Reaper08 Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Kronolojik Sırayla Hayatı 1881 - Atatürk'ün doğumu 1893 - Askeri rüştiyeye öğrenci oluşu 1899 - Harbiye'ye geçişi 1902 - Erkan-ı Harbiye'ye girişi 1906 - Üç dört arkadaşıyla Şam'da gizli olarak "Vatan ve Hürriyet" adındaki cemiyeti kurması ve aynı yılda Selanik'e geçerek aynı cemiyetin şubesini açması 1907 - Askeri rütbesi kolağası oluşu ve yine aynı yıl içinde görevinin Makedonya'daki 3. Orduya nakli, Cemiyetinin Merkezi Selanik'te İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşmesi 23 Temmuz 1908 - Yukarıdaki gizli ve siyasi faaliyetlerinin sonucu 2. Meşrutiyetin, padişah Abdulhamit'e kabul ve ilan ettirilmesi 13 Nisan 1909 - İstibdat taraftarlarının yeni rejime karşı ayaklanmaları Rumeli'den bunları bastırmak için yola çıkan Hareket Ordusunun Kurmay Yüzbaşkanlığına deruhte etmesi ve bu ayaklanma da önemli bastırıcı rol oynaması 1911 - Trablusgarb savaşına iştirak etmesi ve oradaki kuvvetlerimizin Kurmaylığını üzerine alması. Bu arada rütbesinin binbaşılığa yükseltilmesi 24 Ekim 1912 - Balkan Savaşının başlaması üzerine İstanbul'a dönmesi ve Bolayır'da toplanmış olan kuvvetlerimizin hareket şubesi müdürlüğüne tayin edilmesi 27 Ekim 1913 - Sofya Ataşelikleri görevlerinin uhdesinde toplanması bu arada rütbesinin yarbaylığa yükselmesi 2 Şubat 1915 - Tekirdağ'da kurulması kararlaştırılan yeni bir tümenin komutanlığına tayini. Onun teşkil ettiği ve 19. Tümen adını alan bu tümen Çanakkale savaşlarında parlak başarılar göstermiştir 1 Haziran 1915 - Çanakkale savaşlarında gösterdiği büyük başarılardan dolayı rütbesi albaylığa yükseldi 1 Nisan 1916 - Çanakkale savaşları zaferlerimizle bittiğinden Diyarbakır'daki kolordunun komutanlığına tayin edilmiştir. Oraya giderken de rütbesi generalliğe yükseltildi 6-7 Ağustos 1916 - Rusların Diyarbakır istikametindeki taarruzlarını kırarak Bitlis ve Muş'u düşman işgalinden kurtardı. Bu başarısı üzerine 2. Ordu komutanlığına atandı. 31 Ekim 1918 - Mondros Mütarekesini müteakip Yıldırım Orduları Grubu Başkomutanlığını devir alması. 16 Mayıs 1919 - Acı mütareke günlerinin bir kısmını çok üzgün olarak geçirdiği İstanbul'dan 3. Ordu Müfettişliği göreviyle Bandırma vapuruyla geçti. 19 Mayıs 1919 - Kurtuluş Savaşının başlangıç noktası olan Samsun'a çıkmaları. 21 Mayıs 1919 - Erzurum'daki 15.Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ile temas etmesi 23 Mayıs 1919 - Ankara'daki 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa ile temas etmesi 28 Mayıs 1919 - Türk Milletini işgallere protesto için mitingler yapmaya davet etmesi 3 Haziran 1919 - Doğu vilayetlerinde bir Ermeni Hükümetinin kurulması ve İngiliz himayesi fikirlerine muarız olduğunu beyan etmesi 21 Haziran 1919 - Yurdun bağımsızlığını kurmak için Türk Milletini kendisiyle birlikte çalışmaya davet eden tarihi beyannameyi yayınlaması 8-9 Temmuz 1919 - Erzurum'dan askeri görev ve askerlik mesleğinden istifa ettiğini İstanbul Hükümetine bildirmesi 23 Temmuz 1919 - Başkanlığını yaptığı Erzurum Kongresinde millet iradesine dayanan bir millet meclisiyle kuvvetini, gene millet iradesiyle oluşan bir hükümetin kurulması lüzumunu ilk hedef olarak ilan etmesi. 4 Eylül 1919 - Sivas Kongresinde yurdun muhtelif bölgelerinde kurulmuş olan müdafaa cemiyetlerini Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirip bütün millet kuvvetlerini bir elde idare etmek imkanını sağlaması 11 Eylül 1919 - Çalışmalarını bitiren Sivas Kongresi delegeleri tarafından seçilen Temsil Heyeti Başkanlığına getirilmesi 15 Eylül 1919 - Temsil Heyeti, Türk Milletinin yetkili makamı olarak ilan edildi 7 Aralık 1920 - Temsil Heyeti ile birlikte Ankara'ya yerleşmesi ve bu şehri milli harekatın merkezi yapması 23 Nisan 1920 - Ankara'da Büyük Millet Meclisinin törenle açılması ve bu meclise başkan seçilmesi 20 Ocak 1920 - "Egemenlik Kayıtsız, Şartsız Milletindir" idare usulü halkın mukadderatını bilfiil elinde tutulması esasına dayanır, kayıtlarını taşıyan ilk demokratik Anayasayı Meclise kabul ettirmesi. 5 Ağustos 1921 - İlerleyen Yunan Taarruzu karşısında T.B.M.M. O'na Başkumandanlık görevini verdi. 19 Eylül 1921 - Sakarya Zaferinden altı gün sonra T.B.M. Meclisinin çıkardığı bir kanunla Mareşallik rütbesi ve Gazilik unvanı verildi. 27-28 Eylül 1922 - Gecesi büyük taarruz savaşının planlarını hazırladı. 26 Ağustos 1922 - Cumartesi sabahı Kocatepe'den büyük taarruz emrini verdi. 30 Ağustos 1922 - Dumlupınar'da ateş hatları arasında idare ettiği Başkomutanlık Meydan Muharebesini kazandı. 1 Eylül 1922 - Muzaffer Türk Ordularına "İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR İLERİ" emrini verdi 10 Eylül 1922 - Halkın çılgınca alkışları arasında İzmir'e girdi 2 Ekim 1922 - Ankara'ya dönüşlerinde eşsiz merasimle karşılanmışlardır 1 Kasım 1922 - Saltanatın kaldırılmasını temin eden Kanunu Meclis karşısında müdafaa kabul ettirmiştir 29 Ekim 1923 - 20:30 da "CUMHURİYET" ilan edilmiş ve Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir 3 Mart 1924 - Cumhuriyet rejiminin Türkiye'de kökleşip yerleşmesi için şart olan hilafetin kaldırılmasını sağlamıştır. Aynı yıl içerisinde medreseleri kapattırarak milli eğitim alanındaki birliği sağlama yolunu açmıştı. Gene bu suretle laik ve modern esaslara göre eğitim ve öğretim yapan müesseselerin kurulmasına zemin hazırlamıştır. 1 Mayıs 1924 - Orta Çağın dini hukuk geleneklerine göre çalışan Şer'iye mahkemelerini kaldırdı 26 Ağustos 1924 - Milli sermayeyi çoğaltmak özel teşebbüsleri teşvik ederek kurmak ve Türk bankacılığını geliştirmek amacıyla İş Bankasını kurdu. 5 Mayıs 1925 - Memlekette modern çiftçiliği geliştirmek maksadıyla yapılacak teşebbüslere bir örnek olmak üzere kendi parasıyla bir Orman Çiftliğini kurdurdu 1925 - Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ile ilgili kanun kabul edilerek batıl inanç ve taassup yatakları ortadan kaldırıldı 25 Aralık 1925 - Medeni kıyafeti getirdi 26 Aralık 1925 - Miladi takvim ve modern saat ölçüsünü değiştiren kanun kabul edildi 17 Şubat 1926 - Türk Medeni Kanununun kabul edilmesiyle Türk milleti ümmet devrinden çağdaş medeniyete geçirildi 1 Kasım 1928 - Çıkarılan bir kanunla Türk Milletinin kolayca okuyup yazmasını temin edecek olan yeni Türk alfabesi kabul edildi. 12 Temmuz 1932 - Yüzyıllardan beri ihmal edilmiş olan Türk dilini geliştirmek ve bu gelişmeyi kolaylaştırmak için lüzumlu gördüğü Türk Dil Kurumunu meydana getirdi 1934 - Yılının kasım ayında Türk kadınına siyasi hakları tanıyan yasa çıkarıldı. 24 Kasım 1934 - Hayatı boyunca Türk Milletine yaptığı eşsiz hizmetler göz önüne alınarak her Türk vatandaşının bir soyadı aldığı sırada T.B.M.M. O'na ATATÜRK soyadını verdi. 1934 - Avrupa'da baş gösteren siyasi buhran karşısında Balkan Antantının kurulmasında en önemli rolü oynadı. 1936 - Montrö Antlaşması ile boğazların tahkiminin sağlanmasını temin etti. 1936 - Sadabat Paktıyla memleketimiz için gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmasında nazım rol oynadı. 4 Temmuz 1938 - Türkiye'nin ayrılmaz bir parçası olan Hatay'ın bağımsız bir Türk devleti olmasını sağlamıştı ki bu vatan parçası ölümlerinden sonra Anavatan'a katılmak imkanını bu sayede buldu. 1938 - Yurt içinde her zaman yaptığı inceleme gezilerinin birinde hastalanmış bu rahatsızlığı Mayıs ayına kadar sürmüştü. 5 Eylül 1938 - Saraya gizlice çağırttığı bir notere vasiyetnamesini yazıp vermişti. 16 Ekim 1938 - Gittikçe ağırlaşan hastalığı karşısında günlük raporlar neşredilmesine başlanmıştı. 8 Kasım 1938 - Günü durumu çok ağırlaşmış ve neşredilen rapor üzerine bütün yurdu ağır bir acı kaplamıştı. 10 Kasım 1938 - Günü nihayet korkunç sonuç bütün acılığıyla gerçekleşmiş, Atatürk perşembe sabahı saat 9.05'te hayata gözlerini yummuştu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Reaper08 Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Bu konu bence yukarda asili kalmasi gerekiyor diye dusunuyorum.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
_Tidus_ Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 o kadar içki sigara içsem bende ölürüm Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 atanın calısmlarının 1000 de 1 ını yapta sonra konusursun ıckı sıgara ıctı dıye hangınız o kadar yogun stresı o calısma temposunu ve o sorumlulugun mılyonda bırını kaldırabılır acıba Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Arkasokak Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 babamda doktor kararıyla içkiyi bıraktı..babama bırakmamasını rahatça söyledim...keyif aldığın bir şeyi bırakarak yaşamaktansa öl daha iyi...nasıl olsa ölüceksin zevk al bari... atatürk'ün yolundayız...her şeyiyle.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Apache Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 tidus,atanın yaptıklarının yarısını yapıp ölde gömelim toprağa seni. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cafein Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 12, 2006 birincisi "o kadar içki sigara içsem ben de ölürüm" çok yüzeysel bir yaklaşım. ona bakarsan "tüm faniler bir gün ölümü tadacaktır" şeklinde bir yaklaşım da var. bu bir. ikincisi, hayatı rahat evinde, ailesiyle sırtı pek karnı tok yaşamak var... cephelerde, (1912den alayım trablusgarp'tan) 11 sene boyunca savaş meydanlarında koşturarak, kötü şartlara maruz kalarak, attan düşüp kaburga kırmaya rağmen koşturmaya devam ederek, kendini bırakıp milletin derdi için aç, susuz, uykusuz kendini ortaya koyarak bir şeyler yapmak için çalışarak yaşamak var. ister içsin sigaradır içkidir, ister içmesin, böyle bir hayatın yaş ilerleyince vücuttan intikamını alacağı kesindir, siroz olmasaydı da, atatürk içki sigara içmeseydi de kalp krizinden ölseydi ne farkedecekti? üçüncüsü, "o kadar içki sigara" nasıl bir yorum? fiilen saydınız mı, atatürk içki sigara içerken yanında mıydınız? hangi kaynaklara dayanarak "o kadar içki sigara içsem" diyebiliyorsunuz? son olarak atatürk'e böyle yüzeysel eleştirilerle yaklaşan insanların, onun yerinde olsaydı yaptıklarının onda birini yapamayacağını, yapsalar bile padişahı devirip başa geçirmek dururken öyle tc kuralım halkın gücünü halka verelim diye kasmayıp direk başa geçeceklerini düşünmekteyim. bugün klavyenin başından istediğiniz gibi atıp tutuyor, bunu da yunanca, ingilizce veya fransızca değil de türkçe yapabiliyorsanız, oturun bir düşünün kimin sayesinde olmuş bu işler... saygılarımla, Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dragonmax Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 arkadaşlar izlediğim bir belgeselde, ve kitaplara da dayanan birşey bu, atatürk'ün ölümünün etdavi yanlışlığından olduğu ortaya çıkartıldığını öğrendim. atanın hastalığı yanlış teşhis edilmiş, hastalığın tedavisi için kullanılan cıva, her geçen bir gün daha da fazlalaştırılmıştır. bu şekilde zehirlenerek ata'nın direnç sistemi çökmüş ve atatürk sıtmadan hayatını kaybetmiştir. farklı bir boyuttan bakarsak da atat öldürülmüştür de diyebilriz (dönemin doktoları kimse artık ona bakan, onalr tarafından).. bu arada tidus, bi git allaşkına ya, yaşama bu ülkede, çık git yani.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
FIRAT Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 atatürk'ü masonlar zehirlemiştir. çünkü atatürk mason derneğini kapattırmıştır. bu belgelidir ama henüz belge bulamadım.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Reaper08 Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 @Fırat aynı konuyu okulda ki hocayla tartıştım ansiklopedilerine göre ve bilgisine göre şu var.. Hocanın dediği : M.Kemal Ataturk zaten kendisini zehirledi bile bile hic oyle baskasi gelipte birsey yapmadi.icip icip durdu bir yandan sigara bir yandan alkol ama niye icti bu kadar derseniz kisisel cevabim su olur : koskoca bir ulkeyi kuruyorsun elinden geleni yapiyorsun ama stresten kurtulamiyorsun.. bu dogru degil mi ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 bır ulkeyı kurtarmak 0 dan kurmak cehalete akrsı savas acmak ve devrımcı cızgıyı bozmadan ulkenı ntemelelrını degsıtırmek kolaymı ataturk un sırtındakı stres ı dusunun bugun kubbelerı mıgfer basbakanımız bıle halka laaan terbıyesızlık yapma anasın ısatıyım al ananı gıt burdan seklınde hıtap edıyor ve stres ı bahane edıyor onu savunanlar kaldıkı admaı ntek stresı "onumzudekı hafta hangı ulkeyı zıyaret edıııım hımm antartıkaya gıdelım mı bıde hanım eskımoalr bızı bekler" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Apache Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 koca ülkeyi kuran bir inasnın içtiği bir kadeh rakı,bir paket sigara nede batmış bazılarına. insan karalamaya çalışmayagörsün,şerefsizogluserefsizler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ze-NoN Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 16, 2006 geçen hafta tarih dersinde atatürk ün ölümü hakında hocaya soru sordular. yani bir kaç mesaj önce bahsedilen mason suikastı gerçek midir diye. hocamız şöyle cevapladı. yılını tam hatırlayamıyorum ama bir amerikan kumandanı atatürk le görüşme talebinde bulunur. atatürk bu görüşme talebini kabul etmek istemez ve yurt gezisine çıkar. ismet inönü ye de misafiri münasip bir dille yolcu etmesini söyler. lakin kumandan gitmek bilmez ve yaklaşık bir ay bekler. atatürk de sonunda görüşme teklifini kabul eder. konya da buluşurlar. kumandanın ısrarlı soruları üzerine atatürk gelecek hakkındaki düşüncelerini anlatır. atatürk e göre ii. dünya savaşı kapıdadır ve savaşın galibi rusya olacaktır. atatürk bundan yararlanıp adaları, musul u, kerkük ü , batum u, batı trakya yı tekrar almayı düşündüğünü söyler. bu görüşme sırasında hastadır. bu yurt gezisi o na ağır gelmiştir. amerikan kumandan atatürk e bir doktor tavsiyesinde bulunur. avusturyalı bir doktor gelir ve atatürk e ilaç yazar. bu ilacın muhtevasında civa olduğu ve civanın vucüda zararlı bir element olduğunu söyledi hocamız. özellikle karaciğer e zarar veriyormuş. tabi benim farmakoloji hakkında bir bilgim yok. tüm bunların belgelerle sabit olduğunu söyledi. yani amerikan kumandanıyla görüşmenin ve hastalanmasının.galiba ilaç hakkında da bilgi mevcut imiş. ben ilk defa derste duydum. tabi bayağı ilgimi çekti. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
rahatsiz Mesaj tarihi: Şubat 17, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 17, 2006 ataturk sadece mason dernegini degil butun tekke benzeri olusumlari kapatti. eger teori ureteceksek zehirlendigine dair, bunlarin kuyruk acisi masonlardan cok daha buyuktur, gunumuze kadar cikmadigina gore. bir de arkadaslar bunlarin hepsi belgeli filan diyorsunuz ama ortada guvenilir bir belge filan yok bildigim kadariyla. ata ile ilgili hersey gibi bu da somuru ve camur atma konusu yapilmis sadece.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Şubat 17, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 17, 2006 belge yok ılkı bu ıkıncısı ataturk gıbı buyuk bır devlet adamı baska ulkelerın temsılcılerının yanında musul alıcam kerkuk alıcam demez ataturk un hayatını detaylı ınceledıysenız onun en buyuk ozellıgını kavrarsınız kendısı 20 yıl onceden yaptıgı planları yakın dostlarına bıle anlatmıyan ve en ufak sıyası bosluktan ayrarlanıp bu boslugu radıkal bır degısım halıne getıren bır devlet adamıdır suphesızkı hıckımsenın bılmedıgı pek cok dusuncesı vardı kaldıkı ataturk 2. dunya savasında tarafsızlıgı yeglemıstır cunkı hem gerek olmadıkca savas bır cınayettır gıbı bır soz soylemıstır hemde o donemde turkıyenın savasmasının yarardan cok zarar getırıcegını herkesten ıyı bılmesıdır kaldıkı masonlara cok bok atıyorlar ama ataturk un bas dusmanı bır defa emperyalızm dı kendısı dunyada buyuk bır yangın baslatmıstı kı bugun hala emperyalızm ataturk u yok saymaya ve gormezden gelmeye calısır ozellıkle ıngılızler ın bugunku rezıl durumlarının bas sorumlularından bırıdır ataturk anadoludakı malubıyet ve dunya atrıhınde emperyalızmın maznum bır mılelt tarafından ılk defa yenılmesı buyuk bır olaydır bakın bugun avrupa kaynakalrına hıcbırınde turk kurtulus savası yazmaz turk yunan savası der gecerler kaldıkı ataturk un en buyuk hayalı dogu ıle batı blokları arasında tampon olabılıcek 3. bır tarafsız blok yaratmaktı kendısı dunyanın batı ıle dogu seklınde ayrılamsından tıksınıyordu kaldıkı yuzyılı ncıkardıgı en buyuk dehanın avsuturyalı bır doktordan ılac alıpta oldugune ınanamak tamamen ataturk un zekasına ahkaret olucaktır kendısı kımın ne oldugunu herkesden ıyı bılıyordu lıse kıtapalrı ve tv dekı populıst polıtıkacıalrdan uzakalsıp ataturk un anılarını bızzat okursanız pek cok seyı farkedıceksınız Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ze-NoN Mesaj tarihi: Şubat 23, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 23, 2006 dediğim gibi ben sadece hocamdan duyduklarımı anlattım kendisinin askeri eçmişi var eğer böyle bir şey söylediyse doğrudur diye düşünüyorum populist bir politikacı değil en azından ayrıca atatürk ün planlarını kendisine sakladığı konusunda hemfikirim lakin bu savaşın onun açısından bir amacı olduğu açık şahsen ben ilaç olayının atatürk ün zekasına hakaret olacağı kanısında değilim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar