Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

R8 denen olgu


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:

Selam,

Gövde
Bir spor aracın gövde hafif olmalıdır ve aynı zamanda da dinamik zorlanmalara dayanacak şekilde geliştirilmelidir. Aynı zamanda da iyi bir ayrodinamik gerekli. Bu sayede yüksek hız desteklenir. Ve sürücüsün güvenli bir yaşam alanı sunmalıdır bu sebeple pasif güvenlik çok önemlidir.

Tüm bunlara cevap veren ise ASF (Audi Space Frame). İlk olarak 1998 yılında A8 modeliyle işlemeye başladığı alüminyum teknolojisinde oldukça ilerledi. Maksimum stabilite ve hafiflik hedefleyen bir yapı. Audi alüminyum yapılı otomobil gövdesi yapımında Dünya lideri konumunda. Tüm bu maharetlerini ise en son ürünleri olan R8 modelinde kullandılar.

R8'in gövde iskeleti sadece 210kg. Kasa boyutunun ve ağırlığının kasa rijitliğine oranı size spor otomobil iskeletinin gelişmişliğini gösterir. Gövdenin %70'i ekstürüde (yani profil çekme imalat yöntemidir, misal pimapen iskeletleri), %22 metal paneller, %8'i ise vakum kalıplama teknoloji ile şekillendirilmiş metal. Tavan sacı özel olarak formu nedeniyle hidroşekillendirme teknolojisi ile yapılıyor. Bu teknolojide metalin bir yüzeyinden hidrolik sıvı ile basınç uygulanır ve kalıp yüzeyine tüm noktalarında eşit basınç ile sıvanır. Böylece oldukça karmaşık parçaların imalatı mümkün olur. Bu da bize Audi'nin kalite anlayışını göstermektedir.

Bu komplike parçaların birbirlerine montajı da oldukça önemlidir. Örneğin A sütunu ile tavanın veya darbe emicilerin birbirine bağlantısı. Aynı zamanda Audi magnezyum kullanarak aracı daha hafif kıldı ve bunu yaparken de rijitlikten ödün vermedi. Özellikle motor bölümünde bu malzeme kullanıldı.

Şase büyük oranda elle montaj yapılıyor. Profesyonel kişiler tarafından yapılan montajda toplam 99 metre kaynak yapılıyor. Metal panelleri tuttururken toplam 782 perçin ve 308 adet kendinden delicili (piyasada matkap uçlu vida olarak bilinir) vida kullanıyorlar. Önceden hazırlanmış delikler yerine bu tarz vidalarla düz malzemeye montaj aşamasında vida kendisi deliyor ve montaj boşlukları ortadan kalkıyor. Montaj safhasında 38 kaynak makinası, 5 perçin takımı, 5 robot kullanılıyor. Montaj 95 lazer sensörü vasıtasıyla 220 noktadan yapılan ölçüm ile kontrol ediliyor ve bu kontrol 5 saniye içersinde gerçekleştiriliyor. Bu işlemden önce ise çalışan parçalar için gereken 52 adet delik ve boşluk açılıyor.

Audi, Neckarsulm tesisinde bilgisayarlı tomografi cihazı sayesinde montaj sonrası birleşme yerlerini mikron (insan saçının 100de 1i) hassasiyetle kontrol ediyor. Koca bir R8 şasesinin komple olarak kontrolüne imkan veren sistem şase üstünde herhangi bir kontrolsüz nokta bırakmıyor. Bu sistem elektronik parçaların kalite kontrolünde de kullanılıyor.

LeMans deneyimleriyle geliştirilen ayrodinamik şekil sayesinde olabilecek en düşük rüzgar direnciyle en yüksek bastırma kuvveti elde edilmiş oluyor ve bu oran ile şimdiye kadar üretilmiş tüm spor araçlardan çok daha verimli bir şekil yakalandığını söylüyorlar.

Arka spoyler 100km/h hızdan itibaren otomatik olarak yerinden yükseliyor. İçindeki özel materyal sayesinde yuvasındayken de egzoz bölgesinden ısı atılmasında kullanılıyor. Önde ve arkada yer alan difizörler sayesinde aracın altında düşük basınç elde ediliyor ve araç yere daha sağlam basıyor. Aracın altı tamamen kapalı. Aslında sadece bir tek nokta açık ve o da kuru yağlama bölmesinin soğutulması için.

Ve görseller :)
[spo]











[/spo]

Saygılar.

Mesaj tarihi:
Şimdi biz bunu alabiliyor muyuz? Hayır. Kullanabilecek miyiz? Hayır... O zaman Audi sux.

Aynı zamanda bunda halat yeri de yok, verseler kullanmam, halatsız Audi mi olurmuş...

Ölmeden önce bir RS4 alana kadar (o zamana kadar RS4 kalmaz, ayrıı) Audi'ye laf etmeye devam ediyorum, bu da benim bakış açım. Buyur paramecium söz sende.

(ha bir de bu arabaya o kadar para verdikten sonra mesela kadınlar önünde dizilmeyecekse veya köprü trafiğinde direk emniyet şeridinden gitme hakkı verilmeyecekse ne anladım ben... gerçi o parayı verdikten sonra zaten helikopterle geçiyorumdur köprüyü ama... evet evet sanırım saçmalıyorum)
Mesaj tarihi:
Selam,

@cafein:
RS4 düşleyen tek sen değilsin ama RS2 bile alacak duruma geleceğimi sanmıyorum ben :P Ayrıca koyarız bir "mavi ışık" sen de emniyetten geçmeye başlarsın =)

@Fistan:
Hmmmm... Evo'yu da severim :) O zaman listeyi düzeltip Evo yazıyorum senin için. Artık bu gerçekleşene kadar Evo XXXVII çıkar ama olsun :P

@Redogski:
Havalandırma için. Böylece diskin içinden daha fazla hava geçecek ve daha hızlı soğuyacak.

Saygılar.
Mesaj tarihi:
Selam,

DynamicK seni artık patinaj bölümünde pek göremeyiz sanıyordum ben :) Malum paticik falan yoğun oldun sen.

*paramecium R8 satışa çıktıktan sonra caddeye çadır açar*

Saygılar.
  • Admin
Mesaj tarihi:
Gazetede okudum da bugun hemen iliştireyim dedim.
Bırakırmıyım burayı pehh 3 mod olarak açtırdıydık zamanında.
Zegna , DynamicK, Silthanas

ehe biri forumu bıraktı simdi dier 2 si genel yonetici oldu.
Patinaj bölümü bırakılmas =)
Mesaj tarihi:
said:
@Redogski:
Havalandırma için. Böylece diskin içinden daha fazla hava geçecek ve daha hızlı soğuyacak.


bende öyle tahmin ediyordum zaten.ozaman resimde gördüğümüz gibi delik açmışları bu demek oluyorki gösteriş için yapılmış bişey.seramik frene havalandırma falan gerekmez :D.zira f1 teknolojilerinde gördüğümüz gibi.delik olmasa fren mesafeside kısalır.
Mesaj tarihi:

Selam,

@DynamicK:
Çok iyi konu bağlıyorsun, takdir ettim :)

@Redogski:
F1'deki araçların da soğutma problemleri var. Şuna bir bakalım :)
[spo][/spo]

Fakat onlarda çamurluk davlumbazı gibi bir mantık olmadığı için diskleri soğutmaları normal bir binek araca göre daha kolay ve hızlı.

Şu alıntılara bir göz atalım (iş yerinde tercüme zor iş)

said:
In physical terms we can state that energy is the power to do work. When a car comes down a straight line at 300 km/h or more, that car has lots of kinetic (movement) energy. Due to the fact that energy does not get lost, but can only be transformed one kind into another, at braking most of the kinetic energy is transformed into potential energy, more specifically warmth. Formula One cars must sometimes decelerate in a matter of seconds from 350 km/h to about 70 km/h. This procedure generates enormous heat, resulting in brake temperatures up to 1000°C, where on the end of the straight, right before braking, that is nearly 400. That 1000°C occurs at the end of the braking, and is about the highest temperature a carbon brake disc (as they are used in F1, and limited to 28mm thickness and 278mm diameter by the FIA) can take.

A mere 4 seconds is the amount of time it takes for a Formula One car to go from 300km/h to a complete halt. At 200 km/h, a Formula One contender requires just 2.9 seconds to stop completely, a process that will have been accomplished over 65 meters. At 100km/h, these values are just as mind-blowing: 1.4 seconds and 17 meters! Under these heavy braking periods, a driver is subjected to a horizontal deceleration of close to 5,2G.

he only configuration that allows this performance at the moment is a brake disc/caliper combination of carbon fibre. Its crude performances fast decelerations while its weight allows for each break-disk to remain below the1 kg/each mark. Furthermore, its capacity to take on and dissipate heat provides unequalled longevity: even when heated to over 1000°C prior to cornering, about 800 times per race, the carbon-fiber will last for the duration of a Grand Prix event without complaint. Steel, used until the 80's, was abandoned without any regrets and the overall performance in F1 came out on top.

The use of carbon-fibre brakes requires a little time to get used to,” states Jarno Trulli. “In fact, during the first milliseconds after pressing the brake-pedal; it feels like nothing is happening.” This delay is in fact the length of time required by the disk/caliper tandem to reach operating temperature, which increases by 100°C per tenth of a second for the first half-second of braking, after which it can reach up to 1200°C. After that short period, deceleration is immediate, and brutal.

From within their cockpits, drivers can adjust the distribution of braking power between the front and rear of their contenders.This influences the handling of the car. Generally speaking, the front has a priority to within a 51% to 60% margin, depending on track conditions. During a race, reducing the rear braking power allows for reduced rear tyre-wear and thus influences the traction.


ve ayrıca Ferrarinin ve McLaren'ın diskine bakarsanız havalandırma deliklerini ve hatta basit bir kanat şeklini görebilirsiniz:
[spo]
McLaren

Ferrari
[/spo]

Devam...
said:

These brakes are extremely expensive as they are made from hi-tech carbon materials (long chain carbon, as in carbon fibre) and they can take up to 5 months to produce a single brake disk. The first stage in making a disc is to heat white polyacrylo nitrile (PAN) fibres until they turn black. This makes them pre-oxidised, and are arranged in layers similar to felt. They are then cut into shape and carbonised to obtain very pure carbon fibres. Next, they undergo two densification heat cycles at around 1000 degrees Celsius. These stages last hundreds of hours, during which a hydrocarbon-rich gas in injected into the oven or furnace. This helps the layers of felt-like material to fuse together and form a solid material. The finished disc is then machined to size ready for installing onto the car.

The main company that makes brakes for F1 cars is Brembo. Carbon discs and pads are more abrasive than steel and dissipate heat better making them advantageous. Steel brakes as used in CART are heavier and have disadvantages in distortion and heat transfer. Metal brake discs weigh about 3 Kg, carbon systems typically 1.4 Kg. Metal brakes are advantageous in some aspects such as 'feel'. The driver can get more feedback from metal brakes than carbon brakes, with the carbon systems often being described like an on-off switch. The coefficient of friction between the pads and the discs can be as much as 0.6 when the brakes are up to temperature. You can often see the brake discs glowing during a race, this is due to the high temperatures in the disc, with the normal operating temperature between 400-800 degrees Celsius.


Saygılar.

Mesaj tarihi:
bu seramik frenler 100.000km kadar dayanabiliomus, dogru mu

edit: solemeden gecemicem bu arabada beni en ceken mantik ASF oldu. Audi sux, ama Audi Space Frame rox :)

[ Mesaj 19 February 2007, Monday - 19:29 tarihinde, ivan tarafından güncellenmiştir ]
Mesaj tarihi:
Selam,

ivan sux dediiiii :(((((((

Yere hemen audigram çizip seni kurban edicem tanrılara (4 halka = 4 tanrı) :P

Adamlar gerçekten ASF ile şase üretiminde aştılar. Bu arada hidrolik ile kalıplama yöntemini geliştiren Audi'dir. Hatta ürettikleri A2 modeli de hatırlayacağınız üzere ASF ile üretilmişti ve üretildiği yıl en uzun lazer kaynak ünvanına sahipti; 102cm kesintisiz alüminyum lazer kaynak.

Saygılar.
Mesaj tarihi:
Olabilir... Hala Sux.

Benim Volvo'nun yanına bir tane de metalik mavi RS4 olsa fena mı olurdu yani? :P (Hani paramecium kazara lotoyu tutturursa diye şansımı zorluyorum, yoksa Audi manyağı değilim... ben tuttursam bir Evo VIII bir de Volvo S60 R farz mesela)
×
×
  • Yeni Oluştur...