık sonu gelmiş bir macera, bunu cümle alem biliyor. İktidarların tek derdi AB kapısından aman ha kopup tekrar Kemalist rotaya döneriz endişesi. Bu olunca zaten kriter filan kalmayacak, çağdaşlaşma hızla başlayacak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Bu durum aslında psikolojik inatlaşma biraz. Esasen AB'nin Türkiye'ye vereceği birşey yok; ama bizim bir görevimiz var. Gireceğiz o Avrupa'ya bir şekilde. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
slayer77 Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 24, 2007 @huun Evet bir gün AB'ye belki giricez ama biz girene kadar Ab bize giricek kuralları ve şartları ile girdimizde ise Türkiyeden sadece bir kalıntı kalmış olucak. @chemical Evet sana kartılıyorum Ab sınırlarında olup girmemek bu onları delirtmeye yeter ama zaten onların amacı bizleri kendi seviyesine çekmek değil aksine bizlerin gelişmesini elinden geldikçe yavaşlatmak çünükü bizler nekadar hızlı gelişir ve onların seviyesine gelirsen hemen hemen bütün konularda ozaman AB Türkiye üzerindeki kontrolünüde kaybeder bunu istemezler AB diyerekden kotrolde bir ülke var her konuda zenginlikliği var bunları kullanmadan(sömürmeden) kontrolü kaybetmek istemezler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fin Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 valla bencede halk karar vermesin en son verdiğinde rte adında bişi seçtiler,ama bilmiyorum şu an Ab'ye girsek sanki hersey birden upgrade olup onların seviyesine erişecekmişiz gibi düşünüyor insanlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nedanko Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Artik kutuplasan Dunya'da kendine bir taraf bulmak zorundasin. Avrupa olmazsa Turkiye'nin yonu araplardan baska bir yone kaymaz, Turki devletler falan hic demeyin cok komik oluyor.. Ataturk'de yolu cizerken muassir medeniyetlerin yolunu gosterdi. Muassir medeniyet neredeyse, oraya yonelmeliyiz dedi. Avrupa birligi'de bunu sagliyor, sana yol ciziyor, zorlama ile de olsa yapmis oluyorsun. Bugun Avrupa Birligi nanesine cok guzel adimlarda atildi, ama bunlari bir anda goremezsin tabi, uygulamasi yillar alir. Sigara icmeye ceza geldigi ilk zamanlari hatirliyorum, insanlar halen otobuste orada burada fosur fosur sigara iciyordu, sonra zamanla oturdu bu kultur. Onun icin bu tip seylerin donusunu hemen beklemek sacmalik, hayalcilik olur.. Ha hersey gul pembe demiyorum, yonetimin basiretsizligi ortada, ama bu da psikolojik birsey. Acik olan birsey var ki, Avrupa'lilara veya Avrupa'ya karsi bir ezikligimiz var. Bu eziklik galatasaray'in fenerbahceye karsi duydugu eziklik gibi birsey. Yanlis anlasilmasin sporla cok alakam yoktur laf falan sokmuyorum, ama bildigim ve gordugum kadari ile Galatasaray cok iyide olsa o donem, Fener kotude olsa, derbilerde genellikle Fener almistir. Yanilmiyorsam ayni sey Besiktas- Fener arasinda da gecerli. Her neyse demek istedigim bu tip bir eziklik var. Toplumsal bir eziklik oldugu icin yonetimede kayiyor bu. Basiretsizlik ortaya cikiyor. Cok buyutuyoruz gozumuzde Avrupa kulturunu ve Avrupalilari diye dusunuyorum. Bugun her yonuyle hayranlik duyulmasi gereken bir kultur varsa o da Asya (Japon-Kore vb.) kulturudur diye dusunuyorum, zaten gunden gunede bu hayranligim artiyor. Ama bu eziklik tamamen bati emperyalizminden kaynaklaniyor. Tv'de radyo'da orada burada heryerde bize boyle empoze ediyorlar. Bundan nasibini alan bir tek biz degiliz tabii, bu empreyalizmden kucugunden buyugune bir cok ulke etkileniyor. Ornegin, Japonya muhtesem bir ekonomiye sahip, kultur bakimindan en cok sevdigim kulture sahip ulke, ama bir cok komsusu onu bati ozentisi olarak bilir. Ki benim sahsi goruslerimde oyledir onlar hakkinda. Ozentilik ve hayranliklari vardir batililara karsi. Bazen bizimle bir cok ayni nokta yakaliyorum onlar arasinda.. Birde olayin toplumsal paranoyaklik kismi var. Turk'un Turk'den baska dostu olmadi inanci. Bu psikolojiyi bazi insanlarda gormek cok mumkun etrafinizda. Bu tip insanlar herkesin surekli onun hakkinda konustugunu, herkesin tek derdinin o oldugunu,butun herkesin onun kotulugu icin calistigini etc falan dusunur. Bizde oyleyiz, Herseyi ustumuze aliyoruz, sanki cok kapsamli adamlar plan yapiyor dusunuyoruz. Daha gecen Guney Korea'nin futbol takimiyla ilgili bir baslik vardi, o bu dediklerime bir ornektir yani. Isin ozu, Turkiye'nin baska bir alternatifi yok, ve boyle bir Dunya duzeni icinde, hele ki boyle oturmus koklu bir rusvet, vurdumduymazlik, tembellik kulturu icinde de tek basina Turkiye'nin duzelmesi zor olan bir sey. Imkansiz degil ama uzun zaman alacak bir sey. Bu kotu birseyde degil. Avrupa Birligi hedesine Italya'da rusver burokrasi inanilmaz duzeldi, keza Yunanistanda da oyle. Ve bu yasadiklarimizi diger ulkelerde yasiyor. Mesela bu anadilde egitim, TV radyo meselesi tartisilirken, ayni donem ayni sorunlar Avrupa birligine girmekte olan bir ulkede tartisiliyordu. Onlarda Avrupa Birliginin dayatmasiyla bu sorunla karsi karsiya kalmisti, ve ayni bizim gibi istemedikleri bir olaydi. e bitiriyim artik, kolum yoruldu.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
slayer77 Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Farz edelim, Akmerkez'e gittiniz. Üstünüz aranıyor mu? Aranıyor... Çocukların bile aranıyor. Ama polis, şüphelendiği bir kişinin üstünü arayabiliyor mu? Arayamıyor. Neden? Çünkü artık, hakim kararı gerekiyor. Akmerkez'deki güvenlik görevlisinin hakim kararına ihtiyacı yok... Devletin polisinin hakim kararına ihtiyacı var. Buna "AB'ye uyum" deniyor. Komik bir bilgi vereyim.Polis, Hakim izni ile arama yapıyor türkiyede.Ancak AB ülkelerinin bir çoğunda belkide hiç birinde böyle bir kural yada yasa yok.Polis şüpheli gördüğü kişi aramda yapabilir, kimlikde isteyebilir, merkezede götürebilir.Bu yasa sadece Türkiyede kullanılıyor.Evet Ab'ye uyum AB'de yapılmayan bir uyum yasası. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fin Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 konuyu dağıtıcam biraz ama türk polisine güvenmiyorum ,öyle bi haklarıda olmasın zaten gerek yok işlerini doğru düzgün yapsınlar ki bi operasyon,baskın oldumu arama kararı 1-2 dakika içinde cıkıyor böyle aylar süren mahkemeler olmuyor polis arabası yol üzerindeyken gideceği yere çoğu zaman cıkar o karar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cthulhu Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 fin'e katılıyorum..polisi sevmiyorum hiç daha doğrusu güvenmiyorum.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Valla polis çatır çatır arıyor benim üstümü, görüyorum yol kenarında milleti de arıyorlar, sadece beni değil hehe Bir de Türkiye'de polis kadar gariban bir meslek grubu yok. Adamlar bütün gün kelle koltukta görev yapar, gider yakalar suçluyu sonra karakoldan suçlu daha önce çıkar. Garibim polis sonra ne suçluya yaranabilir, ne halka. Belirtmek isterim ki artan suç oranlarında en az sorumluluğu olan polis. Amerikan polisine güvenin, Türk polisine güvenmiyorsanız. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 AB dediginiz olay zaten biz girene akdar kendi icinde patliycak birisi cadir ornegi vermis aynen oyle hatta sole diyim o cadira 3. cocuk girdigi zaman icerdeki 2 cocuk sIkIlIp baska oyun oynamaya gidicekler ve cadirda yanniz kalicak bizimkisi aynen oyle ingiltere kamuoyu bugun AB ye karsi ve kesinlikle istemiyorlar ingiliz arkadaslar var takiliyolar "siz girmeye biz cikmaya ugrasiyoruz, biz cikalim yerimiz sizin olsun yeterki cikalim lawl" die keza bunu gecen yillardkai AB anayasasi oylamasinda gorduk fransizlar siddetle reddetti AB siyasal bir birlik olamiyicak ABD avrupadan yollanan capulcualrla doluydu ve habire avrupalilar tarafindan somuruluyorlardi kucuk kucuk develtler birlesip birlesik develtler kuruldu bu kucuk devletlerin milliyetcilikle veya tarihel alakasi yoktu birlik olup gunu kurtarmayi ve gelecege yelken acmak istiyorlardi gecmisleri ise yoktu avrupa ise yaklasik 2500 kusur yillik zengin bir mirasa sahip milliyetcilik akimlarinin dogdugu ve tirmandigi din savaslarinin tam gaz surdugu tarihin belkide en action i bol kitasi ve tarih bu milletlerin siyasal oalrak birlesmesine engel fransizlar hala ingilizceyi yok sayiyor, bir cumle ingilizce konusmak yerine olmeyi tercih ediyorlar almanlar hala 2. dunya savasi ve arkasindan soguk savasin getirdigi tahribatin etkisinde ingiltere deseniz 2. dunya savasindan sonraki cokus sendromunu hala atlatamamis durumda, adasina hapsolmus ABD ye yaranarak dunyada eski nufuzunu surdurmeye calisiyor vs vs turkiyede misal bizi 4 le carpip 12 ye bolup 3 azaltip dincilerle topliycaklar sendromu var AB bu yuzden ise yaramaz bos bir hayal turkiye icin degil sirf butun avrupa icin ekonomik bir dayanisma birliginden oteye kesinlikle gidemez bunun yaninda rusya putin in demir yumrugu altinda giderek gucleniyor putin basindan beri diyordu zaten tek hayalim rusyanin sovyetler birligi donemindeki gucune geri kavusmasi diye hatta butun dunya rusyayi izliyor su anda cunki putin her gun biraz daha ileri gidiyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Angelotti Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 e tamam güzel bir yazı da o hıyarağası nedir.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Apache Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 ab ye girme kapsamında,kendi başımıza yapamayacağımız güzellikler geldi. eskiden olsa yaya şeridi yol üstündeki çiziklerden ibaretti.özellikle şimdilerde çok dikkat ediyorum yaya çizgisi ve yaya ışığına sürücüler dikkat ediyor. bu çok çok ufak bir şey.ama kafalardaki değişimi gösteriyor. ve ayrıca her ne kadar polis geçmişte siyasi olaylara bulaşmış olsa da tek güvencemizdir.güvenmiyorum diyenler evlerine hırsız girdiğinde,darp edildiklerinde pls polisi yardım için aramasın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
slayer77 Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 @Fin ve CthuLhu Polise günevememe konusunda bişe diyemem ama bunun nedeni Devleten kaynaklanıyor gelen saçma sapan yasalar polisi pasifleştiyor bir.Bir hırsızı kapkaçcıyı yakalıyor 2 gün sonra sebest elini kolunu sallalaya sallaya dolanıyor bidaha yakalıyor gene aynı artık bırakıyor biliyor 2 gün sonra gene sebest diye.Ha ewet herseferinde de gitmeli 2 gün sonra bırakılcanı bilsede ama siz kendiniz polis yerine koyun 290785423809742984 defa yakaladıkların kısa sürede serbest bırakılıyor sen peşinde koşarmısın?Bence hayır koşmasınız. Buda polisi sevilmemsine sebeb oluyor.Bunun dışında bir çok neden var sonucunda polis suçlu duruma düşüyor.Polise güvenmiyorsanız işiniz düşdünüzdede çağırmassınız artık. (: @Huun Eğer bir polis senden kimlik istersen arama yapıcaksa izin belgesi iste yoksa dön arkanı çek git hiç bişey yapamaz hakkı yok zor kullanırsa şikayet et.Biri ben polisim felan dersen polis kimlini istemeyi unutma. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 25, 2007 hehe slayer, adam resmi polis, belinde tabancası, altında motoru, üstünde üniforması var. Kimlik sormaya gerek yok da, adamlar arıyor üst baş. Aratmazsanda alı koyma yetkisi var. Üst arama konusunda yanlışın var slayer. Ev, iş yeri vs aramalarında o dediğin geçerli. Yoksa polis kıllandığı adamı hertürlü arayabilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar